> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > İhya-u Ulumiddin 3-4 > Sevk ve üns
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sevk ve üns  (Okunma Sayısı 816 defa)
22 Ocak 2010, 14:42:30
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 22 Ocak 2010, 14:42:30 »



Muhabbet, Sevk ve Üns
İnsanların yapmış olduğu şeyler fuzulî ve zârurî diye iki kısma ayrılır. Fuzulî olanı beslenmiş veya alınmış atlar gibidir; zira insanların çoğu, yaya yürümeye muktedir oldukları halde bu atları süs için edinirler. Zârurî olanı da yemek ve içmek gibidir. Biz burada fuzulî olanın çeşitlerini tafsilâtlı bir şekilde sayacak değiliz. Çünkü bunlar bir şekilde zabt u rabt altına alınabilir. Zarurî olanın da bazen miktarında, cinsinde ve vakitlerinde fuzûlîlik olur. Bu bakımdan zârurî olan şeylerin zühd yönünü beyan etmek gerekir. Zârurî olanlar yemek, elbise, mesken, ev eşyası, kadın ve mal olmak üzere altı tanedir.

Dünya mertebesi, birtakım gayeler için talep edilir ki bu altı şey de o gayelerdendir. Daha önce mertebenin mânâsı, halkın mertebeyi niçin sevdiği ve mertebeden nasıl kaçınılacağı ´Rîya´ bahsinde zikredilmişti. Şimdilik bu altı zârurî şeyin beyanını zikredeceğiz..

I. Yiyecek
İnsan için belini doğrultacak bir azık lâzımdır. Fakat bunun bir sınırı vardır. Bu bakımdan sınırını ayarlamak lâzım ki onunla zühdü tamam olsun. Bu sınır ömüre nisbetledir. Çünkü yaşadığı günün azığını elde eden bir kimse onunla kanaat etmez. Genişliğine gelince bu da yemeğin miktarı, cinsi ve vaktidir.

Bunun uzunluğu ancak emelin kısalmasıyla kısalır. Bu husustaki zühd derecelerinin en yücesi, ölüm ve hastalık korkusu anında acıkmayı bertaraf edecek miktarla kifayet etmektir. Hali bu olan bir kimse sabah yemeğinden sonra akşamı düşünerek geriye birşey bırakmaz. İşte bu derece, en yüce derecedir.
İkinci derece bir aylık veya kırk günlük azık edinmektir.Üçüncü derece ise bir senelik azık edinmektir. Bu ise zayıfların halidir Kim bir seneden fazlası için azık edinirse, ona zâhid demek yersizdir; zira bir seneden fazla yaşamayı ümit eden uzun emel peşindedir! Bu bakımdan böyle bir kimsede zühdün olması düşünülemez. Ancak başka bir kazancı olmadığı halde nefsi için dilenmeye razı olmaması hali müstesna.

Tıpkı Dâvud-i Tâî gibi; o miras olarak yirmi dinar elde etti. Onu elinde tutup yirmi sene kendisine nafaka yaptı! İşte bu durum zâhidliğin temeline ters düşmez. Ancak ´tevekkül zühdün şartıdır´ diyene göre ters düşer! Onun genişliğine gelince, o da miktar nisbetindedir. Yirmi dört saatte en az derecesi yarım batman nafakadır. Normali bir batman, en üstün derecesi bir avuçtur. Bu da kefaret ve fakirlere yedirmek hususunda Allah Teâlâ´nın takdir ettiği miktardır. Bunun ötesinde olan, midenin genişliğinden olup onunla meşgul olmak demektir. Kimin bir avuçla iktifa etmeye gücü yetmiyorsa, mide hakkındaki zâhidlikte onun nasibi yok demektir. Cinse nisbetle genişliğine gelince, onun en azı kepekten bir ekmek olsa dahi gıda olacak her şeydir. Normali arpadan ve darıdan yapılan ekmektir. En üstünü elenmemiş buğday ekmeğidir. Elenip yumuşacık olduktan sonra lezzetlenme kısmına geçmiş olur ki bu da zühdün en üst derecesi değil sonuncusu bile olamaz.

Katığa gelince, onun en azı tuz, sebze veya sirkedir. Ortancası zeytinyağından veya herhangi bir yağdan azıcık bir şeydir. Onun en yüksek derecesi ise et yemektir. Bu da haftada bir veya iki kere olursa böyledir. Eğer bu et yeme daimî bir âdet olursa veya haftada iki defadan fazla olursa zühd kapılarının en sonuncusu olmaktan da çıkar. Bu yemeğin sahibine midesi hususunda zâhiddir denilemez. Vakte nisbetle onun genişliğine gelince, en azı yirmi dört saatte bir defadır. O da kişinin oruçlu olmasıdır. Normali, oruç tutup da geceleyin su içmek, yemek yememektir. Öbür gecede yemek yeyip su içmemektir. En yüksek derecesi ise üç gün veya bir hafta veya daha fazla bir zaman, yemeden, içmeden durmaktır. Yemeği azaltmanın, oburluğu önlemenin yolunu ´Mühlikât´ bölümünde zikrettik. Hz. Peygamber´in ve ashab-ı kirâmın yemeklerdeki zühdlerine ve katığı terkedişlerine dikkat edilmelidir.

Nitekim Hz. Âişe (r.a) demiştir ki: ´Bazen kırk gün geçerdi de Allah Rasûlü´nün evinde ne bir çıra yanar, ne de bir ateş yakılırdı!´
Bu söz üzerine Hz. Âişe´ye denildi ki: ´O halde siz nasıl yaşıyordunuz?´ Şöyle demiştir: İki siyahla yaşıyorduk; yani su ile hurma..´ Onların iki siyahla yaşaması eti, tiridi veya katığı terketmek demektir.99

Hasan Basrî der ki: Hz. Peygamber (s.a.) merkebe biner, yünlü elbise giyer, ayakkabısını yamalardı. Yemek yerken parmaklarını yalar, yemeğini masaya değil toprak üzerine koyup yer ve şöyle buyururdu:
Ben ancak kulum.Kulların yediği gibi yer,kulların oturduğu gibi otururum.

Hz. İsa (a.s) şöyle demiştir: ´Ciddî olarak size diyorum: Firdevs´i talep eden bir kimse için arpa ekmeği yemek ve mezbeleliklerde köpeklerle beraber uyumak bile çoktur!´

Fudayl b. İyaz diyor ki: ´Allah´ın Rasûlü, Medine´de üç gün üst üste buğday ekmeğini doyasıya yemedi´.100

Hz. İsa (a.s) şöyle derdi: ´Ey İsrailoğulları! Berrak su, çöl sebzesi ve arpa ekmeği yeyiniz! Buğday ekmeğinden kaçınınız; zira onun şükrünü edâ etmekten acizsiniz´.
Mühlikât bölümünde yeme ve içme hakkında peygamberlerin ve selefin hallerini zikretmiştik. Onun için bir daha tekrarlamayacağız.

Hz. Peygamber, Kuba´ya geldiğinde, kendisine bal ile karışık süt getirdiler. Kadehi elinden bırakıp şöyle dedi: "İyi bilin ki ben bal yemeyi ve süt içmeyi haram kılmıyorum. Fakat Allah´a tevazu olsun diye terkediyorum´.

Hz. Ömer´e bir yaz günü, bal ve soğuk sudan yapılmış bir şerbet getirildiğinde şöyle demiştir: ´Onun hesabını benden uzaklaştırınız!´

Yahya b. Muaz er-Râzî şöyle demiştir:
´Doğru bir zâhidin nafakası, elbisesi avretini örtendir. Meskeni, nerede bulunursa orasıdır. Dünya onun hapishanesi, kabir yatakhanesi, halvethane meclisi, ibret almak düşüncesi, Kur´an konuşması, Allah Teâlâ onun dostu, zikir onun arkadaşı, zühd yoldaşı, üzüntü şanı, hayâ onun alâmet-i fârikası, açlık katığı, hikmet kelâmı, toprak yatağı, takva azığı, sükût etmek ganimeti, sabır yastığı, tevekkül güvenci, akıl delili, ibâdet sanatı ve cennet varacağı yerdir, eğer Allah dilerse...´

II. Giyecek

İkinci zarûret elbisedir. Onun en az derecesi, hararet ile soğuğu defeden ve avreti örtenidir. Bu da kendisiyle örtülen bir abadır. Normali bir iç gömlek, bir fes ve bir çift pabuçtur. Fazlası ise, onun beraberinde mendil ve donun bulunmasıdır. Miktar bakımından bunu geçen ise, zâhidlik hududunu geçmiş demektir. Zâhidliğin şartı, elbisesini yıkadığı zaman giymek için ikinci bir elbisenin olmamasıdır. Elbisesi kuruyuncaya kadar evinde oturup bekler. Ne zaman iki iç gömleğe, iki dona, iki mendile sahip olursa, miktar bakımından zühdün bütün kapılarından dışarı çıkmış olur! Cinse gelince, onun on azı sert bir cübbedir. Normali sert yünden yapılmış elbise, fazlası ise kalın pamuktan yapılmış elbisedir. Zaman bakımından ise, onun en uzağı bir sene avretini örtendir. En azı ise bir gün sırtında kalabilendir. Hatta zâhidlerden bazısı, elbisesini ağaç yapraklarıyla yamalamıştır. Her ne kadar bu yapraklar tezden kuruyup dökülse de...

Ortancası, bir ay veya ona yakın bir zaman sırtında kalabilecek bir elbisedir. Bu bakımdan bir seneden fazla dayanan elbiseyi talep etmesi uzun emele girer! Bu durum ise zühde ters düşer. Ancak gaye onun sertliği olursa durum değişir. Sonra bunu kuvvetliliği ve devamlılığı tâkip eder. Bu bakımdan söylediğimizden fazlasına sahip olan bir kimse için fazlasını sadaka vermek daha uygundur. Eğer sadaka vermeyip elde tutarsa zâhid olamaz. Aksine dünyanın talibi olur. Bu hususta peygamberlerin ve sahabîlerin halleri dikkate alınmalıdır. Onların elbiseleri nasıl terkettikleri iyi öğrenilmelidir.

Ebu Bürde der ki: "Hz. Âişe keçeleşmiş bir aba ve kalınca bir izan çıkarıp bize gösterdi ve ´İşte Allah´ın Rasûlü bu iki elbisenin içinde ruhunu teslim etti!´ dedi".101
Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:
Allah Teâlâ, hangi elbiseyi giydiğine aldırmayan ve üstü başı yırtık olan bir kimseyi sever.102

Amr b. Esved el Ansî103 der ki: ´Hiçbir zaman kaliteli elbise giymem. Hiçbir zaman geceleyin döşek üzerinde yatmam. Hiçbir zaman seçilmiş bir bineğe binmem. Hiçbir zaman hiçbir yemekten karnımı doyasıya doldurmam´.

Hz. Ömer (r.a) şöyle demiştir:
´Hz. Peygamber´in tarz-ı hayatını görmek kimi sevindirirse Amr b. Esved´e baksın!´
Allah katında sevimli olsa bile kul şöhret elbisesini giyince onu sırtından çakarıncaya kadar Allah ondan yüz çevirir.104

Hz. Peygamber (s.a) bir elbiseyi dört dirheme satın almıştır.105 Hz. Peygamber´in iki elbisesinin kıymeti on dirhemdi.106

Hz. Peygamber´in izarı dört buçuk zira uzunluğunda idi.107 Bir iç gömleği üç dirheme satın aldı.108

Hz. Peygamber yünden yapılmış iki beyaz şemle (bir tür elbise) giyerdi. Buna hülle denirdi. Bunlar aynı cinsten olan iki elbise idi. Bazen de Hz. Peygamber Yemen veya Sahulîyye mamûlü kalınca elbiselerden iki bürde giyerdi.

Hz. Peygamber´in gömleği (başına ve sakalına sürdüğü yağların lekelerinden dolayı) yağ satanın gömleği gibi idi. Hz. Peygamber (s.a) bir tek gün sündüsten (atlastan) yapılmış bir alaca elbise giydi ki o elbisenin kıymeti iki yüz dirhemdi. Bunun üzerine ashab-ı kirâm, bu elbiseye dokundular ve şöyle dediler: ´Ey Allah´ın Rasûlü! Bu elbise sana cennetten mi gönderildi?´ Bu şekilde hayranlıklarını izhar etmişlerdi. Bu elbiseyi İskenderiye meliki Mukavkıs hediye etmişti.

Hz. Peygamber bu elbiseyi giymek sûretiyle Mukavkıs´a (elçileri g...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sevk ve üns
« Posted on: 27 Nisan 2024, 00:32:46 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sevk ve üns rüya tabiri,Sevk ve üns mekke canlı, Sevk ve üns kabe canlı yayın, Sevk ve üns Üç boyutlu kuran oku Sevk ve üns kuran ı kerim, Sevk ve üns peygamber kıssaları,Sevk ve üns ilitam ders soruları, Sevk ve ünsönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes