> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > İhya-u Ulumiddin 3-4 > Kulun Allah´ı sevmesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kulun Allah´ı sevmesi  (Okunma Sayısı 1604 defa)
22 Ocak 2010, 15:54:41
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 22 Ocak 2010, 15:54:41 »



Kulun Allah´ı Sevmesinin Alâmetleri

Herkes muhabbet iddia eder. İddia etmek ne kadar kolay! Fakat mânâlar çok çetindir! Bu bakımdan insan, şeytanın kandırmasına ve nefsin aldatmasına kanmamalıdır. Nefis ne zaman Allah´ın sevgisini iddia ederse, onu alâmetlerle denemedikçe, ondan delil ve burhanlar istemedikçe ona kanmamalıdır. Muhabbet güzel bir ağaçtır. Kökü sabit, dalları göklerde, meyveleri kalpte, dil ve azalarda belirir. Ondan kalp azalan üzerine feyezân eden eserler dumanın ateşe, meyvenin ağaca delâlet etmesi gibi, muhabbetin varlığına delâlet eder. O eserler çoktur. Onlardan biri cennette keşif ve müşahede yoluyla habibin mülakatını sevmektir. Bu bakımdan kalbin bir mahbubu sevip de onun müşahede ve mülakatını sevmemesi düşünülemez. Seven kalbin, o mahbuba varmasının ancak dünyadan ayrılmakla mümkün olduğunu bildiğinde derhal ölüme dost olması, ondan kaçmaması gerekir; zira seven bir insana vatanından sefer edip mahbubunun vatanına gitmek, ona kavuşmak ağır gelmez. Ölüm, mülakatın anahtarı,müşahedeye giriş kapısıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:

Kim Allah´ın mülakatını severse Allah da onun mülakatınısever.40
Huzeyfe ölüm döşeğinde şöyle haykırdı: ´Bir habib ki fakirlik üzerine geldi. Pişmanlıktan kurtulamam´.41

Seleften bir zat şöyle demiştir
: ´Allah kulda, Allah´ın mülakatını sevmekten sonra, fazla secdelerden daha sevimli bir haslet yaratmamıştır!´ Görüldüğü gibi bu bahis, Allah ile mülâki olmayı sevmeyi, secdeye takdim etmiştir. Allah Teâlâ, sevgideki doğruluğun hakikati için Allah yolunda ölmeyi şart koşmuştur; zira onlar ´Biz Allah´ı seviyoruz´ dediler. Bunun üzerine Allah Teâlâ, Allah yolunda ölmeyi ve şehidlik mertebesini talep etmeyi bu sözün doğruluğuna alâmet kılarak şöyle buyurdu:

Allah kendi yolunda birbirine kenetlenmiş binalar gibi saf bağlayarak çarpışanları sever.
(Saf/4)
Allah mü´minlerden canlarını ve mallarını, cennet kendilerinin olmak karşılığında satın almıştır.(Tevbe/111)

Hz. Ebubekir´in kendisinden sonra halife olan Hz. Ömer´e yazdığı vasiyetinde şu cümleler yer almaktadır:
´Hak ağırdır, ağırlığına rağmen kolaydır. Bâtıl hafiftir, hafifliğine rağmen ağırdır. Eğer benim vasiyetimi hıfzedersen hiçbir şey sana ölümden daha sevimli gelmez. Nasıl olsa ölüm gelip yakana yapışacaktır. Eğer vasiyetimi zayi edersen sana ölümden daha ağır gelen hiçbir şey olmaz. Zaten sen ölümü sana yetişmekten aciz bırakamazsın!´

İshak b. Sa´d b. Ebî Vakkas babasından şöyle rivayet ediyor
: "Abdullah b. Cahş Uhud gününde bana dedi ki: ´Biz Allah´a dua etmeyelim mi?´ Böylece bir kenara çekildiler. Abdullah b. Cahş şu duayı yaptı: ´Yârab! Israrla senden istiyorum. Yarın düşman ile
karşılaştığımda karşıma kuvveti ve öfkesi şiddetli olan bir kişiyi çıkar ki senin yolunda onunla çarpışayım. O da benimle çarpışsın. Sonra benim burnumu ve kulağımı kessin. Karnımı yarsın. Yarın senin huzuruna vardığımda ´Ey Abdullah! Senin burnunu ve kulağını kim kesti?´ diye sor. Ben de ´Ey rabbim! Senin ve Rasûlü´nün yolunda oldu!´ diyeyim. Sen o zaman ´Doğru söyledin!´ de. Ben akşama doğru Abdullah´ı gördüm. Burnu ve kulağı kesilmiş ve ipe takılmıştı".

Said b. Müseyyeb şöyle demiştir: ´Ümit ederim ki Allah Teâlâ onun yeminin başını yerine getirdiği gibi sonunu da yerine getirmiştir!´

Süfyan es-Sevrî ve Bişr el-Hafî derlerdi ki: ´Ancak şüpheli bir insan ölümden hoşlanmaz; zira dost, her durumda dostu ile mü-lakattan hoşlanır´.

Büveytî42 zâhidlerden birine ´Ölümü sever misin?´ diye sordu. Zâhid durakladı. Bunun üzerine Büveytî ´Eğer doğru olsaydın muhakkak ölümü severdin´ deyip şu ayeti okudu:
De ki: ´Eğer (dediğiniz gibi) gerçekten Allah katında âhiret yurdu kimsenin değil, yalnız sizin ise, sözünüzde doğru iseniz, haydi ölümü temenni edin!´(Bakara/94)

Bunun üzerine kişi dedi ki: Allah´ın yüce Rasûlü buyurmuştur: ´Sakın sizden hiçbir kimse ölümü temenni etmesin´.

Kişinin bu itirazına karşı, Büveytî ´Allah Teâlâ, bu sözünü insanlara isabet eden bir zarardan ötürü ölümü temenni etmemeleri için söylemiştir. Çünkü Allah´ın kaza ve kaderine râzı olmak, ondan kaçmayı talep etmekten daha üstündür´.

Soru:Ölümü sevmeyen bir kimsenin Allah´ın muhibbi olması düşünülebilir mi?

Cevap: Ölümü sevmemek, bazen dünyayı sevmekten, aile ef-radından, mal ve evlattan ayrılmaya dayanamamaktan ileri gelir. Bu ise, Allah´ı kemâl derecesinde sevmeye zıddır. Çünkü kâmil sevgi, kalbin tamamını kapsayan sevgidir. Fakat aile efradının ve çocuğunun sevgisiyle beraber kişide Allah sevgisinden zayıf bir kokunun bulunması, uzak bir ihtimal değildir; zira insanlar sevgi hususunda değişik derecededirler.
Onların değişik derecede olduklarına rivayet edilen şu hadîs delâlet eder: ´Ebu Huzeyfe b.

Utbe b. Rabia b. Abdişşems, kızkardeşi Fâtıma´yı azadlısı Sâlim´e nikâh ettiği zaman, Kureyşliler onu bu hâdiseden dolayı kınayarak şöyle dediler: Sen Kureyş´in soylu kadınlarından birini bir köleye nikâh ettin!´ Bunun üzerine, Ebu Huzeyfe şöyle dedi: ´Allah´a yemin ederim, Sâlim´in kızkardeşimden daha hayırlı olduğunu bildiğim için kardeşimi ona nikâh ettim´. Ebu Huzeyfe´nin bu sözü Kureyşlilere, yaptığından daha fazla ağır geldi. Bunun üzerine dediler ki: ´Bu nasıl olur? Fatma senin kızkardeşin, Sâlim ise azadlındır!´ Ebu Huzeyfe dedi ki: Hz. Peygamber´in şöyle dediğini duydum:

Kim kalbinin tamamıyla Allah´ı seven bir kimseye bakmak istiyorsa, Sâlim´e baksın!
Bu hadîs, insanlardan bir kısmının bütün kalbiyle Allah´ı sevmediğine delalet eder. Kişi hem Allah´ı, hem de Allah´ın gayrisini sever. Şüphe yoktur ki bu kimse, Allah´ın huzuruna vardığında o huzurdan dolayı olan nimeti, sevgisi nisbetinde olur. Ölüm ânında çekeceği azap da dünyaya olan sevgisi nisbetinde olur.

Ölümü sevmemenin ikinci sebebine gelince, o sebep kulun muhabbet makamının başlangıcında olmasıdır. Kul ölümden çekinmez. O ancak Allah ile mülâki olmaya hazır olmadığı için ölümü sevmez. Bu isteksizlik onun sevgisinin zâfiyetine delâlet etmez. O tıpkı kulağına dostunun yanına geleceği haberi gelen ve dostunun evini düzeltip ziyafet hazırlamak için bir saat gecikmesini isteyen bir muhib gibidir. Bu gecikmeden dolayı dostunu istediği şekilde, kalbi meşgalelerden boş olduğu, sırtı yüklerden hafif bulunduğu halde dostunu karşılar. İşte bu sebepten ötürü olan istememezlik, asla sevginin kemâliyle tezat teşkil etmez. Bu sebebin alâmeti amel için daimî çalışması ve bütün himmetini hazırlığa sarfetmesidir.
O alâmetlerden biri de Allah Teâlâ´nın sevdiğini, kendisinin sevdiğine hem zâhirde, hem bâtında tercih etmesidir. Bu bakımdan amelin meşakkatine göğüs gerip, hevâ-i nefsin arkasına takılmaktan sakınmalı, tembellikten yüz çevirmeli, durmadan Allah´ın ibadetine devam etmelidir. Nafilelerle Allah´a yaklaşmaya çalışıp, O´nun nezdindeki derecelerin meziyetlerini aramalıdır. Nitekim muhib bir kimsenin mahbubunun kalbindeki yakınlığın fazlalığını aradığı gibi... Allah Teâlâ muhibleri Allah´ın dediğini kendi dediğine tercih etmek ile vasıflandırarak şöyle buyurmuştur:

Kendilerine hicret edip gelenlere sevgi beslerler ve onlara verilen şeylerden dolayı nefislerinde bir kaygı duymazlar. Kendilerinin ihtiyaçları olsa bile (onları) nefislerine tercih ederler.(Haşr/9)

Kim hevâ-i nefsin peşine takılmaya devam ederse onun sevdiği hevasıdır. Muhib bir kimse, sevdiğinin isteği için nefsinin isteğini bırakır.
Ben ona kavuşmayı arzuluyorum. O ise benden uzaklaşmayı!
Bu nedenle kendi isteğimi onun isteği için terkediyorum!
Sevgi galebe çaldığında, hevâ-i nefsin arzûlarını silkip atar, kişi için sevdiğinden başkasından zevk almak diye birşey kalmaz.

Rivayet ediliyor ki Hz. Zeliha iman edip Hz. Yusuf (a.s) kendisiyle evlendiğinde Yusuf tan uzaklaşıp ibadete koyuldu ve Allah ile başbaşa kaldı. Yusuf (a.s) onu gündüz yatağına davet ediyor, o ise bu daveti geceye tehir ediyordu. Gece davet edince gündüze bıraktırıyordu. Hz. Yusuf´a şöyle dedi: ´Ey Yusuf! O´nu tanımadan önce seni seviyordum. O´nu tanıdıktan sonra O´nun sevgisi başkasına yer bırakmadı. O´nun yerine geçecek bir bedel de istemiyorum!´ Bu durum, Yusuf (a.s) ona şunları bildirinceye kadar devam etti: "Muhakkak ki bu arzumu Allah Teâlâ bana emretti.

Allah Teâlâ bana ´Senden iki çocuk yaratacağım ve onları peygamber kılacağım´ dedi". Bunun üzerine Zeliha ´Allah Teâlâ sana bunu emretmiş, beni de bu işe yol kılmışsa, Allah Teâlâ´nın emrine itaatim vardır´ dedi. İşte böylece Yusuf a teslim oldu.

Durum bu olduğunda Allah´ı seven bir kimse ona isyan etmez. Bunun için İbn Mübârek, isyan eden hakkında şöyle demiştir:
Allah´a isyan ediyorsun! Oysa O´nu sevdiğini söylüyorsun!
Senin bu yaptığın hayatımla yemin ederim fiiler içerisinde gariptir!
Eğer senin sevgin doğru olsaydı O´na itaat ederdin. Muhakkak ki seven sevdiğine mûtidir. Bu mânâda yine şöyle demiştir:

Canımın istediğini senin istediğin şey için terkediyorum! Sen ne ile razı olursan ben de onunla râzı olurum, nefsim hoşlanmasa bile!Sehl et-Tüsterî dedi ki: ´Sevginin alâmeti, sevileni nefsine tercih etmektir. Allah´a itaat eden herkes Allah´ın dostu olmaz. Dost, ancak yasaklardan kaçınan kimsedir´.

Hakîkat Sehl´in dediği gibidir. Çünkü Allah´ın muhabbeti, Allah´ın kulu sevmesine vesiledir. Nitekim Allah şöyle buyurmuştur:
Onlar Allah´ı severler, Allah da onları sever.(Mâide/54)

Allah Te...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kulun Allah´ı sevmesi
« Posted on: 26 Nisan 2024, 21:41:54 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kulun Allah´ı sevmesi rüya tabiri,Kulun Allah´ı sevmesi mekke canlı, Kulun Allah´ı sevmesi kabe canlı yayın, Kulun Allah´ı sevmesi Üç boyutlu kuran oku Kulun Allah´ı sevmesi kuran ı kerim, Kulun Allah´ı sevmesi peygamber kıssaları,Kulun Allah´ı sevmesi ilitam ders soruları, Kulun Allah´ı sevmesiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes