> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > İhya-u Ulumiddin 3-4 > Kibir´in dereceleri kısımları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kibir´in dereceleri kısımları  (Okunma Sayısı 756 defa)
19 Ocak 2010, 09:59:55
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 19 Ocak 2010, 09:59:55 »



Kimlere Karşı Kibirlenildiği, Kibir´in Dereceleri, Kısımları ve Neticeleri

Kendisine karşı kibir taslanan ya Allah´tır veya O´nun rasûlleri veya diğer mahlûkatıdır. İnsanoğlu pek zâlim ve pek câhil olarak yaratılmıştır. Bazen halka karşı kibir taslar, bazen yaradana karşı... Bu bakımdan kibir, kendisine karşı kibir taslanana nisbeten üç kısımdır:

Birincisi:
Allah´a karşı-kibirlenmektir. Bu, kibir çeşitlerinin en fâhişi ve çirkinidir. Bunu katıksız cehalet ve haddi bilmemezlikten başka kabartan bir sebep yoktur. Nitekim Nemrud da böyle yapmıştır. Nemrud, göklerin rabbiyle çarpışmayı, nefsinde tasarlıyordu. Nitekim câhillerden müteşekkil bir cemaattan da bu durum hikâye edilmektedir. Rubûbiyyet iddia eden Firavun ve benzerinden de hikâye edildiği gibi... Firavun, kibrinden dolayı ´Ben sizin en yüce rabbinizim´ (Nâziât/24) dedi; zira Firavun Allah´a kul olmayı bir türlü nefsine yediremedi ve bunun için Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

Bana ibâdet etmekten büyüklenip yüz çevirenler, küçülmüş kimseler olarak cehenneme gireceklerdir.(Mü´minûn/30)

Kâfirlere ´Rahman´a secde edin´ denildiği zaman ´Rahman ne imiş? Senin bize emrettiğine secde eder miyiz hiç´ derler ve bu onların nefretini artırır.(Furkan/60)

İkincisi: Peygamberlere karşı gururlanmaktır. Nefsin kendisi gibi bir beşere itaat etmeye tenezzül etmemesi ve böbürlenmesi bakımından bu kibir oluşup meydana gelir. Bu kibir bazen kişiyi düşünmekten ve görmekten uzaklaştırır, dolayısıyla kişi gururundan ötürü cehalet karanlığında kalır. Davasında haklı olduğunu sanarak peygamberlere itaat etmekten imtina eder. Bazen de bildiği halde itaat etmez. Bilmesine bilir, fakat nefsi bir türlü kendisine hakka teslim olmak hususunda itaat etmez. Peygamberlere tevazu göstermek sadedinde râm olmaz. Nitekim Allah Teâlâ on-ların sözlerinden hikaye ederek şöyle buyurmaktadır:

Bizim gibi iki insana mı iman edelim?(Mü´minûn/47)

Siz ancak bizim gibi bir beşersiniz.(İbrahim/10)

Eğer sizin gibi bir insana itaat edecek olursanız o takdirde siz mutlaka ziyana uğrayanlarsınız demektir.(Mü´minûn/34)

´Bize melekler indirilmeliydi, yahut rabbimizi görmeli değil miydik?´ dediler. Yemin olsun ki onlar nefislerinde büyüklük tasladılar ve büyük bir azgınlıkla haddi aştılar.(Furkan/21)

´Ona bir melek indirilmeli değil miydi?´ dediler. (En´âm/8) Firavun da Allah´ın haber verdiği bir hâdisede şöyle diyor:

Yahut da beraberinde (kendisine yardım edecek ve kendisini tasdik edecek) melekler gelmeli değil miydi?(Zuhruf/53)

O (Firavun) ve askerleri yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve bize döndürülmeyeceklerini sandılar.(Kasas/39)

Firavun, Allah´a ve bütün peygamberlere karşı büyüklük tasladı. Vehb der ki: Musa (a.s) Firavun´a İman et de senin sultanlığın senin olsun!´ dedi. Firavun, Hz. Musa´ya ´Bana mühlet ver ki Hâman´la müşavere edeyim!´ dedi. Bunun üzerine Hâman´la istişare etti. Hâman ona ´Sen ibâdeti yapılan bir rab olduğun halde, ibâdet yapan bir kul olursun!´ dedi. Bunun üzerine Firavun, Allah´a itaat etmekten ve Hz. Musa´ya uymaktan kaçındı.
Allah Teâlâ´nın haber verdiği gibi, Kureyşliler Hz. Peygamber´e karşı şöyle dediler:
Şu Kur´an iki şehirden (Mekke ve Tâif ten) bir büyük adama (mal ve mevkii büyük bir kimseye) indirilseydi ya!(Zuhruf/31)

Katâde der ki: Mekke ve Taif in büyüğü, Velid b. Muğire ile Ebu Mes´ud es-Sakafî idiler. Kureyşliler reislik bakımından Hz. Peygamber´den daha büyük olanı aradılar. Çünkü Hz. Peygamber yetim bir çocuktu. ´Allah onu nasıl peygamber olarak bize gönderir?´ diye itirazda bulundular. Allah Teâlâ da cevap olarak şöyle buyurmuştur:
Rabbinin rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar? (Zuhruf/32)

Böylece biz onların kimini kimiyle denedik ki ´Allah aramızdan şunlara mı lütfu lâyık gördü?´ desinler.(En´âm/53)

Onları fakir gördükleri, onların mânen ilerlemelerini uzak saydıkları için böyle diyorlardı. Kureyşliler Hz. Peygamber´e ´Biz nasıl senin yanında otururuz? Zira senin yanında şunlar vardır!´ diyerek fakir müslümanlara işaret ettiler. Fakirliklerinden dolayı onları alaya aldılar. Onlarla bir arada oturmaktan böbürlendiler. Bunun üzerine Allah Teâlâ şu ayeti indirdi:

Sabah akşam rablerinin rızasını dileyerek O´na dua edenleri kovma! Onların hesabından sana bir sorumluluk yok ki onları kovup da zâlimlerden olasın!
(En´âm/52)

Nefsini, sabah akşam rızasını dileyerek rablerine dua eden kimselerle beraber tut! Gözlerin, dünya hayatının süsünü isteyerek onlardan başka yana sapmasın!(Kehf/28)

Allah onların cehenneme girdikleri zaman hayrete kapıldıklarından haber verdi; zira onlar cehennemde dünyada alaya aldıkları kimseleri görmediler ve dediler ki: ´Bize ne oluyor ki, biz, şerirlerden saydığımız birtakım kişileri görmemekteyiz?´

Deniliyor ki: ´Onlar bu kişilerle, Ammar, Bilâl, Süheyb ve Mikdad´ı kastediyorlar´.
Başka bir grup vardır ki anlamış, fakat kibir onu itiraf etmekten alıkoymuştur. Allah Teâlâ onlardan haber vererek şöyle buyurmuştur:

Ne zaman ki onlara Allah tarafından yanlarında bulunan (Tevrat)ı doğrulayıcı bir Kitab (Kur´an) geldi, daha önce inkâr edenlere karşı yardım isteyip dururlarken o bildikleri kendilerine gelince onu inkâr ettiler.(Bakara/89)

Vicdanları, onları(n doğruluğuna) kanaat getirdiği halde sırf haksızlık ve böbürlenme yüzünden onları inkâr ettiler.(Neml/14)
Bu gurur, Allah´a karşı taslanan gurura yakındır. Her ne kadar tehlike bakımından ondan aşağı ise de... Fakat bu da Allah´ın emrinin kabulüne karşı bir gururdur. Hz. Peygamber´e karşı tevazu göstermekten kaçınmaktır.

Üçüncüsü: Kullara karşı kibirlenmektir. Bu kibirlenme, onlara karşı nefsini büyütme, başkasını nefsinden hakir görmekle meydana gelir. Dolayısıyla nefsi onlara itaat etmekten imtina eder, onlara karşı böbürlenmeye kalkışır. Onlarla istihza eder. Onları küçümser. Onlarla eşit olmaktan kaçınır. Gururun bu derecesi, her ne kadar birinci ve ikinci dereceden, tehlike bakımından, daha ehven ise de bunun da iki yönden tehlikesi büyüktür.

1.
Kibir, kendisini galip görmek, büyüklük taslamak, yücelik iddia etmektir. Bu ancak kâdir olan sultana lâyık olan bir vasıftır. Hiçbir şeye kudreti yetmeyen âciz, zayıf ve başkasının mülkü olan kula gelince, o nerede, kibir taslamak nerede? Bu bakımdan kul, ne zaman kibirlenirse muhakkak Allah´ın celâlinden başka birşeye yakışmayan bir sıfat hususunda Allah ile mücadele etmiş olur.

Bunun misali şudur: Hizmetçi, sultanın tacını alır, başına koyar, padişahın tahtına oturur. Böyle yapan bir hizmetçi büyük bir cezaya müstehaktır. Bu hizmetçiye mahrumluk ve azaba hedef olmak yakışır. Efendisine karşı cüreti ne kadar da fazladır! Yapmış olduğunun çok çirkin olduğu meydandadır. Bu duruma Allah Teâlâ´nın (bir hadîs-i kudsîdeki) sözüyle işaret edilmiştir:

Büyüklük benim izârımdır, kibir benim ridamdır. Bu bakımdan bu iki sıfat hususunda benimle mücadele edenin belini kırarım.

Yani bu benim sıfatımın özelliğidir. Ancak bana lâyıktır ve bana yakışır. Bu hususta mücadele eden bir kimse benim sıfatlarımdan biri hakkında mücadele etmiş olur.
Hâl bu iken kullarına karşı kibirlenmek O´ndan başkasına yakışmaz. Bu bakımdan O´nun kullarına karşı böbürlenen O´na karşı cinayet işlemiş olur; zira sultanın özel hizmetkârını rezil etmek isteyen ve onları çalıştırmak talebinde bulunan, onlara karşı böbürlenen, sultanın onlara karşı yapacaklarını yapmış olur. Bu bakımdan böyle bir kimse sultanın bir kısım emirlerinde sultan ile mücadele ediyor demektir. Her ne kadar bu kimsenin derecesi sultanlık tahtının üzerinde oturan bir kimsenin derecesine varmamış ve sultanlık yapmaya yetişmemiş ise de... Bu bakımdan bütün insanlar Allah´ın kullarıdır. Onlara karşı azamet ve kibriya, ancak Allah´ın hakkıdır. O halde, Allah´ın kullarından birine karşı böbürlenen bir kimse, Allah´ın hakkında Allah ile mücadele etmiş olur.
Evet! Bu mücadele ile Nemrud ve Firavun´un mücadelesi arasındaki fark, aynen sultanın birtakım kölelerini küçük görüp çalıştıran bir kimsenin sultan ile mücadele etmesi ile sultandan yönetimin esasını almak isteyenin mücadelesi arasındaki fark gibidir.

2. Gurur rezaleti artan bir kimse Allah´ın emirlerinde Allah´a muhalefet etmeye çağırır. Çünkü gururlanan bir kimse, Allah´ın kullarından birinden hakkı dinlediği zaman, onu kabul etmekten istinkâf kaçınır. Derhal onu inkâra kalkışır. Bu sırra binaen dinî meselelerde münazara edenleri görürsün ki ´dinin sırlarını araştırıyoruz´ martavalını savururlar. Sonra onlar mağrur kimselerin inkâr ettiği gibi, hakkı inkâr ederler. Onlardan birinin diliyle hak vuzuha kavuştuğu zaman diğeri onu kabul etmez. Derhal onu inkâra kalkışır. Gücünün yettiği hilelerle onu bertaraf etmeye yeltenir. Böyle yapmak kâfirlerin ve münafıkların ahlâkındandır; zira Allah Teâlâ onları vasıflandırarak şöyle buyurmuştur:
İnkâra sapanlar dediler ki: ´Bu Kur´an´ı dinlemeyiniz! O okunurken gürültü çıkarınız! Belki (böylece) ona üstün gelirsiniz´.
(Fussilet/26)

Hasmını mağlup etmek ve susturmak için mücadele eden, hakkı elde etmeye fırsat bulduğu zaman bu fırsatı değerlendirmeyen bir kimse bu kötü ahlâkta onlara katılmış ve ortak olmuştur. Böylece kibirlenme, mütekebbir insanı nasihati kabul etmekten alıkoyar.
Ona ´Allah´tan kork´ denildiği zaman gururu, kendisini günaha sürükler.(Bakara/206...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kibir´in dereceleri kısımları
« Posted on: 27 Nisan 2024, 02:56:58 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kibir´in dereceleri kısımları rüya tabiri,Kibir´in dereceleri kısımları mekke canlı, Kibir´in dereceleri kısımları kabe canlı yayın, Kibir´in dereceleri kısımları Üç boyutlu kuran oku Kibir´in dereceleri kısımları kuran ı kerim, Kibir´in dereceleri kısımları peygamber kıssaları,Kibir´in dereceleri kısımları ilitam ders soruları, Kibir´in dereceleri kısımlarıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes