> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > İhya-u Ulumiddin 3-4 > Haram kılan zenginlik
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Haram kılan zenginlik  (Okunma Sayısı 695 defa)
22 Ocak 2010, 13:58:47
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 22 Ocak 2010, 13:58:47 »



Dilenciliği Haram Kılan Zenginlik

Dilenmek hakkında birçok yasaklar ve tehdidler ve yine dilenmenin ruhsatı hakkında da hüküm vârid olmuştur. Zira Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:


Dilenci atın sırtında binici olarak gelse bile hakkı vardır.55

Yanmış bir tırnakla olsa dahi dilenciyi sevindirerek geri gönderin.56

Eğer dilencilik mutlaka haram olsaydı saldırgan bir kimseye saldırganlığından dolayı yardım edilmesi caiz olmazdı. Oysa dilenciye vermek ona yardım etmek demektir. Bu bakımdan burada perdeyi kaldıran (hüküm) şudur: Dilencilik esasında haramdır. Ancak zaruretten veya zarurete yakın mühim bir ihtiyaçtan dolayı mübah olur. Eğer dilencilik mecburî değilse, haramdır. Biz ´dilencilik esasında haramdır´ sözünü dilencilik haram olan üç şeyden ayrılmadığı için söyledik.

1.Allah Teâlâ´dan şikayet etmek; zira dilencilik fakirliği belirtmek ve Allah´ın nimetinin kendisine eksik verildiğini zikretmektir. Bu ise, şikayettir. Nasıl ki başkasının mülkü olan köle, dilendiği takdirde, dilenmesi efendisini horlamak olursa, aynen bunun gibi kulların dilenmesi de Allah Teâlâ´yı kınamaktır. Bunun haram olması uygundur. Dilenmek, murdar hayvanın etinin zaruretten dolayı helâl olduğu gibi ancak zaruretten dolayı helâl olabilir.
2.Dilencilikte şahsın Allah´ın gayrisine karşı nefsini zelil etmesi vardır. Oysa mü´min bir kimse Allah´tan başkasına karşı nefsini zelil etmez. Aksine nefsini ancak mevlâsına karşı zelil edebilir. Çünkü böyle bir zillette izzet vardır. Diğer halk da onun gibi
kullardır. Zaruret olmaksızın onlara karşı zillet göstermemelidir.
Dilencilikte verene nisbeten isteyenin zilleti vardır.
3.Dilenci, verenin eziyetinden çoğu zaman kurtulamaz. Çünkü veren çoğu zaman can ü gönülden vermez. Eğer dilenciden utanarak veya riyakârlık yaparak verirse bu, verene de haramdır.
Eğer vermezse çoğu zaman utanır ve vermediğinden dolayı nefsinde eziyet duyar; zira nefsini cimriler sûretinde görür. Bu bakımdan vermekte malın eksikliği, vermemekte manevî mertebenin eksikliği vardır. Bunların ikisi de eziyet vericidirler. Bu eziyetin sebebi de dilencidir.Oysa zaruret olmaksızın eziyet vermek de haramdır.Sen bu üç mahzuru anladığın takdirde,

Hz.Peygamber´in şu hadîsini anlamış olursun:

Dilenmek fâhiş haraketlerdendir. Fâhiş hareketlerden de di-lenmekten başkası helâl kılınmamıştır!57

Dikkat edersen Hz. Peygamber, dilenciliği fâhişlerden saymıştır! Oysa fâhişin ancak zaruretten dolayı mübah olacağı gizli değildir. Nitekim boğazına lokma tıkanmış ve yanında şaraptan başka içecek bir madde mevcut olamayan bir kimse için şarabın (lokmayı indirecek kadarının) mübah olması gibi...

Kim zengin olduğu halde dilenirse o ancak cehennem közlerini toplamış olur. Kim kendisini zengin eden bir serveti olduğu halde dilenirse, kıyamet gününde, yüzü takırdayan bir kemik olduğu halde Allah´ın huzuruna gelir. Yüzünde et diye birşey olmaz.58

Başka bir lafızda ´Onun dilenmesi onun yüzünde yara ve bere olur´ şeklinde gelmiştir.
Bu lafızlar dilenmenin haramlığı ve şiddetli azabı gerektirdiği hakkında açıkça vârid olan lâfızlardır. Hz. Peygamber, bir kavimle İslâm üzerine biat etti. Onlara İslâm´ı dinlemelerini ve itaat etmelerini şart koştu. Sonra onlara hafif bir kelime söyledi: ´Halktan hiçbir şey dilenmeyin´. Hz. Peygamber (s.a) çok zaman dilenmekten sakınmayı emrederek şöyle derdi:

Bizden isteyene veririz. Fakat kim kendisini zengin sayarsa Allah onu zengin eder. Kim bizden istemezse bizim nezdi-mizde daha sevimlidir.59
- Halktan müstağni olunuz! Az isteyen daha hayırlıdır.
- Senden istemekten de mi?
- Benden istemekten de...60

Hz. Ömer, akşam namazından sonra bir dilencinin sesini işitti. Kavminden birine ´Bu kişiyi götür, akşam yemeğini yedir!´ dedi. Kişi dilenciyi götürüp akşam yemeğini yedirdi. Sonra Hz. Ömer ikinci bir defa onun sesini işitti, o kişiye ´Ben sana bunu götürüp akşam yemeğini yedir demedim mi? dedi. Adam ´Ben ona akşam yemeği yedirdim´ dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer dikkat etti. Dilencinin eli altında ekmekle dolu bir sepet gördü ve şöyle dedi: ´Sen dilenci değil tüccarsın!´ Sonra sepeti alıp zekât develerinin önüne serdi ve dilenciyi kamçı ile dövüp ´İkinci bir defa dilenme!´ diye emir verdi.

Eğer dilenmek haram olmasaydı, Hz. Ömer dilenciyi dövmez, sepetini elinden almazdı. Belki himmeti zayıf ve kursağı dar olan fakîh, Hz. Ömer´in bu yaptığını uzak görür ve der ki: ´Hz. Ömer´in dilenciyi dövmesi, dilenciyi terbiye etmektir. Şeriatta ta´zir cezası vardır. Hz. Ömer´in ondan malı alması ise, müsadere etmektir. Oysa şeriat, malı almak sûretiyle ceza verme hakkında bir hüküm getirmemiştir. Acaba Hz. Ömer nasıl bunu caiz görmüştür?´ Fakîhin Hz. Ömer´in bu hareketini uzak görmesinin sebebi, fıkıh ilmindeki eksikliğindendir. Acaba bütün fakîhlerin fıkhı, Hz. Ömer´in fıkhı yanında nedir? Onun Allah´ın dininin sırlarına muttali olması ve kullarının maslahatlarını bilmesi yanında bütün fakîhlerin fıkhı nerede kalır? Acaba Hz. Ömer´in malı müsadere etmesinin caiz olmadığını bilmediğini mi sanıyorsun veya bildiği halde öfkesinden dolayı Allah´a karşı bu mâsiyeti işlediğini mi sanıyorsun? Biz, Hz. Ömer´i bundan tenzih ederiz. Veya maslahat gereği Hz. Peygamber´in teşrî buyurduğu yolun gayrisiyle, sakındırmak istediğini mi sanıyorsun? Bunlar Hz. Ömer´den ne uzak şeyler; zira bu sonuncusu mâsiyettir. Bu meselede Hz. Ömer´in o dilenciyi dilenmekten müstağni gördüğünü ve kendisine birşey verenin ancak muhtaç olduğuna inanarak verdiğini, kendisinin yalancı olduğunu, hile yapmakla beraber aldığı malın mülkiyetine girmediğini ve o malı ayırdedip sahiplerine geri vermesinin de zor olduğunu iyi düşün; zira o malın sahiplerinin kimler olduğu bilinmemektedir. Bu bakımdan ortada sahipsiz bir mal vardır. Öyleyse o malı maslahata sarfetmenin farz olduğunu, zekat develeri ve yemlerinin de maslahattan olduğunu gören fakîh kâ-mil bir fakîhtir. Yalancı olduğu halde, ihtiyacını belirtmekle beraber dilenenin alması, Hz. Ali´nin soyundan olduğunu iddia edip bu vasıfla alanın yalancı olduğa halde alması gibidir. Zira böyle bir kimse aldığını mülk edinmez. Yine salih olduğundan dolayı kendisine sadaka verilen sûfinin oysa iç âleminde öyle bir günah işliyor ki şayet sadaka sahibi, onun o günahı işlediğini bilse kendisine birşey vermeyecek aldığı gibidir. Biz bu kitabın birçok yerinde, bu vechile, aldıklarını mülk edinmediklerini ve kendilerine haram olduğunu ve sahibine geri verilmesinin farz olduğunu zikrettik. Bu bakımdan birçok fakîhin gafil oldukları bu mânânın doğruluğuna Hz. Ömer´in yaptığıyla delil getir!

Nitekim biz, birçok yerde bunu takrir eyledik. Bu fıkıhtan gafil olarak Hz. Ömer´in yaptığının bâtıl olduğuna delil getirme! Dilenmenin zaruretten dolayı mübah olduğunu bildiğin zaman anla ki insan, bir şeye ya mecbur, ya şiddetli bir şekilde veya az muhtaçtır veyahut da kendisine muhtaç değildir. İşte bunlar dört haldir: Mecbur olmaya gelince o, ölümünden veya hastalığından korktuğu zaman aç veya bedenini örtecek bir elbisesi olmayan çıplak bir kimsenin dilenmesidir. İstenilen malın mübah olması hususunda ve kendisinden istenilenin de iç âleminde razı olması ve isteyenin de çalışmaktan aciz olması hususunda zikredilen diğer şartlar mevcut olduğu tak-dirde, bu dilenme mübah olur. Çünkü çalışmaya kudreti olup, tembellik yapan bir kimse dilenmez. Ancak ilmî araştırma onun bütün vaktini alırsa durum değişir.

Kimin yazısı varsa o, yazıcılık yapmak sûretiyle çalışmaya muktedirdir. Müstağni´ye gelince, müstağni o kimsedir ki yanında bir veya birkaç misli olduğu halde, birşeyi başkasından ister. Böyle bir kimsenin dilenmesi kesinlikle haramdır. Zikredilen bu iki taraf apaçıktır.

Şiddetli bir şekilde muhtaç olana gelince, ilaca muhtaç olan hasta gibidir. İlacı kullanmazsa korkusu belirmez. Fakat buna rağmen korkudan da uzak değildir ve cübbesi olup kış mevsiminde o cübbenin altında hiç gömleği olmayan, soğuktan, zaruret hududuna varmayan bir şekilde eziyet çeken bir kimse gibidir. Zahmetle yürümeye muktedir olduğu halde binek kiralamak için dilenen kimsenin hükmü de böyledir. Dilenmenin mübahlığı, böyle bir kimsenin üzerine de tahmil olunmaya uygundur. Çünkü bu da kesin bir ihtiyaçtır. Fakat bu takdirde dilenmesine ´mekruh´ denilmez. ´Benim cübbemin altında iç gömlek yoktur. Soğuğa katlanıyorum, fakat bana çok zor geliyor!´ derse, eğer bu sözünde doğru ise, doğruluğu dilenciliğine eğer Allah dilerse kefaret olur.

Hafif ihtiyaca gelince, evden çıkarken elbisenin üstüne giyip yırtıklarını örtmek için bir elbise dilenen ve elinde ekmek olduğu halde katık dilenen kimse gibi... Merkebin kirasına gücü yettiği halde atın kirası için dilenen gibi... Devenin sırtında durabilecek haldeyken hevdec kiralamak için dilenmek gibi... Bu ve benzeri olanlar eğer bunlardan gayrisini belirtmek sûretiyle halini örtbas etmeye çalışırsa- haramdır. Eğer yoksa ve kendisinde şikayet, zillet ve karşıdaki insana eziyet vermekten ibaret olan üç mahzurlu şeyden biri varsa, yine dilenmek haramdır. Çünkü böyle bir ihti-yaçla bu mahzurlar mübah olmazlar. Eğer dilenmesinde bu mahzurlardan herhangi biri yoksa, bu şartlar dahilinde kerahetle be-raber dilenmesi mübahtır.

Soru: Dilenmenin bu üç mahzurdan uzak olması nasıl mümkün olur?

Cevap: Şikayet, Allah´a şükretmeyi ve halktan müstağni olmayı belirtmek ve muhtaç olan bir kimsenin dilenmesi gibi dilenmemekle defolur. Fakat şöyle demelidir: ´Ben elimdeki malla zenginim. Fakat serkeş nefis elbisenin üzerinden giymek için bir elbise daha istiyor´. Bu ise, ihtiyaçtan fazla ve nefisten gelen bir fazlalıktır. Bu bakımdan böyle d...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Haram kılan zenginlik
« Posted on: 29 Mart 2024, 10:11:21 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Haram kılan zenginlik rüya tabiri,Haram kılan zenginlik mekke canlı, Haram kılan zenginlik kabe canlı yayın, Haram kılan zenginlik Üç boyutlu kuran oku Haram kılan zenginlik kuran ı kerim, Haram kılan zenginlik peygamber kıssaları,Haram kılan zenginlik ilitam ders soruları, Haram kılan zenginlikönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes