> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > İhya-u Ulumiddin 3-4 > Güzel Ahlâk ile Kötü Ahlâk´ın Hakikati
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Güzel Ahlâk ile Kötü Ahlâk´ın Hakikati  (Okunma Sayısı 845 defa)
13 Ocak 2010, 19:03:24
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 13 Ocak 2010, 19:03:24 »



Güzel Ahlâk ile Kötü Ahlâk´ın Hakikati

İnsanlar güzel ahlâkın hakikati hakkında ve ne olduğu hususunda oldukça fazla konuşmuşlardır. Buna rağmen onun hakikatini şerhetmeye bir türlü yanaşmamışlar, ancak onun ürünlerinden ve faydalarından bahsetmişlerdir. Sonra faydalarının da tamamını zikretmemişlerdir. Her biri güzel ahlâkın meyvelerinden kalbine geleni, zihninde hazır bulunanı zikretmiştir. Güzel ahlâkın tarifini zikretmeye bir türlü önem verip de açıklamaya yönelmemişlerdir. Güzel ahlâkın bütün meyvelerini kapsayıcı hakikatini, ayrıntılı, derli toplu bir şekilde anlatmamışlardır. Buna misâl olarak, Hasan Basrî´nin şu sözü gösterilebilir:
´Güzel ahlâk; güler yüzlülük, cömertlik ve insanları ezmemek demektir´.

Vâsıtî de şöyle demiştir: ´
Güzel ahlâk hiç kimse ile çekişmemek ve hiç kimseyi çekiştirmemektir. Bu da Allah Teâlâ´yı iyi bilmekten ileri gelir´.

Şâh b. Şucca el-Kirmânî de şöyle demiştir: ´Güzel ahlâk, eziyet vermemek ve meşakkatleri yüklenmektir´.

Başkası da ´Güzel ahlâk, kişinin insanlara yakın olmasına rağmen onların arasında yabancı gibi olmasıdır´ der.

Vâsıtî bir defasında da şöyle demiştir:
´Güzel ahlâk, genişlik ve darlıkta halkı razı etmeye çalışmaktır´.

Ebu Osman el-Mağribî şöyle demiştir: ´
Güzel ahlâk, Allah´tan razı olmaktır´.

Sehl et-Tüsterî´den güzel ahlâkın ne olduğu soruldu. Cevap olarak dedi ki: ´Güzel ahlâkın en küçük derecesi meşakkatlere göğüs germek, karşılık beklememek, zâlime merhamet etmek, onun için af dilemek ve bütün insanlara (veya zâlime) karşı şefkatli olmaktır´.

Başka bir zaman da şöyle dedi:
´Güzel ahlâk rızık konusunda kaygılanmamak ve Allah´a güvenmektir. Allah Teâlâ´nın kuluna kefil olduğuna ve vereceğine inanmak, Allah´a itaat edip kendi-siyle Allah arasında ve insanlarla olan münasebetlerinde Allah´a isyan etmemektir´.

Hz. Ali (r.a) şöyle demiştir:
´ Güzel ahlâk üç haslettedir: Haramlardan sakınmak, helâli aramak, çoluk çocuğuna kısmadan normal nafakasını vermektir´.

Hallac-ı Mansur şöyle demiştir:
´Güzel ahlâk, hakkı araştırdıktan sonra halkın eziyetinin tesir etmemesidir´.

Ebu Said el-Harraz şöyle demiştir: ´Güzel ahlâk, senin Allah´tan başka bir maksadının olmamasıdır´.

Bu ve benzeri sözler pek çoktur. Bütün bunlar, güzel ahlâkın kendisini değil de meyvelerini anlatmak, semerelerini beyan etmektir. Sonra bu sözler bütün meyveleri de kapsamamaktadır. O halde güzel ahlâkın hakikatinden perdeyi kaldırmak, çeşitli sözleri nakletmekten daha evlâdır.

Halk (yaradılış ve sûret) ve hulk (ahlâk) beraberce kullanılan iki ibaredir. ´Filân adamın halk´ı ve hulk´u güzeldir´ denir. Yani ´bâtın ve zâhiri güzeldir´ demektir. Bu nedenle halk´tan zâhirî, hulk´tan da bâtınî sûret kastedilir. Bunun sebebi şudur: İnsan, gözle görülen bir beden ve basiretle görülen nefis ve ruhtan ibarettir. Bunların herbirinin bir heyet ve sûreti vardır. Bu heyet ve sûret, çirkin veya güzeldir. Bu bakımdan basiretle idrâk edilen nefis ve ruh, gözle idrâk edilen bedenden, kıymet bakımından daha büyüktür ve bunun içindir ki Allah Teâlâ, onu kendisine izâfe ederek değerini büyütmüştür. Zira Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

Rabbin o vakit meleklere şöyle demişti: Ben çamurdan bir insan yaratacağım. Onun yaradılışını tamamlayıp da ta-rafımdan ruh verdiğim zaman hemen ona secdeye kapanın!
(Sad/71-72)

Böylece Allah Teâlâ, bedenin çamura mensup olduğuna, ruhun da âlemlerin rabbine mensup olduğuna dikkati çekmiştir. Burada ruh ve nefis´ten kasdedilen mânâ aynı şeydir. Bu bakımdan hulk, nefiste kararlaştırılmış bir heyetten ibarettir ki in-sanların fiilleri kolaylıkla o heyetten çıkar. Düşünce ve tefekküre ihtiyaç olmaksızın oradan neşet eder. Eğer o heyet, kendisinden şer´an ve aklen güzel fiiller çıkacak şekilde ise, ona güzel ahlâk ismi verilir. Eğer o heyetten çıkan fiiller çirkin ise, çıkış noktası olan o heyete kötü ahlâk adı verilir. Biz neden ´Ancak o nefiste ka-rarlaştırılmış bir heyettir´ dedik? Çünkü ârızî bir sebepten dolayı arada sırada cömertlik yapan bir kimse için bu ahlâk, onun nefsinde karar kılmadıkça ´onun ahlâkı cömertliktir´ denilmez! O cömert sayılmaz. Biz, fiillerin -düşünmeksizin- kolayca oradan çıkışını şart koştuk. Çünkü zoraki bir şekilde cömertlik yapan veya öfkelendiği anda zoraki bir şekilde düşünerek nefsini zapt u rapt altına alan bir kimse için ´Ruhunun ahlâkı cömertlik ve halîmliktir´ denilmez.

Bu bakımdan burada dört şey vardır:
1.Çirkinin ve güzelin fiili
2.Bunlara muktedir olması
3.Bunları bilmesi
4.Nefsin bir heyetidir ki nefsi onun vasıtasıyla iki taraftan birisine meyleder ve onun vasıtasıyla iki taraftan birisine -güzellik veya çirkinliğe- müsait olur.

Hulk fiilden ibaret değildir. Çünkü nice şahıs vardır ki onun ahlâkı cömertliktir, fakat veremez. Ya malı yoktur veya herhangi bir engel mevcuttur ve bazen de ahlâkı cimrilik olur, buna rağmen verir. Bu verme ya riyadan dolayıdır veya herhangi bir iteleyici sebeptendir. Hulk kuvvetten de ibaret değildir. Çünkü kuvvetin vermeye ve vermemeye de nisbeti aynıdır. Her insan fıtraten, vermek ve vermemek üzere kudretli olduğu halde yaratılmıştır. Böyle yaratılması, ne cimrilik ahlâkını, ne de cömertlik ahlâkını gerektir-mez. Hulk aynı zamanda mârifetten de ibaret değildir. Çünkü mârifet hem güzele, hem de çirkine bir yön üzerine taallûk eder. Hulk dördüncü mânâdan ibarettir. O mânâ da nefisten vermeyi veya vermemeyi çıkartan heyet demektir. Bu bakımdan hulk, nefsin heyetinden ve onun bâtınî sûretinden ibarettir. Nasıl ki zâhirî sûretin güzelliği, mutlak mânâda burun, ağız ve yanak olmaksızın, sadece iki gözün güzelliğiyle tamamlanmıyorsa, zâhirin güzelliğinin tamamlanması için bütün bunların güzelliği gerekiyorsa, tıpkı bunun gibi iç âlemde de dört rükûn vardır. Ahlâk güzelliğinin tamamlanması için, bütün o rükûnların da güzel olması gerekir. Bu dört rükûn eşit olup mutedil ve birbirine uygun oldukları zaman, güzel ahlâk tamamlanmış olur. O rükünler de hilmin, gazabın, şehvetin ve bu üç kuvvet arasında adaletin kuvvetidir.

İlim kuvvetine gelince, onun güzellik ve elverişliliği; onunla sözlerde doğruluk ile yalanın, inançta hak ile bâtılın ve fiillerde güzel ile çirkinin arasını kolayca farketmek raddesine gelmesi demektir, Bu kuvvet elverişli olduğu zaman, ondan hikmet meyvesi elde edilir. Hikmet ise, güzel ahlâkın başıdır. Bu hikmet hakkında Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur;

Kime hikmet verilirse ona çok hayır verilmiş demektir. (Bakara/229)

Gazap kuvvetine gelince, onun güzelliği demek, inkıbazı (tutulması) ve inbisatı (kabarması), Hikmet´in istediği çizgide gelişmesi demektir. Şehvet de böyledir. Onun güzellik ve elverişliliği hikmetin işaretinin doğrultusunda olmasıdır. Hikmet işaretinden, aklın ve ilâhî nizamın işaretini kastediyoruz.

Adalet kuvvetine gelince, aklın ve ilahî nizamın işareti altında şehvet ile gazabı zaptetmek demektir. Bu bakımdan aklın misâli, nasihatçi bir müsteşarın misâline benzer. Adl´in kuvveti, kudretin ta kendisidir. Onun misâli ise, aklın işaretine uyarak yürüyüp in-faz edenin misalidir.

Kendisinde infaz işaret edilen ise gazap´tır. Gazab´ın misâli av köpeğinin misâlidir. Av köpeği işarete göre koşacak veya duracak derecede kendisini eğiten birisine muhtaçtır. Nefsin, şehvetinin heyecanıyla hareket etmemesi için, böyle bir eğiticinin varlığı gereklidir. Şehvetin misâli ise, av peşinde koşturmak için binilen atın misâlidir. Bu at bazen talimli ve terbiyeli olur. Bazen de serkeş olur. Bu bakımdan bu hasletler kimde eşit ve normalse o mutlak mânada güzel ahlâklıdır, Bu hasletlerin bir kısmının normal, bir kısmının normal olmadığı kimse sadece o normal hasletlere göre güzel ahlâklı sayılır. Tıpkı fizikî yönden yüzünün bir kısmı güzel, bir kısmı güzel olmayan bir kimse gibi... Gazap´tan gelen kuvvetin güzellik ve itidali şecâat diye isimlendirilir. Eğer gazap kudreti, îtidal sınırını geçer ifrata meylederse, onun ismine tehevvür denilir. Eğer zâfiyet ve noksanlığı (tefrite) meylederse, onun ismine korkaklık denir. Eğer şehvet kuvveti fazlalık tarafına kayarsa, adı oburluk olur. Eksiklik tarafına kaydığı takdirde adı donukluk´tur. Dinen övülen kısmı ise bu iki derecenin ortasıdır. Fazilet de bu orta derecededir.

İfrat ve tefrit tarafları ise hem rezil, hem de kötüdür. Adalet yok olduğu zaman onun ne fazla, ne de eksik tarafları yoktur. Aksine onun zıddı ve tam karşıtı vardır ki o da zulümdür. Hikmet ise, kötü gayelerde kullanıldığı zaman onun ifrat derecesine habâset ve cerbeze adı verilir. Tefrit tarafına da ahmaklık denir. Bu iki tarafın arasındaki orta ve normal yön ise, hikmet ismiyle özellik kazanmıştır. Durum bu iken, ahlâkın esası dörttür:

1.Hikmet
2.Şecâat
3.iffet
4.Adalet


Hikmet´ten bizim gayemiz; nefsin bir durumudur ki nefis onun vasıtasıyla bütün ihtiyarî fiillerde doğruyu yanlıştan ayırır.

Adalet´ten gayemiz; nefsin bir durumu ve kuvvetidir ki, nefis onunla gazap ve şehvet kuvvetlerini idare edip onları hikmetin istediği istikamete sevkeder. Hikmetin işaretine göre, onları kışkırtır veya frenler.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Güzel Ahlâk ile Kötü Ahlâk´ın Hakikati
« Posted on: 16 Nisan 2024, 11:50:58 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Güzel Ahlâk ile Kötü Ahlâk´ın Hakikati rüya tabiri,Güzel Ahlâk ile Kötü Ahlâk´ın Hakikati mekke canlı, Güzel Ahlâk ile Kötü Ahlâk´ın Hakikati kabe canlı yayın, Güzel Ahlâk ile Kötü Ahlâk´ın Hakikati Üç boyutlu kuran oku Güzel Ahlâk ile Kötü Ahlâk´ın Hakikati kuran ı kerim, Güzel Ahlâk ile Kötü Ahlâk´ın Hakikati peygamber kıssaları,Güzel Ahlâk ile Kötü Ahlâk´ın Hakikati ilitam ders soruları, Güzel Ahlâk ile Kötü Ahlâk´ın Hakikatiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes