> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > İhya-u Ulumiddin 3-4 > Göz ile Tenasül Uzvunun Şehvetine Muhalefet Eden Kimselerin Fazileti
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Göz ile Tenasül Uzvunun Şehvetine Muhalefet Eden Kimselerin Fazileti  (Okunma Sayısı 707 defa)
14 Ocak 2010, 19:00:28
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 14 Ocak 2010, 19:00:28 »



Göz ile Tenasül Uzvunun Şehvetine Muhalefet Eden Kimselerin Fazileti

İnsan için bu şehvet, şehvetlerin en zorlusudur. Heyecan anında akla en fazla karşı çıkan bu şehvettir. Ancak neticesi çok çirkindir ve insan onun açığa çıkmasından utanır ve onu yapmaktan korkar. İnsanların çoğunun o şehvetin isteğinden kaçınması ya acizliğinden, ya korktuğundan, ya utandığından veya bedenini koruduğundandır. Bu sebeplerin hiçbirisinde sevap yoktur. Çünkü böyle yapmak, nefsin isteklerinden birini diğerine tercih etmek demektir. Evet! Güç yetirememek de ismet ve korunmaktandır. Bu bakımdan bu engellerde bir fayda vardır. O da günahın defi ve ber taraf edilmesidir. Çünkü zinayı terkeden bir kimseden -hangi sebeple terkederse etsin- zinanın günahı düşer. Ancak fazilet ve büyük sevap, zinaya gücü yettiği, engeller ortadan kalktığı ve sebepler kolaylaştığı halde terketmektedir. Şehvetin -bütün imkânlar bulunduğu halde- sırf Allah rızası için terkedilmesi daha da üstün olur, Bu derece sıddîkların derecesidir ve bunun için Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:

Kim (nikâhı kendisine helâl olana) aşık olursa, iffetine bürünüp aşkını gizler ve dolayısıyla ölürse, o şehiddir.60

Hz. Peygamber ´Yedi. sınıf vardır: Kıyamet gününde Allah´ın arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde Allah Teâlâ onları arşının gölgesinden gölgelendirir´61 buyurarak bu yedi sınıftan biri olarak da, güzel ve soylu bir kadın tarafından zinaya davet edilen ve bu davete karşılık ´Ben âlemlerin rabbi olan Allah´tan korkarım´ diyen kişiyi saymıştır. Hz. Yusuf (a.s) kıssası, kudreti olmasına ve Zeliha´nın davetine rağmen zinadan kaçınması çok meşhurdur. Allah Teâlâ, bu durumundan dolayı Kur´an´da Hz. Yusuf´u övmektedir. Hz. Yusuf (a.s) bu büyük şehvet hususunda şeytanla mücahede etmekte muvaffak olan herkesin önderi ve imamıdır.

Rivayet ediliyor ki Süleyman b. Yesar62 yüz bakımından insan güzeliydi. Bir kadın onun yanına gelerek kendisini cinsî münasebete davet etti. O da bu davete icabet etmekten kaçındı. Evinden çıkıp kaçtı ve kadını içerde bıraktı. Süleyman diyor ki: "O gece rüyamda Hz. Yusuf´u (a.s) gördüm. Sanki ben ona ´Sen Yusuf musun?´ diye soruyordum. O da ´Evet! Ben o Yusuf´um ki Zeliha´ya niyetlendim. Sen de o Süleyman´sın ki seni davet eden kadına meyletmedin´ dedi".63 Hz. Yusuf, bu sözüyle şu ayete işaret etmiştir.

Andolsun kadın onu arzu etmişti. Eğer rabbinin burhânını görmemiş olsaydı, o da onu arzu etmişti.(Yusuf/24)

Yine Süleyman, Medine´den hacca gitmek üzere yola çıktı. Beraberinde bir arkadaşı vardı. Mekke ile Medine arasında bulunan Ebvâ veya Iva denilen yerde konakladılar. Süleyman´ın arkadaşı kalkıp yemek sofrasını aldı, bir şeyler satın almak için pazara gitti. Süleyman ise çadırda oturdu. Süleyman, erkek güzeli ve çok muttakî bir kimseydi. Dağın başından bedevî bir kadın Süleyman´ı gördü. Dağdan inip çadırının yanına geldi. Çadırın önünde durdu. Yüzü peçeli, elleri eldivenli idi. Yüzünden peçeyi kaldırdı. Sanki ay parçasıydı. Süleyman´a ´Beni rahata kavuştur!´ dedi. Süleyman, kadının yemek istediğini zannetti. Sofralarından arta kalan yemeklere doğru gidip kadına vermek istedi. Kadın ´Hayır! Ben bunu istemiyorum. Ben erkeğin karısıyla yaptığı şeyi istiyorum!´ dedi. Süleyman, kadına ´Seni İblis süsleyip bana göndermiştir´ dedi. Sonra başını dizlerinin arasına eğerek hüngür hüngür ağladı. O, bu şekilde ağlayınca kadın peçesini kapattı ve dönüp gitti. Süleyman´ın arkadaşı pazardan geldi. Süleyman´ın ağlamaktan gözlerinin şiştiğini ve sesinin kısıldığını gördü ve ´Seni ağlatan nedir?´ diye sordu. Süleyman ´Hiçbir şey... Küçük kızımı hatırladım da..´ dedi. Arkadaşı ´Hayır! Yemin ederim ki öyle değildir. Senin başından bir hâdise geçmiş. Çünkü sen kızından üç gün önce ayrıldın´ dedi. Böylece, Süleyman´dan hâdiseyi öğreninceye kadar ısrar etti. Bu sefer arkadaşı sofrayı yere bırakıp şiddetli bir şekilde ağlamaya başladı. Süleyman, arkadaşına ´Peki! Sen niçin ağlıyorsun?´ dedi. Arkadaşı ´Ben ağlamaya daha müstehakım. Çünkü ben senin yerinde olsaydım, o kadına karşı belki de sabretmezdim´ dedi. Bu sefer ikisi beraber ağlamaya devam ettiler. Süleyman Mekke´ye uğradığı zaman Safa ile Merve arasında say etti. Kâbe´ye ziyarette bulundu. Sonra Hicr-i İsmail´e gelerek elbisesi ile örtündü. Bu arada uykusu gelerek uyudu. Rüyasında parlak yüzlü, güzel işaretli ve güzel bir zat gördü. Süleyman ona şöyle sordu:

-Sen kimsin? Yoksa sen Sıddîk olan Yusuf musun?

-Evet! Ben Yusuf um!

-Seninle Aziz´in hanımı arasında geçen olay çok müthiş!

-Senin Ehvâ´daki kadınla olan durumun daha müthiş!Abdullah b. Ömer Hz. Peygamber´den şöyle rivayet ediyor:

Sizden önceki ümmetlerden üç kişi yola çıktı.: Akşam olunca bir mağaraya girdiler. O arada dağdan bir taş koparak mağaranın kapısına gelip kapattı. Onlar aralarında şöyle konuştular: ´Bizi bu taştan, Allah´ı sâlih amellerimizle çağırmamız kurtarabilir!´ Bunun üzerine içlerinden birisi "Ey Allahım! Sen biliyorsun ki benim ihtiyar bir annem ile ihtiyar bir babam vardı. Ben onlardan önce ne zevceme, ne de kölelerime yedirip içirmezdim. Birgün odun peşinde koşarak geciktim. Akşam dönünce onları uyur buldum. Onlar için akşam sütlerini sağıp getirdim. Uykuya daldıklarını görünce, onlardan önce aile efradıma ve kölelerime yedirip-içirmek istemedim. Süt kabı elimde olduğu halde fecr doğuncaya kadar onların uyanmasını bekledim. Çocuklarım, açlıktan ağlaşmakta idiler. Onların ikisi uyandılar ve sütlerini içtiler. Ey Allahım! Eğer ben bunu senin hatırın için yapmışsam bu taştan dolayı içinde bulunduğumuz sıkıntıyı bizden gider" diye dua etti. Bu duadan sonra taş mağranın kapısından biraz uzaklaştı. Fakat o yarıktan çıkamazlardı. Bir diğeri "Ey Allahım! sen biliyorsun ki benim amcamın bir kızı vardı. Benim nezdimde insanların en sevimlisiydi. Onunla gayr-i meşrû yaşamak istedim. O bundan kaçındı. Bir müddet sonra, kıtlık senelerinden biri gelip çattı. O bana gelerek yardım istedi. Ben de yüz yirmi dinar karşılığında nefsini bana teslim etmek şartıyla vermek istedim. O da bu şarta razı oldu. Onunla cinsî ilişki kuracağım zaman bana dedi ki: ´Allah´tan kork! Mührü ancak hakkıyla boz (nikâh etmek sûretiyle yaklaş)´. Bu söz üzerine onunla cinsî münasebette bulunmaktan sakındım ve kendisinden uzaklaştım. Oysa, o benim nezdimde insanların en sevimlisiydi ve vermiş olduğum altınları da ondan geri almadım. Ey Allahım! Eğer ben bunu senin vech-i kerîmin için yapmışsam, içinde bulunduğumuz sıkıntıyı bizden gider" diye dua etti. Bu dua üzerine taş biraz daha öteye kaydı. Ancak onlar açılan delikten yine çıkamıyorlardı. Bu sefer üçüncüsü şöyle dua etti: "Ey Allahım! Ben ücretle amele çalıştırır ve onların ücretlerini verirdim. Ancak bir kişi payına düşen ücreti bırakıp gitti. Ben onun parasını çalıştırdım. Sonunda o ücretten mallar çoğaldı. O bir zaman sonra bana geldi ve dedi ki: ´Ey Allah´ın kulu! Benim ücretimi ver!´ Ben ona ´Senin gördüğün herşey, deve, sığır, koyun, köle senin ücretinden meydana geldi, hepsini al, götür´ dedim. O bana ´Ey Allah´ın kulu! Sen benimle alay mı ediyorsun?´ dedi. Ben "Hayır! Seninle alay etmiyorum. Al!

Gördüğün mallar senindir´ dedim, Bu söz üzerine malları sürdü ve hepsini alıp hiçbir şey bırakmaksızın götürdü. Ey Allahım! Eğer ben bunu senin vechin (rızân) için yaptımsa içerisinde bulunduğumuz sıkıntıyı bizden gider!7´ Bu dua akabinde taş tamamen uzaklaştı ve onlar çıkıp gittiler.64

İşte bu, şehvetlerinin isteğini yerine getirme gücünde olduğu halde iffete bürünüp şehvete dalmayan kimselerin faziletidir. Göz şehvetinin isteğini yerine getirmeye imkânı olduğu halde, gözünü haramdan koruyan bir kimse de buna yakındır. Çünkü harama bakma, zinanın başlangıcıdır. Gözün muhafazası mühimdir. Hafif sayıldığından ve korkusu pek büyük kabul edilmediğinden dolayı korunması pek çetindir. Oysa âfetlerin tamamı gözden kaynaklanır. Birinci bakış kasten yapılmazsa, kişi ondan sorumlu tutulmaz. Tekrar tekrar bakmaya gelince, kişi ondan ötürü hesaba çekilir. Nitekim Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur.

Birinci bakış senin lehinde, ikinci bakış ise aleyhindedir.65

Ebu Nasr Ulâ b. Zeyyad 63 şöyle demiştir: ´Gözünü kadının el-bisesine dikip arkasından bakma! Çünkü nazar, kalbe şehvet tohumunu eker´. Bakışında, gözü kadın ve tüysüz çocuklara ilişmeyen çok az insan vardır. İnsan gördüğünün güzelliğini düşündükçe tekrar tekrar bakmayı ister. İşte böyle bir anda insan nefsine şöyle demelidir: ´Tekrar tekrar bakman, cehâletin tâ kendisidir´. Çünkü tekrar tekrar bakıp güzel olduğunu anlarsan şehvetin kabarır. Fakat birşey de yapamazsın, hasretini çekip üzülmekten başka elinde birşey kalmaz. Eğer hoşuna gitmez, çirkin gelirse zevk almaz, güzel görmek için bakarken çirkin gördüğün için canın sıkılır. Bu bakımdan iki durumda da günah, elem ve hasret çekmekten kurtulamazsın. Ne zaman ki gözünü haram bakıştan korursan, kalbinden âfetlerin çoğu silinir. Harama baktığı halde kişinin kendisini koruması, büyük bir güçle mümkün olabilir.

Ebubekir b. Abdullah Müzenî´den şöyle rivayet ediliyor:
"Bir kasap komşularından birinin kızına tutuldu. Kızın ailesi, ihtiyaç dolayısıyla kızı başka bir köye gönderdi. Kasap arkasından giderek yolda kızla cinsî ilişkide bulunmak istedi. Kız, kasaba ´Bunu yapma! Çünkü ben, senin bana aşık olmandan daha çok sana aşığım. Fakat buna rağmen Allah´tan korkuyorum´ dedi. Kasap ´Sen Allah´tan korkuyorsun da ben mi korkmuyorum?´ diyerek geri döndü. Yolda gelirken ölüm derecesinde susadı. O arada İsrail peygamberlerinden birisinin elçisine rastladı. Elçi kendisine ´Neden böyle oldun?´ diye sordu. Kasap ´Susuzluk beni bu hale koyd...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Göz ile Tenasül Uzvunun Şehvetine Muhalefet Eden Kimselerin Fazileti
« Posted on: 23 Nisan 2024, 21:41:40 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Göz ile Tenasül Uzvunun Şehvetine Muhalefet Eden Kimselerin Fazileti rüya tabiri,Göz ile Tenasül Uzvunun Şehvetine Muhalefet Eden Kimselerin Fazileti mekke canlı, Göz ile Tenasül Uzvunun Şehvetine Muhalefet Eden Kimselerin Fazileti kabe canlı yayın, Göz ile Tenasül Uzvunun Şehvetine Muhalefet Eden Kimselerin Fazileti Üç boyutlu kuran oku Göz ile Tenasül Uzvunun Şehvetine Muhalefet Eden Kimselerin Fazileti kuran ı kerim, Göz ile Tenasül Uzvunun Şehvetine Muhalefet Eden Kimselerin Fazileti peygamber kıssaları,Göz ile Tenasül Uzvunun Şehvetine Muhalefet Eden Kimselerin Fazileti ilitam ders soruları, Göz ile Tenasül Uzvunun Şehvetine Muhalefet Eden Kimselerin Faziletiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes