> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > İhya-u Ulumiddin 1-2 > Pisliklerin Temizlenmesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Pisliklerin Temizlenmesi  (Okunma Sayısı 1126 defa)
27 Ocak 2010, 17:29:49
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 27 Ocak 2010, 17:29:49 »



Pisliklerin Temizlenmesi

Bu kısmın incelenmesi ve tedkiki,üç şeye dayanır:

1.Temizlenen
2.Temizleyen
3.Temizlik

1.Temizlenen

Temizlenen şey pisliktir. Gözle görülen şeyler üç kısma ayrılır:

A)Cansızlar
B)Canlılar
C)Canlıların parçaları

Camidler(Cansızlar)

Şarap ve bütün sekir verici maddeler hariç, diğer cansızlar temizdir.

Canlılar

Köpek, domuz, ikisinin birleşmesinden doğan melez yavru veya biriyle başka bir hayvanın birleşmesinden doğan yavrular hariç, bütün canlılar temizdir. Fakat hayvanlar kesilmeden ölürlerse, beş sınıf hariç, hepsi necis olur:

1)İnsan
2)Balık
3)Çekirge
4)Elmanın içindeki kurt; (yiyeceklerin içindeki kurtların
hükmü de bu şekildedir.)
5) Akıcı kana sahip olmayan karasinek, pislik böceği ve benzeri

Hayvanlar

Bu bakımdan (Şafiî mezhebine göre) bu beş canlının herhangi birisinin ölüsü suya düşerse suyu necis etmez.

Canlıların parçaları

Bunlar iki kısma ayrılır:

a)Canlıdan koparılan parçalar. Bunların hükmü; o canlının
ölüsünün hükmü gibidir.Canlıların tüyleri ise,ne zaman
kırpılırsa kırpılsın necis olmaz. Kemikler, (Hanefî mezhebi hariç)ölmesiyle necis olur.

b)Canlıların içinden çıkan sıvı ifrazatlar. Canlılardan bozulmadan çıkan ve hiçbir merkezi bulunmayan gözyaşları, ter, tükürük ve sümük gibi ifrazat temizdir. Kan, sidik ve ters gibi canlının bedeninde merkezi bulunan ve bozulduktan sonra çıkan ifrazatlar ise necistir. Hayvanın bir maddesi olan meni ve yumurta necis
değildir. İrin, kan, ter ve sidik ise, hangi hayvanın olursa olsun(Şafiî mezhebinde) necistir.

Bu necasetlerden azı da, çoğu da bedene veya elbiseye veya seccadeye bulaşırsa necis eder ve affolunmaz. Ancak affolunan beş kısım, bu hükmün dışındadır:

1.Çıkış noktasını geçmemek suretiyle taşlarla temizlenen in
san pisliğinin eseri ve kalıntıları affolunur.

2.Çarşı ve sokakların çamuru ve yoldaki kurumuş terslerin
tozu. Bu çamur ve toz, kesinlikle necis olduğu bilindiği halde
sakınılması mümkün olmayan miktarının bulaşması affolunur.
Elbisesine bu pisliklerden bulaşan adam ifrat veya tefrite kaç
madıkça bulaşan çamur ve tozun, sakınılması mümkün olmayan
miktarı af olunur.

3.Çoğu zaman yollar necasetten hâli olmadığı için, mestlerin
altına bulaşan necaset de ovulmak suretiyle temizlendikten sonra affolunur.

4.İster az, ister çok olsun, pirelerin pislikleri affolunmuştur.
Ancak normalden fazla olursa o zaman necistir. Normalden fazla
olan pire necaseti ister senin, isterse emanet olarak başkasındanalıp giydiğin elbisede olsun, necistir.

5.Sivilcelerin kanı ve onlardan akan sarı su ve irin affolunur.
Çünkü Abdullah b. Ömer (r.a), yüzündeki bir sivilceyi sıkıp çıkan kanı yıkamadan kalkıp namazını edâ etmiştir. (Bu hüküm Şâfiî mezhebine göredir.
Hanefîlere göre ise, kan çıkıp akmak suretiyle abdest bozulur. Yeniden abdest almak lâzımdır.)

Çok zaman devam eden ve müzminleşmiş yaralardan çıkan irinler de sivilceden çıkan kan gibidir; yani o da affolunur. Kan aldırma eseri de böyledir.

Ancak pek az bedende çıkan çıban ve benzerlerinin kanı bu hükmün dışındadır ve istihaze kanı gibi necistir. Pek az görünen bu kan, yüzde altmış oranında insanda görülen sivilce kanının mânâ ve hükmünde olamaz.

Şeriatın bu beş necaset hakkında göstermiş olduğu müsamaha, muhakkak taharet emrinin musâhale ve kolaylık üzerine bina edildiğini ifade eder.
Bu bakımdan taharette haddi aşan bid´at ve aşırı incelikler asılsız vesveseden başka birşey değildir.

2.Temizleyen

Temizleyen, ya cansız veya sıvı bir maddedir. Cansız olan, istincâ taşıdır. Bu madde, hafif bir temizlik âletidir.

Fakat cansız maddenin temizlik âleti olması için yumuşak olmaması, temiz olması, yaş ve hürmete lâyık bir madde de olmaması şarttır.

Sıvı temizleyicilere gelince; (Şâfiî mezhebine göre) sıvılardan ancak su ile necaset izale edilip giderilebilir. Suyun her nevî ile de bu vazife yapılamaz. Ancak haddi zâtında temiz olup herhangi bir karışımla fâhiş bir şekilde bozulmaması ve su denebilecek vasıftan çıkmaması şartıyle temizleyici olabilir.
Eğer tadını, renk veya kokusunu bozacak bir necasetle karışırsa, temizlik vasfını kaybettiği için temizleyici olmaktan çıkar. Eğer suyun tadı, rengi veya kokusu bozulmamış ve aynı zamanda su 250 men (ki Bağdat batmanıyla beşyüz batman eder) civarında bulunursa, o zaman necis olmaz.

Çünkü Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:
Su, ila kulleye eriştiği zaman (rengi, tadı ve kokusu bozulmadıkça) necis olmaz.7

Eğer iki kulleden az ise, Şafiî´ye (Hanefilere ve İmam Ahmed´in bir görüşüne) göre necis olur. (Fakat îmanı Ahmed´in diğer görüşüne ve İmam Mâlik´e göre bozulmadıkça necis olmaz, ne kadar az olursa olsun), Bu hüküm akmayan ve durgun sular hakkındadır.
Akan suya gelince, necasetle bozulduğu zaman, ancak pislikle bozulan kıvrımı necis, onun üstü ve altı ise temizdir.

Çünkü suyun kıvrımları suya bitişik değil, ayrı ayrıdır.
Akan necaset, su yolundan geçtiği zaman, karıştığı kıvrım, onun sağında ve solundaki su, eğer iki kulleden azsa, necis olur.

Eğer suyun akımı necasetin akımından daha kuvvetliyse necasetin üstündeki su tâhir, altındaki su, ne kadar uzak ve bol olursa olsun necistir. Ancak bu su kulleteyn (iki külle) kadar bir havuzda toplanırsa o zaman temiz olur.

Yani necis sudan bir kulleteyn meydana gelirse o su temizlenir. Ancak kulleteyrıden alındığı zaman necaset hükmü geri gelmez.

İşte İmam Şafiî´nin mezhebi budur. Fakat İmam Şafiî´nin sular hususundaki mezhebinin, hocası İmam Mâlik´in mezhebi gibi olmasını isterdim.
İmam Mâlik´e göre su, ne kadar az olursa olsun, necasetin içine düşmesiyle rengi, tadı ve kokusundan birisi bozulmadıkça necis olmaz.

Çünkü insanların suya ihtiyaçları çok fazladır.
Vesvesenin doğuş noktası da suyun iki külle olmasının şart koşulmasıdır.
Bunun içindir ki, insanlara bu tesbiti yapmak çok zor gelmektedir. Hayatımla yemin ederim, tecrübesini yapan bir kimse zorluğun bu noktadan geldiğini müşahede edebilir. Bu noktanın tesbiti zorlamaya vesile olmaktadır.

Şüphe etmediğim hakikatlerden birisi de şudur ki eğer iki külle olması, necasetle karışık su için şart koşulsaydı taharet yönünden en zahmetli memleket Mekke ve Medine olacaktı.
Çünkü bu iki beldede akarsu çokça olmadığı gibi, akmayan ve durgun sular da azdır.

Rasûlullah´ın asr-ı saadetinin başlangıcından sahâbe-i kiramın devr-i saadetlerinin sonuna kadar taharet hakkında vâki olan belli başlı bir mesele bu iki beldede görülmemiştir´Su nasıl necasetlerden korunur´ şeklinde herhangi bir sual sorulmanı ıştır. Bu devrin su kapları çocukların ve necasetten korunması mümkün olmayancariye ve kölelerin su alabileceği bir vaziyette
bırakılmaktaydı.

Hz. Ömer (r.a), hristiyan bir kadının testisindeki sudan abdest alıyordu. «Hz. Ömer´in bu hareketi açıkça gösteriyor ki, ancak suyun vasıflarından birisi necasetle bozulursa temizlikte kullanılmaya elverişli olmaz, aksi takdirde temizlikte kullanılabilir.

Hz Ömer´in hareketinden bu hüküm kastolunmasaydı, çok yakın bir zan ile hristiyan kadının kap ve kaçağının necis olduğu bilinmektedir. Mâdem ki durum budur, Şafiî mezhebine göre hareket etmek zorlaşır ve asr-ı saadette böyle bir sualin vâki olmaması da Şafiî mezhebinin zorluğuna ve Mâlikî mezhebinin daha uygun olmasına birinci delili teşkil eder.

Hz. Ömer´in hristiyan kadının testisinden abdest alma hâdisesi de ikinci delili teşkil etmektedir.

Üçüncü delil ise, Rasûlullah´ın su kabını susamış kediye uzatıp su içmesine imkan vermesi ve kedilerin fare yediklerini gördüğü halde su kaplarını onlardan korumamasıdır.
Halbuki sahâbe-i kiramın memleketlerinde kedilerin su içebileceği havuzlar olmadığı gibi, onlar kuyulara inip su da içemezlerdi ki bu içişle ağızları temizlenmiş olsun.

Dördüncü delil de, İmam Şafiî´nin ilk fetvası ki kavl-i kadîm diye anılır ile ´Necasetin yıkanmasında kullanılan suyun rengi, tadı ve kokusu bozulmaksızın elbiseden ayrılırsa temizdir, fakat vasıflarından biri bozulduğu takdirde necistir´ şeklinde verilir.

O halde suyu necasetin üzerine dökmekle necasetin suya düşmesi arasında ne fark vardır?
Suyun necaset üzerine dökülmesiyle madem ki karışmaları muhakkaktır, o halde ´Suyun necaset üzerine dökülmesindeki kuvvet necaseti yok eder´ şeklindeki tefsire ne mânâ verelim?

Eğer ´Suyun necaset üzerine dökülmesi bir ihtiyaçtır, onun için bozulmadan ayrılırsa temiz kalır´ şeklinde bir hile-i şer´î ileri sürülürse, içine necaset düşen suya da ihtiyaç var demektir.
Bu bakımdan içinde pis bir elbise bulunan bir teste dökülen su ile aynı teknede bulunan suyun içine pis bir elbiseyi sokmak arasında ne fark olabilir?

Bütün bu hareketler elbiselerin ve kapkacağın yıkanmasında mûtad olan ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Pisliklerin Temizlenmesi
« Posted on: 26 Nisan 2024, 06:09:46 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Pisliklerin Temizlenmesi rüya tabiri,Pisliklerin Temizlenmesi mekke canlı, Pisliklerin Temizlenmesi kabe canlı yayın, Pisliklerin Temizlenmesi Üç boyutlu kuran oku Pisliklerin Temizlenmesi kuran ı kerim, Pisliklerin Temizlenmesi peygamber kıssaları,Pisliklerin Temizlenmesi ilitam ders soruları, Pisliklerin Temizlenmesiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes