> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > İhya-u Ulumiddin 1-2 > Gece Virdleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Gece Virdleri  (Okunma Sayısı 1228 defa)
01 Şubat 2010, 13:11:20
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 01 Şubat 2010, 13:11:20 »



Gece Virdleri

Gece virdleri beş tanedir:

I. Vird

Güneş battığı zaman, akşam namazını kılmalıdır. Akşam ile yatsının arasını Allah´ın zikriyle ihya etmeye çalışmalıdır. Bu virdin sonu yatsı namazının vaktinin gelişini bildiren kırmızı şafağın batışına kadardır. Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

Kasem ederim şafağa... (İnşikak/16)

Allah (cc) ayette, bu vakte yemin etmektedir. Bu vakitte kılınan namaz, Kur´an lisânında Nâşiete´l-Leyl diye tâbir edilen namazdır.

Zira bu vakit, gece saatlerinin ilkidir ve şu ayette zikrolunan anlardan biridir.

Gecenin bir kısım anlarında (vakitlerinde) ve gündüzün etrafında da tesbih et.(Tâhâ/130)

Bu namaz ´evvabin´ namazıdır ve şu ayetle bu namaz kasto-lunmuştur.

Onlar o kimselerdir ki,(geceleyin teheccüd namazını kılmak için) yataklarından kalkarlar.(Secde/16)

Bu durum, Hasan Basri´den bu şekilde rivayet edilmiştir. Hasan Basrî´nin bu rivayetini İbn Ebî Ziyad, Rasûlullah´a isnad etmektedir. Şöyle ki:

Allah´ın Rasûlü´ne´Yataklarından kalkarlar´ifadesiyle hangi namazın kastolunduğu sorulduğunda,Hz.Peygamber ´Akşam ve yatsı arasındaki namaz kastolunuyor´ diye cevap vermiştir.(38)

Sonra Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur ki: ´Akşam ile yatsı arasında kılınan namazı geçirmeyiniz. Çünkü o namaz gündüzün fuzulî işlerini zihinlerden silip götürmekte olduğu gibi, sonunu da temizler´.
Enes´ten akşam ile yatsı arasında uyuyan bir kimsenin du-rumu sorulduğunda şöyle demiştir: ´Sakın böyle bir uykuya dalma. Çünkü bu saat Allah Teâlâ´nın Secde sûresinin 16. ayet-i celîlesiyle (biraz önce zikredilmişti) kasdolunan saattir´.

Akşam ile yatsının arasını ibadetle ihyâ etmenin fazileti, bu ikinci bölümde ele alınacaktır.
Bu virdin tertibi şöyledir: Akşam namazından sonra, iki rek´at sünnet kılmalı, birincisinde Kâfirûn sûresini ikincisinde de İhlâs sûresini zamm-ı sûre olarak okumalıdır. Bu iki rek´at namaz ile akşam namazının arasına herhangi bir konuşmanın ve meşguliyetin girmemesi için hemen akşam namazından sonra bunları kılmalıdır. Sonra dört rek´at nâfile namaz daha kılmalıdır ve bu dört rek´atı oldukça uzatmalıdır. Bu dört rek´attan sonra kırmızı şafak kaybolıncaya kadar mümkün olduğu nisbette nafile namaz kılmalıdır. Mescid evine yakın olsa bile şayet mescidde itikâfa girme niyeti yoksa bu nafileleri evinde kılmalıdır. Eğer mescidde itikâfa girmeye niyet ederse ve böylece mescidde durup da yatsı namazını beklerse, o vakit mescidde bekleyip bu sünnetleri de orada kılması daha efdaldir. Fakat böyle yapmanın gösteriş ve riyaya kaçmamak şartıyla daha üstün olduğu bilinmelidir.

II.Vird

Yatsının vaktiyle başlar, insanların uyku hududuna kadar devam eder. Bu vakit, karanlığın kuvvetlenmesinin ve iyice çökmesinin başlangıcıdır. Allah Teâlâ bu vakitle yemin etmiştir:
Geceye ve derlediği karanlığa yemin ederim.(İnşikak/l)Gecenin şiddetli karanlığına kadar...(İsrâ/8)İşte o zaman gece şiddetlenir, karanlık oldukça koyulaşır. Bu virdin tertibi, üç şeye riayet etmekle olur:

1.Yatsının farz namazından başka on rek´at namaz kılmalıdır. Dördü yatsı namazının farzından önce olmalıdır. Bu dört rek´atın kılnışı, iki ezanın (yani ezanla kamet) arasını ihya etmek içindir. Altısı da yatsı namazının farzından sonra kılınmalıdır.

Önce iki rek´at kılınmalı, sonra dört... Bu dört rek´atta, Kur´an´ın belli ayetlerini okumalıdır. Bakara sûresinin son ayetleri (Ayet´el-Kürsî), Hadîd sûresinin ilk ayeti, Haşr sûresinin de son ayeti ve
başka ayetler gibi...

2.Onüç rek´at namaz kılmalıdır. Bu rek´atların sonuncusu tek olmalıdır. Çünkü Hz. Peygamber´in en fazla olarak gecede onüç rek´at namaz kıldığı rivayet edilmiştir. Akıllı insanlar vakitlerini gecenin başından alırlar. (İman bakımından) kuvvetli olanlar ise, gecenin sonundan alırlar. Fakat tedbir ve ihtiyat olarak gecenin başından almak daha uygundur. Çünkü kişi çok zaman uyanmaz veya kalkıp ibadet etmek kendisine ağır gelir. Ancak kalkıp ibadet etmeyi adet edinmişse, o zaman gecenin sonu kendisi için daha faziletli olur. Sonra bu namazında Hz. Peygamber tarafından çokça okunan belirli sûrelerden üçyüz ayet kadar okumalıdır.
Rasûlullah´ın okunmasını çokça âdet ettiği sûreler şunlardır:
Yâsîn, Secde, Duhan, Mülk, Zümer, Vâkıa.

Eğer geceleyin böyle bir namaz kılmazsa dahi bu sûrelerin okunmasını veya uykudan evvel bir kısmının okunmasını terketmemelidir.

Üç hadîste Hz. Peygamber´in her gece okuduğu sûreler rivayet edilmiştir.(39) O sûrelerin en meşhuru Secde, Mülk, Zümer ve Vâkıa(40) sûreleridir. Diğer bir rivayette Zümer ve İsrâ sûrelerini okuduğuna ilişkin kayıt vardır. Başka bir rivayette Hz. Peygamber´in her gece Müsebbihat diye bilinen Hadîd, Haşr, Saff, Cuma ve Teğâbiin sûrelerini okuduğu bildirilmiştir.(41)
Ravi diyor ki:

Bu sûrelerde bir ayet-i celîle vardır ki bin ayetten daha faziletlidir.
Alimler Müsebbihat denilen sûreleri altıya çıkararak A´lâ sûresini´de bu sûrelere ilâve etmişlerdir. Çünkü bir rivayette Hz. Peygamber´in A´lâ süresini sevdiği vârid olmuştur.(42) Resulullah vitrin üç rek´atında üç süre okurdu: A´lâ, Kâfirun ve ihlâs...
Bu namazı bitirdikten sonra üç defa ´Sübhâne´l-Melik´il-Kuddûs. (Rabb´ul-Melâiketi ve´r-Ruh)´ duâsını okurdu.

III.Vird

Eğer uykudan kalkıp namaz kılmayı âdet edinmemişse, daha uyumazdan evvel vitir namazını kılmalıdır.
Ebu Hüreyre (r.a) şöyle demiştir:

Hz. Peygamber (s.a), vitir namazını kıldıktan sonra bana uyumamı tavsiye etti.(43)
Eğer kişinin âdeti gece namazını kılmak ise, o vakit namazını (vitrini) tehir etmesi daha efdaldir. Çünkü Hz. Peygamber bir hadîs-i şerifinde şöyle buyurmuştur:

Gece namazı ikişer rek´at olarak kılınır. Sabah vaktinin girmesinden korktuğun zaman, gece namazına bir rek´at eklemek sûretiyle onu tekleştir.(44)
Hz. Âişe (r.a) şöyle demiştir; ´Allah´ın Rasûlü gecenin başında, ortasında ve sonunda vitir namazını kıldı. Onun vitir namazı seherde sona erdi´.(45)

Hz. Ali (r.a) şöyle demiş dr: ´Vitir namazı üç şekilde kılınır. Dilersen gecenin başında vitir namazını kılar, sonra ikişer rek´at olarak gece namazına devam edersin. Eğer dilersen bir rek´at vitir kılarsın. Uyandığın zaman da o bir rek´ata başka bir rek´at daha eklersin. Sonra gecenin sonunda onları tekleştirirsin. Eğer dilersen namazının en sonuncusu olsun diye vitir namazını gecenin sonuna kadar tehir edebilirsin´.

İşte Hz. Ali´den bu üç şekil de rivayet edilmiştir. Bu şekillerin birincisinin ve üçüncüsünün daha normal olduğu açıktır. Vitrin noksan kılınması hakkında Hz. Peygamber´in yasak emri sahih bir şekilde vârid olmuştur. Bu bakımdan ikinci şıkta olduğu gibi vitri noksan kılmak, uygun bir hareket değildir.(46)
Hz. Peygamber´in mutlak olarak şöyle buyurduğu rivayet edilmektedir:
Bir gecede iki vitir namazı yoktur.(47)

Eğer uyanmasında tereddüt ederse (uyanmasında tereddüt eden birisi için) bir lûtf-i ilâhî vardır ki, ulemânın bazısı onu ´hasen´ görmüştür. O lütuf da Vitir´den sonra uyuyacağı zaman yatağının üzerinde oturarak iki rek´at namaz kılmasıdır. Hz. Peygamber (s.a) yatağına gelir, iki rek´atı yatağının üzerinde kılar ve bu rek´atlarda Zilzal sûresiyle Tekasür sûresini okurdu. Çünkü bu iki sûrede korkutmak, vaîd ve va´z u nasihat vardır.

Başka bir rivayette Kâfirun sûresini okuduğu zikredilmektedir. Çünkü bu sûrede şirkten tebrie ve ibadeti sadece Allah´a tahsis etmek gibi büyük mânâlar vardır. Deniliyor ki, eğer kişi bu iki rek´atı kılıp uyursa sonra tekrar uyanırsa bunların ikisi bir rek´at yerine geçer (ve böylece daha evvelce kıldığı vitir namazı çiftleşir). Bu duruma göre, gece namazının sonunda bir rek´at kılmak sûretiyle namazını tekleştirebilir. Sanki uykudan önce kılınan namaz, yatak üzerinde kılınan bu iki rek´atla çiftleşmiştir. O halde yeniden vitir namazını kılmak iyi olur ve Ebû Tâlib el-Mekkî de bu şekilde vitir namazının ikinci bir defa kılınmasını güzel görerek şöyle demiştir: ´Böyle yapmakta üç amel vardır:

a) Emelin kısalması
b) Vitrin elde edilmesi
c) Vitrin, gecenin sonuna düşürülmesi´.

Hakikatte durum Ebu Tâlib el-Mekkî´nin dediği gibidir. Fakat çok zaman insanın kalbine gelir ki, yatak üzerinde kılınan iki rek´at, uykudan önce kılınan vitir namazının özelliğini iptal etmiş olmaktadır. Bu bakımdan eğer kişi uyanırsa daha önce kıldığı vitir namazı çiftleşir ve vitirlikten çıkar. Eğer uyanmazsa çiftleşmez şeklindeki hüküm düşünmeye değer bir hükümdür.

Hz. Peygamber´in bu iki rek´attan önce vitir namazını kıldığı ve uyandıktan sonra ikinci bir defa vitir namazını iade ettiği hakkında sahih bir rivayet varsa, o vakit anlaşılır ki bu iki rek´at, şekilde çift fakat mânâda tektirler. Bu bakımdan eğer uyanmazsa, kıldığı vitir olarak hesap edilecektir. Eğer uyanırsa, kıldığı namazı çift olarak kabullenecektir. Bütün bu hakikatleri bildikten sonra vitir namazını bitirip selâm verdiğinde şöyle demesi müstahabdır:

Meleklerin ve er-Ruh´un rabbi, el-Kuddûs ve el-Melik olan Allah her türlü eksiklikten münezzehtir. Gökler ve yer O´nun azamet ve ceberûtunu tebcîl ve tâzim etmektedir. Kudretle galip, ölümle kullarını mağlup etti.(48)
Rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a) farzlar hariç, namazının çoğunu oturarak kılıncaya kadar vefat etmemiştir.(49)

Bir hadîs-i şerifinde de şöyle buyurmuştur:
Oturarak namazını kılan, ayakta namazını kılanın y...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Gece Virdleri
« Posted on: 19 Nisan 2024, 21:59:59 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Gece Virdleri rüya tabiri,Gece Virdleri mekke canlı, Gece Virdleri kabe canlı yayın, Gece Virdleri Üç boyutlu kuran oku Gece Virdleri kuran ı kerim, Gece Virdleri peygamber kıssaları,Gece Virdleri ilitam ders soruları, Gece Virdleri önlisans arapça,
Logged
01 Şubat 2010, 13:13:49
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« Yanıtla #1 : 01 Şubat 2010, 13:13:49 »

IV.Vird

Gecenin birinci yarısı geçtikten sonra başlar, tâ gecenin altıda biri kalıncaya kadar devam eder. Böylece gecenin altıda biri kaldığı zaman kul, teheccüd namazını kılmaya kalkmalıdır. Bu bakımdan teheccüd ismi uykudan sonra yapılan ibâdete tahsis edilmiştir. Bu vird gecenin yarısıdır. Gündüzün yarısı olan zevalden sonraki virde benzer. Allah Teâlâ (c.c) Dûha sûresinde bu virde yemin ederek şöyle buyurmuştur: ´Karanlık çöküp de sükûn bulduğu zaman geceye andolsun´. Gecenin sükûnu demek, bu vakitte sessizliğe kavuşması demektir. Bu bakımdan bu vakitte hiçbir göz bulamazsın ki, uyur olmasın. Ancak kendisini ne uyku ve ne de uyuklama tutmayan, hayy ve kayyûm olan Allah müstesnadır...

Denildiğine göre, ayetteki ´İza secâ´ ibaresinin mânâsı ´uzayıp gittiği´, veya ´zifiri karanlık çöktüğü zaman´ demektir.

Gecenin hangi vaktinin daha dinlendirici gecenin hangi za-manının duâ için daha faziletli olduğu sorulduğunda, Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: ´Gecenin ortası...´
Hz. Dâvud (a.s) şöyle sorar:

-Ey rabbim! Ben sana kulluk yapmayı istiyor ve seviyorum. Bu bakımdan hangi vakit daha faziletlidir?
Allah Teâlâ da vahiy göndererek şöyle buyurur:
-Ey Dâvud! Gecenin başlangıcında ve sonunda ibâdete kalma.

Zira gecenin başlangıcında ibâdete kalkan sonunda uyur kalır.Sonunda kalkan bir kimse de başlangıcında kalkamaz. Fakat sen gecenin ortasında kalk ki sen benim (cemâlimle) ben de (ilmimle) seninle başbaşa olalım ve o zaman ihtiyaçlarını bana (dergâh-ı iz-zetime) yükselt!

Hz. Peygamber´e gecenin hangi vaktinin daha faziletli olduğu sorulduğunda, ´Gecenin ikinci yarısı...´ cevabını vermiştir.(66)

Gecenin sonunda arşın ihtizaza geldiği, Adn cennetlerinden güzel kokuların yayıldığı ve her türlü eksiklikten yüce bulunan ve cebbar olan Allah´ın en yakın göğe keyfiyeti bilinmeyen bir şekilde indiği ve buna benzer mânâlar hakkında haberler vârid olmuştur.(67)

Bu virdin tertibi şöyledir: Uyandığı zaman okunması gereken duâları bitirdikten sonra daha önce geçtiği gibi sünnet, âdâb ve duâlarına riâyet ederek abdest almalıdır. Sonra seccadesinde kıbleye yöneldiği halde şöyle demelidir:

Allah herşeyden kesinlikle yücedir. Çokça hamd Allah´a mahsustur. Sabah akşam Allah´ı her türlü eksiklikten tenzih ederiz.

Bunu söyledikten sonra, on tesbih, on hamd, on tehlil getirmelidir. Bunların akabinde şöyle demelidir:

Allah herşeyden yücedir. Melekût ve ceberût sâhibidir. Kibriyâ, azamet, celal ve kudret sâhibidir.
Rasûlullah´tan (s.a) teheccüd namazına kalkarken okuduğu rivayet edilen şu kelimeleri okusun:

Ey Allahım! Hamd sana mahsustur, sen göklerin ve yerin nûrlandırıcısısın. Hamd sana mahsustur, sen yerin ve gök-lerin ışıklandırıcısısın. Hamd sana mahsustur, sen yerin ve göklerin rabbisin. Hamd sana mahsustur, çünkü yeri, gökleri, yerde ve gökte olanları ve onların üzerinde yaşayanları idare eden sensin. Hak, ancak sensin ve sendedir. Cennet, cehennem, haşir, peygamberler ve Hz. Muhammed Mustafa (s.a) haktır.

Ey Allahım! sana teslim oldum, sana iman ettim, sana te-vekkül ettim, sana yöneldim, seninle hasmıma karşı çıktım. Mahkememi sana getirdim, beni bağışla. Daha önceden ve gelecekte gizlice ve açıkta yaptıklarımı ve israflarımı bağışla. İnsanı hayra ileten ve günahtan alıkoyan ancak sensin. Senden başka ilah yoktur.
Ey Allahım! Nefsime takvâsını ihsan et. Nefsimi her türlü eksiklikten temizle. Çünkü sen temizleyicilerin en hayırlısısın. Nefsimin velisi ve mevlâsı sensin.

Ey Allahım! Beni amellerin en iyisine hidâyet et. Çünkü amellerin en iyisine ancak sen hidâyet edersin. Benden amellerin kötüsünü uzaklaştır. Çünkü amellerin kötüsünden uzaklaştıran ancak sensin. Fakir ve ümitsiz bir kimsenin isteyişi ve yalvarışıyla senden ister ve yalvarırım. Zelil bulunan ve rahmetine muhtaç olan bir kimsenin duası ile seni çağırırım. Bu bakımdan ey rabbim, duanla beni şakî kılma benim hakkımda şefkatli ve rahmet edici ol. Ey verenlerin en hayırlısı ve cömerdlerin en cömerdi!(68)

Hz. Âişe (r.a) şöyle demiştir: Hz. Peygamber (s.a) geceleyin namaza kalktığında namazına şu şekilde başlar ve devam ederdi:

Ey Allahım! Cebrâil, Mikâil ve İsrâfil´in rabbi, göklerin ve yerin yoktan vâr edicisi, gaybın ve hâzırın bilicisi, sen kullarının ihtilâf ettikleri hususlarda onların arasında hüküm verirsin. İzninle ihtilâf vâki olan hakikate beni hidâyet eyle. Zira sen, dilediğin kulunu dosdoğru yola hidâyet edersin.(69)

Sonra namazına başlar hafifçe iki rek´at kılar, sonra mümkün olduğu kadar ikişer rek´at namaz kılmaya devam ederdi. Eğer daha önce vitir namazını kılmamışsa, teheccüd namazını vitir ile kapatırdı.(70)
İki namazın arasında yüz tesbih okumak sûretiyle fasıla vermek müstehabdır. Böyle yapmanın hikmeti; istirahat etmesi ve namaza karşı şevkinin artmasıdır.

Hz. Peygamber´den gece namazı hakkında en sahih rivâyet şöyledir:
Rasûlullah (s.a) ilk başta hafifçe iki rek´at kılardı. Daha sonra oldukça uzun iki rek´at kılardı. Bu iki rek´atten sonra onlardan daha kısa olan iki rek´at kılardı. Daha sonra tedrici bir şekilde kıldığı namazları bir öncekinden daha kısa olarak kılardı. Onüç rek´atı tamam edinceye kadar böyle devam ederdi,
Hz. Âişe´ye Rasûlullah´ın gece namazında sesli mi, sessiz mi okuduğu sorulduğunda, şöyle cevap vermiştir: ´Bazen sesli, bazen de sessiz okurdu´.(71)

Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:
Gece namazı ikişer rek´at kılınır, ne zaman ki sabah olacağından korkarsan, o zaman tek bir rek´at daha kılarak sona erdir.(72)

Akşamın üç rek´at namazı, gündüzün namazını tekleştirdi. Bu bakımdan siz de gece namazını tekleştiriniz.(73)
Hz. Peygamber´den (s.a) gece namazı hakkında sahih olarak rivayet edilen hadîslerin çoğunda onüç rek´at kıldığı keyfiyeti vârid olmuştur.(74)

Bu rek´atlarda Kur´an´dan olan evrâdını veya muayyen sûre-lerden kendisine daha kolay gelen âyetleri okuyordu. Rasûlullah´ın okudukları, bu virdin hükmündedir. Gecenin son altıda birine yakındır.

V. Vird

Gecenin son altıda biridir ve bu vakit seher vaktidir. Çünkü Allah Teâlâ ´Onlar seher zamanında istiğfar ederler´ (Zâriyat/18) buyurmaktadır.

İstiğfar etmenin mânâsının, namaz kılmak olduğu söylenmiştir. Çünkü namazda istiğfar da vardır, Bu vakit, gece meleklerinin nöbet değiştirme vakti olan Fecr´e yakındır. Bu vakitte gündüz nöbetçisi olan melekler gelip nöbeti devralırlar.

Selmân-ı Fârisî (r.a) Ebu Derdâ´nın ziyaretine geldiği gece. Ebu Derdâ´ya bu virdi okumasını tavsiye etti. Aralarındaki konuşma uzun bir hadîste bildirilmiştir. Fakat bu hadîsin sonunda râvi diyor ki: Gece olduğu zaman, Ebu Derdâ namaz kılmak üzere kalkmak istedi. Bunu gören Selmân (r.a) Ebu Derdâ´ya şöyle dedi. ´Uyu!´ Bunun üzerine Ebu Derda, uyudu. Biraz sonra geceyi ihyâ etmek için kalkmak istedi. Yine Selmân, kendisine ´uyu´ dedi. O da uyudu. Sabah yaklaştığı zaman Selmân, Ebu Derdâ´ya ´İşte şimdi kalkabilirsin´ dedi. İkisi birden kalktılar ve namaz kıldılar. Bu sırada Selmân, Ebu Derdâ´ya şöyle demiştir: ´Nefsinin sende hakkı vardır. Senin misafirinin ve aile efradının sende hakkı vardır. Bu bakımdan her hak sâhibine hakkını ver..
Selmân´ın Ebu Derdâ´ya böyle demesinin hikmeti şudur: Ebu Derdâ´nın hanımı, Selmân´a Ebu Derdâ´nın geceleyin hiç uyumadığını (ve ehliyle yatağa bile girmediğini) söylemişti.

Râvî diyor ki; ertesi gün, Selmân ile Ebu Derdâ beraberce Allah´ın Rasûlü´ne geldiler. Hâdiseyi olduğu gibi naklettiler. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a) ´Selmân doğru söylemiş´ dedi.

İşte beşinci vird budur. Beşinci virdde fecr´in doğuşundan korkulduğu zaman, sahur yemek müstehabdır. Bu iki virdde (dördüncü ve beşinci virdlerde) kişinin vazifesi, namaz kılmaktır. Fecr doğunca, gecenin virdleri sona erer ve gündüzün virdleri başlar. Bu nedenle kalkıp, fecrin iki rek´at namazını kılmalıdır.
Gecenin bir kısmında ve yıldızların batışı sırasında dahi tesbih et.(Tûr/49)

Allah Teâlâ bu ayetle, bu iki rek´atı kasdetmektedir. Bu namazı kıldıktan sonra ´Allah, kendisinden başka ibâdete müstehak bir varlık olmadığını delillerle açıkladı. Meleklerle, ilim sâhipleri de adâlet ve hak üzere durarak buna şâhidlik ettiler´ (Âli İmrân/18) ayetini okuyup sonra şöyle demelidir:

Allah´ın kendi nefsi için şâhidlik yaptığına, meleklerinin ve yarattıklarından ilim sâhiplerinin zat-ı ulûhiyyeti için şâhidlik ettikleriyle ben de şâhidlik ederim. Bu şahidliğimi Allah nezdinde emânet olarak bırakırım. Bu şâhidliğim, benim Allah nezdindeki emânetimdir. Allah Teâlâ´dan isteğim, beni bu şâhidlik üzerinde öldürünceye kadar onu korumasıdır.

Ey Allahım! Bu şâhidliğin yüzü suyu hürmetine benden günahları düşür. Bu şahidliği, nezdinde benim için azık yap. Bu şahidliğimi zâyi olmaktan koru ve beni bu şahidlik üzerinde öldür ki, onunla senin huzuruna gelip değiştirmeksizin o huzurla şerefleneyim.

İşte kullar için virdlerin tertibi böyledir. Selef-i Sâlihîn bu virdlerle beraber hergün de dört şeyi bir araya getirmeyi müstehab görürlerdi:

a)Oruç tutmak
b)Az da olsa sadaka vermek
c)Hastaları ziyaret etmek
d)Cenâze merasimlerinde hazır bulunmak

Çünkü bir haberde şöyle denilmiştir:

Cenâzeye gitmeyi, hasta ziyareti yapmayı, sadaka vermeyi ve oruç tutmayı bir günde yapan bir kimsenin günahları affolunur.(75)

Diğer rivayette: ´Bunları yapan, cennete girer´ buyrulmaktadır. Eğer bir kısmını yapar, diğerini yapmaktan âciz kalırsa, niyetine göre hepsinin ecrini almış olur.

Selef-i Sâlihîn, bir par...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes