๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hz.Süleyman => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 04 Mayıs 2011, 14:31:35



Konu Başlığı: Nimetleri veren Allah tır
Gönderen: Sümeyye üzerinde 04 Mayıs 2011, 14:31:35
13- Nimetleri Veren Allah'tır


Hz. Süleyman, 'bize kuşların dili öğretildi' diyerek, ilmin, hükmün ve nimetin nereden geldiğine işaret ediyor. O, kendi çabasıyla bir üstün nimete ulaşmamıştı. Her neye sahipse hepsi­ni veren Allah'tı.

Varlık O'na aittir. Çünkü tek yaratıcı ve ölümsüz olan O'dur. Verirse O verir. O izin vermezse kimse bir şeye sahip ola­maz. İnsan ister az, isterse çok şeye sahip olsun; sonunda her şe­yini asıl sahibine' yani emanet aldığı makama teslim ediyor.

Bu gerçeği Yunus Emre nefis bir şekilde ifade ediyor:

Süleyman kuş dili bilir dediler.

Süleyman var Süleymandan içeru'

Hz. Süleyman da bu ölümsüz gerçeği bütün bir hayatıyla ve peygamberlik görevi ile ortaya koydu. Rabbine hakkıyla şük­rederek nimet sahibinin kim olduğunu kulluğuyla gösterdi. [384]

 

14- Hz. Süleyman'ın Siyaseti
 

Hz. Süleyman, aynı zamanda bir yönetici idi. Bir ülkenin başında bulunuyordu. Ordusu, tebaası, müslüman olarak bağlı­ları ve bu yönetimine ait belli bir siyaseti vardı.

Nitekim Kur'an'ın verdiği örneklerden, onun ülkesini adaletle ve hak ölçülerine uygun olarak yönettiğini, ordularını belli bir amaç için bir yerden bir yere sevkettiğini, başka ülke li­derleriyle diplomatik ilişki kurduğunu anlıyoruz.

Ancak Hz. Süleyman (a.s.) ülkesiyle ve kendisine bağlı olan halkıyla ilgili siyasetini bir peygamber olarak kendisine vahyedi-len İslâmî ölçülere dayandırdığını söylemeliyiz. Zaten bir pey­gamberin başka türlü davranması da beklenemez.

Onun bütün siyaseti, bütün faaliyetleri peygamberlik gö­revinden ayrı değildi. Bilakis o, kendisine verilen nimetleri, mu­cizeleri, mülkü ve hükümdarlığı; insanları Allah (c.c.) yoluna da­vet amacı doğrultusunda kullanmıştı.

O insanları kendi hükümdarlığına itaata, güçlü orduları­na teslim olmaya, kuvvetli devletine boyun eğmeye davet etmi­yordu. Yani daveti kendine değil, Allah'ın dinine, O'nun hük­müne teslim olmaya idi.

Nitekim bu gerçeği Sebe' kraliçesi, 'ben Süleymanla birlik­le âlemlerin Rabbi Allah'a teslim oldum' diyerek ortaya koymuş­tu. Hz. Süleyman, emri, hükmü ve ölçüye kendisine peygamber­lik gelen makam'dan alıyordu. Bunun için onun kendi adına iş yapması, siyaset yürütmesi mümkün değildi.

Hz. Süleyman'ın siyasetinin temelinde bütün bir hayatı, hayata ilişkin bütün faaliyetleri Allah'ın çizdiği ölçülerle pratize etme şuuru vardır. Onun siyaseti dünyalık hedefler, kuru üstün­lük davası değildi. Onun siyaseti Allah'ın kulu olma bilincine dayanıyordu.

Allah'a hakkıyla iman etmiş kimseler kişisel toplumsal ve örgütsel islerini, tıpkı Hz. Süleyman gibi Allah'a teslim olma şu­uruyla görürler. Ölçülerini O'nun indirdiği âyetlerden alırlar. Yalnızca O'nun rızasına ulaşmayı hedef olarak en başa koyarlar. İşlerini, hükümlerini, siyasetlerini kendi heva ve heveslerine ve­ya tğutların ilkelerine dayandırmazlar. [385]





[384] Hüseyin K. Ece, Hz. Süleyman, H. Ece Yayınları: 209.

[385] Hüseyin K. Ece, Hz. Süleyman, H. Ece Yayınları: 209-210.