๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hz.Süleyman => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 04 Mayıs 2011, 14:28:23



Konu Başlığı: Hz. Süleyman kıssası
Gönderen: Sümeyye üzerinde 04 Mayıs 2011, 14:28:23
16- Hz. Süleyman Kıssası Ve Haberleri Araştırmak




Hz. Süleyman (a.s.), hüdhüd kuşunun Sebe' kraliçesi ve halkıyla ilgili getirdiği haberi ilk başta hemen kabul etmediği gi­bi yalanlanmadı da. Gelen haberi önemli ye araştırmaya değer buldu.

Hüdhüd bir kuştu ve dilini de yalnızca Hz. Süleyman (a.s.) anlıyordu. Onun, habersiz olarak ortalıktan kayboluşuna karşı­lık Hz. Süleyman'a yanlış bir bilgi vermesi mümkün değildi. Bu açıdan bakınca hüdhüdün haberinin kesin olduğunu söyleyebi­liriz.

Buna rağmen Hz. Süleyman, böyle bir haberin araştırıl­ması gerektiğini, hüdhüdün doğru söyleyip söylemediğinin o zaman anlaşılabileceği kararını verdi.

Kur'an bunu bir örnek olarak sunuyor ve insanlara haber konusunda evrensel bir ilkeyi tavsiye ediyor:

Tek kişi veya tek kanaldan gelen haberlerle hüküm ver­meyin. Haberleri araştırın. Hükümlerinize kararlarınıza yalan ve yanlış haberler temel olmasın.

Kur'an mü'minlere şöyle emrediyor:

"Ey iman edenler! Eğer bir fâsık (dinin emrine uymayan) kimse, size haber getirirse, onu etraflıca araştırın. Yoksa cehalet sonucu, bir kavme kötülükte bulunursanız da, sonra yaptıkları­nıza pişman olursunuz." [387]

Mü'minler, kendileriyle, akrabalarıyla, dost ve düşmanla­rıyla ilgili her duydukları haberle amel edemezler. Tavırlarını as­lı astarı olmayan haberlere, veya duyduklarına göre belirleye­mezler.

Kur'an, fâsıkların getireceği, ya da yayacağı haberleri bile araştırmayı emrediyor. Hz. Süleyman, emrinde bulunan ve yalan söyleme cesareti olmayacak bir kuşun haberini -fâsık olmadığı halde- araştırma ihtiyactnı hissetti.

Ya kimliği inkarcılık olan, şirk dinini benimseyen, yalan söylemeyi, iftira atmayı, uydurma haber üretmeyi ahlâk ve mes­lek haline getirenlerin haberleri karşısında nasıl bir tavır takınıl­mak? Yaptıklarının hesabını bir gün mutlaka vereceğine inanma­yan kezzablann (yalancıların) haberleri ve verdikleri bilgiler kar­şısında ne yapmalı?

Günümüzde ya bir siyasî sistemin, ya belli gurupların ya da para babalarının sözcüsü durumunda olan medya kuruluşla­rının haberleri karşısında ister istemez daha dikkatli olmak zo­rundayız. Medyanın akı kara gösterme gibi göz boyama marifeti, çok etkili propoganda malzemesi olduğu bilinen bir şeydir. Med­yanın bu kimliğine rağmen ondan her zaman tarafsız yorum, doğru haber ve objektif bakış açısı beklemek safdillik olur.

Çoğu zaman güçlülerin sözcüsü, siyasal sistemlerin uydu­su ya da 'lehve'l hadis', yani boş ve saptırıcı söz üretim merkez­leri olarak faaliyet gösteren medya karşısında daha duyarlı olma gereği vardır.

Aksi halde bilmeden, iyice araştırma yapmadan hemen harekete geçeriz de yanlış ve zararlı bir karara varabiliriz. Cahil­lik sonucu başkalarına zarar verebilir, haklarında yanlış düşüne­biliriz. Yanlış bir fikre kapılabilir, insanlar, olaylar ve dünya hak­kında isabetsiz bilgi sahibi olabiliriz. Nitekim günümüzde ka­muoyunu genellikle bu yalan veye abartılı oyalayıp duruyor. [388]




[387] Hucurât: 49/6, 214

[388] Hüseyin K. Ece, Hz. Süleyman, H. Ece Yayınları: 213-215.