๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hz.Süleyman => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 05 Mayıs 2011, 18:11:36



Konu Başlığı: Cömertliği
Gönderen: Sümeyye üzerinde 05 Mayıs 2011, 18:11:36
c- Cömertliği


 

Hz. Süleyman'ın emrine verilen cinler onun için büyük sa­hanlar, yerinden kaldırılamayacak ağırlıkta kazanlar yapıyorlardı.

Bu mucizeyi anlatan âyet, Hz. Süleyman'a yapılan ihsanın genişliğini dile getirdiği gibi, Hz. Süleyman'ın sofrasının büyük­lüğünü de anlatmaktadır. Dolaysiyle onun cömertliğini, insanla­ra ve emrinin altındaki kimselere yaptığı ikramları da haber ver­mektedir.

Bu kadar geniş kazanların ve yemek kaplarının herhalde süs için yapıldığı söylenemez. Âyetler Hz. Süleyman'ın cömertli­ğini söz konusu ederek insanları bu güzel tavra davet etmektedir.

Sâd sûresinde Hz. Süleyman'ın emrine verilen mülk (saltanat-zenginlik) sıralandıktan sonra şöyle söyleniyor:

"İşte bu sana vergimizdir (ey Süleyman), artık sen de he­saba vurmaksızın istersen ver, istersen tut." [176]

Âyetin kelime anlamı; sana bağışlanan bunca nimeti, bun­ca armağanı, hesap etmeksizin ister dilediğine ver, istersen ver­me. Böyle bir şey, sana verilen nimetlerin azalıp çoğalmasına et­ki etmez. Allah (c.c.) sana dilediği gibi ihsan etmektedir.[177]

Bazı tefsircilere göre bu âyet üç anlama gelebilir:

a-Ey Süleyman, sana sayısız nimetler bağışladık, bunlardan dilediğine verirsin, dilediğine vermezsin.

b- Sana bağışlanan bu nimetlerden dilediğine verebilirsin, bundan dolayı seni hesaba çekmeyiz. [178]

c- Cinlerin bir kısmı senin yönetimin altına verilmiştir. Onları ister serbest bırak, istersen iş yaptırmaya devam et. Bun­dan dolayı sana bir hesap sormayacağız. [179]

Demek ki Hz. Süleyman kendisine yapılan bunca ihsan ve verilen bunca nimet üzerinde yetkili idi. O, bunlardan dilediği kadar dağıtabiliyor, insanlara dilediği kadar iyilikte bulunabili­yordu.

Şüphesiz bu izin onun cömertliğine, Allah (c.c.)'ın verdiği zenginliği yine O'nun yolunda sarfetme ahlâkına bir işarettir.

Bir hadiste şöyle rivayet ediliyor:

"Peygamberimiz (s.a.v.), bir peygamber kul olma ile, hesap­sız ve günahsız olarak dilediğini verme, dilediğini vermeme yet­kisine sahip hükümdar nebi olma arasında serbest bırakılınca; o, Cebrail ile istişare ettikten sonra birinci makamı seçti. Onun için şöyle denildi:

Tevazu gösterdi ve birinci makamı seçti. Çünkü bu ma­kam Ahirette değer açısından Allah'ın katında daha yücedir. İkinci makam, yani büyük bir mülkle beraber peygamberlik, dünyada değer açısından Allah (c.c.) katında yücedir.

Bundan dolayı Allah (c.c.) Hz. Süleyman'a dünyada verilen­leri söz konusu etti. Onun Kıyamet gününde Allah (c.c.) katında da aynı şekilde büyük bir pay sahibi olmakla şerefini yüceltti." [180]



[176] Sâd: 38/39.

[177] M.H. Tabatabâî, el-Mizan: 17/217

[178] Kurtubî, el-C. Li-A. Kur'an: 16/135. K. Beydavî, Tefsir: 2/313. Âlusî, Ruhu'l-Meâni: Beyrut, trh. 23/204. M. Meragi, Tefsir: 23/122. Taberî, el-C. Beyan, 23/105. M. b. Hüseyin, en-Nisabûrî, T. Garâibu'l-Kur'an ve Regâibu'l-Furkan, (Taberl'nin kenannda) 23/104

[179] E Razi, T. Kebir: 26/211, Mevdudî, Tefhim: 5/77

[180] İbni Kesir, Muh. Tefsir, 3/204. Hüseyin K. Ece, Hz. Süleyman, H. Ece Yayınları: 94-95.

[181] Hüseyin K. Ece, Hz. Süleyman, H. Ece Yayınları: 96.