> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı > Uhud ile Hendek savaşı arasındaki gelişmeler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Uhud ile Hendek savaşı arasındaki gelişmeler  (Okunma Sayısı 6161 defa)
16 Mayıs 2011, 11:41:57
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 16 Mayıs 2011, 11:41:57 »



f- Uhud İle Hendek Savaşı Arasında Müşriklerle İlişkilerde Birtakım Gelişmeler

Hz. Peygamber, Uhud şehitlerini, elbiseleri ve kanlarıyla yıkanmadan defnedip aynı gün Medine'ye döndü. Müslümanlar evlerine çekilip yaralarının tedavisi ile meşgul olmaya başladılar. Yaralı olan Hz. Peygamber ertesi gün sabaha doğru, Kureyş ordusunun Medine'ye baskın düzenlemek istediğine dair bir haber aldı. Hem düşmanın baskınını önlemek ve hem de Müslümanların zayıf düşmediğini göstermek maksadıyla Kureyş ordusunu takip etmeye karar verdi. Sadece bir gün önce Uhud’da bulunmuş olanlara katılma iznini verdiği beş yüz kişilik bir orduyla Medine'ye sekiz mil uzaklıktaki Hamrâülesed’e kadar giderek burada beş gün konakladı. Bu sefer, “Hamrâülesed Gazvesi” olarak bilinir. Takip edildiğini anlayan müşrik ordusu geri dönmeye cesaret edemeyerek Mekke'ye doğru yoluna devam etti. Peygamberimiz Hamrâülesed'de bulundukları beş gün boyunca Müslümanların sayısını kalabalık göstermek ve düşmanın kalbine korku salmak için geceleri ateş yaktırdı. Yakılan beş yüz ateşin alevleri çok uzak mesafelerden görülebiliyordu. Henüz İslâmiyeti kabul etmemiş olan Ma'bed el-Huzâî, Hamrâülesed'e gelerek Uhud Savaşı'nda Müslümanların uğradığı musibetten dolayı Hz. Peygamber'e üzüntülerini bildirdi. Ma'bed'in kabilesi Huzâa, Hz. Peygamber'in müttefiki idi ve çevrede olup bitenleri ona bildiriyorlardı. Ma'bed el-Huzâî, Hz. Peygamber'in yanından ayrıldıktan sonra Mekke'ye doğru yola çıktı. Medine'ye yetmiş dört km. uzaklıktaki Revhâ mevkiinde Kureyş ordusuna yetişti. Kureyşliler bu sırada Medine'ye dönmeyi ve sağ kalan Müslümanları öldürmeyi tartışıyorlardı. Ma'bed, Müslümanların Uhud savaşında bulunamayanların da katıldığı büyük bir ordu ile kendilerini takip ettiklerini ve geri dönmelerinin kendileri için tehlikeli olacağını Ebû Süfyan'a söyledi. Bu sözler üzerine telaşa kapılan Ebû Süfyan ordusuna hareket emri vererek Mekke'ye doğru yola koyuldu. Ma'bed bu son gelişmeyi Hz. Peygamber'e bildirdi. Müşrik ordusu Mekke'ye doğru yol alırken Medine yönüne gitmekte olan küçük bir kervanla karşılaştı. Ebû Süfyan bu kervan vasıtasıyla Hz. Peygamber'e gözdağı vermek amacıyla "Medine'ye geri döneceklerini ve sağ kalan Müslümanları öldüreceklerini" bildirdi. Bu haber kendisine ulaşınca Hz. Peygamber "Allah bize kâfîdir. O ne güzel vekildir (Hasbünallâhü ve ni'me'l-vekîl)” dedi. Müslümanlar Hamrâülesed'de beş gün kaldıktan sonra 17 şevval 3/2 Nisan 625'te Medine'ye döndüler.[351]

Bu arada Kureyş müşrikleri dışında kalan müşrik Arap kabileleriyle Müslümanlar arasında meydana gelen birkaç olaya temas etmek gerekir. Bunlar, Esed, Âmir b. Sa'saa, Hüzeyl, Lihyan, Adal ve Kâre kabileleri ile Müslümanlar arasında meydana gelen Katan Seferi, Bi'r-i Maûne ve Recî' olaylarıdır. Bunlardan Recî' Olayı ile Mekke müşrikleri arasında da bağlantı mevcuttur.

Medine'den Fırat'a kadar uzanan geniş bir alana yayılmış olan Esed kabilesi Uhud Savaşı'ndan sonra bu savaşta güç kaybına uğradığını düşündükleri Müslümanlara karşı ani bir baskın yapmaya ve Medine'yi yağmalamaya karar verdi. Bu kabileyi böyle bir hareket için, daha sonra peygamberlik iddiasında bulunacak olan Tuleyha b. Huveylid ile kardeşi Seleme kışkırtmışlardı. Durumdan haberdar olan Hz. Peygamber onlara karşı Uhud savaşından üç ay kadar sonra Muharrem ayında Ebû Seleme başkanlığında 150 kişilik bir kuvvet gönderdi. İslâm birliği Esed kabilesinin suyunun bulunduğu Katan'a kadar ilerledi. Sonunda Tuleyha'nın adamları toplanmaya dahi fırsat bulamadan etkisiz hale getirilip dağıtıldılar.[352]

Uhud savaşından dört ay sonra Safer 4/Temmuz 625’te Müslümanları üzüntüye boğan bir olay olan Bi’r-i Maûne fâciası meydana geldi. Bu olay şöyle gelişti: Âmir b. Sa’saa kabilesi başkanı Ebû Berâ (Âmir b. Mâlik) Medine'ye gelerek Hz. Peygamber'e bazı hediyeler takdim etti. Fakat Hz. Peygamber "Ben bir müşrikin hediyesini kabul etmem" diyerek bunu reddetti. Halbuki Ebû Berâ'ın hediyesini hiçbir Mudarlı reddetmemişti. Bundan sonra Hz. Peygamber, Ebû Berâ'ı İslâm'a davet etti. Fakat o kabul etmemekle birlikte yanından da uzaklaşmadı. Kabilesine İslâm’ı anlatacak kimseler göndermesini Hz. Peygamber’den rica etti. Peygamberimiz davetçilerin başlarına bir tehlike gelebileceğinden endişe ettiğini söyledi. Ebû Berâ’ın onların emniyetini garanti etmesi üzerine Ehl-i Suffe'den yetmiş kadar kurrâyı adı geçen kabileye gönderdi. Davetçiler, Âmir b. Sa’saa kabilesine İslâmiyeti tanıtacak ve Kur’an-ı Kerim öğreteceklerdi. Heyet, Bi’r-i Maûne denilen kuyunun yanına varınca konakladı. İçlerinden Harâm b. Milhân adlı sâhâbî, Âmir b. Sa’saa kabilesinin başkanına Hz. Peygamber’in mektubunu götürdü. Bu sırada Ebû Berâ’ın öldüğüne dair bir şayia yayılması üzerine, elçi, mektubu Ebû Berâ’ın yeğeni Âmir b. Tufeyl’e verdi ve yanındakileri İslâm'a davet etti. Öteden beri İslâm'a karşı olan Âmir b. Tufeyl, mektubu okumadığı gibi elçiyi de öldürttü. Peşinden Bi’r-i Maûne’de bulunan İslâm davetçilerine saldırmak üzere kabilesinden adam toplamaya çalıştı. Ancak Ebû Berâ, davetçilere eman tanıdığını ilan ettiği için kimse onun sözüne kulak asmadı. Bunun üzerine Âmir b. Tufeyl’in Süleym kabilesinin kollarından topladığı askerler İslâm heyetine saldırarak Amr b. Ümeyye ve Ka’b b. Zeyd hariç hepsini öldürdüler. Esir edilen Amr b. Ümeyye, Âmir b. Tufeyl tarafından serbest bırakıldı. Amr b. Ümeyye Medine'ye gelirken Âmir kabilesinden yolda rastladığı ve Hz. Peygamber’in eman vermiş olduğu iki kişiyi bilmeden öldürdü. Daha sonra Hz. Peygamber bu iki maktulün diyetini ödeyecektir. Hz. Peygamber olayı öğrenince çok üzüldü. Çünkü İslâm davetçileri sadece İslâm'ı anlatmak için gönderilmişlerdi. Üstelik savunmasızdılar ve kendilerinin can güvenliği için de teminat verilmişti. Rahmet peygamberi olan Hz. Muhammed (s.a.s.), daha evvel kendisine ve ashabına yapılan haksızlık ve tecavüz karşısında bedduaya yeltenmediği halde, otuz veya kırk gün sabah namazlarında Bi’r-i Mâûne'de İslâm davetçilerini öldüren kabilelere beddua etmiştir.[353]

Yine aynı yılın Safer ayında, Bi'r-i Maûne faciasının meydana geldiği sıralarda Recî' Olayı meydana geldi. Adal ve Kâre kabilelerinden bir heyet Medine'ye Hz. Peygamber’e gelerek kabilelerine İslâm’ı öğretecek bir heyet göndermesini rica ettiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber'in gönderdiği on kişiden oluşan ekip Mekke ile Usfan arasında Hüzeyl kabilesine ait Recî’ suyuna vardıklarında Hüzeyl kabilesinin bir kolu olan Lihyânoğullarından yüz kadar silahlı bir birlik yanlarına gelerek kendilerini esir alıp Mekke müşriklerine satacaklarını söylediler. Heyet mensuplarından Hubeyb b. Adiy, Abdullah b. Târık ve Zeyd b. Desinne dışındakiler teslim olmayı reddederek müşriklerle çarpışmaları sonucu şehit edildiler. Lihyânoğulları, bu üç kişinin ellerini bağlayarak Mekke'ye doğru hareket ettiler. Abdullah b. Târık kendilerine reva görülen muameleye tahammül edemeyerek yolda bağını çözdü ve müşriklerle çarpışarak şehit düştü. Onun kabri Zahrân'dadır. Hubeyb ile Zeyd'i Mekke'ye götürerek, Bedir'de öldürülen yakınlarının intikamını almak isteyen Mekkelilere sattılar. Mekke müşrikleri bu iki sahâbîyi bir müddet hapiste tuttuktan sonra şehir dışındaki Ten'îm mevkiine götürdüler ve onları darağacına asarak işkence ile şehit ettiler. Zeyd asılmak üzere darağacına getirildiğinde Ebû Süfyan ile aralarında geçen konuşma, sahâbenin Hz. Peygamber'e bağlılık derecesini göstermesi bakımından önemlidir. Ebû Süfyan ona sorar: "Ey Zeyd! Muhammed'in şimdi yanımızda senin yerinde olup onun boynunu vurmamızı ve sen de ailenin yanında olmanı ister miydin"? Zeyd şu cevabı verir: "Vallahi, ben ailemin arasında bulunurken, Muhammed'e şimdi bulunduğu yerde bir diken batmasını bile istemem". Bunun üzerine Ebû Süfyan şunları söyler: "Muhammed'in arkadaşlarının onu sevdiği ölçüde insanlardan hiç birinin bir başka kimseyi sevdiğini görmedim". Hubeyb b. Adiy'e de İslâm'dan dönerse serbest bırakacaklarını bildirdiler. Fakat o bunu kabul etmedi. Ölmeden önce iki rekat namaz kılmasına izin vermelerini istedi ve namazını kısa sürede bitirdi. Ölümünü geciktirmek için uzattığını sanmamaları için namazını uzatmadığını söyledi. Hubeyb burada söylediği bir şiirle Müslüman olarak öldükten sonra ölüm şeklinin hiç önemi bulunmadığını belirtti. Nihayet müşrikler onu kuru bir ağaca bağlayarak çarmıha gerdiler. Bedir'de öldürülenlerin çocuklarını -bu çocukların sayısının kırk olduğu söylenmektedir- getirerek ellerine mızrak verdiler ve onu şehit ettiler.[354]

Ahde vefâ ve verilen emâna riayet, Arapların câhiliye döneminde bile en fazla önem verdikleri hususlardı. Fakat Âmir ve Lihyânoğulları her iki olayda da Hz. Peygamber’e verdikleri sözü tutmamışlar ve İslâm davetçilerini haince şehit etmişlerdir.


351. Vâkıdî, I, 334-340; İbn Hişâm, II, 101-105; İbn Sa'd, II, 48-49; İbrahim Sarıçam, "Hamrâülesed Gazvesi", DİA, XV, 498.

352. Vâkıdî, I, 340-346; İbn Sa'd, II, 50.

353. Vâkıdî, I, 346-353; İbn Hişâm, II, 183-186; İbn Sa'd, II, 51-53; İbn Abdilber, Dürer, s. 161-164; Ahmet Önkal, "Bi'r-i Maûne", DİA, 195-196.

354. Vâkıdî, I, 353-362; İbn Sa'd, II, 55-56; Makrîzî, s. 174-178; M. Yaşar Kandemir, "Hubeyb b. Adî", DİA, XVIII, 266-267.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Uhud ile Hendek savaşı arasındaki gelişmeler
« Posted on: 20 Nisan 2024, 08:20:00 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Uhud ile Hendek savaşı arasındaki gelişmeler rüya tabiri,Uhud ile Hendek savaşı arasındaki gelişmeler mekke canlı, Uhud ile Hendek savaşı arasındaki gelişmeler kabe canlı yayın, Uhud ile Hendek savaşı arasındaki gelişmeler Üç boyutlu kuran oku Uhud ile Hendek savaşı arasındaki gelişmeler kuran ı kerim, Uhud ile Hendek savaşı arasındaki gelişmeler peygamber kıssaları,Uhud ile Hendek savaşı arasındaki gelişmeler ilitam ders soruları, Uhud ile Hendek savaşı arasındaki gelişmelerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes