> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hz.Peygamberin Savasları > Medine civarının arazi durumu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Medine civarının arazi durumu  (Okunma Sayısı 1259 defa)
07 Ocak 2011, 15:16:31
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 07 Ocak 2011, 15:16:31 »



Medine Civarının Arazi Durumu:

 

85. Medine havalisinin topografik durumu tetkik edilirse görülür ki, güney doğuda Kubâ ve Avali mıntakasında nüfus kesafeti hayli yüksektir. Güney­batı ve güneyde lâv yapısında ve son derece arızalı tepelerin birbirini kovaladığı arazi yer alır ki, gerek süvari ve gerekse piyadelerin döğüşmesine hiç de müsait olmayan bir mıntakadır. Doğuda Küba'dan Uhud dağına kadar Yahudi köyleri uzanmaktadır. Batı kesiminde, çok kesif bir tarzda-kümelenmemek-îe beraber, bahçeler ve ağaçlıklar yer almaktadır. Arazi tam mânasiyle münbit olmayıp, şartlar o gün-lerde bile çok iyi olamazdı. Bugünkü kalenin kuzey surları üzerinde tam Şam kapısının batısında Benu Sâide kabilesinin toplantı odası* bulunmaktaydı kî bu, Benû Sâide kabilesinin burada yaşadığını göste­rir. Kuzey batıda Mecidî kapısı haricinde çok eski bahçeler vardır ki, Hz. Peygamber (S.AJ zamanına ait birçok hâtırayı nefsinde taşımaktadır. Kuzeye doğ­ru bir düzine kadar kuyu burada yapılan bir umu­mi hastahane inşaatı sırasında, temel kazılırken keş­fedilmiştir. Buradan biraz doğu istikametinde doğru­lacak olursak» Sal' dağının tam tepesinde Benû Ha­ram kabilesinden zamanımıza kadar kalan mezarlık­ları görürüz; bu da açıkça gösteriyor ki bu kabiîe, bu istikamette ikamet etmekteydi. Medine'nin tamamen batısında Vadi el-Aqîq'in nehir yatağı boyunca bil­hassa kuzey batı tarafında ve aynı zamanda tarihî bir kuyu olan Bi'ru Ru'ma'nın altına düşen yerde ve Kıbleteyn Camiinin en güneyinde birçok bahçe ve bostanlar yer almaktadır. Bi'ru Ru'ma ve bununla sulanan etrafdaki arazî esasında bir şahsa aitti. Son­radan üçüncü Halife olan Hz. Osman, Hz. Peygamber  (S.A.) in ısrarlı talebi üzerine burayı satın almış ve gayet iyi bilindiği gibi, burayı umumun istifadesine olmak üzere terk etmiş (hubus), yani vakıf haline getirmişti.

86. Şimdi görüyoruz ki, kuzey ciheti, tam bir açık arazi manzarasındadır. Beyaz renkli, tuzlu bir arazî olan bu kısım bugün bile her ne çeşit olursa olsun, hiçbir ziraat çeşidine elverişli değildir. Medi­ne şehri, diğer kesimlere nazaran bu mıntakadan da­ha çok zarar görebilirdi.[130]

87. Yukarıda da zikrettiğimiz gibi, Medine'nin güneyi tepelik ve lâv kütleleri ile kaplı idi; münaka­lât derin vadiler ve boğazlar vasıtasile yapılıyordu. Bu istikametten gelip Kubâ yakınından geçerek şeh­re giren yolun büyük kervanlar tarafından istimal edildiği, kullanılmasının arzettiği müşkülât dolayısiy-le hiç rivayet edilmemiştir. Bazı kimseler bu yolu ancak bazı kat'î ve âcil ihtiyaçlar vukuunda kullan­mışlardır. Gördüğümüz gibi, Hz. Peygamber (S.A.) de hicreti sırasında emniyet sâikiyle bu yoldan geç­miştir; önce Küba'ya uğramış ve sonra Medine'ye girmiştir. Fakat, büyük bir orduya ait atlar vesaîr nakliye hayvanları için bu yol kullanılamazdı. Bun­dan başka Uhucl harbi sırasında, kızgın bir güneş ortalığı kavuruyor ve sıcak sebebiyle kızgın hale ge­len lâv tabakaları, yolcular ve hayvanlar için sıkın­tıyı büsbütün arttırıyordu. Ayrıca develer, asla ka­yalık araziden hoşlanmazlar. Lâv tabakalariyle kaplı ova Medine'yi üç cihetten, doğudan, güneyden ve batıdan çevirmektedir. Sadece kuzey arazisi, bu yapıda değildir. Anlaşıldığına göre emniyet mülâha-zasiyle evler, lâvlı arazide inşa edilmişti. Bu bölge­lerde de hiç bir nebat yetiştirmek mümkün olmuyor­du. Bir ordu karargâh kuracağı yerde evvelâ mer'a arar; bu da arzettiğimiz kesimde mevcut değildi. Her­hangi bir ordunun böyle bir lâvlik arazîden geçtiği­ni düşünsek bile, onu savaş alanı olarak seçeceği ak­la bile getirilemez. Şurası düşünülmelidir ki, Enbâ-riye kapısı ve buraya güneyden ulaşan yol, nisbeten yeni bir yoldur; ancak üç yüz senelik bir maziye sa­hiptir. Eminiz ki, eski devirlerde güneyden gelen ker­vanlar, Zu'1-Huleyfe'de tevakkuf ediyorlar ve sonra Vadiy'ül-Aqîq'a girip Medine'yi sağda bırakarak ku­zeye doğru çıkıyorlar, Zağabe'nin iltisak noktasında dönüp Medine'ye iniyorlardı. Mezkûr vadide nehir yatağının yumuşak kumlarla kaplı yüzü develerin sevdiği bir şeydir.

88. İşte, Mekke ordusunu Medine'den öte ve ha­sımlarından emniyetçe uzak bir mesafede karargâh kurmaya zorlayan arazinin tabiî mania ve ânzala-rı bunlardan ibarettir. Mekkeliler, yirmi günlük hız­lı ve devamlı bir yürüyüşten sonra, ölü denecek de­recede yorgun bir halde gelmişlerdi. Gerek asker ve gerekse hayvanlarının yorgunluklarını almaya çalı-şıyırlardı.   Zağâbe denen yerde hem su, hem de bir mer'a vardır. Mekkeliler zaferden o kadar emindiler ki,  dönüş yollarım emniyete  almayı  akıllarına  bile getiremediler. [131]

 

Uhud Dağı Arazisinin Tayin Ve Tavsifi:

 

89.  Evvelce de arzedildiği gibi, Uhud Dağı Medine'nin kuzeyinde olup, doğu - batı istikametinde düz bir hat üzerinde 4-5 kilometre kadar bir mesafeye uzanmaktadır. Bu uzunluğun tam ortasında şehrin karşısına isabet eden yerde, yarım daire şeklinde ve at nah biçiminde tabiî bir girinti, içerleklik vardı. Binlerce kişiyi istiap edecek kadar genişliktedir. Bu yerin daha içlerinde dar bir boğazla girilen içerlek, daha küçük bir mahal vardı. Uhud'un güneyinde Vadiy'ül-Qanât suyu akmaktadır. Bu suyun da güne­yinde Ayneyn tepesi yahut Cebel'ür-Rummât (Okçu­lar Tepesi) bulunmaktadır; bu tepe, Uhud harbi sıra­sında Hz. Peygamber (S.A.) tarafından okçuların burada vazifelendirilmesi sebebiyle bu ismi almıştır. Vadiy'ül-Qanât'm kuzeyinde geniş girintinin ilersin-de iki su menbaı vardır ki, muhtemelen Ayneyn (îki kaynak)   tepesi,  ismini bunlardan almıştır.[132]

 

Müslümanların Hazırlığı Düşmanın Çıkardığı 3000 Askere Mukabil, Sadece 700 Erden İbaretti:
 

90. Kureys ordusu Zu'1-Huleyfe mevkiine gelin-ce, Müslüman casuslar yürüyüş halindeki askerler arasına katıldılar ve ancak düşman Uhud'un Batı­sında Zağâbe'de durup karargâh kurdukları vakit dönüp Hz. Peygambere (S.A.) gördüklerini anlattı­lar. [133] Hz. Peygamber (S.A,) şahsen şehri bizzat için­den müdafaa etmeye, «onu sokaklarında çarpışarak korumaya» karar vermişti. Bir celse akdedildi ve genç  subaylarının velvele  ve ısrarlı talepleri  üzerine, kendi kararını değiştirerek şehirden çıkıp muha­rebeyi açık arazide kabul etmeye karar verdi [134] Gö­nüllülerin, Uhud'un güney batısında «Şeyheyn» de­nilen çifte hisarlar [135] önünde toplanmalarım emretti. Burada toplanan askerlerini her zaman olduğu gibi teftiş etti ve çok genç yaşta olanlar ile işe yaramaz­ları ayırdı.[136] Bu arada, önemli miktarda kadın gönül­lülerin de mevcut olduğunu görüyoruz. Buhari'nin uzun uzadıya anlattığı gibi (56 : 65-67), Hz. Peygambe­rin (S.A.) eni genç zevcesi Ümm'ül-Mü'minin Hz. Ayşe, gönüllü olarak çalışıp yaralılara hastabakıcıhk etmiş, susamış olanlara su taşımış ve çeşitli diğer hizmetler­de bulunmuştur. Ez-Zuhri'nin naklettiğine göre, Me-dineli Müslümanlar Hz. Peygambere (S.A.), Yahudi kabilelerini acaba şehrin müdafaasında yardıma ça­ğırıp çağırmayacağını sorduklarında Hz. Peygamber (S.A.), «Bu yardıma katiyyen muhtaç değiliz» diye cevap vermiştir" [137] Diğer rivayetlere göre, başlarında meşhur münafık İbn Ubeyy olduğu halde Benû Qay-nuqâ kabilesine mensup altı yüz kadar Yahudi, Hz. Peygambere (S.A.) yardım etmek üzere geldiler; fa­kat Hz. Peygamber (S.A.) dedi ki: «Biz onlara asla muhtaç değiliz; biz inanmayanları inanmayanlara karşı yardımcı olarak kabul etmeyiz». [138] Burada biraz tuhaflık vardır; çünkü Benû Qaynuqâ Yahudi kabi­lesi daha önceleri şehirden tardedilmişlerdi; heı-neyse, bu mevzua ilerde tekrar temas edeceğiz. Yuvarlak bir hesapla Müslüman gönüllüler bin kadar olmuşlardı. Sonradan mezkûr îbn Ubeyy'in tesirinde kalarak üç yüz kadar münafık^ harp sahasından son dakikada firar etmişler, bunun için de boş ve asılsız bir bahane ileri sürmüşlerdi. Görüldüğü gibi, geriye Hz. Peygamberin (S.A.) idaresinde yedi yüz kadar erden müteşekikl bir kuvvet kalıyordu-, îslâm ordusu, kendinden dört misli bir ordu ile çarpışmaya çıkmış­tı. Bu yedi yüz kadar askerden, sadece yüz kadarında zırhlı elbiseler vardı (Şe'mi, aynı yerde). Bir rivayete nazaran, islâm ordusunda yalnız iki at vardı, biri Hz. Peygambere (S.A.) ve diğeri Ebû Burde'ye aitti". [139] Şu husus pek sarih değildir : Halid ibn Velîd kumandasın­daki düşman süvari birliklerine at üstünde karşı ko­yan ez-Zübeyr'ubn'ul-Avvâm, acaba Hz. Peygamberin (S.A.) atına veya kendi mâlik olduğu ata mı binmiştir veyahut da, acaba önce Müslümanların çıkarmadıkla­rı, şehirde bıraktıkları fakat düşmanın kuvvetli bir süvari birliğine sahip olduğunu gördükleri zaman ge­tirdikleri veyahut da düşmandan zaptettikleri ve kendi kumandasına verdikleri atlarla mı döğüşmüş-tür? Bu durum kaynaklarda sarih olarak gösteril­memiştir.[140]

91. Düşmana gelince: Kureyşliler topladıkları çeyrek milyon dirhemi boş yere sarfetmemişlerdi. Or­duda «paraları peşin ödenmiş ücretli askerler» var­dı ki, diğer bedevi kabilelerden sağlanan mühim bir miktardan ayrı bunun iki bini sadece Ehâbîş'lerden temin  edilmişti1 [141]  Kureyşlilerin  topladıkları  muhâriblerin yekunu cem'an 3000'i buluyordu; bunun 700'ü zırhlı elbiseler takınmış ve 200'ü süvari kuvveti idi. [142] Süvariler ikiye ayrılarak sağ ve sol kanatlarda vazi­felendirilmiş ve bu iki kuvvete de ayrı ayrı kuman­danlar tayin edilmişti ki bunlar, Hâlid ve İkrime'dir (Zikri geçen eser, aynı yerde). [143]




[130] Elinizdeki bu kitabın 1953'deki ingilizce yayımından sonra­ki yıllarda, trafik zaruretleriyle bütün şehir surları yıktırılmış ol-dıUdarmdan tabiatıyla, Benû Sâ'ide'den kalma bu tarihî yapı da ortadan kalkmış bulunuyor.

[131] Muhammad Ham...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Medine civarının arazi durumu
« Posted on: 19 Nisan 2024, 11:09:02 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Medine civarının arazi durumu rüya tabiri,Medine civarının arazi durumu mekke canlı, Medine civarının arazi durumu kabe canlı yayın, Medine civarının arazi durumu Üç boyutlu kuran oku Medine civarının arazi durumu kuran ı kerim, Medine civarının arazi durumu peygamber kıssaları,Medine civarının arazi durumu ilitam ders soruları, Medine civarının arazi durumuönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes