Konu Başlığı: Zorba Sistem Ve Akıbeti Gönderen: Ekvan üzerinde 29 Temmuz 2011, 16:29:36 Zorba Bir Sistem Ve Akıbeti (Firavun ve adamlarından) ayetlerimize yalan gözüyle bakıp ilgisiz kalmaları sebebiyle intikam aldık ve onları denizde boğduk. Vaktiyle hor görülüp, güçsüz bırakılan insanları ise, kutlu kıldığımız ülkenin doğu ve batı her taraflarına mirasçı kıldık. Böylece, Rabbinİn İsrail oğullarına verdiği söz, onların her türlü sıkıntı ve zorluklara karşı göğüs gererek sabretmelerinin karşılığı olarak gerçekleşmiş oldu. Firavun ve toplumunun özenle işleyip, yapıp yükselttikleri ne varsa, hepsini yerle bir ettik. [66] insanları dünya ve ahiretin esenliğine çağıran Kur'an, bu çağrısına uygun rehberliği yerine getirirken, çoğu zaman geçmişe yöneldi ve tarihin bazı kesitlerini gözler önüne serdi. Ancak, bunu yaparken, amacı tarih anlatmak değildi. Tarihte yaşanmış ilgi çekici ve şaşırtıcı durumları, hoş vakit geçirilsin, edebiyat alanına bir şaheser kazandırılsın, tarihin karanlık noktalarına ışık tutulsun diye anlatmadı. Amacı, tüm bunların çok dışmdaydı. O, yaşanmış gerçeklerden hareket ederek, bireysel ve toplumsal hayat tarzının doğru ve yanlış biçimlerini ve unsurlarını en anlaşılır biçimiyle açıklığa kavuşturmak amacındaydı. Buna uygun olarak da bazen İbrahim'in, Yusufun, Musa'nın, Ashab-ı Kehfin şahsında dosdoğru bir inancın ve hayat tarzının nasıl olması gerektiğini anlattı. Bazen ise Nemrut'un, Fira-vun'un, Karun'un, Bel'am'ın şahsında, yanlışlığın, kötülüğün, zulmün, sömürünün, haksızlığın ulaştığı aşamaları göstererek; insanları yanlışlıklardan, kötü gidişatlardan ve bunların faillerine yakın olmaktan engellemeye çalıştı. Böylelikle, teorik açıklamaların alacakaranlığına saplanıp kalmadı. Her şeyi, en açık, en sade, en anlaşılır biçimiyle takdim etti. Hz. Musa'nın esenlik daveti ve Firavun'un zorbalıkları çerçevesinde gerçekleşenler, Kur'an'da anlatılan islâm daveti örneklerinden ve davet sırasında yaşanan tevhid-şirk çatışmasının hikayelerinden birisidir. Esenlik yurdunun diğer rehberlerinde olduğu gibi, Hz. Musa'nın hikayesinde dosdoğru bir inanç tarzının temel ilkeleri, bireysel hayatın karşılaşabileceği şer tuzakları, toplumsal hayatta yer alan yanlışlıkların somut örnekleri olanca açıklığıyla gözler önüne serilmiştir. Söz konusu ayetler vahyolununca, Mekke'deki müminler Hz. Musa'nın hayat hikayesiyle, kötülüğün hakimiyetindeki bir toplumda karşılaşacakları zorlukların neler olduğunu görme imkânını elde ettiler. O'nım yaşadıklarından hareketle, yanlışlığın, kötülüğün, ahlâksızlığın, iffetsizliğin, zorbalığın... neden olduğu sapıklıkları, çarpıklıkları ve tüm bunların sonunu bilmeleri mümkün oldu. Firavun'un şahsında da zorbalığı, zulmü, haksızlığı, kötülüğü, sömürüyü en açık örnekleriyle gördüler ve yaşanan veya yaşanacak hayatı değerlendirecek ölçüler elde ettiler. Bir peygamber olarak Resulûllah'm Mekke'deki çağrısının Mısır'daki örneği Hz. Musa'nın çağrısıydı. Hz. Musa ve kardeşi Harun, Mısır devletinin yöneticisi olan Firavun'un karşısına geçip, 'Biz alemlerin Rabb'i olan Allah'ın elçileriyiz [67] 'Kendini günah ve küfür kirlerinden temizlemeye niyetin var mı? Sana Rabbinin yolunu göstereyim de korkasın, saygı duyasın [68] dedikleri zaman karşılarında Firavun'un kişisel tepkisini değil, Mısır'daki idarî yapının tepkisini buldular. Aynen, Hz. Muhammed'in, karşısında Dâru'n Nedve üyelerini bulduğu gibi. Bu nedenle, Hz. Musa önderliğinde gerçekleşen Mısır'daki İslâm daveti, Hz. Muhammed önderliğindeki İslâm daveti için önemli bir örnek teşkil etti. Davetin lideri olarak Resulüllah'a Hz. Musa'nın daveti ve karşılaştıkları konusunda ayrıntılı bilgiler vahyolundu. Vahyolunan bilgiler Resulüllah için önemli birer örnek, açıklama, bilgilendirme olurken; Firavun ve erkanının sonu ile ilgili bilgiler ise Mekke müşrikleri için önemli birer tehdit oldu. Kur'an'm hayata müdahalesinin, Mekke'deki islâm davetinin seyrine katkısının bir kısmını da Hz. Musa'nın davetiyle ilgili anlattıklarıyla gerçekleştirdi. Mekke'deki îslâm davetinin zor günlerinin başlangıcında vahyolunan ve Hz. Musa'nın davetini konu edinen ayetlerle, Müslümanlar ne yapmaları gerektiğini ve nelerle karşılaşacaklarını öğrenme şansı elde ederlerken, Mekke müşriklerine verilen mesajın özeti ise şuydu; 'Siz siyasal yapınıza, yönetimdeki otoritenize güveniyor ve hak olan çağrıyı durdurabilmek, yok edebilmek için zorbalığınızın bütün gereklerini yerine getiriyorsunuz. Fakat siz ne kadar güçlü olursanız olun, Firavun kadar olamazsınız. O, insanlar içerisinde çok büyük güce sahipti ve devleti de sizin devletinizden daha büyük, daha güçlü idi. Sizin düzenli ordularınız olmamasına karşılık, onun gittiği yeri istila eden düzenli orduları vardı. Ancak buna rağmen, îslâm davetini yok edemedi. Durduramadı. Çünkü tak-dır zorbaların elinde değil, Allah'ın iradesindedir. O halde eğer Firavun'un sonuna sahip olmak istemiyorsanız bu zorbalıklan bırakın'. [66] Araf sûresi, 7:136,137 [67] Taha, 20:47 [68] Naziat, 79:18,19 |