๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hz.Muhammedin İslam Daveti => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 29 Temmuz 2011, 16:42:06



Konu Başlığı: Yakmayan Ateş
Gönderen: Ekvan üzerinde 29 Temmuz 2011, 16:42:06
Yakmayan Ateş


Ceza, ateşte yakarak öldürmek biçiminde belirlendi. Ateş hazırlandı ve Hz. İbra­him ateşe atıldı. Ancak, insanlar için tayin ettiği hayat tarzını içtenlikle kabul edip, gereklerini yerine getirenleri destekleyip korumayı üzerine bir hak kabul eden ALLAH, kendisine dost olduğu Hz. ibrahim'i yalnız ve yardımcısız bırakmadı. Tevhidin hak oluşunu, şirkin batıl oluşunu, zorbalığın çözümsüzlüğünü göster­mek için ateşe emretti: 'Ey ateş! İbrahim'e karşı serin ve esenlik ol.[489] Ve ateş ibrahim için serinlik, esenlik oldu; O'na hiçbir zarar vermedi.

Nemrut, Hz. ibrahim'i ateşte yakıp, yok ederek kendi otoritesini kurtarmayı amaçlamıştı. Fakat Hz. İbrahim'e vermeyi amaçladığı ceza ile otoritesi iyice sarsıl­dı. Ateş, ibrahim ve temsil ettiği dava için son değil, başlangıç oldu. Nemrut için ise sonun başlangıcı. Hakikatin gücü bir kez daha açığa çıktı. Ateşten sapasağlam çıkan Hz. ibrahim, verilen ilâhî bir talimat gereği [490] o bölgeyi terk et­ti ve bir başka yere göçtü. Çünkü İslâm daveti orada sonuna kadar devam ettiril­miş ve gerçek herkese ulaştırılmıştı. Artık peygamberlik görevini bu yeni ülkede yerine getirecekti. Yanında ise ileride peygamberlerden birisi olacak yeğeni Lût vardı; "Ve biz O'nu da, kardeşinin oğlu Lût'u da geçmiş ve gelecek bütün çağlar İçin kutlu kıldığımız ülkeye ulaştırdık.[491]

Bütün bu ayetler ve diğer bazıları, geçmişte yaşamış bir peygamberi ve O'nun müşrik toplumuyla mücadelesini anlatıyordu. Hz. İbrahim'in islâm daveti, Mek­ke'deki islâm davetinden, O'nun tevhid mücadelesi, Mekke'deki tevhid mücade­lesinden binlerce yıl önce gerçekleşmişti. Ama Hz. İbrahim'in binlerce yıl önce gerçekleştirdiği davetin seyri ve konuları, kendisinden binlerce yıl sonraki islâm daveti için bir modeldi. Şahıslar, mekanlar ve zaman farklı olabilirdi ama, davetin senaryosu aynıydı. Dolayısıyla, M.Ö. 2000'li yıllarda Sümer kentlerinin birisinde Hz. ibrahim'in liderliğinde Nemrut ve adamlarına karşı gerçekleştirilen islâm da­veti, bu davet için yürütülen çaba ve çalışmalar; M.S. 7. yüzyılın Mekke'sinde Hz. Muhammed'in Dâru'n Nedve üyelerine ve adamlarına karşı gerçekleştirdiği İslâm daveti, bu davet için yürüttüğü çaba ve çalışmaların birebir Örneğiydi; modeliydi. Ve bu nedenle, geçmişte yaşananları anlatan ayetler, esasen doğrudan Hz. Mu-hammed'e ve Mekke müşriklerine hitap ediyordu. Resulüllah, Hz. ibrahim'in şah­sından ve davet sürecinden neler yapması gerektiğini, yapacağı şeylerin nelere yol açacağını ve karşılaştığı zorluklardan nasıl kurtulacağım öğreniyordu. Yine bu ayetlerle zorlukları takip eden başarıların, mükafatların müjdesi veriliyordu. Al­lah, gerekirse razı olduğu kulları için ateşi bile 'serin ve esenlik' kılardı. O halde Resulüllah veya diğer müminler, hiçbir şekilde gidişatlarını yalpalatmamalı, ken­dilerine Hz. ibrahim'i örnek alıp O'nun dediklerini demeliydiler, O'nun gibi di­rençli olmalıydılar, davalarında O'nun gibi kararlılık sergilemeliydiler: 'Kendini bilmeyenden başka kim İbrahim'in dininden yüz çevirir. Hakikat şu ki; Biz ibrahim'i seçtik, O ahirette de salihlerdendir.[492]

Mekke müşriklerine gelince, onların selefleri, Hz. İbrahim'in hakkı tebliğ için gönderildiği Nemrut ve onun müşrik, sapık, zorba adamlarıydı. Mekke'nin müş­rik liderleri Nemrut ve adamlarıyla olan benzerliklerini inançlarıyla, sözleriyle, Resulûllah'a karşı tutum ve davranışlarıyla, İslâm davetine karşı yaptıklarıyla her fırsatta ortaya koymuşlardı ve halen de öyle davranmaya devam ediyorlardı. Nem­rut zorbaydı, zalimdi, kötüydü; Mekke'nin müşrik liderleri de. Nemrut ve adam­ları halkı sömürüyordu; Mekke'nin müşrik liderleri de. Nemrut tüm yaptığı zor­balıklan, sömürüleri, haksızlıkları putlarla meşrulaştırıyordu; Mekke'nin müşrik liderleri de. isimler, mekânlar ve zaman farklı olabilirdi; fakat oyun ve hileler ay­nıydı. Nemrut'un sisteminde ve toplumunda zulüm ve baskı vardı, Mekke'de de; Nemrut'un egemen olduğu toplumda sömürü ve haksızlık vardı, Mekke'de de; Nemrut'un dini saçmaydı, akılsızlıktı, hakikate muhalifti; Mekke'nin dini de... Dolayısıyla, eğer Mekke müşrikleri şirklerinde inat edip Resulüllah'ı reddetmeye devam ederlerse, zorbalıklarım sürdürürlerse, Nemrut'un ve adamlarının akıbeti­ni paylaşacaklarını bilmeliydiler. O akibet ki zelil, kötü ve horlanmış bir halde kalakalmaktı: 'Onlar, İbrahim'e düzen kurmak istediler. Fakat biz onları hüsrana uğ­rattık.[493]


[489] Enbiya, 21:69

[490] Saffât, .37:99

[491] Enbiya, 21:79

[492] Bakara, 2:130

[493] Enbiya, 21:70