๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hz.Muhammedin İslam Daveti => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 28 Temmuz 2011, 15:48:54



Konu Başlığı: Ticarî Hayatın Düzenlenmesi
Gönderen: Ekvan üzerinde 28 Temmuz 2011, 15:48:54
Ticarî Hayatın Düzenlenmesi


Medine'de, İslâm öncesinde, farklı zamanlarda kurulan dört ayrı çarşı vardı. Bun­lardan birisi Rûme kuyusu çevresindeki yerleşim biriminde yer alan Zebale çarşı-srydı. ikinci çarşı Kaynuka bölgesinde yer alıyor ve el-Cisr çarşısı olarak anılıyor­du. Üçüncü çarşı el-Asbah bölgesinde, dördüncü çarşı ise İbn Hayyeyn denilen so­kak üzerinde yer alıyordu. Çarşıların kontrolü büyük oranda Yahudilerin elindey­di. Pazar faaliyetlerini onlar kontrol ediyor, pazar yerinin kira bedelini onlar topluyorlardı. Resulüllah bu tekeli kırmak ve Müslümanların daha rahat ticarî faali­yetlerde bulunmalarını sağlamak için yeni bir pazar yeri tahsisine karar verdi. Ba­kî ü z Zübeyr denilen yerde büyükçe bir çadır kurdurarak, buranın Müslümanla-nn Pazar yeri olduğunu bildirdi. Fakat Nadîr Yahudilerinden Ka'b b. Eşref öfkeyle gelip, elindeki bıçakla çadırın iplerini keserek, Resulüllah'm kararını protesto etti. Resulûllah bir çatışma istemediği için, olayın üzerinde durmadı. Diğer bazı bölgeleri pazar yeri olarak düşündüyse de Müslümanların değişik gerekçelerle bu yerlerin uygun olmadıklarını söylemeleri üzerine, daha uygun bir yer araştırması­na girişti. Birçok kez Yahudilere ait pazar yerlerine gidip, sistemin nasıl işlediğini inceledi. Daha sonra uygun bir yer belirleyip burayı pazar yeri olarak ilan etti. Ti­carî faaliyetin canlanmasına imkân sağlamak için, Müslüman olmayan halkın da bu pazar yerini kullanmasını temin maksadıyla ticarî faaliyetten vergi alınmayaca­ğını ilan etti. Ayrıca ticarî faaliyetler bir düzene kavuşana kadar sıklıkla pazar ye­rine giderek, işleri yakından takip etti. Hiç kimsenin hiç bir şekilde pazar yerinde daha etkin konuma gelmesine müsaade etmedi. Bir gün küçük bir barakanın inşa edildiğini görünce kamu yararına açık bölgenin kişisel mülkiyete dönüşebileceği­ni düşünüp, barakayı yıktırdı. Ayrıca bazı emir ve tavsiyeleriyle ticarî faaliyetlere bir düzen vermeye çalıştı. Pazar yerinin dışındaki ahş verişleri doğru bulmadığı­nı ilan etti. Piyasayı çeşitli oyun ve taktiklerle yükseltenleri eleştirip aşağıladı. Bi­risi pazarlık yaparken bir başkasının pazarlığa karışmasını veya pazarlığı kızıştır­masını yasakladı. Alırken ve satarken nazik olunmasını, hiç kimsenin hiç kimse­ye kaba davranmamasını istedi.

Pazar yerindeki her türlü ticarî faaliyetin usulüne uygun yürütülmesini, güven ve dürüstlüğün esas olmasını hedefleyen Resulûllah, pazar teftişlerine uzun süre devam etti. Dürüst tüccarı övdü, insanları aldatan tüccarı aşağıladı. Bununla ilgi­li olarak şu örnek önemlidir: Bir gün pazar yerinde tahıl yığını gördü ve kontrol etti. Elini tahılın içine sokunca alt kısımlarının yaş olduğunu fark etti. Bunun se­bebini sordu. Tahıl sahibi ürününün yağmurdan ıslandığını söyledi. Halbuki ya­lan söylüyordu. Resulûllah bunu anladı ve üstü kuru, altı yaş tahılın halkı aldat­mak olduğunu, ticarette aldatanın Müslümanlarla birlikte olamayacağını bildirdi.