๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hz.Muhammedin İslam Daveti => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 15 Temmuz 2011, 17:02:42



Konu Başlığı: Sefer Hazırlığı
Gönderen: Ekvan üzerinde 15 Temmuz 2011, 17:02:42
Sefer Hazırlığı


Müslümanlardan bir çoğunun zihninde Resulüllah'ın durumuyla ilgili acı veren düşüncelerin yer edindiği günlerin birisinde, Mayıs ayının son günlerinde, Resu-lüllah'm bir çağrısı ile sevindiler. Resulûllah, bir sefer için hazırlanılmasını istiyor­du. Tebük seferinde olduğu gibi bu defa da nereye gidileceğini önceden açıkladı. Hedefte Suriye bölgesi vardı. Herkes çok sevindi. Resulûllah ile birlikte sefere çık­mak onlar için paha biçilmez bir zenginlikti, mutluluktu, şerefti. Ancak ertesi gün hiç beklemedikleri bir şey oldu. Resulûllah, Usâme b. Zeyd'i yanma çağırıp, ken­disini kumandan tayin ettiğini bildirdi. Filistin'deki Belkâ ve Dârûm bölgelerine kadar gitmesini söyleyip, sefer ile ilgili bazı tavsiyelerde bulundu. Anlaşıldı ki, kendisi sefere katılmayacaktı.

Resulûllah, Usâme'ye komutan olduğunu bildirdiği gece bir kez daha Bakî kab­ristanına gitti. Kabristanda uzun süre kalıp, dua etti. Evine döndüğü zaman başı­nın ağrıdığını söyledi. Eşi ilgilendi. Ateşi vardı. Geceyi rahatsız bir şekilde geçir­di. Sabah olunca tekrar Usâme'yi çağırttı. Eliyle bağladığı sancağı Usâme'ye verdi ve 'Allah yolunda, Allah'ın adı ile savaşmaya gidin. O kâfirlerle savaşın. Savaşın fa­kat söz verdiğiniz zaman sözünüzü tutun. Çocukları ve kadınları öldürmeyin. Eğer düşmanla karşılaşmazsanız, karşılaşmayı temenni etmeyin. Bilemezsiniz, belki de bu haynnızadır. Onlarla karşılaşmak belki 'de sizin için bir musibettir. Allah'a dua edip 'Allahım bize yardım et. Düşmanlarımızın hakkından gel. Onların bize zarar verme­lerini önle' deyin. Düşmanlarınız gürültü yapacak, bağırıp çağıracaklardır. Sakın sü­kunet ve vakarınızı bozmayın. Sizler de onlar gibi bağırıp, çağırmayın [58] dedi. Sonra mücahitler için dua etti ve Usâme'ye, mücahitlerin sefere çıkmadan önce toplan­maları için karargâhı Medine'nin beş kilometre dışındaki Cüruf bölgesinde kur­masını söyledi.

Usâme, Resulüllah'ın verdiği sancağı götürüp Cüruf e dikti. Müslümanlar bunun anlamını bilirlerdi. Bu 'hazırlanın ve buraya toplanın' demekti. Herkesin top­lanması birkaç gün alırdı. Daha ilk anda birçok Müslüman Cürüfte toplandı. Gündüzleri Cürüfde bekleşiyor, akşam olunca evlerine dönüyorlardı. Resulül-lah'ın isteği olduğu için hiç kimse seferden geride kalmak istemiyordu. Herkeste tatlı bir telaş vardı. Hiç kimse Tebük seferinden geride kalan münafıkların veya mazeretsiz şekilde geride kalıpta affedildiklerini bildiren ayetler vahyolununcaya kadar büyük sıkıntılar çeken Kâ'b b. Mâlik, Mürâre b. Rebî ve Hilâl b. Umeyye'nin durumuna düşmek istemiyordu.


[58] Vakıdî, Megazi, III/1117, 1118