Konu Başlığı: Putperestliğin Bazı Sebepleri Gönderen: Ekvan üzerinde 31 Temmuz 2011, 14:15:05 Putperestliğin Bazı Sebepleri Putperestliğin oluşumuna ve yaygınlaşmasına katkı sağlayan birçok sebep vardır. Bu sebepleri doğru tespit edebilmek ve doğru değerlendirebilmek için öncelikle şirkle ilgili hiç değişmeyen şu temel özelliği hatırlamak gerekiyor: Müşrikler Allah'ın varlığına ve birçok sıfatına inanan kimselerdir. Kur'an müşrikleri bu şekilde tanımlamaktadır. Kur'an'ın bildirdiğine göre, bazı kimseleri müşrik yapan şey, Allah'ın varlığına inanmamaları değil; Allah'ın varlığına veya sıfatlarına ortak koşmalarıdır. Bir şeyi Allah'a ortak koşmak ise, o şeyi muhakkak Allah kabul etmek anlamında değildir. Allah'ın bir veya birkaç sıfatının benzerinin, kendisine tapılan şeyde/kişide olduğuna inanmak, şirkin yaygın nedenlerinden birisini teşkil etmiştir. Bu konuda Nemrut veya Firavun'un durumu, şirkin bu türünün bir örneği olarak hatırlanabilir. Nemrut veya Firavun kendisini tanrı ilan ederlerken, esasen kendisinin Allah gibi ölümsüz, her şeye muktedir, her şeyi yaratan... olduğunu iddia etmiyordu, etmemiştir de. Onlar kendilerinin birer insan olduklarını, bir çok şeyde aciz olduklarını, öleceklerini biliyorlardı. Ama, şirklerinin kaynağı olarak, bazı özellikleriyle Allah'la benzeştiklerine de inanıyor ve iddia ediyorlardı. Diğer insanlarınkine göre daha ayrıcalıklı ve güçlü bir şekilde öldürme, yaşatma, affetme, cezalandırma, emretme... gücüne sahip olmaları, Allah'la benzeştikleri inanç ve iddialarının temel gerekçesiydi. Çünkü, sahip oldukları bazı güç ve imkanlar kendilerini bu konularda diğer insanlardan ayırmıştı. İstediklerini istedikleri zaman öldürebiliyor veya öldürmeyi düşündükleri kişi veya kişlerin yaşamasına karar verebiliyorlardı. Bu nedenle de Allah'a rağmen kendilerine itaat istiyor ve itaati yaygınlaştırmak için çaba sarfediyorlardı. İşte, kendilerini veya inananlarını müşrik yapan bu veya benzeri özellikleriydi. Heykel putlarına tapma biçiminde açığa çıkan ve insanlık tarihinde son derece yaygın olan şirkin durumu da, esasen Nemrut veya Firavun'un tanrılaştırılma anlayış ve gerekçeleriyle büyük oranda benzerlikler taşımaktadır. Bu konuda örnek olarak Mekke müşrikleri dikkate alınabilir. Mekke'nin müşrikleri heykel putlara tapıyorlardı ama diğer tüm çağlardaki ve toplumlardaki şirkdaşları gibi, putlarının tanrı olmadığını da biliyorlardı. Bu nedenle de puta, tahta veya taştan oluşan varlığı nedeniyle tapmıyorlardı. Onların bazı şeyleri putlaştırmalarının nedeni, o şeyin 'Yüce Varlık'ı (Allah'ı) sembolize ettiğine olan inançlarıydı. Bu inanç bazı toplumlarda, bazı şahısların da Allah'ı sembolize ettikleri anlayışına dönüşse bile, yaygın biçimini heykel putçuluğu oluşturmuştur. Şirkin bu türünün gerekçesi ise, putun insan ile Allah arasında yer alan bir varlık olduğu ve özellikle insandan Allah'a yönelişe aracılık yaptığı inancıdır. Kur'an bu sapkın inanca şöyle tanıklık yapmaktadır: 'Allah'ın dışında canlı veya cansız başkalarım dost ve koruyucu kabul edenler: 'Biz bunlara, sırf bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz' derler.[434] Yüceliği nedeniyle Allah'ı kendilerinden çok uzakta düşünen bazı insanlar, istek ve arzularını Allah'a ulaştırmak için putlara yönelerek şirke mensup olmuşlardır. Bunların inançlarına göre, putlar (heykel putlar veya putlaştırılan insanlar) insan ile Allah arasında yer alan varlıklardır. Maddî varlıklarıyla insana, sembolize ettikleri sıfatlarıyla da Allah'a yakındırlar. Dolayısıyla insanın istek ve arzularını, insanın bizzat kendisine göre Allah'a ulaştırmaya daha uygun konum ve özelliktedirler. Kur'an bu inancı şiddetle reddetmiş ve saçma, sapkın bir anlayışa dayandığına dikkat çekmiştir: 'De ki: Allah'tan başka ortaya koyduğunuz ilâhları çağırın veyalvann. Onlar sizden ne bir zararı çevirebilirler, ne de onu değiştirebilirler. Onların taptıkları, yalvarıp yahardıklan varlıklar da, onların Allah'a en yakın olanları da Rablerine yaklaşmak için bir yol ararlar, O'nun rahmetini umarlar, O'nun azabından korkarlar. Çünkü O'nun azabı, cidden çekinip kaçınmaya değer bir azaptır.[435] 'Allah'ı bırakıp da, O'ndan başkasına tapanların taptıkları şeylerin hiçbirisi, hiç kimseye şefaat etme gücüne sahip değildir.[436] Putperestliğin nedenlerinden bir diğeri de, sahip olunan ve üstesinden geline-meyen bazı endişelerdir. İçinde yaşanan kainatın, üzerinde yer alman dünyanın, mensubu olunan fiziksel çevrenin bilinmeyenlerine ilaveten; sahip olunan veya tahayyül edilen madde ötesi güçlerin, özelliklerin, yeteneklerin de bilinmeyenleri karşısında kendisini bilinmeyenlerle kuşatılmış gören bazı insanlar, her an gerçekleşebilecek ve hiç beklenmeyen bir tehlike veya olumsuz durumla karşılaşabileceği endişesi içerisine girebilmektedirler. Doğa felaketleri bunun en somut örneğidir. Ayrıca, hastalıklar, kazalar ve ölüm de yine insanların hiç beklemediği bir zamanda açığa çıkabilen bazı önemli olumsuz durumlardır. Kendisini güvende hissetmek isteyen, bu bilinmeyen ve beklenmeyen felaketlere karşı tedbir almak isteyen insanlar, tüm bu tehlikeleri ve olumsuz durumları kendi imkânlarıyla önleyemeyeceklerini bildikleri için, onları önleyebileceğine inandıkları ve tanrısal özelliklere sahip olduğunu düşündükleri şeylere yönelmişlerdir. Ancak, kendilerini güvende hissetmek için bazı şeyleri putlaştıran ve onların kurgulanmış iradelerine sığman insanlardan bazıları, zamanla o inandıkları putun iradesinin kendi aleyhlerine döndüğüne de inanmışlardır. Bu durumda 'iyilik tanrısının' yerini 'kötülük tanrısı' almış ve onu memnun edebilmek, onun gazabından' korunabilmek için, onu memnun edeceğine inanılan şeyler bir ibadet anlayışıyla yapılmaya başlanmıştır. Bu inancın gerektirdiği uygulamalar bazı toplumlarda insan kurban etmeye kadar uzanmıştır. Örneğin İnka ve Aztek toplumlarında bir yıl içerisinde binlerce insan kurban edilirdi. Kur'an'ın bu konuya yaklaşımı, konuyla ilgili hakikati bildirerek yanlışlığı gösterme yöntemi son derece önemli ve anlamlıdır: 'Siz kendi ellerinizle yonttuklarınıza mı tapıyorsunuz? Oysa sizi de, sizin yonttuklarınızı da yaratan Allah'tır.[437] Aşırı sevmek de putçulugun nedenlerinden bir diğeridir. Bir şeyi veya kişiyi çok sevmek, kişiyi Allah'ın iradesi yerine o şeyin iradesine teslim olmaya dahil edebilmektedir. Bu açıdan Araplar arasındaki putperestliğin nedenlerinden birisinin bizzat Kabe'ye yönelik sevgi ve saygılarının olması ilginç ve önemlidir. Risâ-letten çok önceki çağlarda, çok büyük zorluklarla uzak bölgelerden Kabe'yi ziyarete gelenler veya Mekke'den başka bölgelere göç edenler, hatıra olarak Kabe'den veya Mekke'den yanlarına aldıkları taş veya benzeri şeyleri zamanla kutsayıp putlara dönüştürmüşlerdir. Arap putperestliğiyle ilgili önemli bir kaynağın yazarı olan îbn Kalbi'nin bildirdiğine göre, Mekke'den uzak bölgelere göç edenler Mekke'den aldıkları bir taşı yanlarında götürürler ve onun etrafında dönerek kendilerini Kabe karşısında tavaf ediyor kabul ederlerdi. Zamanla o taşlar Kabe'nin sembolü olmaktan çıkıp, tapılan bir puta dönüşmüştür. Nûh kavminin putlarının da o toplumda yaşamış ve ölmüş bazı seçkin, salih insanların sembolleri olması, aşırı sevmenin putçuluğa neden oluşuyla ilgili önemli bir başka örnektir. Hz. Nuh'un kavmi ilk zamanlar o çok sevdikleri insanların hatırasını canlı tutmak için heykellerini yapanlar, zamanla o heykelleri putlaştırmalardı. Hatta Hz. Nuh'tan putperestliği terk etmeleri gerektiğini işitince, salih kişilerin sembolleri olan heykellere sarılıp, onları tevhid hakikatini reddetmek pahasına korumanın telaşına düşmüşlerdi: "Sakın tanrılarınızı terk etmeyin. Özellikle Vedd'i, Süva'ı, Yegüs'u, Yeûk'u ve Nesr'i bırakmayın' dediler. Böylece onlar birçok kimseleri yoldan çıkardılar.[438] Kur'an, bir şeyi aşın sevmenin şirke neden oluşu ve bu yanlışlığın sonucuyla ilgili olarak Hz. İbrahim'in ağzından şu gerçeği bildirmiştir: 'îbrahim onlara dedi ki: 'Siz Allah'ı bırakıp, dünya hayatında birbirinizin duygularını okşayarak, aranızdaki uzlaşmanın, dostlukların kaybolmaması ve birbirinize dostluğunuzun devamı için bazı kimseleri ve putları ilâhlar edindiniz- Daha sonra kıyamet gününde, birbirinizi tanımaz hale gelecek ve her biriniz diğerine lanet okuyacak, varıp barınacağınız cehenneme düşeceksiniz ve sizin için orada yardımcılardan bir kimse de bulunmayacak.[439] [434] Zümer, 39:3 [435] îsra, 17:56,57 [436] Zuhruf, 43:86 [437] Saffat, 37:95,96 [438] Nuh: 71-23,24 [439] Ankebut, 29:25 Risâlet sürecinin sonraki yıllarında vahyoîunan bir ayet ise şöyledir: 'İnsanlardan bir kısmı, Allah'tan haşhaşım O'na denk ve ortak kabul ederler de Allah'ı sever gibi onları severler, iman edenlerin ise Allah'ı sevmesi çok daha köklü ve devamlıdır. Varlık sebebine aykırı davrananlar, azabı gördükleri zaman bütün kuvvetin Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın azabının çetin olduğunu anlayacaklarını keşke bilselerdi' (Bakara, 2:165). |