> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hz.Muhammedin İslam Daveti > Peygamberin Görevi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Peygamberin Görevi  (Okunma Sayısı 1113 defa)
29 Temmuz 2011, 16:15:18
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 29 Temmuz 2011, 16:15:18 »



Peygamberin Görevi


Risâletin erken bir döneminde vahyolunan ayetlerin birisinde, Mekkelüerin şah­sında, peygamberlerin insanlığa gönderiliş nedeni şöyle açıklandı: 'Eğer biz, ken­dilerine peygamber göndermeden önce onları bir azapla helak etseydik, muhakkak şöyle diyeceklerdi: 'Ya Rabbi! Bize bir elçi gönderseydin de, şu aşağılık ve kepaze du­ruma düşmeden önce âyetlerine uysaydık!.[108] Bu ayet, açık bir şekilde, eğer peygamber gönderilmemiş olsa, insanların cehenneme sürüklenmekten kur­tulamayacaklarını bildiriyordu. Ayrıca, diğer bazı ayetlerde de peygamberlerin gönderiliş nedeni daha başka açılardan ayrıntılı olarak bildirildi. Bunların içerisin­de en önemlisini, ubudiyet tevhidi olarak tanımlanabilecek olan sadece Allah'a kul olmayı hatırlatmak oluşturuyordu. Bu, daha önce birçok vesileyle ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, hayat tarzının genel gidişatını Allah'ın bildirdiği ilke ve şartlara göre oluşturmakla ilgili bir durumu ifade ediyordu. Allah'a rağmen, Al­lah'ın bildirdiği ilke ve şartlara rağmen başkalarına itaat etmemek, başkalarının il­ke ve şartlarına boyun eğmemek anlamına geliyordu. Bu durum, bir ayette, bizzat Resulüllah'm şahsında, şöyle açıklandı: 'Senden önce gönderdiğimiz her peygambe­re 'Benden başka İlâh yoktur; Bu nedenle sadece bana kulluk edin' diye vahyettik.[109]

Sadece Allah'a kulluk etmek gerektiğinin bildirilmesi insanların yanlışa düş­memeleri için yeterli değildir. Önemli olan bu kulluğun gereğini de bildirmektir. Emredilen kulluğun bir gereği vardır ve insanların mevcut bilgi imkânlarıyla Allah'a kulluğun gereklerini kendiliklerinden bilebilmeleri, bulabilmeleri mümkün değildir. Bu nedenle her peygamber 'Sadece Allah'a kulluk [110] ilkesinin gerektirdiği uygulama ve şartları da bildirmekle görevli kılınmıştır. Her peygam­ber, ilâhî bilginin Allah ile insanlar arasındaki elçisi olmanın yanında, doğru yolu gösteren bir rehber, gerçekleri hatırlatan bir uyarıcı, iyi işlerin sonundaki esenli­ği müjdeleyen bir müjdeci, kötü işlerin sonundaki azabı düşündüren bir korku­tan olma görevleriyle de sorumlu kılınmıştır. Şu ayetler bununla ilgilidir: 'Biz se­ni müjdeleyici ve uyana olarak hak ile gönderdik. Her millet için mutlaka bir uyarı­cı (peygamber) bulunmuştur.[111] 'Biz Kur'an'ı hak olarak indirdik; o da hakkı getirdi. Seni de ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.[112] Andolsun ki Musa'yı da, 'Kavmini karanlıklardan aydınlığa çıkar ve onlara Allah'ın geçmiş kavimlerin başına getirdiği felâket günlerini hatırlat' diye mucizelerimizle gönderdik. Şüphesiz ki bunda çok sabırlı, çok şükreden herkes için ibretler vardır.[113] 'Tâğut'a kulluk etmekten kaçınıp, Allah'a yönelenlere müjde vardır. Kullarımı müjdele, o kullarımı ki, onlar sözü dinlerler, sonra da en güzeline uyarlar, îşte onlar, Allah'ın doğru yola ilettiği kimselerdir. Gerçek akü sahipleri de onlardır.[114]

Peygamberler mutlak hakikatler konusunda insanları bilgilendirmişler ve bu hakikatlerin uygulamaya aktarıhş biçimlerini de göstermişlerdir. Fakat bunu ya­parken insanlardan kendi şahıslarıyla ilgili herhangi bir beklenti içerisinde olma­mışlardır. Yaptıkları ağır işin karşılığını, karşılaştıkları zorlukların ücretini sade­ce Allah'tan beklemişlerdir. Bu son derece önemlidir; yoksa insanların zihninde yerine getirilen görevin amacına ilişkin yanlış kanaatler oluşurdu. Bu ise hakika­tin kavranışmı ve uygulamasını aksatır; yanlışlara sevk ederdi. Zaten bazıları bu­nu anlayamadıkları içindir ki, peygamberin, yerine getirdiği işler karşılığında ba­zı beklentilerin içerisinde olduğunu zannetmişlerdi. Firavun ve adamlarının, Hz. Musa'nın iktidar savaşı verdiğini zannetmeleri, bu yanlış anlayışın bir gereğinden başkası değildi. Firavun ve adamları şöyle demişlerdi: 'Bunlar (Musa ve Harun) iki büyücü, başka bir şey değil. İstiyorlar ki, büyüleriyle sizi yurdunuzdan çıkarsınlar ve sizin örnek (güzel) yolunuzu (hayat tarzınızı, dininizi) yok etsinler. Fakat her peygamber müşrik zihniyetinin anlayamadığı gerçeği şöyle açıklamıştır: 'Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum. Ve ben olduğundan baş­ka türlü görünenlerden de değilim.[115] Ey kavmim! Allah'ın emirlerini bil­dirmeye karşılık sizden herhangi bir mal istemiyorum. Benim mükâfatım ancak Al­lah'a aittir.[116] Ayrıca, hem peygamberi kontrol etmek ve hem de insan­ları bilgilendirmek için, davetin birçok aşamasında şu ilâhî uyarı yapılmıştır: 'Yok­sa sen onlardan bir ücret istiyorsun da bu yüzden onlar ağır bir borç altında mı kalı­yorlar?.[117] (Ey insanlar!) Sizden herhangi bir ücret istemeyen bu kim­selere tâbi olun, çünkü onlar hidayete ermiş kimselerdir.[118]

İlahî iradenin sesi olan Kur'an, her peygamberin inanç ve hayat tarzı için ge­rekli olan hakikatleri insanlara ileten bir elçi olduğunu bildirmesinin yanı sıra, bu elçiliğin sadece bilgiyi bir taraftan diğer tarafa aktaran araç biçiminde olmadığım; her peygamberin aynı zamanda kendisine vahyolunan ve insanlara bildirdiği ilâhî hakikatin bedenleşmiş boyutunu temsil ettiğini de açıklanmıştır. Buna göre, hiç­bir peygamber, şahsen, ilâhî görevi insanlara bildirdiklerinden ve istediklerinden müstağni olmamıştır. Her peygamber, herkesten önce, kendisine vahyolunan ve insanlara bildirdiklerine uymakla, onların gereklerini yerine getirmekle sorumlu kılınmıştır. Bu zorunludur, çünkü her peygamber bir kuldur ve her kul gibi o da kulluğunun gerekleriyle sorumludur. Ayrıca her peygamber bir hakikat önderidir ve önderliği model oluşunu gerektirmektedir. Bu nedenle de her peygamber, ilâ­hî hakikatin yaşayan bedeni, uygulamadaki en mükemmel modeli olmuştur. İn­sanlar, peygamber ile, hem ilâhî hakikate bilgi düzeyinde sahip olmuşlar, hem de hakikat bilgisinin yaşantıdaki olması gereken biçim ve muhtevasını peygamberin modelliğinde görmüşlerdir.



[108] Taka, 20:134

[109] En­biya, 21:25

[110] Fatiha, 1:5

[111] Fatır, 35:24

[112] Isra, 17:105

[113] îb-rahim, 14:5

[114] Zümer, 39:18,19

[115] Sad, 38:86

[116] Hud, 11:29

[117] Kalem, 68:46

[118] Yasin, 36:21

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Peygamberin Görevi
« Posted on: 28 Mart 2024, 20:18:25 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Peygamberin Görevi rüya tabiri,Peygamberin Görevi mekke canlı, Peygamberin Görevi kabe canlı yayın, Peygamberin Görevi Üç boyutlu kuran oku Peygamberin Görevi kuran ı kerim, Peygamberin Görevi peygamber kıssaları,Peygamberin Görevi ilitam ders soruları, Peygamberin Göreviönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes