> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hz.Muhammedin İslam Daveti > Örnek Kuran Neslinin Eğitimi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Örnek Kuran Neslinin Eğitimi  (Okunma Sayısı 860 defa)
24 Temmuz 2011, 17:39:01
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 24 Temmuz 2011, 17:39:01 »



Örnek Kur'an Neslinin Eğitimi


Ey iman edenler! Açıklanırsa hoşunuza gitmeyecek şeyleri sormayın. Eğer Kur'an indirilirken onları soracak olursanız açıklanır. Allah (açıklanmayan konuların sorumluluğundan) affetmiş tir. Allah çok bağışlayıcıdır, aceleci değildir. [74]

insanlar ilmi ve hidayeti kabul açısından üzerine yağmur yağan farklı top­raklara benzerler. Bu topraklardan ilki, su tutan, üzerinde otlar bitiren bir topraktır. Allah'ın dinini anlayan, öğrenip öğreten kimseler bu toprağa ben­zerler. İkinci toprak, üzerinde ot bitirmeyen çorak bir topraktır. Bu toprak suyu tutar ve insanlar onun tuttuğu bu sudan yararlanırlar. Onun suyunu içer, hayvanlarını ve bitkilerini sularlar. Kibrinden başını kaldırmayan kim­se bu toprak gibidir. Üçüncü toprak ise düz bir yamaçtır. Ne su tutar, ne de bir bitki yetiştirir. Allah'ın hidayetini kabul etmeyenler böyledir. (Hz. Mu-hammed (s)

Resulüllah, İslâm davetinin önderi, îslârnî hareketin lideri ve İslâm eğitiminin öğ­retmeni olarak, İslâm davetim kabul eden insanların inanç ve düşüncelerinden, bireysel ve toplumsal hayatlarına varıncaya kadar bütün hâl ve durumlarının İs­lâm'a göre şekillenmesinde aktif bir role sahip oldu. Üzerine yüklenen sorumlu­luğun gereğini ideal düzeyi temsil eden mükemmellikte bir eğitimci olarak yerine getirdi. Eğitmenlik özelliğini, hem teorisiyle ve hem de uygulamasıyla en mükem­mel biçimde ortaya koydu. Bunun ise kendi kişisel bir yeteneğinin veya çabasının sonucu olmadığını, insanlar arasından seçilmesinin bir sonucu olduğunu dile ge­tirmeyi ise hiç ihmal etmedi. Kendisini 'Ben eğitici olarak gönderildim [75] diyerek ta­nımladı. 'Eğitici' olma özelliğinin gereğinin ise; bilim, felsefe gibi çok özel veya teknik konularda insanları salt bilgilendirmek olmadığını bilhassa belirtti, bunu çok değişik vesilelerle sıklıkla dile getirdi. 'Ben ancak alemlere rahmet olarak gön­derildim [76] 'Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim [77] gibi ifadeleri söz konu­su açıklamalarının bazı örnekleri olarak anlam kazandı. Kur'an ise O'nu 'en güzel örnek [78] ve 'büyük bir ahlâk sahibi [79] kişi olarak tanıttı. O'nun 'Alemlere rahmet olması için [80] seçilip görevlendirildiğini açıkladı.

O'nun bu mükemmelliği, doğuştan gelen bir özelliğinin gereği değildi. O ''bü­yük bir ahlâkın sahibi' ve 'örneği', 'alemlere rahmet şahsiye? olarak doğmamış; sa­dece Mekke'nin 'en güvenilir' yurttaşı, Abdullah'ın oğlu, Abdulmuttalib'in torunu, Hatice'nin kocası, Kasım'ın babası Muhammed iken, 'büyük bir ahlâkın sahibi\ 'ör-neğV ve 'alemlere rahmet şahsiyet1 kılınmıştır. O, islâm davetini kabul eden insan­ları değiştirip, dönüştüren; onların mükemmel birer insan olmalarını sağlayan bir eğitimci haline gelmeden, öncelikle kendisi Kur'an ile değiştirilip, dönüştürül­müş, mükemmel bir şahsiyet kılınmış; hakikatler konusunda öğretilip, eğitilmiş­tir. Öncelikle bizzat kendisi ilâhî iradenin kontrolünde eğitilip yetiştirilerek tüm insanlık için en güzel örnek, en mükemmel model haline getirilmiştir. İnsanlık için dünya ve ahiret esenliğinin rehberi olan Kur'an'm öğretici ve eğitici özellikle­ri öncelikle O'nun şahsında uygulamaya dönüşmüştür. Bu nedenledir ki, Hz. Ai-şe, kendisinden Resulüllah'm ahlâkım soranlara 'O'nun ahlakı Kur'andı [81] diyerek O'nun en temel özelliğine vurguda bulunmuştur. Bu da ifade etmektedir ki, Kur'an ile O'nun ilişkisi teori-pratik ilişkisi olmuştur. Resulüllah'm uygulamaları Kur'an'm pratiğe dönüşmesinin gereğine göre gerçekleşmiştir. Bu nedenledir ki, O, islâm davetini kabul eden insanların inanç yanlışlıklarını düzeltmelerine katkı sağlarken; islâm'ın sadece bir inanç sistemi olmadığını, İslâm'ın inanç olduğu ka­dar, daha da önemlisi bir ahlâk, bir hayat tarzı olduğunu öncelikle bizzat kendi şahsında, yaşantısında göstermiştir.

İslâm davetinin, eğitiminin ve yaşantısının kaynağı, referansı Kur'an'dır. Kur'an olmadan ne İslâm, ne hidayet, ne ebedî saadet ve ne dosdoğru bir gidişat olur. Kur'an olmadan İslâm, yeryüzündeki dinlerden, ideolojilerden, hayat görüş­lerinden, yaşama biçimlerinden herhangi birisi olur. İnsanları huzur, saadet adı­na aldatan veya oyalayan inançlardan, görüşlerden, hayat tarzlarından birisi hali­ne dönüşür. Kur'an olmadan varlığın gayesini, hayatın anlamını, insanın varoluş amacını ve bütün bunlara uygun bir inanç ve hayat tarzım en doğru ve tek doğru biçimiyle elde etmek mümkün olmaz. Böyle olduğu içindir ki bizzat elçisi olduğu hakikat rehberini şöyle tanımlamıştır:

Kurtuluş Allah'ın Kitabına sarılmaktadır. Çünkü sizden öncekilerin haberi ile sizden sonrakilerin haberi ondadır. Aranızdaki problemleri çözecek hükümler de ondadır. O, insanlar için önemli bilgilere sahiptir; onda gereksiz hiçbir şey yoktur. Kim onu akılsızlığından dolayı terk ederse, Allah onu perişan eder. Kim iman yolunu ondan başkasında ararsa, Allah onu saptırır. O, Allah'ın sa­pasağlam ipidir. O, hikmetli olan zikirdir. O, dosdoğru yoldur. O, kendisine uyuldugu zaman arzuların sapmadığı, kendisiyle konuşulduğu zaman yalan ve yanlış şeylerin söylenmediği, âlimlerin okuyup düşünmekle bitiremediği bir ki­taptır. Onun olağanüstülükleri hiçbir zaman bitmez. O, cinlerin işitip de 'Ger­çekten biz, doğru yola ileten görülmedik oranda güzel bir Kuran dinledik de ona îman ettik [82] dedikleri kitaptır. Kim ondan bir haber getirirse, doğ­ru söylemiş olur. Kim onu uygularsa, sevap alır. Kim onunla hükmederse âdil olur. Kim insanları ona davet ederse doğruya iletmiş olur. [83]

İslâm davetinin, eğitiminin ve yaşantısının yegâne kaynağı ve referansı Kur'an olduğu içindir ki, Resulüllah insanları Kur'an'a yönlendirmeye çalışmış, onun bil­gisinden kendi çabalarıyla bilgilenmelerine büyük önem vermiş ve bunun gerçek­leşmesi için özel bir çaba sarf etmiştir. 'Sizin en hayırlınız Kur'an öğrenen ve öğre-teninizdif, [84] 'İçinde Kur'an bilgisi olmayan kişi, harap olmuş ev gibidif, [85] 'Kur'an'ı aralarınızda konuşup muhafaza ediniz- Varlığım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Kur'an'm hafızalardan, gönüllerden çıkıp kaçması, bağlı devenin bağından kurtulup kaçmasından daha çabuktuf [86] gibi sözleri, hep bu çabaların bir gereği ol­muştur. Bu ve benzeri sözleriyle Kur'an'a yönelişi sağlamaya ve mevcut yönelişi yoğunlaştırmaya çalışmıştır.

Kur'an'm yaşayan bedeni, hayata dönüşmüş biçimi olan Resulüllah'm, hakika­ti insanlara nasıl öğrettiği ve onları 'en güzel ahlâka göre' nasıl eğittiğiyle ilgili bir­çok tarihi bilgi mevcuttur. O'nun eğitim ve öğretim faaliyetlerinin muhatabı olan Müslümanların bir çoğu, kendilerindeki değişimin faili olan Resulüllah'm eğitim ve öğretim faaliyetindeki yöntem ve uygulamalarıyla ilgili birçok şeyler anlatmış­lardır. Resulüllah'm eğitim yöntemiyle ilgili olarak en çok anlatılan özelliklerden birisi; O'nun, entelektüel derinliğe sahip olmayan bir kitleye gönderilmiş olması nedeniyle, insanlara İslâm'ı anlatırken nasıl konuştuğuyla, söz söyleme tarzıyla il­gilidir. Elbette ki, söz önemlidir. Çünkü o bilginin nakil aracı, eğitimin temel un­surudur. Düşünce ve inancın tanığıdır. Dolayısıyla sözün doğru ifade edilmesi çok önemlidir. Anlaşılmayan veya yanlış anlaşılan, zihinsel karışıklıkları gidermeyen veya karışıklıkları artıran bir söz, doğru bir öğrenimin ve eğitimin aracı olmaz, olamaz. Doğru olmayan veya doğru anlaşılmayan söz, dosdoğru bir inancın ve ha­yat tarzının referansı olmaktan uzaktır. Bu nedenledir ki Resulüllah sözü en gü­zel biçimde söylemiştir. Bunu yaparak her türlü yanlış anlamanın önüne geçmiş ve doğruları sadece doğru anlaşılacak şekilde muhataplarına anlatma başarısını göstermiştir. Sözü, her zaman açık, kısa ve tam söylemiştir. İnsanların farklı anla­yışlara, anlama yeteneklerine sahip olduklarını hiçbir zaman göz ardı etmemiştir. Hiçbir zaman zihinleri karıştırmamış, anlayışları zorlamamıştır. Çünkü öncelikle kendisi 'en güzel söz [87] ile eğitilmiştir. Bu nedenle de çevresindeki Müslümanları sıklıkla insanlarla görüşüp, konuşmalarındaki tutum ve tavırları konusunda uyarmıştır. 'Kolaylaştırın, güçleştirmeyin. Müjdeleyin, nefret ettirme­yen [88] Bir topluluğa akıllarının anlayamayacağı şeylerden bahsetmek doğru değildir.

u onlar için bir fitne olur [89]  'İnsanlara akıl seviyelerine göre konuşmakla emrolun-aum, [90]  'Bir topluluğa, onların akıllarının kavrayamayacağı bir sözü söyleyen, onlar Kin fitne sebebi olur [91]  gibi istek ve nasihatları hep bunun gereği olmuştur. Bir se­terinde, insanların farklılıklarını bir benzetmeyle açıklayıp, bu farklılığa göre konuşulmasını ve davranılmasmı istemiştir. Benzetmesi şöyledir: 'İnsanlar ilmi ve hiayetı kabul açısından üzerine yağmur yağan farklı topraklara benzerler. Bu topraklavdan ilki, su tutan, üzerinde otlar bitiren bir topraktır. Allah'ın dinini anlayan, öğ­renip öğreten kimseler bu toprağa benzerler. İkinci toprak, üzerinde ot bitirmeyen ço­rak bir topraktır. Bu toprak suyu tutar ve insanlar onun tuttuğu bu sudan yararlanır­lar. Onun suyunu içer, hayvanlarını ve bitkilerini sularlar. Kibrinden başını kaldır­mayan kimse bu toprak gibidir. Üçüncü toprak ise düz bir yamaçtır. Ne su tutar, ne de bir bitki yetiştirir. Allah'ın hidayetini kabul etmeyenler böyledir. [92]

Öğrenmede motivasyonun etkisi önemlidir. Bu nedenle Resulüllah, dikkatle­rin söyleyeceklerinde toplanmasını sağlamak için bazen konuşmaya dikkat çeken bir soruyla başlardı. Sorusuna aldığı cevaplan dikkatle dinler, cevaplar doğru ise tasdik eder; fakat eğer yanlış ise yanlış demeden, insanları mahcup etmeden, doğ­ruyu en uygun ifade tarzıyla bildirirdi. Muaz b. Cebel'i vali göreviyle Yemen'e gönderirken, bu seçkin sahabesine görevi dahilinde sorduğu sorular, eğitim yön­teminin özelliklerinden birisini açığa çıkarması açısından önemli bir örnektir. Muaz b. Cebel anlatıyor: 'Resulüllah beni Yemen'e gön...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Örnek Kuran Neslinin Eğitimi
« Posted on: 23 Nisan 2024, 21:59:30 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Örnek Kuran Neslinin Eğitimi rüya tabiri,Örnek Kuran Neslinin Eğitimi mekke canlı, Örnek Kuran Neslinin Eğitimi kabe canlı yayın, Örnek Kuran Neslinin Eğitimi Üç boyutlu kuran oku Örnek Kuran Neslinin Eğitimi kuran ı kerim, Örnek Kuran Neslinin Eğitimi peygamber kıssaları,Örnek Kuran Neslinin Eğitimi ilitam ders soruları, Örnek Kuran Neslinin Eğitimiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes