> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hz.Muhammedin İslam Daveti > Nadirlerin Medine den Kovulmaları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Nadirlerin Medine den Kovulmaları  (Okunma Sayısı 982 defa)
24 Temmuz 2011, 17:48:26
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 24 Temmuz 2011, 17:48:26 »



Nadirlerin Medine'den Kovulmaları


Onlar kalelerinin kendilerim Allah'tan koruyacağını sanmışlardı. Allah'ın azabı onlara hiç düşünmedikleri şekilde geldi. (Allah) onların kalplerine korku saldı. Öyle ki, evlerini kendi elleriyle ve müminlerin elleriyle tahrip ediyorlardı. Artık basiret sahipleri ibret alsınlar. [1]

Esed topluluğuna düzenlenen harekâtın başarısı Uhud sonrası günlerde Müslü­manlar için bir sevinç kaynağı oldu. Ancak üst üste yaşanan Raci ve Mauna katli­amları Medine'deki havayı Müslümanların aleyhine olmak üzere tekrar bozdu. Ya­hudilerin ve münafıkların şımarıklıkları her geçen gün arttı. Hiç çekinmeden Müslümanlarla açıktan alay etmeye başladılar. Bunda Mekke müşriklerinin gön­derdikleri mektupların ve haberlerin de etkisi vardı. Mekke eşrafı, Yahudilere ve bildikleri bazı münafık liderlere hitaben yazdıkları mektuplarda, kendi araların­dan çıkıp Medine'ye hicret etmiş Müslümanlara istediklerini yapabileceklerini, bu konuda kendilerine hiçbir şekilde engel olmayacaklarını, hatta memnun olacakla­rını bildiriyorlardı. Fakat Mekke eşrafının bu teşvikleri istedikleri türden bir ha­reketi başlatmaya yetmeyince, bu sefer tehdit etmeye, korku vererek Yahudi ve münafıkları Müslümanlara karşı bir harekete kalkışmaya zorladılar: 'Sizler silah ve kalelere sahipsiniz. Güçlüsünüz. Adamımızı öldürüp kendinizi ve bizi kurtarırsanız ne alâ, yoksa kanlarınızla bizim aramıza ayaklarındaki halhallarından başka hiçbir şey giremez [2] diyerek tehditler savurmaya başladılar.

Aslında Mekke eşrafının istediğini münafıklar da, Yahudiler de en az Mekke eşrafı kadar istiyorlar, fakat içinde bulundukları şartlarda düşmanlıklarının gerek­lerini istedikleri gibi yerine getiremiyorlardı. Münafıkların bu korkaklıkları de­vam ederken, özellikle Nadir Yahudileri Mekke eşrafından aldıkları sözlü destek­lerle cesaretlendiler ve içinde bulunulan zamandaki genel havanın Müslümanların aleyhinde olmasının da etkisiyle kendi aralarında gizliden gizliye Müslüman­lara yönelik saldırıların planlarını konuşmaya başladılar. Bu konuşmalardan ve planlardan Resulüllah'm haberi oldu. Resulüllah, öncelikle içinde bulunulan psi­kolojik ortamı Müslümanların lehine çevirecek ve onu takiben de Nadir Yahudilerinden kurtuluşu sağlayacak çare arayışına girdi. Ne yapacağını düşünürken, şartlar Allah'ın dilediği şekilde gelişip Müslümanları savaşsız bir zafere ulaştırdı.

Resulüllah, Mauna katliamında kurtulan Amr b. Umeyye'nin Medine'ye gelir­ken yolda öldürdüğü iki Amirlinin fidyesi için Nadir Yahudileriyle görüşmeye ve onlardan yardım istemeye karar verdi. Nadirlerden yardım istemesinin iki nedeni vardı. Birincisi, Nadirliler fidyenin verileceği Amir boyunun müttefikiydiler. îki kişi yanlışlıkla öldürülmüştü ve bu yanlışlık Müslümanlarla Amirler arasında bir probleme yol açmadan çözülmeliydi. Nadirler eğer isterlerse Amirlerle Müslü­manlar arasındaki problemin çözümüne katkı sağlayabilirlerdi. Ayrıca, hicreti ta­kiben Yahudilerle yapılan anlaşmalar gereği, taraflar birbirlerini fidyeler konusun­da destekleyecekler, ihtiyaçlarını karşılayacaklardı. Bu durumda Nadirlilerin Müslümanlar tarafından yanlışlıkla öldürülenlerin fidyesine destek olmaları gere­kiyordu.

Resulüllah Medine'ye iki kilometre uzaklıkta bulunan Nadirlerin yerleşim merkezine aralarında Ebû Bekir, Ömer ve Ali'nin de bulunduğu 8-10 kişilik bir Müslüman grubuyla birlikte gitti. Nadir ileri gelenleriyle görüştü. Nadirler Resu­lüllah'm isteklerini uygun ve haklı bulup fidye için gerekli yardımı yapacaklarını bildirdiler. Resulüllah'ı ve yanındaki Müslümanları bir müddet oturmaya davet edip, kendi aralarında konuşacaklarım bildirdiler. Resulüllah ve yanındaki Müs­lümanlar bir evin duvarının dibine oturarak beklemeye başladılar. Bu sırada Ya­hudiler asıl planlarını uygulamaya koydular. Planlarına göre, evin damından taş yuvarlayacak ve böylelikle Resulüllah'ı öldüreceklerdi. Taşı kimin yuvarladığı bi­linmediği için de katil tespit edilemeyecek ve Nadirler sorumlu olmayacaklardı. Hazırlanan hain plan Allah tarafından Resulüllah'a bildirildi ve hemen oradan uzaklaşması istendi. Resulüllah hiç kimseye bir şey demeden kalkıp Medine'ye döndü. Geride kalan Müslümanlar ve Yahudiler O'nun ihtiyaç karşılamak için bir yerlere gittiğini zannetmişlerdi. Resulüllah'm dönmediğini görünce Yahudiler te­laşlandılar. Planlarının anlaşılmış olmasından korktular. Ne yapacaklarını görüş­meye başladılar. Hiçbir şey planlamamış gibi davranıp, Müslümanları yemeğe da­vet etmeyi kararlaştırdılar. Ancak Müslümanlar da Yahudilerin durumlarından şüphelendiler. Resulüllah'm da kaybolduğunu görünce durumu aralarında görü­şüp, bir değerlendirme yaptılar. Resulüllah'm Medine'ye dönmüş olabileceğini dü­şünüp, kendileri de Medine'ye döndüler. Medine'de Resulüllah'la karşılaşıp olup-bitenin nedenini sordular. Resulüllah durumu anlatınca, o Müslümanlar da Yahu­dilerin hâl ve hareketlerinden dolayı kuşkularında haklı olduklarım anladılar. Bu hainlik, daha önce yapılan dostluk anlaşması gereği Yahudilere karşı bir harekâta girişemeyen Resulüllah'a düşündüğünü uygulama imkânı sağladı. Daha önce vah-volunmuş bir ayet de bu konuda kendisine rehber ve destek oldu. Ayet şöyleydi: 'Bir topluluğun (yapılan anlaşmaya) hainlik etmesinden korkarsan, sen de (onların seninle yaptıkları anlaşmayı) aynı şekilde onların üzerine at; çünkü Allah hainler sevmez.[3] Resulüllab, Muhammed b. Mesleme'yi 'Resulüllah'ı öldürme girişiminizle anlaşmayı bozdunuz- Size on gün süre tanınmıştır. On gün içinde evle­rinizi ve topraklarınızı terk edip Medine'den ayrılın. Eğer Medine'yi terk etmezseniz boyunlarınız vurulacaktır [4] ültimatomuyla Nadirlere gönderdi. Nadirler şaşırdılar. Oyunlarının bu kadar kolay anlaşılmasının ve hiç ummadıkları bir karşılık alma­larının şaşkınlığıyla İslâm öncesi dönemde dostları olan Muhammed b. Mesle-me'ye 'Evslilerden hiç kimsenin bize böylesi çetin bir haber getireceğini ummazdık' diyerek, yardımını rica ettiler. Ancak Muhammed b. Mesleme 'Kalpler değişti' di­yerek, artık Nadirlerle dost olmadığım ve kendilerine bir yardımının olmayacağı­nı ifade etti.

Nadirler, Resulüllah'ı öldürme girişimleriyle, anlaşmayı bozdukları için yapa­bilecekleri bir şey yoktu. Kendilerini savunamadılar. Suçlu olduklarım biliyorlar­dı. Fakat Medine'den de ayrılmak istemiyorlardı. Ne yapacaklarına bir türlü karar veremiyorlardı. Ne yapacakları konusunda kararsızlık içerisindeyken, münafıkla­rın lideri Abdullah b. Ubeyy gizlice Nadirlerle irtibata geçti. Abdullah b. Ubeyy, Nadir topluluğunun liderlerine kesinlikle Medine'yi terk etmemelerini iletti; çıka­cak bir savaşta kendilerini destekleyecekleri sözünü verdi: 'Evlerinizi terk etmeyin. Her an emrimi yerine getirmeye hazır iki bin adamımla yardımcınızım, Aynca Ku-rayzalar da yardımlarını esirgemezler. Gatajan'dan olan müttefiklerimiz de yardım ederler [5] dedi. Bu sözlü destek Nadirleri cesaretlendirdi. Kalelerine çekildiler ve kapıları kapayıp, beklemeye başladılar. Kalelerine çok güveniyorlardı. En kuvvet­li orduların bile kendilerini bu kaleden çıkaramayacağına inanıyorlardı. Üstelik Abdullah b. Ubeyy, Kurayza ve Gatafan gibi dostları da olduktan sonra korkma­larını gerektiren bir şey yoktu. Bir adamla Resulüllah'a haber gönderdiler. Medi­ne'den ayrılmayacaklarını, gerekirse savaşacaklarını bildirdiler. Bu cevapları Resu­lüllah tarafından 'Allah-u Ekbef sözüyle karşılandı ve mücahitlerden bir grupla gi­dip Nadirleri kalelerinde ablukaya aldı. Abluka bir süre devam etti. Bu süre içeri­sinde Nadirlere birkaç kez kararlarında ısrarcı olmamaları, eğer Medine'yi terk et­meyi kabul ederlerse kendilerine ilişilmeyeceği bildirildi. Ancak gizliden gizliye Abdullah b. Ubeyy tarafında kışkırtılan Nadirler savaşa hazır oldukları cevabını verdiler. Resulüllah, çoğu Uhud'da aldığı yaralar nedeniyle güçsüz olan Müslü­manları yeni bir savaşa sokmayı düşünmüyordu. Bu işin savaşsız sonuçlanmasını arzuluyordu. Üstelik Nadirliler sayı olarak Müslümanlardan fazlaydılar. Resulül­lah ne yapacağını düşünürken, başından sonuna kadar Kur'an'm bilgilendirme,

sevk ve idaresinde bir harekât başladı. Resulüllah sadece kendisine vahyolunan ve emredilenleri yaptı ve iş bitti.

Vahyolunan ayetlerin birisinde Nadirlilerin bir düşüncelerine değiniliyor ve güvenlerinin temelsizliği açıklanıyordu: 'Onlar kalelerinin kendilerini Allah'tan ko­ruyacağım sanmışlardı.[6] Bu ayet açıkça, Nadirlilerin kalelerine güven­melerinin Allah için hiçbir değer ifade etmediğini bildiriyordu. Daha da önemlisi, Nadirlilerin kalelerine sığınma amaçları, söz konusu ayette, 'Müslümanlardan ko­runmak olarak değil 'Allah'tan korunmak" biçiminde ifade ediliyordu. Bu da açık­ça dile getiriyordu ki, Resulüllah'm komutasındaki Müslümanlar Allah'ın yeryü­zündeki askerleriydiler ve Allah her yaptıkların da onlarla birlikte olacaktı. Onla­rın her yaptıkları Allah için olacaktı. Öyle de oldu. Sonuçta hiçbir çaba sarf edil­meden, yorulup, bitkin düşülmeden, kan akıtmadan, can almadan ve can verme­den Müslümanlar büyük bir zafer elde ettiler. Allah, o güçlü kalelerin kendi güç ve iradesi karşısından hiç bir şey olduğunu kolay bir zaferle münafıklara ve diğer tüm müşriklere açıkça gösterirken, Müslümanların itibarını da olması gereken şe­kilde yükseltti. Çatışmanın, kanın, ölümün olmadığı savaş şu şekilde gerçekleşti: Nadirler çok verimli ve iyi bakılmış bahçelere ve meyveliklere sahiptiler. Bah­çeleri kendileri için her şeydi; çünkü tek gelir kaynakları tarımcılıktı, ilk anından sonuna kadar ilâhî iradenin emir ve komutasıyla süren savaşın ilk aşamasında, Re­sulüllah, bazı Müslümanlara, Nadirlilerin kalelerinden görebilecekleri yerlerdeki bazı ağaçlan kesmelerini, evlerini yıkmalarını emretti. Müslümanlar bir kısım ağaçları kesip, Nadirlerin kaleye sığındıkları için boşalttıkla...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Nadirlerin Medine den Kovulmaları
« Posted on: 20 Nisan 2024, 11:40:10 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Nadirlerin Medine den Kovulmaları rüya tabiri,Nadirlerin Medine den Kovulmaları mekke canlı, Nadirlerin Medine den Kovulmaları kabe canlı yayın, Nadirlerin Medine den Kovulmaları Üç boyutlu kuran oku Nadirlerin Medine den Kovulmaları kuran ı kerim, Nadirlerin Medine den Kovulmaları peygamber kıssaları,Nadirlerin Medine den Kovulmaları ilitam ders soruları, Nadirlerin Medine den Kovulmalarıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes