> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hz.Muhammedin İslam Daveti > Münafıklar Ve Müslümanlar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Münafıklar Ve Müslümanlar  (Okunma Sayısı 848 defa)
16 Temmuz 2011, 15:02:39
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 16 Temmuz 2011, 15:02:39 »



Münafıklar Ve Müslümanlar


Hazırlıklar çabucak tamamlandı. Resulüllah ordugâhı Senetü'l Veda tepesine kur­du. Farklı yerleşim merkezlerindeki Müslümanlar gruplar halinde Medine'ye gel­meye başladılar. Yaklaşık otuz bin kişi toplandı. Bu risâlet sürecinde, Resulüllah'm komuta ettiği en büyük orduydu. Medine'den ayrılış günü yaklaşınca münafıklar çeşitli bahanelerle gelip orduya katılmamak için izin istemeye başladılar. Resulül­lah Müslümanlardan yaşlı, genç her kim olursa olsun orduya katılmalarını istemiş, vahyolunan ayetler de bu savaşa katılmanın önemine dikkat çekmişti. Resulüllah, buna rağmen, orduya katılmamak için değişik bahaneler üreten ve Medine'de kal­mak için izin isteyen herkese izin verdi. Zira asıl amacın ne olduğunu biliyordu. Şurası açıktı ki bu bir anlamda imanın test edildiği bir sefer olacaktı ve geride ka­lanlar bunu kaybetmiş, imanlarının mahiyetini ortaya koymuş oluyorlardı. Medi­ne'de ikamet eden münafıkların bedeviler üzerinde de etkisi görüldü ve bazı bede­viler savaşa katılmamak için yığınla bahaneler dile getirdiler. Hepsine izin verildi. Bu şekilde orduya katılmayanların sayısı seksen civarındaydı. O günlerde vahyolu­nan bir grup ayet münafıkların ve münafıkların oyununa gelen bedevilerin asıl ni­yetlerini şöyle açığa vurdu: 'Çevrenizdeki bedevi Araplardan ve Medine halkından birtakım münafıklar vardır ki, münafıklıkta maharet kazanmışlardır. Sen onları bil­mezsin, biz biliriz onları. Onlara iki kez azap edeceğiz, sonra da onlar büyük bir aza­ba itiîecekler.[150] Diğer bir ayet ise münafıklara kolaylıkla izin verdiği için Resulüllah'a uyarıda bulundu: 'Allah seni affetsin! Doğru söyleyenler İyice belli olup, yalancıları bilinceye kadar onlara niçin izin verdin?.[151]

Münafıklar orduya katılmayıp geride kalmak için bahaneler uydurup, izin al­maya çalışırlarken, orduya katılmamak için haklı gerekçeleri olan Müslümanlar ise engelleyici şartları yok edip, orduya katılmak için çabalıyorlar ve böylelikle imanlarının gereğine göre davranmış oluyorlardı. Bu konuda bir grup Müslüma-nın samimiyeti ayete konu olacak kadar önemliydi ve yüce Allah onların imanla­rına tanıklık etti. Ayet şöyleydi: 'Kendilerine binek sağlaman için sana geldiklerinde, 'Sizi bindirecek bir binek bulamıyorum' deyince, harcayacak bir şey bulamadıkla-rından dolayı üzüntüden gözleri yaş dökerek dönen kimselere sorumluluk yoktur.[152] Söz konusu kimseler bir grup yoksul Müslümandı. Yedi kişiydiler. Çok yoksul oldukları ve ordu için yapılan bağışlar kendilerine ulaşmadığı için bi­nek hayvanına sahip değillerdi. Böylesi çok uzun bir yolculuğa yaya katılmak ise mümkün değildi. Resulüllah'a gelerek durumlarını anlatıp, kendilerine binek ve­rilmesini istediler. Ordu için yapılan bütün yardımlar harcanmış ve hiçbir şey kal­mamıştı. Bu yoksul Müslümanlara verilecek bir şey yoktu. Resulüllah, kendisine sunulan istek karşısında 'Size verecek bir şeye sahip değilim' dedi. O yoksul Müs­lümanlar istemedikleri bir cevap almışlardı. Bu durumda orduya katılamayacak­lardı. Halbuki, ordudan geride kalmak istemiyorlardı. Görünüşte münafıklarla ay­nı safta olmaktan korkuyor ve kaçmıyorlardı. Üzüldüler. Üzüntülerinden ağladı­lar. Üzüntüleri ileri safhaya erişti. Ne yapacaklarını bilmiyor, problemlerini çöze­cek bir çare de bulamıyorlardı. İşte o aşamada söz konusu ayet vahyotundu ve yü­ce Allah onların imanlarına, imanlarmdaki samimiyetlerine tanıklık etti. Onların yoksullukları ayetle de dile getirilince, hâlâ bir miktar imkâna sahip bulunan Müslümanlardan bazıları bu yedi kişinin ihtiyaçlarını karşılayarak orduya katılmalarını sağladılar.

Hareket vakti gelince, Resulüllah, Muhammed b. Mesleme'yi kendisine veka­let etmesi için Medine'de bıraktı. Ayrıca Ali'ye de Peygamber ailesine mensup ka­dın ve çocukların ihtiyaçlarım karşılamak, güvenliklerini sağlamak için Medi­ne'de kalmasını söyledi. Ali hiç istemediği bir şeyle karşı karşıyaydı. Halbuki o or­duya katılmak ve gerekirse savaşmak istiyordu. İmanının ve yiğitliğinin gereği bu idi. Fakat Resulüllah'm isteği hoşuna gitmediği halde kabul etti ve ordugâhtan ay­rılıp Medine'ye döndü. Zira, Resulüllah'm tercihine rağmen tercihte bulunmak onun yapacağı bir şey değildi. Ancak Medine'ye dönünce münafıkların alaylany-la karşılaştı. Münafıkların dedikodularından çok rahatsız oldu. Hemen yola çıkıp hareket etmek üzere olan orduya yetişti. Doğruca Resulüllah'm yanma gidip 'Ey Allah'ın Resulü.' Beni kadın ve çocuklarla birlikte bırakma. Müsaade et ben de gele­yim. Ben senin yanında olmak istiyorum' dedi. Resulüllah onun bu isteğini kabul et­medi, isteğini, Ali'yi üzmeden tekrar dile getirdi. 'AHİ Harun Musa'nın yanında ne ise sen de benim yanımda öylesin. Ancak ne var ki benden sonra peygamber gelmeyecek [153] dedi. Resulüllah bu sözüyle Hz. Musa ile Harun'un kardeşliğini, İslâm'ı teb­liğ ve beyandaki yardımlaşmalarını hatırlatıyor ve orduya katılıp-katılmamanın Müslüman-münafık ayrımında ölçü kılınmasına rağmen bu durumun Ali için ge-Çerli olmadığını, onun imanına kendisinin ve Allah'ın şahitlik ettiğini ifade etmiş ötüyordu; aynen Musa'nın yanında Harun örneğinde olduğu gibi. Bunun üzerine Ali, kalbinde bir sıkıntı olmadan Medine'ye döndü ve münafıkların alaylarına hiç aldırış etmedi.

Talha b. Ubeydullah ordunun sağ kanadına, Abdurrahman b. Avf ise sol kana­dına komutan tayin edildiler. En büyük iki sancaktan birisini Ebû Bekir, diğerini de Zübeyr b. Avvam taşıyordu. Ayrıca başka sancaklar da vardı. Evs'in sancağı Üseyd b. Hudayr'da, Hazreç'in sancağı Ebû Dücane'deydi. Bunların yanı sıra bazı birliklerin kendilerine ait sancakları vardı. Zeyd b. Sabit ve Muaz b. Cebel bu san­caklardan ikisini taşıyorlardı


[150] Tevbe, 9:101

[151] Tevbe, 9:43

[152] Tevbe, 9:92

[153] Müslim, Fezaili' Sahabe 4; Tirmizî, Menakıb 21; Ahmed, Müsned, 1/182, 183; Ibn Sâ'd, et-Tabakatü'J-Kübra, II1/24
.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Münafıklar Ve Müslümanlar
« Posted on: 18 Nisan 2024, 23:41:41 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Münafıklar Ve Müslümanlar rüya tabiri,Münafıklar Ve Müslümanlar mekke canlı, Münafıklar Ve Müslümanlar kabe canlı yayın, Münafıklar Ve Müslümanlar Üç boyutlu kuran oku Münafıklar Ve Müslümanlar kuran ı kerim, Münafıklar Ve Müslümanlar peygamber kıssaları,Münafıklar Ve Müslümanlar ilitam ders soruları, Münafıklar Ve Müslümanlarönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes