> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hz.Muhammedin İslam Daveti > Medine İslâm Anayasası
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Medine İslâm Anayasası  (Okunma Sayısı 2951 defa)
28 Temmuz 2011, 15:53:23
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 28 Temmuz 2011, 15:53:23 »



Medine İslâm Devleti'nin Anayasası


Medine'de sadece Müslümanlar değil, müşrik Araplar ve Yahudiler de vardı. Me­dine toplumunun önemli bir kısmım bu gayr-i müslim kesimler oluşturuyordu. Dolayısıyla, inşası yürütülen Medine islâm Devleti'nin vatandaşlarından bir kısmı Müslüman değildi. Üstelik Müslüman kitlenin önemli bir kısmını teşkil eden Evs ve Hazreç toplulukları arasında geleneksel çekişmeler ve hâlâ tamamen yok olma­mış bazı husumetler vardı. Resulüllah, Müslümanların kendi aralarındaki toplum­sal ilişkileriyle, Müslümanların Müslüman olmayan topluluklarla ilişkilerini dü­zenleyen, herkesin hak ve sorumluluklarını belirleyen bir anlaşma yapmaya karar verdi. Tarafların temsilcileriyle görüşüp bir yazılı metin hazırlattı.[55]

Yahudiler Medine'de üç ayrı topluluk halinde yaşıyorlardı. Bunlar Nadir, Kay-nuka ve Kurayza topluluklarıydı. Resulüllah bu Yahudi topluluklarının ileri ge­lenleriyle görüştü. Mevcut bütün farklılıklara rağmen birlikte yaşama sürecinin tesis edilmesi için gerekenlerle ilgili düşüncelerini açıkladı. Medine, tüm Medine-lıleri kapsayan siyasî, ekonomik, yasal kurumları bulunan bir yerleşim birimi ol­malıydı. Din farklılığına ve din farklılığının gerektirdiği anlayış ve hayat tarzı farklılıklarına rağmen, gerek Müslümanlar ve gerekse Yahudiler, karşılıklı hak ve so­rumluluklarını bilerek birlikte yaşayabilmeliydiler. Bu teklif Yahudileri memnun etti. Çünkü o güne kadar, başta Evs ve Hazreç toplulukları olmak üzere Arap top­luluklarına karşı hep hassas dengeler üzerinde şekillenen politik girişimlerle ve tedbirlerle hayatlarını sürdürebilmişlerdi. Artık herhangi bir korku yaşamadan, politik çözümler üretmek konusunda kendilerini zorlamadan rahat bir şekilde ya­şamak istiyorlardı. Bu nedenle Resulüllah'm teklifini memnuniyetle kabul ettiler.

Resulüllah'tn daveti üzerine, şahsi hizmetini gören Enes'in anne-babasmın evinde Müslümanlarm ve Yahudilerin ileri gelenlerinin katılımıyla bir toplantı düzenlendi. Toplantıyı takiben Medine İslâm Devleti'nin anayasasını teşkil edecek metin oluşturuldu. Metne son şekli Bint-i Haris'in evinin önündeki bir ağacın al­tında gerçekleşen oturumda verildi. Hazırlanan metnin Resulüllah'ta kalması ka­rarlaştırıldı. Resulüllah ise, o metni kendi adına koruması için Hz. Ali'ye teslim et­ti ve hep onun yanında kaldı.[56]

Medine İslâm Devleti'nin anayasası, o günün şartlarında benzeri bulunmayan bir metindi ve insanlık tarihinin bilinen ilk anayasası olması açısından ayrıca önemlidir. Bu anayasa, hem her türlü farklılığa rağmen birlikte yaşama deneyimi­nin gerçekleşmesine imkân sağlaması açısından, hem de risâlet sürecinde yeni bir aşamayı teşkil etmesi açısından ayrıcalıklı bir öneme sahip olmuştur. Medine İs­lâm Devleti'nin anayasasının bazı temel ilkeleri şunlardı:

Anayasanın ilk iki maddesinde, açıkça, bir İslâm devletinin öngörüldüğü dile getirilmekte ve bu metnin hiçbir şekilde iki veya daha fazla topluluk arasında ger­çekleştirilmiş herhangi bir anlaşma metni olmadığına özel bir vurguda bulunul-maktadır. Din farklılığına rağmen aynı devletin vatandaşı olan toplulukları kuşa­tan siyasî çatıyı tesis etme amacı taşındığı ifade edilmektedir. İlgili maddeler şöy­ledir:

1. Bu Miap, Peygamber Muhammed tarafından Kureyşli ve Yesribli Müslüman­lar ve bunlara tabi olanlarla, yine onlara sonradan iltihak etmiş olanlar ve onlarla be­raber cihad edenler için (olmak üzere tanzim edilmiştir).

2. işte bunlar, diğer insan­lardan ayrı bir ümmet (cama) teşkil ederler'. Özellikle savaş durumu söz konusu olduğunda, nev'i şahsına münhasır özellikleriyle diğer toplumlardan ayrılan bu toplumun mensupları haklarda birbirlerine eşit kabul edilmiştir.[57] Merkezî otoriteyi Resulüllah temsil etmektedir. Aralarında problem çı­kan ve bunu uygun şekilde çözüme kavuşturamayanlar, her kim olurlarsa olsunlar durumlarının çözümünü Allah'tan ve Resulünden isteyeceklerdir. Hakem Al­lah ve Resulüdür. Egemenliğin temsilcisi, 'Muhammed Resulüllah'tır; O'nun kara­rma uyulmak zorundadır.[58] Müslümanlar, toplumun egemen toplulu­ğunu teşkil etmektedirler. Yahudiler, Müslümanların egemenliğini kabul ettikleri ve sorumluluklarını yerine getirdikleri sürece haklara sahip olabileceklerdir; top­lumun bir unsuru olma hakkına sahip olabileceklerdir.[59]

Anayasada, adaletin tesisi konularında ve yasal işlerde merkezî bir otoritenin varlığına vurguda bulunulmakta, eskiden olduğu gibi hiçbir kişi, aile veya kabile­nin kendince hak arayışına girişemeyeceği ifade edilmektedir. Haksızlığın önlen­mesi ve hakkın teslimi merkezî otoritenin yetkisinde olacaktır. Merkezi otoriteyi tanımayanlara karşı diğer topluluklar 'evlatlarının aleyhine bile olsa' güç birliğine gidecekler ve tek vücut gibi hareket edeceklerdi.[60] Hiç kimse, hiçbir şekilde bir suçluya sığınma imkânı sağlamayacak ve himayesine almayacaktır. [61]Müslümanlar arasında geleneksel kabile bağı değil, iman kardeşliği geçerlidir. Bu nedenle karşılıklı sorumluluklarda belirleyici unsur iman bağı ola­caktır.[62] Anayasa, iman kardeşliğine bağlı olarak, sosyal güvenliği tesis etme amacına sahiptir. Örneğin, bir Müslüman borçlandığında, eğer borcunu öde­yemeyecek durumdaysa diğer Müslümanlar onun borcunu üstlenecekler; İslâm devleti, ilgili şahsın borcunu ödeyecektir. Müslümanlar sosyal güvenlik kapsamdadırlar.[63]

Anayasaya göre Müslümanlar İslâm davetinin getirdiği zorluklar karşısında bir vücut gibidirler; nimetler ve külfetler ortak olacaktır.[64] Barış, Müslü­manlar arasında tektir; hiçbir şekilde bireysel veya özel barış anlayışı söz konusu olmayacaktır. Bu nedenle hiçbir Müslüman, Allah için girişilmiş bir savaşta, kar­şı tarafla kendince barış anlaşması imzalayamayacaktır. Eğer bir barış söz konusu ise bu bütün Müslümanlar içindir; aynen savaşta 'olduğu gibi.[65] Aske­rî sorumlulukta herkes eşittir.[66] Müslümanların düşmanı olan Kureyş müşrikleri ile, Medine islâm Devleti'nin mensuplarından hiç kimse özel anlaşma­lar yapmayacak, onlardan birisini veya malını, Müslümanların rızasına aykırı şe­kilde himayesine almayacaktır.[67] Yahudiler hiçbir şekilde Mekke müşrikleriyle Müslümanların aleyhine anlaşmalar yapmayacaklar, onları himayelerine almayacaklar, yardım etmeyeceklerdir.[68] Medine'ye yönelik bir düş­man saldırısında savunmayı Müslümanlar ve Yahudiler birlikte gerçekleştirecek­ler ve merkezi otorite tarafından alman kararlara herkes itirazsız uyacaktır.[69] Medine'nin savunması için yapılacak masraflara her topluluk ka­tılacak ve üzerine düşeni yerine getirmekle sorumlu olacaktır. Bu konuda Müslü­manlar ve Yahudiler eşit sorumluluğa sahiptirler[70] Ancak, dışarıdan gelen saldırının nedeni dini ayrılık ise, bu durumda hiçbir topluluğun di­ğerine yardımda bulunma zorunluluğu yoktur.[71] Fakat yardımlaşma esastır.[72] Müslümanların çıktıkları savaşlara Yahudiler destek vermek isterlerse bu desteğin kabulü veya reddi söz konusu olabilecek, kararı Resulüllah verecektir.[73]


[55] Medine'deki toplulukların ilişkilerini konu edinen düzenlemenin Bedir'den sonra gerçekleştiğine ilişkin rivayetler vardır. Ancak ağırlıklı görüş, Medine islâm Devle­tinin anayasası niteliğindeki metnin hicretin 5. ayında düzenlendiğidir.

[56] Medine İslâm Devleti'nin anayasasını teşkil eden metnin farklı versiyonları gözden geçirilerek tespit edilmiş hali konunun uzmanlarından Muhammed Hamidullah ta­rafından yayınlanmış ve günümüz araştırmacıları da bu metni değerlendirmelerinde esas almışlardır. Biz de bu metni esas aldık. Metin numaralandırılmıştır. 47 madde­den oluşmaktadır (Bkz: Hamidullah, islâm Peygamberi, 1/224-28).

[57] Madde: 15,18,19

[58] Madde: 23

[59] Madde: 16

[60] Madde: 13

[61] Madde: 22

[62] Madde: 3

[63] Madde: 4-11

[64] Madde: 19

[65] Madde: 17

[66] Madde: 18

[67] Madde: 20

[68] Madde: 43

[69] Mad­de: 37, 44, 45

[70] Madde: 24, 37, 38

[71] Madde: 45

[72] Madde: 44

[73] Madde: 36


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Medine İslâm Anayasası
« Posted on: 28 Mart 2024, 18:46:39 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Medine İslâm Anayasası rüya tabiri,Medine İslâm Anayasası mekke canlı, Medine İslâm Anayasası kabe canlı yayın, Medine İslâm Anayasası Üç boyutlu kuran oku Medine İslâm Anayasası kuran ı kerim, Medine İslâm Anayasası peygamber kıssaları,Medine İslâm Anayasası ilitam ders soruları, Medine İslâm Anayasasıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes