๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hz.Muhammedin İslam Daveti => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 26 Temmuz 2011, 12:01:49



Konu Başlığı: Kaynukalann Kovulması
Gönderen: Ekvan üzerinde 26 Temmuz 2011, 12:01:49
Kaynukalann Kovulması


Kaynukalar, Medine'deki üç Yahudi kabilesinden birisini oluşturuyorlardı. Resu-lüllah'm, hicreti takip eden ilk günlerde, İslâm devletini inşası sürecinde anlaşma yaptığı kabilelerden birisi de Kaynukalarch. Anlaşma ile Kaynuka Yahudileriyle Müslümanlar arasında diplomatik bir dostluk tesis edilmişti. Anlaşma gereği Kay­nukalarm da arasında yer aldığı Medine'deki Yahudi toplulukları Müslümanların aleyhine bir girişimde bulunmayacaklar ve Medine'ye yönelik bir düşman saldırı­sında Müslümanlarla birlikte hareket edeceklerdi. Ancak bu anlaşmaya rağmen diğer iki kabilenin de yaptığı üzere, Kaynukalar rahat durmadılar ve çoğu zaman gizlice ama bazen de açıktan İslâm ve Müslümanlar aleyhinde faaliyetlerler yürüt­tüler. Bedir'İ takip eden günlerin birisinde Müslüman bir kadına yönelik davranış­ları ise sabırları bozan ve bardağı taşıran son damla oldu. Olay şu şekilde gelişti: Alışveriş için Kaynuka pazarına giden kadın, tamamına yakını kuyumculukla uğraşan Kaynukalardan birisinin dükkanına uğradı. Dükkandaki Yahudiler, bir oyun oynamaya karar vererek, kadına fark ettirmeden elbisesinin eteğini sırtına iğnelediler. Kadın işi bittikten sonra ayağa kalkınca, vücudunun alt kısmı açıkta kaldı. Kadının halini gören Yahudiler bundan büyük bir keyif alıp, gülüp eğlendi­ler. Kendini çaresiz hisseden ve mahcup olan kadının yardım çağrısına yakındaki Müslüman bir erkek koştu. Ancak çıkan kavgada bu Müslüman Yahudiler tarafın­dan öldürüldü.

Esasında bu olay gerçekleşmeden önce, Resulüllah Kaynuka kabilesine bir ders vermeyi ve hatta onları Medine bölgesinden uzaklaştırmayı düşünmüştü. Resulül-lah'ın Kaynukalarla ilgili düşüncesinin nedeni, bunların Bedir savaşındaki galibi­yeti bile Müslümanlarla alay etmenin aracı olarak kullanmalarıydı. Kaynukalara göre Müslümanların elde ettiği zafer, savaşmayı bilmeyen bir topluluğa karşı ya­pılmış bir savaşın başarısından başka bir şey değildi. Karşılarına savaşın ne oldu­ğunu bilen bir topluluk çıkacak olsa Müslümanların bozguna uğrayacaklarının kesin olduğunu söylüyorlardı. Kaynukalar, 'savaşın ne olduğunu bilen topluluk' sö­züyle üstü kapalı olarak kendilerini işaret ediyorlar ve böylelikle bir anlamda Müslümanları tehdit ediyorlardı. Bu durumdan rahatsız olan Resulüllah, Kaynu­ka pazarına kadar giderek 'Ey Yahudi topluluğu! Kureyş'in Bedir'de uğradığı bozgu­nun sizlerin de başına gelmesinden çekinin. Gelin Müslüman olun. Aslında biliyorsu­nuz ki ben Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim' diye seslendi. Ancak o an­da dahi Resulüllah'ı tehdit etmekten geri kalmadılar: "Ey Muhammedi Savaşmayı bilmeyen ve düzenden mahrum olan bir toplulukla çarpışmandan elde ettiğin başarı seni aldatmasın. Vallahi bizler savaşın ne olduğunu çok iyi biliriz. Eğer bizimle sava­şacak olursan sen o zaman gerçeğin ne olduğunu anlarsın [218] dediler. Resulüllah ya­pılmış olan anlaşmaya uyma adına bir şey demeden Medine'ye geri döndü.

Resulüllah, Kaynukalara bir ders vermeyi çok arzuluyor, ama anlaşma gereği bir şey yapamıyordu. Anlaşmanın şartlarına uymaktan başka yapabileceği bir şey yoktu. Çünkü açıkça bir düşmanlık olmadığı sürece, anlaşma bozulmuş sayılmaz­dı. Fakat Kaynukalardan bazı kimselerin Müslüman bir kadına yönelik çirkin dav­ranışları ve bununla da kalmayıp bir Müslüman'ı öldürmeleri anlaşma engelini or­tadan kaldırdı. Kaynukalar bu yaptıklarıyla anlaşmayı bozmuş oldular. Vahyolunan bir ayet ise Resulüllah'm anlaşma engeline takılmamasını bildirdi: '(Anlaşma yaptığın) bir topluluğun hainlik yapmasından korkarsan, sen de hak ve adaletle (yap­tığın anlaşmayı) onların üzerine at. Çünkü Allah hainleri sevmez.[219] Re­sulüllah, Lübâbe b. Abdû'l Münzir'i idarî işlerde vekili olarak Medine'de bıraka­rak, mücahitlerle birlikte Kaynukalarm ikamet ettiği bölgeye hareket etti (20 Ni­san 624). Kaynukalar kalelerine girerek kapıları sıkıca kapadılar. Müslümanlar kaleyi kuşattılar ve günler bu şekilde geçmeye başladı. Kuşatma 15 gün devam sürdü. Kaynukalar aç ve susuz kaldılar. Sonunda Resulüllah'm vereceği karara uyacaklarını söyleyip, teslim olmayı kabul ettiler. Resulüllah yaptığı istişareleri ve içinde bulunulan şartları da dikkate alarak Kaynukalarm Medine'den sürgün edil­mesine karar verdi. Kaynukalara yol hazırlığı yapmaları için üç gün müsaade etti.

Bu arada münafıklardan bazıları Kaynukalarm affedilmesi için araya girdiler, bu konuda Resulüllah'a baskı yapmaya çalıştılar. Münafıkların lideri konumundaki Abdullah b. Ubeyy sürekli Kaynukalarla Resulüllah arasında mekik diplomasisi sürdürdü. Abdullah b. Ubeyy'in Resulüllah'a karşı ileri sürdüğü en önemli gerek­çesi, Kaynukalardan birçok dostunun olmasıydı. Kendisi bir Müslüman olduğu için dostlarına sürgün cezası verilmesinin uygun olmayacağını iddia diyordu. Fa­kat bu sırada vahyolunan ayetler hem o an ki problemi çözüme kavuşturdu ve hem de Müslümanların kimleri dost edinebileceklerinin esaslarını açıkladı: '(Ey iman edenler!) Sizin dostunuz ancak Allah'tır, Resulüdür, iman edenlerdir; o mümin­ler ki Allah'ın emirlerine boyun eğerek namaz kılar, zekatı verirler. Kim Allah'ı, Re-sûlü'nü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar şüphesiz Al­lah'ın tarafını tutanlardır. Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi alay ve oyun konusu edinenleri ve kâfirleri dost edinmeyin. Eğer mümin-lerscniz Allah'tan korkun' [220] Allah, münafıkları deşifre edip, Müs­lümanları hem bilgilendirmek ve hem de uyarmak için şu ayetlerini de vahyetti: 'Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirleri­nin dostudurlar. İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez. Kalplerinde hastalık bulunanların 'Başımıza bir felaket gelmesinden korkuyoruz' diyerek onların arasına koşuştuklarını görürsün. Umulur ki Allah bir fetih yahut katından bir emir getirecek de onlar içlerinde gizledikleri şeyden dolayı pişman olacaklardır.[221]

Hazırlıklarını tamamlayan Kaynukalar Şam'a gitmek üzere yola çıktılar. Veri­len hüküm gereği mal varlıklarını yanlarına alamadıkları için, tüm mal varlıkları Müslümanlara kaldı. Kaynukalarm sürgün edilmesiyle, Müslümanlar hem ekono­mik anlamda önemli imkânlar elde ettiler, hem de en önemli düşmanlarının bir kısmından kurtulmuş oldular.


[218] Vakıdî, Meğazi, 1/138; Belâzürî, Ensâbü'l Eşraf, 1/308, 309.

[219] Enfal, 8:58

[220] Maide, 5:55-57

[221] Maide, 5:51,52