๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hz.Muhammedin İslam Daveti => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 24 Temmuz 2011, 17:26:15



Konu Başlığı: İzzet Ve Kuvvetin Sahipleri
Gönderen: Ekvan üzerinde 24 Temmuz 2011, 17:26:15
İzzet Ve Kuvvetin Sahipleri


Abdullah b. Ubeyy'in münafıklığına, münafıkların liderliğini yapmasına rağmen, oğlu Abdullah son derece samimi bir Müslümandı. Babasının yaptıklarından hep rahatsız olmasına, her zaman babasına karşı bir öfke duymasına rağmen, İslâm'ın emri gereği babası olduğu için Abdullah b. Ubeyy'e karşı kötü davranmaktan kaçınıyor; babasının kendisine yönelik aşağılayıcı sözlerini duymazlıktan geliyordu. Ancak bu son yaşanan olay ve sözlerle sabrı sona erdi. Babasının Müslümanlara bu kadar zarar vermesini kabul edemedi. Resulüllah'ın yanma gelip 'Ey Allah'ın Resulü! Bana izin ver. Babamı ellerimle öldüreyim. Hem böylelikle bir düşman temizlenir ve hem de olur ki Müslümanlardan birisi bu işi yapacak olursa kalbimde ona karşı kin beslememiş olurum [178]dedi. Ancak istediği izni alamadı.

Ordu bir süre dinlendikten sonra yoluna devam etti. Medine'ye yaklaşıldı. Me­me ye girilmek üzereydi. Abdullah, devesini sürüp ordunun önüne geçti. Tam önünden geçerken kılıcını sıyırıp babasını durdurdu. Abdullah b. Ubeyy şaşırdı, g undan bu davranışının sebebini sordu. Oğlunun cevabı son derece anlamlı ve cı U. Sözlerinde babasının kuyu başındaki sözlerini tekrar etmişti; 'Bugün bu şeh-ancak izzetli ve kuvvetli olanlar girecek; zelil ve aşağılık olanların girmesine izin verilmeyecek'. Abdullah b. Ubeyy, oğlunun sözlerini duyunca daha da şaşırdı, oğ­lunu bu yaptığından vazgeçirmek istedi. Bu arada Müslümanlardan bir çoğu etraf­larını sarmış kendilerini seyrediyorlardı. Abdullah b. Ubeyy bütün foyasının açı­ğa çıktığını, rezil ve aşağılık bir konuma düştüğünü, itibarının yok olduğunu gör­dü. Oğlundan rica etti. Kendisini bırakmasını istedi. Ancak Abdullah kararlıydı ve kendisine ancak bir şartla dokunmayıp Medine'ye girmesine müsaade edeceğini söyledi: İzzet ve kuvvetin kime ait olduğunu söylemeden ve Resulüllah bana izin ver­meden seni bırakmam. Abdullah b. Ubeyy işin ciddi olduğunu anlamıştı; 'Şahitlik ederim ki izzet ve kuvvet Allah'a, Resulüne ve müminlere aittir' demekten başka ça­resi yoktu. Gerçeği istemeden de olsa ifade etti. Böylelikle, kendisine yönelik say­gı ve sevgi sahibi oldukları için oyununa gelenlere Abdullah b. Ubeyy'in ağzıyla bir hakikat ifade edilmiş oldu.

Ordunun önünde bunlar olurken, Resulüllah ordunun gerilerindeydi. Kalaba­lığı fark etti ve niçin toplanıîdığım sordu. Olanlar kendisine anlatıldı. Duydukla­rı Resulüllah'ı memnun etti. Müslümanlar arasındaki cahiliye fitnesinin münafık baba ile Müslüman oğlu arasındaki bu olay ile kaybolup, asıl olması gereken iman bağının ön plana çıkmasına son derece sevindi. Abdullah'a yaklaşarak babasını serbest bırakmasını istedi.

Müslümanlar, Mustalık harekâtı sırasında yaşadıkları ile kalplerinin bir köşe­sinde hâlâ varlığını koruduğunu fark ettikleri cahiliye inanç ve eğilimlerinin bir daha depreşmemesi için bundan böyle daha dikkatli olmaları gerektiğini anladı­lar. Ayrıca, gerçekleşenlerle münafıkların deşifre olmasını ve böylelikle münafık­ların bazı Müslümanlar üzerindeki etkisinin daha da azalmasını önemli bir kazanç olarak değerlendirdiler. Münafıkların liderinin hepten aşağılık bir konuma düştü­ğünü ve çevresindeki kimseleri bundan böyle zor etkileyeceğini gördükleri için de sevindiler.


[178] Ibn Hişam, es-Siretü'n-Nebeviyye, 111/305; Koksal, İslâm Tarihî-Medine Devri, V/49.