Konu Başlığı: İtirazlar Gönderen: Ekvan üzerinde 22 Temmuz 2011, 13:46:06 İtirazlar Anlaşma imzalandı. Ebû Cendel babası tarafında götürüldü. Fakat, ölünceye kadar savaşmak üzere ResulüUah'a biat etmiş Müslümanlar dayanılmaz bir ıstırap içerisindeydiler. Anlaşma şartlarını bir türlü içlerine sindiremiyorlardı. Kendileri ölmeye bile razıyken, bütün şartları kendileri için kabul edilemez nitelikte bir anlaşmanın Resulüllah tarafından kabulünü bir türlü anlayamıyorlardı. ResulüUah'a itiraz etme konusunda kendisinde cesaret bulanlardan birisi Hz. Ömer oldu. 'Sen Allah'ın hak peygamberi değil misin? Düşmanlarımız batıl üzerinde, biz ise hak üzerinde değil miyiz? Bizim ölülerimiz cennette, onların ölüleri cehennemde değil mi?...' sorularım peş peşe sıralayıp, hepsine de olumlu cevap alınca; 'O hâlde Allah aramızda hüküm vermeden savaşmaktan döndük, neden?' diye itiraz ve sitem dolu sorusunu yöneltti. Resulüllah, Müslümanların içinde bulundukları sıkıntıyı çok iyi bilmekte ve anlamaktaydı. Sakin bir sesle 'Ey Hattab'ın oğlu!' dedi, ' Ben Allah'ın Resulüyüm ve ben O'nun emrine aykırı hareket etmem'. Ömer, bu sözün ima ettiği şeyleri anlayacak durumda değildi; 'Bizi küçük düşüren bu anlaşmayı niçin kabul ettin?' diye sordu. Resulüllah yine sakin bir şekilde 'Ben Allah'ın Resulüyüm ve bu anlaşmayı kabul etmekle Allah'a isyan etmiş değilim. Benim yardımcım O'dur. O beni hiçbir zaman zarara uğratmaz' dedi. Ömer tekrar sesini yükseltti: 'Sen bize Mekke'ye gireceğimizi söylemiştin'. Resulüllah aynı sakinlikte, 'Evet Mekke'ye gireceğinizi söyledim, ama 'Bu sene gireceksiniz' demedim' Ömer düşündü; 'Evet, doğru. Bu sene demedin [284] dedi. Ömer, Resulüllah'la görüşmesinden tatmin olmamıştı. Resulüllah'm yakın dostu Ebû Bekir'in yanına koştu. Resulüllah'a yönelttiği soruları ona da yöneltti. Bunu yaparken bir anlamda Resulüllah'tan yakmıyor ve O'nu Ebû Bekir'e şikayet ediyordu. Ömer'in duygusal tepkisi karşısında, soğukkanlılığını başından beri korumayı başarmış olan Ebû Bekir; 'Ey Ömer! O, Allah'ın Resulüdür. Bu anlaşmayı yapmakla Allah'a asi olmuş veya karşı gelmiş değildir. Allah O'nun yardımcısıdır. Ölünceye kadar O'nun emrine san dedi. Ebû Bekir, Ebû Ubeyde b. Cerrah gibi birkaç Müslüman hariç, diğerleri yapılan anlaşmadan dolayı öfkeli, Resulüllah'a sitem doluydular. Onlar bu anlaşmanın da, Hendek savaşı sırasında Müslümanlara yardımcı olmak için Gatafanlarla anlaşma yapma çabasında olduğu gibi, Resulüllah'm kişisel bir girişimi olduğunu düşünüyor ve bu kararın yanlışlığını vurgulamak istiyorlardı. îtirazlarmdaki cesaretin kaynağı bu idi. Kendileri ölümü bile göze almışken, yanlarında sadece kılıçları bulunmasına rağmen müşriklerle savaşmak için en ufak tereddüt göstermemişlerken, Resulüllah'm müşriklerin bütün şartlarını kabul etmesini yanlış buluyorlardı. Bunun için de risale süreci içerisinde, vahiy olmadığı sürece, her düşünceye itiraz edebileceklerini öğreten ilâhî eğitimin etkisiyle Resulüllah'a itiraz ediyor; sitemlerini açığa vurmaktan çekinmiyorlardı: 'Ey Allah'ın Resulü Sen bize Kabe'ye gideceğimizi, Mekke'ye gireceğimizi söylemedin mi? Halbuki Mekke'ye ne biz girebildik, ne de kurbanlık develerimiz!' derken, 'Dediğini yap, bize bir şey olur diyerek dediğini yapmaktan geri durma' demek istiyorlar, Medine'den çıkış amacının gerçekleşmesi için hiçbir şeyden çekinmeyeceklerini ifade ediyorlardı. Bu genel hoşnutsuzluk karşısında Resulüllah sadece; 'Ben size bunun bu sejer olacağını söylemedim. Size yine söylüyorum. Kabe'ye gideceğiz ve Kabe'nin anahtarlarını acağız [285] dedi. [284] Ahmed, Müsned, 111/268 [285] İbn Hişam, es-Siretü'n-Nebeviyye, 111/333; Vakıdî, Meğazi, 11/608; îbn Sâ'd, et-Tabaka-tü'l-Kübra, 11/97. |