๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hz.Muhammedin İslam Daveti => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 29 Temmuz 2011, 16:45:11



Konu Başlığı: Hz. İbrahim in Çağrısı
Gönderen: Ekvan üzerinde 29 Temmuz 2011, 16:45:11
Hz. İbrahim'in Çağrısı


Hz. İbrahim, bu putperest toplumda, şirki yok etmek, putları kırmak ve hakkı ha­kim kılmak için görevlendirilen bir peygamberdi. Putçuluğun yaygınlık kazandı­ğı ve yönetimin açıkça putlarla kendisini meşrulaştırdığı bir toplumda ve yöne­timde, hakkı hakim kılma gayretlerinin ne tür tepkilerle karşılaşacağını tahmin et­mek zor değildir. Daha önemlisi, Hz. İbrahim putlar imal eden ve bu putları sata­rak gelir elde eden bir rahip-tüccarın oğluydu. Babası, imal ettiği putları satarak para kazanan ve kendi elleriyle yaptığı putlara tapan bir müşrikti.

Hz. İbrahim, risâlet görevi dahilinde, putların mahiyetini açıklamakla çok uğ­raştı. Putların inanılan fonksiyonlarının gerçek olmadığını, akılları işlemez, bi­linçleri yok edilmiş, düşünceleri doğru işlemez kılınmış insanlara anlatmanın ça­basını yürüttü. Bu nedenle, Hz. İbrahim'in kıssasını anlatan ayetlerde, Hz. İbra­him'in putların mahiyetini açıklama çabaları ağırlıklı bir konu olarak geçmekte­dir. O, önce bütün topluma hitap etti; ' İbrahim, bizden aldığı vahiy gereği, kavmi­ne dönerek: 'Allah'a kulluk edin ve O'nun gazabından sakının. Bilirseniz bu sizin için hayırlıdır!' diye seslendi. Ve devamla 'Siz Allah'ı bırakıp cansız putlara tapıyorsunuz ve böylece yalanlar uydurup durmaktasınız. Gerçek şu ki, sizin Allah'tan başka tap­makta olduklarınız, size rızık vermeye güç yetiremezler. Öyleyse rızkı Allah katında arayın, yalnızca O'na kulluk edin, O'na şükredin, çünkü sonunda yine O'na döndürü­leceksiniz. Ve eğer beni yalanlarsanız bilin ki, simden önceki başka toplumlar da Allah'ın peygamberlerini yalanladılar. Elçiye düşen, sadece kendisine emanet edilen me­sajı, apaçık bir şekilde iletmektir.[467] Putçuluğun önemli şahsiyet­lerinden ve put ustalarından birisi olan babasına ise ayrıca hitap etti: 'Ey babacı­ğım! Duymaz, görmez, senden hiçbir şeyi gideremez şeylere niçin tapınıyorsun? Ey babacığım! Sana gelmeyen bilgi bana geldi. Bana uy, seni doğru yola götüreyim. Ey babacığım! Gel şeytana kulluk etme. Şüphe yok ki, şeytan sınırsız rahmet sahibi olan Rahman'a baş kaldıran birisidir. Ey babacığım! Ben, senin başına O sınırsız rahmet sahibi Rahman'ın katından bir azap gelip çatmasından ve böylece şeytanın dostu ol­mandan korkarım.[468] Yanlışlarını gösteren, gerçeği sunan, hem akla ve hem de kalbe hitap edenbu çağrıya karşı babasının cevabı şöyle oldu: 'Ey İbrahim! Sen benim tanrılarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer bu tutumuna bir son vermezsen, seni mutlaka öldüresiye taşa tutarım. Haydi git, bir süre benden uzak dur.[469] Hz. Ibrahipı'in bu sözlere karşılığı ise, davet sürecinin o aşama­sına ve şirk sapmasına karşı hakkı ifade etme sorumluluğuna uygun bir cevap ol­du: 'Sana selâm olsun! Rabbimden seni bağışlamasını isteyeceğim. Çünkü O, bana karşı çok lütujkârdır. Sizden ve sizin Allah'tan başka yalvarıp, yakardığınız şeyler­den uzak duracak ve yalnızca Rabbime yalvaracağım. Böylece Rabbime yalvarmakla, sizin gibi bedbaht olmayacağım.[470] Hz. İbrahim'in bu ifadelere yan­sıyan karan, 'müşriklerden ve onların Allah'ı bırakıpta tapındıkları şeylerden uzak­laşması [471] her şartta ve ortamda islâm ile şirkin, hak ile batılın, doğru ile yanlışın, iyi ile kötünün ayrılığının gerekli kıldığı bir durumdan başka­sı değildi. Bir müminin hiçbir şekilde ve hiçbir gerekçeyle müşriklerin yanında ve onların himayesinde zillet içerisinde olamayacağının ifadesiydi. Tevhid-küfür mücadelesinde müminlerin olmazsa olmaz konumlarım belirleyen evrensel il­keydi.

Hz. İbrahim'in, davetin ilk aşamasındaki muhatapları çevresindeki insanlar­dı. Onlara, samimi olarak inandıkları şeyler konusunda büyük yanlışlıklar içe­risinde olduklarını göstermeye çalıştı. 'Dindar'ı oldukları dinlerinin saçmalıklar­la dolu olduğunu anlattı. Putların cansız, herhangi bir fonksiyona sahip olma­yan heykellerden başka bir şey olmadıklarını; insanın var olmasının, yaşaması­nın, sağlıklı olmasının nedeninin sadece Allah olduğunu açıkladı. Bu karşılaştır­ma ile de insanların neye kulluk etmeleri gerektiğini bildirdi: 'Hani babasına ve kavmine 'Siz neye kulluk ediyorsunuz?' demişti. Demişlerdi ki; 'Putlara tapıyoruz. Bunun için sürekli onların Önünde bel büküp, eğiliyoruz.'Dedi ki; 'Çağırdığınız za­man onlar sizi işitiyorlar mı? Ya da size bir yararı veya zararı dokunuyor mu? "Ha­yır! Biz atalarımızı böyle yaparken bulduk' dediler. İbrahim de dedi ki; 'Şimdi neye tapmakta olduklarınızı gördünüz mü? Hem siz ve hem de atalarınız neye tapıyor­sunuz anlayın. İşte bunlar gerçekten benim âüşmanımdır. Yalnızca alemlerin Rabb'i hariç; beni yaratan ve bana hidayet veren O'dur. Beni yediren ve içiren O'dur. Has­talandığım zaman bana şifa veren O'dur. Beni öldürecek, sonra diriltecek olan O'dur, Din (Ceza) günü hatalarımı bağışlayacağını ummakta olduğum da O'dur.[472]



[467] Ankebuf, 29:16-18

[468] Meryem, 19:42-45

[469] Meryem, 19:46

[470] Meryem, 19:48

[471] Meryem, 19:48

[472] Şuara, 26:70-82