> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hz.Muhammedin İslam Daveti > Hayber
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hayber  (Okunma Sayısı 1008 defa)
22 Temmuz 2011, 13:39:08
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 22 Temmuz 2011, 13:39:08 »



Hayber


Biz sana doğrusu apaçık bir fetih ihsan ettik. Böylece Allah, senin geçmiş ve gelecek günahım bağışlar. Sana olan nimetini tamamlar ve seni doğru bir yo­la iletir. Ve sana şanlı bir zaferle .yardım eder. İmanlarını bir kat daha arttır-sınlar diye müminlerin kalplerine güven indiren O'dur. Göklerin ve yerin or­duları Allah'ındır. Allah bilendir, her şeyi hikmetle yapandır. (Bütün bu lü-tuflar) mümin erkeklerle mümin kadınları, içinde ebedî kalacakları, zemi­ninden ırmaklar akan cennetlere koyması, onların günahlarını örtmesi için­dir. İşte bu, Allah katında büyük bir kurtuluştur. [303]

Hicretin yedinci yılında, Hudeybiye'den iki ay sonra (Haziran 628), Resulüllah Müslümanlardan savaş için hazırlanmalarını istedi. Hedef, Medine'nin yaklaşık 180 km kuzeyindeki, Arap yarımadasının en önemli Yahudi yerleşim merkezle­rinden birisi olan Hayber'di. Yedisi büyük olmak üzere birçok kale ve burçlar top­luluğunun ortak ismi olan Hayber, büyük tarım alanlarına, hurmalıklara sahip bir vadide yer alıyordu. On binin üzerinde savaşçı çıkarabilecek kadar da büyük nü­fusa sahipti. Halk zengindi. Hayber Yahudilerinin zenginlikleri savaş araç ve ge­reçlerine de yansımıştı. Son derece güçlü bir askerî donanıma sahiptiler. Ayrıca, Araplar tarafından bilinmeyen mancınıkları da vardı. Hayber, sayı olarak ve savaş teknolojisi olarak son derece gelişmiş ve zengin imkânlara sahip olduğu için yarı­madanın ortasında Araplarla çevrili coğrafyada bir kale gibi güçlü ve sağlamdı. Za­ten Hayber, îbranice 'kale' anlamına gelen bir isimdir.

Resulüllah, Hudeybiye dönüşü, Hayber'i Müslüman coğrafyasının parçası ha­line getirmeye karar verdi. Kararının nedeni, sadece bir bölgeyi fethetmek arzusu değildi. Hayber'e yönelişin çok önemli ve güçlü nedenleri vardı. Bunların içerisin­de en önemlisini, Medine'den kovulan Nadirlerin önemli bir kısmının Hayber'e yerleşerek buradaki dindaşlarının da destekleriyle yarımada da Müslümanlara yö­nelik harekâtların organizasyonunda ve finansmanında etkin rol almaları oluştu­ruyordu. Hayber, Müslümanlar için bir fitne ve fesat yuvası durumundaydı. Mek­ke den sonra ikinci önemli düşman merkezini Hayber oluşturuyordu. Hendek savaşı, Hayber Yahudilerinin girişim ve destekleriyle gerçekleşmişti. Hayberliler, Hendek savaşında Medine'yi kuşatan on bin kişilik ordunun teşkili için Kureyş'i kışkırtmak ve desteklemekle kalmamış, ayrıca Ehabişleri, Sakifleri, Gatafanlan da aynı şekilde kışkırtıp desteklemişlerdi. Müslümanların üzerine yürümeleri şartıy­la tüm bu müşrik Araplara son derece yüksek oranlara ulaşan Hayber'in bir yıllık hurma ürününü vaat etmişlerdi. Aslında bu bile, Müslümanlar açısından Hayber'e yönelik bir harekât için başlı başına yeterli ve geçerli bir gerekçeydi. Fakat Hay-ber'in islâm karşıtı faaliyetleri bununla da kalmamıştı. Müslümanlara yönelik düş­manca harekâtların merkezi olma özelliğini Kurayza kuşatmasını takiben daha da belirginleştirmişti. Hatta bir ara Medine üzerine yürümeyi de planlamışlardı. Böl­gedeki bazı kabileleri ve özellikle Gatafanlan Müslümanların üzerine salabilmek için yoğun bir faaliyette bulunuyorlardı. Resulüllah bu girişimlerden haberdar olunca durumu yerinde öğrenmek amacıyla Abdullah b. Revâha'yı Hayber'e gön­derdi (Ocak 628). Abdullah'ın getirdiği haberler duyumları doğruluyordu. Bu Hayber'e yönelik bir harekâtı kaçınılmaz-kılıyordu.

Hudeybiye'yi takiben Medine'ye gelinince, Resulüllah Hayber'e yönelik bir ha­rekâta hazırlanılması talimatını verdi. Ancak bu aşamada ilginç bir durum yaşan­dı. Umre ziyareti amacı ile çıkılan ve Hudeybiye anlaşması ile sonuçlanan tehlike­li yolculuğa katılmayan, katılmamak için bahaneler uyduran, en küçük bahanele­ri kendilerince büyük gerekçelere dönüştürüp evlerinde kalanlar, bu yeni harekâ­tın Hayber'e olduğunu öğrenince son derece istekli bir şekilde hazırlıklara başla­dılar. Hayber'e gidecek ordunun mensubu olmak konusunda birbirleriyle yarışa girdiler. Tüm Medine ve çevresini büyük bir hazırlık telaşı sardı. Ancak Resulül­lah Hayber'e yönelik harekâta ancak Müslümanların katılabileceğini, katılacak Müslümanların ise sadece umre yolculuğuna katılanlar olacağını bildirdi. Umre yolculuğuna katılmayan ve kendisinin Müslüman olduğunu söyleyenlerin ister­lerse katılabileceklerini, ancak elde edilecek ganimetlerden onlara bir pay veril­meyeceğini de bildirdi. Bu, Hudeybiye dönüşü vahyolunan ayetlerin gerektirdiği bir durumdu. Hudeybiye dönüşü vahyolunan ayetlerin bir kısmında, Müslüman­lara Hudeybiye fethinden ayrı olarak yakın bir fethin müjdesi verilmişti. Bu fethe umre seferinde bulunmayanların katılmak isteyecekleri, onların engellenmesi em­redilmişti. Ayet şöyleydi: 'Siz ganimetleri almak için gittiğinizde seferden geri kalan­lar: 'Bırakın, biz de size katılalım' diyeceklerdir. Onlar, Allah'ın sökünü değiştirmek isterler. De ki: 'Siz asla bize katılmayacaksınız- Allah daha önceden sizler için böyle buyurmuştur' Onlar size: 'Hayır, bizi kıskanıyorsunuz' diyeceklerdir. Bilakis onlar, pek az anlayan kimselerdir.[304]

Umre seferine katılmaktan kaçınanlar Hayber seferine katılmak için can atı­yorlardı. Çünkü umre seferinin zorluklarla dolu, sonunun kötü sonuçlanması kuvvetle muhtemel bir sefer olmasına karşılık, Hayber seferi öyle değildi. Umre seferi olumlu sonuçlansa bile sonunda maddî getirişi olmayacaktı. Fakat Hay-ber'in fethedilmesi demek büyük zenginlik demekti. Hayber'in görünüşteki tek zorluğu, savaşın güçlü kalelere sığınmış sayıca fazla düşmana karşı yürütülecek olmasıydı. Ancak o günün şartlarında artık kalenin güçlü olması, düşmanın sayı­ca fazla olması önemli görülmüyordu. Müslümanların o günlerdeki genel psiko­lojileri bu savaşın başarıyla sonuçlanacağını gösteriyordu; zira o ana kadar bütün savaşlar, bütün olumsuzluklara rağmen, hep Müslümanların lehine sonuçlanmış­tı Müslümanların karşısında sayı çokluğu önemli değildi ve dolayısıyla geçmişte­ki savaşların sonuçlarını yakinen bilen korkaklar ve münafıklar için Hayber'e ka­tılmak korku nedeni değildi. Büyük oranlara varan ganimet beklentisi ise varolan korkuları silip atıyor; korkaklar ve münafıklar ele geçirecekleri ganimetlerin ha­yaliyle sevinç çığlıkları atıyorlardı. Fakat, Resulüllah'ın bu sefere sadece Müslü­manların katılabileceğini ve diğerleri katılsa bile umreye katılanların dışındakile­re ganimet verilmeyeceğini ilan etmesi, korkaklar ve münafıklar için duyabilecek­leri en kötü haber oldu.

Müslümanların Hayber'e yönelik bir harekâtın hazırlıklarını yürüttükleri, Mekke'de duyulunca Kureyş şaşırdı. Hayber gibi on bin savaşçısı ve son derece sağlam kaleleri olan bir yeri Müslümanların ele geçirmesini imkânsız gördüler. Resulüllah'ın, sonu kendileri için olumsuz olacağı belli bir savaşa girişmeyecek kadar akıllı olduğunu düşünüp, eğer bir hazırlık içindelerse bunun nedeninin başka olacağını iddia ettiler. Fakat aynı zamanda da seviniyorlardı. Yanılıp da Hayber'e saldırmalarının Müslümanlarının sonu olacağını düşünüp, o günün ha­yaliyle sevinç şarkıları söylüyorlardı.

Müslümanların kendilerine yönelik bir harekâtın hazırlığı içinde olduklarını duyunca Hayberliler de şaşırdılar. Müslümanların böylesi yanlış bir işe kalkışama-yacaklannı, bu tür haberlerin ancak yalan olabileceğini düşündüler. Duydukları­na gülüp geçtiler; haberleri ciddiye almadılar. Ancak bir süre sonra haberlerin doğru olma ihtimali artınca Gatafanlan kışkırtmayı ve Müslümanların üzerine sal­mayı planladılar. Bu planlarını uygulamanın çabasını yürütmeye başladılar.

Müslümanlar iki yüzü atlı, diğerleri piyade olmak üzere bin altı yüz kişiden oluşan bir ordu halinde Medine'den hareket ettiler. Bu sefer orduda yirmi kadar da kadın vardı. Sefer hazırlıkları sırasında Umeyye bint-i Kays "Ey Allah'ın Resulü! izin ver biz de gelelim. Savaş sırasında yaralıların tedavisini yapar, su ihtiyacınızı karşılarız' diyerek bir grup Müslüman kadının sözcülüğünü yapmıştı. Onun bu is­teği 'Allah'ın bereketi üzerinize olsun' cevabıyla karşılığım bulmuş ve istedikleri iz­ni almışlardı. Resulüllah'm eşi Ümm-ü Seleme, halası Safiyye, Ümm-ü Eymen, Umeyye bint-i Kays, Ümm-ü Salit orduya katılan kadınlardan bazılarıydı.

Yolculuk uzundu. Günlerin sıcak geçmesi nedeniyle son derece yorucuydu. Ancak tüm bunlara rağmen, Hayber yolculuğu diğer birçok harekâtınkinden daha farklı bir havada geçiyordu. Müslümanlar artık üzerlerindeki tedirginliği atmışlar­dı. Hendek savaşı sonrasında Resulüllah'ın 'Bir daha müşriklerin Müslümanların üzerine gelemeyeceği' müjdesi ve Hudeybiye'den sonra Müslümanlara yakın bir fe­tih vadedilmesi nedeniyle Hayber seferinin zaferle sonuçlanacağına inanıyorlardı. Keyifli geçen yolculuklarını şiir ve marşlarla süslediler. Resulüllah, sesi son derece güzel olan Amir b. Ekva'yı yanma çağırarak, ondan marş okumasını istedi. Amir, Hendek kazılırken Resulüllah'tan duyduğu şiiri güzel bir tarzda okumaya başladı:

Yemin olsun ki! Allah yardım etmeseydi doğru yolu bulamazdık,

Zekat veremez, namaz da kılmazdık.

Allahım hatalarımızı bağışla, canımız sana feda olsun.

Düşmanla karşılaştığımızda ayaklarımızı sabit kıl,

Bize sükunet ve sabır ver....

Mücahitler, Amir'in söylediği marşla coştular. Amir'e eşlik edip, marş söyleye­rek yolculuklarını sürdürüyorlardı. Amir yorulup marş söylemeyi bırakınca, Re­sulüllah 'Allah sana rahmet etsin' diyerek takdirini bildirdi. Amir sevindi. Amir'in sevinci diğer bazı arkadaşlarını kıskandırdı. Gıptayla ona bakıp 'Amir'e cennet farz oldu' dediler. Tecrübeleriyle biliyorlardı ki, Resulüllah'ın bu şekilde takdirini bil­dirdiği Müslümanlar hep şehit olmuşlardı. Şehit olmak ise cennete gitmek demek­ti. Resulüllah'ın bu duasının ne anlama geldiğini bilen Ömer, Resulüllah'a yakla­şarak 'Ey Allah'ın Resulü! Bizleri ondan biraz d...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hayber
« Posted on: 19 Nisan 2024, 23:22:26 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hayber rüya tabiri,Hayber mekke canlı, Hayber kabe canlı yayın, Hayber Üç boyutlu kuran oku Hayber kuran ı kerim, Hayber peygamber kıssaları,Hayber ilitam ders soruları, Hayberönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes