> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hz.Muhammedin İslam Daveti > Hayat Ve İbadet
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hayat Ve İbadet  (Okunma Sayısı 850 defa)
24 Temmuz 2011, 17:43:07
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 24 Temmuz 2011, 17:43:07 »



Hayat Ve İbadet


İnsanın yaratılış gayesi bir ayette 'Ben cinleri ve insanları, ancak bana ibadet etsin­ler diye yarattım [33] şeklinde bildirilmiştir. Bu, diğer bazı ayetlerde, farklı ifadelerle birçok kez tekrarlanmış ve böylelikle insan için hayatın nedeni, doğum ve ölümün amacı açıklanmıştır.[34] Tüm bu ayetlerde yer alan ve konunun eksenini teşkil eden temel konu 'ibadef tir. Kısaca 'itaat etmek', 'tapınmak', 'boyun eğmek', 'kulluk etmek' gibi anlamlara gelen ibadet, Kur'ân'm başka kavramlarla da karşıladığı bir anlam alanım ifade etmektedir. Kur'ân bazen 'ibadet' yerine, onun­la eş anlamlı olmak üzere 'hudû', 'tezellüV, 'istikâne', 'kurbet'i de kullanırken; iba­detle aynı anlam dairesinde yer almakla birlikte, ibadete göre kısmen farklı anlam­lan ifade eden 'dua', 'itaat', 'ittibâ', 'islâm', 'kunût', 'teşbih', 'zikir', 'nüsük', 'inâbe' yi de kullanmıştır. Tüm bunlar, ibadetin anlam dairesini tespit etmek, ibadetin son derece kapsamlı anlamını belirleyebilmek açısından dikkate alınması gereken önemli kavramlardır. Bu aşamada, ibadet ile aynı kökten türemiş 'ubudiyet' ve 'ubûdet' de ayrıcalıklı bir öneme sahiptirler, ibadet ile aynı kökten türeyen bu iki kavram, insanın bütün hayatını tamamıyla bir sorumluluk bilinci içerisinde sür­dürmesini, bu sorumluluğun gereklerine harfiyen uymasını ifade etmektedirler.

Kur'ân'ın kullanımıyla ibadet, son derece kapsamlı ve derinlikli anlamlara sa­hiptir. Bu özelliğiyle de Kur'ân'm anahtar kavramlardan birisini teşkil etmektedir. Kur'ân, ibadet terimini hiçbir zaman, sadece belirli zamana ve mekana ait bazı tö-rensel davranışların namaz, oruç, hac vb. ismi olarak kullanmamıştır. Diğer tüm dinlerin ibadet anlayışı böyle belirli davranışların ismi olmasına karşılık; Kur'ân ibadeti daha kapsamlı ve derinlikli bir anlamda kullanmıştır. Kur'ân'ın kullanı­mıyla ibadet, belirli zamana ve mekana ait törensel davranışların yanı sıra; Al­lah'ın varlık olarak birliğinin ve ilâhlığıyla, rabblığıyla, melikliğiyle, hüdahğıyla... eşsizliğini, ortaksızlığmı tasdik etmeyi; O'nun iradesine tam bir teslimiyeti  O'nun istediği gibi yaşamayı; bireysel yaşantının her türlü gereklerinden, toplumsal ya­şantının bütün alanlarına kadar öncelikli ve en temel ölçü olarak O'nun ilkeleri­ne uymayı ifade etmektedir. Bu anlamıyla da bireysel ve toplumsal tüm hayat alanları ve gerekleri ibadet dahilinde anlam kazanmaktadır. Örneğin bir mümin, Allah'a karşı sahip olduğu sorumluluk bilincinin etkisiyle bir mahzunun göz yaş­larını silerken, kederli bir insanın kederine ortak olurken, felakete uğramış bir in­sanın yardımına koşarken, bir mazluma yardım ederken, çoluk-çocuk sahibi bir düşkünün elinden tutarken, hem maddî ve hem de manevî anlamıyla yolunu kay­betmiş birisine yol gösterirken, bir cahile iiim öğretirken, verdiği sözü yerine ge­tirirken, yolda kalmış birisini misafir ederken, canlıların hayatlarını tehdit eden kötülüklere veya zararlı şeylere engel olurken, insanlara zarar veya zorluk veren bir şeyi kaldırırken, insanlara doğru söz söylerken, insanlara güler yüzlü davra­nırken, her türlü kötülükten uzak dururken, fuhuştan kaçınırken ve cinsel ihti­yaçlarını sadece eşiyle karşılarken, işçisinin hakkı olan ücreti zamanında öderken, sorumluluğunda olan kişilerin ve kendisinin ihtiyacını karşılamak için çalışırken, anne ve babasına yardımcı olurken, zalim ve zorbalara boyun eğmeyip direnirken, zalime-zorbaya karşı hakkı ifade ederken, iyi ve doğru şeyler düşünürken, Al­lah'ın yasakladığı içki, kumar ve faldan uzak dururken, hatta yemek yerken, hay­vanları beslerken... tüm bu tutum ve davranışları yaparken ibadet etmiş olur.[35] Bu ki, Kur'ân açısından önemli olan bireylerin bazı davranışları değil; bir bütün olarak seçtiği ve sürdürdüğü hayat tarzının kendisidir.[36]

Kur'ân'ın açıkladığı anlamıyla kabul edilen ve failini esenliğe ulaştıracak olan ibadet sadece Allah'a olan ibadettir, ibadet, Allah'a karşı sahip olunan sorumluluk duygusu ve bu duygunun gerektirdiği hâl ve hareketlerdir. Ancak başka ibadetler de vardır. Kur'ân, Allah'a rağmen başka şeylere veya kişilere karşı sahip olunan sorumlulukları ve bu sorumlulukların gereklerini de ibadet olarak nitelemiştir. Bu açıdan, Kur'ân'a göre bir kişi her neye inanırsa inansın ve nasıl yaşarsa yaşasın tüm hayatı boyunca ibadet etmektedir. Çünkü, herkesin hayat tarzını şekillendi­ren bir sorumluluğu vardır. Herkesin sahip olduğu bir dünya görüşü, hayat anla­yışı, yaşantı tarzı vardır. Ve bütün bunlar ya Allah'a göre şekillenir ve Allah'ın bil­dirdikleri ile oluşur ya da başka şeylere ve kişilere göre. Böyle olunca Kur'ân için temel konu, insanın ibadet edip-etmemesi değil, kime ibadet ettiğidir. Kur'ân tüm ibadetleri iki ayrı eksende değerlendirmiştir. Tüm ibadetlerin şu iki hedeften biri­sine yöneldiğini açıklamıştır: Allah'a veya Tagut'a. Tağut, Kur'ân'ın bilhassa dik­kat çektiği, üzerinde özellikle ve ısrarla durduğu bir kavramdır. 'Andolsun ki biz, 'Allah'a kulluk edin ve Tâğut'tan sakının' diye (emredip hatırlatmaları için) her üm­mete bir peygamber gönderdik. Allah, onlardan bir kısmım doğru yola iletti. Onlar­dan bir kısmı da sapıklığı hak ettiler. Yeryüzünde gezin de görün, inkâr edenlerin so­nu nasıl olmuştur! [37] ayeti veya benzerleri, Allah-Tağut karşıtlığını ifa­de etmektedirler. Kur'ân, Allah'a iman edip O'na göre hayatlarını tanzim edenle­rin tağuta uzak ve muhalif olduklarını, tağuta iman edip ona göre hayatını tanzim edenlerin ise Allah'a uzak ve muhalif olduklarını açıklamıştır. Tüm bu kullanım­larda ise tağut, insanlar tarafından ilâh edinilmiş bütün batıl tanrıları, putları, in­sanları 'yoldan' saptıran insan ve cin şeytanlarını, insanı Allah'ın bildirdiği ilke ve şartlardan azdıran, saptıran heva ve hevesi, insanların Allah'a karşı sorumlulukla­rını iptal ettiren veya bozan her türlü anlayışı, düşünceyi, görüşü ifade etmekte­dir. O bu anlamıyla bazen Nemrud, Firavun, Ebû Cehil, Velid b. Muğire gibi in­sanlardan birisidir; bazen Lât, Uzza, Menat gibi ağaç veya taştan imal edilmiş hey­kel putlardır; bazen fitne ve fücuru fısıldayıp duran istek ve arzulardır; bazen in­sanı Allah'ın affediciliğiyle saptıran insan ve cin şeytanlarıdır; bazen 'bütün hayat bu yaşadığımızdan ibarettir' diyen ve insanın sorumluluğunu yok sayan dinler, ideolojiler ve düşüncelerdir; bazen sürekli sayılıp durulan, çokluğuyla övünülen paradır, altındır, gümüştür; [38] bazen sahip olunan adamlardır, evlatlardır, yardım bazen evdir, arabadır, giysidir; bazen kadındır; bazen erkektir... Olmama failini cehenneme sürükleyecek olan ibadetler ise tüm bunlara göre şa­hin olunan sorumluluklar ve gerekleridir. İstenen, emredilen ibadet ise, failini esenliğe ulaştıracak olan Allah'a ibadettir, Allah'a karşı sahip olunan sorumluluk­tur   sevgidir,   saygıdır,  korkudur...  ve  tüm  bunların  etkisiyle  gerçekleşen, Kur'ân'ın emrettiği ve Resûlüllah'm uyguladığı biçime uygun olan hareketlerdir. Kur'ân, risâletin her aşamasında, insanın sorumluluğunun en üst düzeyde Al­lah'a karşı olması gerektiğini ve bunun altında yer alan diğer tüm sorumlulukla­rın hiçbir zaman Allah'a karşı sahip olunan sorumlulukla çatışmaması gerektiğini bildirmiştir. Elbette ki her insanın hayatı boyunca sahip olacağı yığınla sorumlu­luk alanları ve bu sorumluluklarının yığınla kaynakları, hedefleri vardır. Ancak önemli olan, hiçbir sorumluluğun Allah'a rağmen olmaması, Allah'a yönelik so­rumlulukla çatışmaması, Allah'ın bildirdiği ilke ve şartlara ters düşmemesidir. Böyle olunca her sorumluluk olması gereken bir ibadet niteliği kazanır. Bu neden­le Allah, vahyi ile birçok kez sadece ve her zaman kendisine ibadet edilmesini, ibadetin hiçbir şekilde başka şeylere veya kişilere yönelmemesini emretmiştir. An­cak bunu bildirip emrederken, insanların ibadetine muhtaç olmadığım, insanın ibadetinin sadece kendisi için olduğunu, kendisi için yapması gerektiğini de en küçük bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde açıklamıştır. Şu ayetler bunun ör­neklerinden bazılarıdır: "Ben onlardan rızık istemiyorum. Beni doyurmalarını da is­temiyorum.[39] 'Kestiğiniz kurbanların ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşır; fakat O'na sadece sizin Allah'a karşı sorumluluk bilinciniz/samimiyetiniz (tak­va) ulaşır.[40]

Allah kullarının ibadetlerine muhtaç değildir; ama kullarından sadece kendisi­ne ibadet etmelerini istemektedir. Çünkü O, kullarının iyiliğini istemektedir. Zi­ra O, Rahman ve Rahimdir. Allah'tan başkasına ibadet edenler dünya ve ahiretle-rini cehennem kılarlar, sıkıntı ve zorluklan hayatlarının değişmeyen unsuru hali­ne getirirler, sahte mutluluklarla avunur ve ebedi azaba yuvarlanırlar.[41] Allah ise insanın hem dünyada ve hem de ahirette esenliğe sahip olmasını, ebedî cennetin mensubu olmalarını istemektedir. Bu ise her şeyi ile doğru bir inanca ve hayat tar­zına sahip olmakla mümkündür. Tüm bu nedenlerle, yüce Allah'ın insana sundu­ğu bir hidayet rehberi olan Kur'an, insanın sadece Allah'a ibadet etmesi gerektiği­ni, tüm hayatını O'nun istek ve emirlerine göre şekillendirmesi gerektiğini açıkla­mış, hatırlatmış ve emretmiştir, insan, eğer dünya hayatını ve buna bağlı olarak ahiret hayatını esenlik kılmak istiyorsa bunu yapması zorunludur. İbadet Al­lah'adır ama faydası insanadır. Çünkü, Allah ibadetin ilke ve şartlarını sırf yaratı­ğı olan insanın sorumluluk bilincini ölçmek için bildirmemiş; İnsana en güzel, en mutlu, en doğru bir dünya hayatı sağlamak için de bildirmiştir.


[33] Zariyat, 51:56

[34] Sizi boşuna ve amaçsız yarattığımızı ve bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız? Öy­leyse artık bilin ki, Allah yücelerin yücesidir. Hakimiyet kayıtsız şartsız O'na aittir. O'ndan başka gerçek ilâh yoktur, çok cömert ve çok yüce hükümranlık makamının sahibi de O'd...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hayat Ve İbadet
« Posted on: 30 Nisan 2024, 08:59:20 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hayat Ve İbadet rüya tabiri,Hayat Ve İbadet mekke canlı, Hayat Ve İbadet kabe canlı yayın, Hayat Ve İbadet Üç boyutlu kuran oku Hayat Ve İbadet kuran ı kerim, Hayat Ve İbadet peygamber kıssaları,Hayat Ve İbadet ilitam ders soruları, Hayat Ve İbadetönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes