> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hz.Muhammedin İslam Daveti > Güçsüzlere Yapılan İşkenceler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Güçsüzlere Yapılan İşkenceler  (Okunma Sayısı 1675 defa)
29 Temmuz 2011, 15:52:58
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 29 Temmuz 2011, 15:52:58 »



Köle Ve Güçsüzlere Yapılan İşkenceler


Bir köle olan Bilâl, sahibi Umeyye b. Halefin ağır işkencelerine maruz kaldı. Umeyye b. Halef onu günün en sıcak vaktinde, güneş ışınlarının ateş yağmurları gibi yeryüzüne çarptığı saatlerde kızgın kumlara yatırıyordu. Büyük bir kaya par­çasını da üstüne koydurarak "Ölünceye ya Sa Muhammed'i inkâr edip Lât ve Uzzâ'ya ibadet edinceye kadar bu kaya bu şekilde kalacak' diyordu. Onun bu sözlerine kar­şılık Bilâl'ın cevabı sadece 'Allah birdir, Allah birdtf oluyordu. Ibn Mâce'nin [213] ko­nuyla ilgili bir rivayeti şöyledir: 'Müslüman olduğunu açıkça ilan edenlerin ilki ResulüllaK Ebû Bekir, Ammar, Ammar'ın annesi Sümeyye, Süheyb, Bilâl ve Mikdad ol­mak üzere yedi kişiydi. Allah Resulüllah'ı müşriklerin zulmünden amcası Ebû Talib vasıtasıyla korudu. Ebû Bekir'e gelince Allah onu da kavminin nüfuzu ile korudu. Eakat diğerlerine gelince müşrikler onları yakaladılar ve demir zırhlar giydirip kızgın kumlara yatırdılar. Bunlardan her biri bu işkenceler karşısında müşriklerin istedik­leri sözleri söylediler. Ancak Bilâl müstesna. Bilâl, Allah uğrunda canını feda etmeyi gerçekten küçümsedi. Müşriklerin isteklerini yerine getirmedi. Müşrikler ise onu öl­dürmeyi gerekli bulmadılar ve çocukların ellerine vererek Mekke sokaklarında gez­dirdiler. Bilâl, bu sırada 'ehad', 'ehad' (Allah birdir, Allah birdir) diyordu'. Hz. Bilâl, sördüğü bu ağır işkencelerden Ebû Bekir'in kendisini satın alıp azat etmesiyle kurtulabildi.

Yasir, Yemenli olup, Mekke'ye Ebû Huzeyfe b. Muğire'nin himayesinde yerleş­mişti. Ebû Huzeyfe, Yasir'i hizmetçisi Sümeyye ile evlendirerek bir aile kurması­na yardım etmişti. Bu evlilikten Ammar ve Abdullah isimli çocukları olmuştu. Ya­sir ailesi, Resulüllah'm peygamber olarak gönderilişine kadar fena sayılmayacak şartlarda hayatlarını devam ettirdiler. Fakat ne zaman ki Resulüllah'm peygamber­liğini tasdik edip, İslâm'a girdiler, işte o zaman zulmün, baskının, işkencenin her türlüsüne muhatap oldular. Kureyşliler Mekke'de hiç akrabası ve taraftarı olma­yan bu aileye yapmadıklarım bırakmadılar. Kızgın kumlar üzerinde günlerce ya­tırıp, yine günlerce aç-susuz bıraktılar. Vücutlarını korlarla dağlayıp, sopalarla dövdüler. Bu işkenceler Ammar'ın vücudunda kalıcı izler bıraktı. Ammar yıllar sonra bile sırtındaki elbisesini çıkardığı zaman, yanında bulunanlar onun sırtın­daki yara izlerini gördüler. Yasir ailesine işkenceler yapılırken, onların gördüğü işkenceye engel olacak gücü bulunmayan Resulüllah çok üzülüyordu. Onları tes­kin edip, sabırlar dilemekten başka bir şey yapamıyordu. Bir defasında Yasir aile­sini işkenceler içerisinde görünce; "Müjdeler olsun ey Yasir ailesi! Sizin kavuşaca­ğınız yer cennettir [214] müjdesini verdi. Onlar öylesine sağlam bir imana sahiptiler ki, en zor anlarında, işkenceler altındayken verilen bu müjdeye inanmakta hiç tered­düt etmediler; dirençleri bir kat daha arttı.

Yasir ailesine yapılan işkenceler zamanla daha da arttı. Bu işkence seansların­dan birisinde, dininden dönmemekte ısrar eden Sümeyye, Ebû Cehil'in öfkesini kabartı. Ebû Cehil eline geçirdiği bir mızrakla Sümeyye'yi öldürdü. Sümeyye'nin şehadetiyle müminler ilk şehitlerini vermiş oldular. Kısa bir müddet sonra da Ya­sir aynı şekilde işkenceler sırasında şehit oldu. Ammar ise bu işkenceler sırasında kendisine yapılan teklifi kabul ediyor görünerek hayatım kurtardı. Yapılan teklif, Resulüllah'a küfretmesi ve Mekke müşriklerinin ilâhlarına saygı ifade eden sözler söylemesiydi. İstenileni yapıp, canının kurtaran Ammar büyük bir üzüntü ve sı­kıntı içerisinde doğruca Resulüllah'm yanına giderek, olup biteni anlattı. Duru­munun ne olduğunu sordu; yaptığı iş nedeniyle müşrik olmaktan korkuyordu.

Resulûllah, 'Kalbini nasıl buluyorsun!' diye sordu. Bununla kastettiği şey, söyledi­ği şeyler konusunda içinde ne gibi duygu ve düşüncelere sahip olduğuydu. Am­mar'ın cevabı 'imanla dopdolu' olunca, Resulûllah; 'Eğer onlar yine aynı şeyleri ya­parlarsa, sende onların dediğim yap [215] dedi. Bu sırada vahyolunan bir ayet Ammar'ın durumunu açıklığa kavuşturdu: 'Kalbi iman ile dolu olduğu halde (inkâra) zorla­nanlar istisna, iman ettikten sonra kim kalbini küjre açarsa o kimselere Allah'tan bü­yük bir gazap iner ve onlar için büyük bir azap vardır.[216] Bu ayet ne­deniyle Resulûllah, Ammar'ı, 'Ammar iliklerine kadar imanla doludur' biçiminde tanımladı. Çünkü onun imanına Allah şahitlik etmişti.

Habbab b. Eret, aslen Iraklı olup, köle olarak değişik yerlere satılarak, sonun­da Mekke'ye getirilmişti. Mekke'ye satıldıktan bir süre sonra azat edilmiş olmalı ki, Mekke'de kendi adına demircilik yapmaya başlamıştı. Kılıç, bıçak gibi şeyler yapıp satarak geçimini sağlıyordu. İslâm'a girince, çevresindeki insanların tepki­siyle karşılaştı. Önce ticarî hayatına yönelik saldırılar gerçekleşti. Habbab'a borç­lu olanlar, borçlarım ödemeyerek onu zor durumda bıraktılar. Bunların içerisin­de en önemlisi Âs b. Vâil idi. Âs b. Vâil borçlarını ödemeye yanaşmadığı gibi, ala­cağını istemek için gelen Habbab'a 'Bağlandığın şahıs Cennette birçok altın, gömüş, ipek vaat ediyor. Ne yapacaksın parayı' veya 'Tekrar dirilirsem, mal sahibi olursam sana olan borcumu öderim [217] diyerek Habbab'ı ve islâm'ı alaya almaktan geri kalma­dı. Habbab, fiziki işkenceye uğramaktan da kurtulamadı. Çıplak bir halde diken­lerin veya korların üzerine yatırıldı. Sonraki yıllarda sırtındaki yara izlerini-gören­ler, bunların sebebini sordukları zaman, Mekke müşrikleri tarafından ateş dolu çukura atıldığını ve bu haldeyken bir müşrikin sırtına çıkarak vücudunu dağladı­ğını söyledi.

Kaynaklar, köle veya yoksul müminlere yapılan işkencelerden bahsederken, bazılarının işkencelerin ağırlığından şuurlarını kaybettiklerini, hatta 'Lât ve Uzza senin ilâhın mı?' sorusuna 'Evet benim ilahım' dediklerini, müşrikler yanlarından geçen bir pislik böceği görüp 'Bu da senin, ilâhın mı?' diye sorduklarında da 'Evet' dediklerini naklederler.[218] İşte böylesi işkenceye uğrayanlardan birisi Suheyb el-Rumî idi. Abdullah b. Cüdan'm azatlısı olan Süheyb, her defasında bayıhncaya ka­dar dövülüyordu. Çok değişik işkencelere maruz kaldı. Saf Van b. Umeyye'nin kö­lesi olan Ebû Fuheyre ise aynı şekilde işkencelere uğratılanlardandı. Kızgın kum­lara ya tınlıyordu. Bir defasında dili tamamen dışarıya çıkıncaya kadar göğsüne taşlar yığıldı. Lubeyne de sahibi Ömer b. Hattab tarafından çok ağır şiddet ve iş­kenceye uğratıldı, Ömer'in sürekli denecek sıklıkta dayağına maruz kaldı. Zuneyre (Zi'n-Nire) ise Ömer b. Hattab'ın cariyesi olan bir diğer mümin kadındı. O da aynen Lubeyne gibi Ömer b. Hattab'ın çok ağır işkencelerine maruz kaldı ve hat­ta Ebû Cehil, Ömer b. Hattab'ın işkencelerine ilave olarak bu kadının bir gözünü çıkardı.

Müminlerin zenginlerinden olan Ebû Bekir, müşrikler tarafından işkenceye uğratılan köle müminleri, oldukça büyük miktarlara varan bedellerle satın alarak azat etti ve işkencelerden bir oranda da olsa kurtulmalarıru sağladı. Ebû Bekir'in kölelikten ve işkencelerden kurtardığı müminlerin ikisi erkek, beşi kadın olmak üzere toplam yedi kişiydi. Bunlar; Bilâl, Amir b. Fuheyre, Ummü'l Ubeys, Zuney-re Lubeyne, Nehdiye ve Nehdiyye'nin kızıdır. Ebû Bekir, diğer bazı mümin köle­leri de satın alıp azat etmek istediyse de, sahipleri bu teklife yanaşmadılar.



[213] İbn Mâce, Mukaddime 150

[214] Hakim, Müstedrek, 111/382; İbn Hişam, es-Siretti'n-Nebeviyye, 1/342; İbn Sâ'd, et-Tabakatü'l-Kübra, 111/249.                             

[215] Taberî, Câmiu'l-Beyân fî Tejsîri'l-Kur'ân, X1V/182; Kurtubî, d-Cami'u li Âhkâmi'l Kur'an, X/180; Zemahşerî, d-Keşşâf, 11/430; İbn Sâ'd, et-Tabakatü'l-Kübra, 111/249; Belâzürî, En-sâbü'l Eşraf, 1/160

[216] Nahl, 16:106

[217] Buharı, Tefsir 10; İbn Sâ'd, et-Tabakatü'l-Kübra, 11/324.

[218] Belâzürî, Ensâbü'l Eşraf, 1/196,197

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Güçsüzlere Yapılan İşkenceler
« Posted on: 25 Nisan 2024, 08:42:51 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Güçsüzlere Yapılan İşkenceler rüya tabiri,Güçsüzlere Yapılan İşkenceler mekke canlı, Güçsüzlere Yapılan İşkenceler kabe canlı yayın, Güçsüzlere Yapılan İşkenceler Üç boyutlu kuran oku Güçsüzlere Yapılan İşkenceler kuran ı kerim, Güçsüzlere Yapılan İşkenceler peygamber kıssaları,Güçsüzlere Yapılan İşkenceler ilitam ders soruları, Güçsüzlere Yapılan İşkencelerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes