> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hz.Muhammedin İslam Daveti > Geleneksel Rekabetler Kişisel Husumetler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Geleneksel Rekabetler Kişisel Husumetler  (Okunma Sayısı 1426 defa)
01 Ağustos 2011, 12:04:27
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 01 Ağustos 2011, 12:04:27 »



Geleneksel Rekabetler ve Kişisel Husumetler


Bizler Abdumenaf soyu ile şan ve şeref konusunda yarışıp durduk. Onlar yemek yedirdiler, biz de yedirdik. Onlar çeşitli görevler üstlendiler, biz de üstlendik. Onlar verdi, iyilik etti; biz de verdik, iyilik ettik. Develer üzerin­de karşılıklı diz çöküp yarışanlar gibi yarışıp durduk. Şimdi onlar; 'Gökten kendisine vahiy gelen bir peygamberimiz var" diyorlar. Biz bunu nasıl kabul ederiz? Onların bu çıkışlarına nasıl bir karşılık verebiliriz? Vallahi biz O'na asla inanmayacağız; O'nu asla tasdik etmeyeceğiz. Yapabileceğimiz tek şey budur. Abdumenaf soyuna itaat etmemiz olacak şey değil? (Ebû Cehil )

Müşriklerin, özellikle de Mekke'nin müşrik eşrafının, davetin daha ilk günlerin­den itibaren Hz. Peygamber'e veya İslâm'a düşmanca tepkiler vermeleri birbirine oranla çok farklı durumlarla veya konularla irtibatlandınlabilir. Söz konusu tep­kilerin doğrudan veya dolaylı bir çok gerekçesinden bahsedilebilir. Elbette ki Hz. Peygamberin şahsına yönelik tepkilerle, İslâm'a yönelik tepkilerin gerekçeleri ta­mamıyla birbirlerinden ayrı değildir. Zira, Resulüllah İslâm davetinden veya risâlet sürecindeki İslâm daveti Resulüllah'm şahsından ayrı değildi. Fakat buna rağ­men, bazen islâm'a göre Resulüllah'ın şahsı veya Resulüllah'm şahsına göre İslâm daha öncelikli olmak üzere, müşriklerin düşmanca tutum ve tavırlarının hedefi olabilmiştir. Mekke eşrafının, davetin bir aşamasında, Resulüllah'a 'Biz, seni değil, getirdiğin şeyi reddediyoruz [1] demeleri, bu durumun bir delili ve örneği olarak an­lam kazanmaktadır. Hatta şu da kesindir ki, risâlet sürecinin ilk yıllarındaki tep­kilerin Öncelikli nedeni çoğu zaman bizzat Resulüllah'm şahsı olmuştur. Mekke eşrafı, geleneksel nitelik kazanmış bazı rekabet ve husumetlerim Mekke toplumu­nun tarihsel bir problemi olmaktan çıkarıp, Resulüllah'm şahsına yönelik olmak üzere, risâlet sürecindeki düşmanlıklarının temel konusu ve gerekçesi haline ge­tirebilmişlerdir. Mekke toplumunun söz konusu geleneksel rekabet ve husumet­leri ile kastedilen şey, Mekke toplumunu teşkil eden boylar ve soylar arasındaki, geçmişi kuşaklar öncesine dayanan bazı problemlerden başkası değildir. Buna ilaveten, bazı kişisel husumetler de, Resulüllah'a yönelik bireysel tepki ve düşman­lıklara kaynaklık yapabilmiştir.

Mekke halkının tamamına yakınını temsil eden Kureyş kabilesi, farklı soya mensup insanlar topluluğunun ortak ismiydi. Kureyş, Resulüllah'm mensubu ol­duğu ve Resulüliah'tan bir süre önce Abdumenaf ve Abdüddâr boylarına bölünen Kusayy soyu ile Teym, Adiyy, Esed, Zühre, Mahzûm, Sehm, Amîr, Haris, Cumah, Muhârib soylarından oluşuyordu. Mekke'de yaşıyan bu soyların mensupları ara­sında geleneksel nitelik kazanmış bir husumet ve o husumetten beslenen bir re­kabet vardı. Geçmişte birbirleriyle ilişkilerinde açığa çıkan ve arada bir tekrarla­nan bazı olaylar, aralarındaki husumet ve rekabetin sebebiydi. Sahip oldukları bu özellik, islâm davetini değerlendirmelerinde de etkili olmuş; gerek Resulüllah'a ve gerekse İslâm'a tepkileri birçok bakımdan söz konusu husumet ve rekabetten kay­naklanmış veya güç almıştır. Bunun nasıl ve niçin olduğunu anlamak için tarihin sayfalarını karıştırmak ve biraz gerilere gitmek gerekiyor.

Resulüllah'm doğumundan yüzyıl kadar önce Mekke'nin yönetimi Huzâalarm elindeydi. Huzâalar, Mekke'nin ve Kabe'nin geleneksel saygınlığına uygun olma­yan tutum ve davranışlara sahip kimselerdi. Bu durumdan en çok rahatsız olanlar ise Huzâalara göre Mekke'nin daha eski sakinleri olan Kureyşlilerdi. Kureyş'e mensup soyların büyük çoğunluğu, gördükleri kötü muameleler nedeniyle Mek­ke'den uzaklaşmışlardı. Fakat tekrar Mekke'ye yerleşmek hepsinin ortak arzusuydu. Bunun gerçekleşmesini sağlamak ise Resulüllah'm büyük dedesi Kusayy b. 'Kitab'a nasip oldu.

Kusayy, Arap yarımadasının farklı bölgelerine dağılmış olan Kureyş'e mensup adamlardan oluşturduğu silahlı birliklerle Huzâalara karşı mücadeleye girişti ve onları Mekke'den attı. Başarılı ve ileri görüşlü bir yönetici olan Kusayy, Mekke'nin ve Kabe'nin bir daha, onların geleneksel saygınlığına değer vermeyen kimselerin eline geçmemesi için, gerekli sosyal ve siyasal tedbirleri aldı. Özellikle bölge dı­şında yaşayan Kureyşlileri Mekke'de topladı. îmar çalışmaları yaparak, Mekke'yi Kureyşliler için uygun bir yerleşim merkezi haline getirdi. Yaptığı işler nedeniyle de Kureyşliler arasında nesiller boyunca hep saygıyla hatırlanan, toplayıcı/birleş­tirici manasında olmak üzere 'mücemmî' sıfatıyla anılan birisi oldu.

Kusayy'm Abdüddâr, Abdumenaf, Abduluzza ve Abdukusay isminde dört oğ­lu vardı. Kusayy yaşlanınca, Mekke'nin yönetimi ve Kabe ile ilgili görevleri büyük oğlu Abdüddâr'a devretti. Kusayy'm hayatta olduğu zamanlarda, bu görev devri ile ilgili herhangi bir ihtilaf açığa çıkmadı. Kardeşler ve çocukları, Kusayy'm kararına saygı gösterip, gereğine itirazsız uydular. Ancak Kusayy'm ölümünden sonra [2] özellikle kardeş çocuklarının işe karışmasıyla, Mekke ve Ka­be ile ilgili görevlerin sadece Abdüddâr'm elinde olmasına itiraz sesleri yükselme­ye başladı. Kabe ile ilgili görevler itirazın esas konusunu teşkil ediyordu. Zira bunlar Mekke'nin yönetiminden bile önemli görevlerdi. Sahibine diğer topluluk­lar katında büyük itibar kazandıran görevlerdi. İtiraz daha çok Abdumenaftan ve çocuklarından geldi. Abdüddâr ile Abdumenaf kardeşlerle, bu iki kardeşin çocuk­ları arasında, dostça olmayan tutum ve davranışlar görülmeye başladı. Bu bölün­meyi takiben, Kusayy'm diğer çocukları ve torunları da kendi aralarında bölündü­ler Bir kısmı babalarının tercihine saygı gösterip Abdüddâr'ı desteklerken; diğer bir kısmı ise kendilerinin de Kusayy'm çocukları olduklarını, Mekke, Kabe ile ilgili işlerde kendilerinin de paylan olması gerektiğini söyleyip, Abdumenafm iti­razına destek verdiler. Bölünme sadece Kusayy'm çocukları arasında kalmayıp, di­ğer soylara da yansıdı. Mahzûm, Sehm, Cumah, Adiyy soyuna mensup olanlar Ab­düddâr'ı desteklerken; Esed, Zühre, Haris soyuna mensup olanlar ise Abdumenaf desteklediler. Görüş ayrılıkları gittikçe büyüdü ve Kureyş kabilesi birbirine düş­man iki kampa ayrıldı. Bir gün her iki tarafın da erkekleri ayrı yerlerde toplana­rak savaş için hazırlıklara başladılar. Tarafların adamları, sonuna kadar birbirleri­ni destekleyeceklerine ve ölümleri pahasına davalarından vazgeçmeyeceklerine yemin ettiler. Silahlı çatışmanın patlak vermek üzere olduğu bir anda Abdüddâr ve taraftarları, Mekke'yi kana boyayacak bir savaşı önlemek için, Kusayy'm ken­dilerine verdiği bazı görevlerden vazgeçip, Kabe ile ilgili görevlerden hacılara ye­mek (rifâde) ve su (sikâye) verme işlerini Abdumenafm çocuklarına devretmeye razı oldular. Abdumenafm çocukları ve taraftarları bu yeni görev dağılımını ka­bul ettiler. Taraflar bir araya gelip dostluk anlaşması yaptılar. Ancak bu olay, ha­tırası her zaman canlı kalan bir husumetin de kaynağını teşkil etti. Bu husumet, soylar ve aileler arasında bir üstünlük rekabetine dönüşerek varlığını sürdürmeye başladı. Gerek Abdumenaf ile Abdüddâr'm çocukları arasında, gerekse bunların çevresinde toplanmış aileler arasında ve özellikle de Kusayy b. Kiîab soyu ile Kureyş'in diğer soyları arasında çoğu zaman örtük, bazen de açık bir husumet hep varoldu. Bir sonraki kuşakta, Abdumenafm çocukları arasında gerçekleşen bir başka bölünme ise, aileler arası rekabete yeni bir boyut kazandırdı.

Abdumenaf, kardeşi Abdüddâr'la çekişme ve kavgaları sonrasında elde ettiği görevleri başarıyla yerine getirdi. Mekke toplumu ve putları Mekke'de olan diğer kabileler Abdumenaftan fazlasıyla memnun kaldılar. Abdumenafm itibarı ve gü­cü her geçen gün arttı. Her ne kadar Mekke'nin idarî yapısıyla ilgili bazı işler Abdüddâr'm çocukları tarafından yürütülüyor olsa bile, Abdumenaf Mekke'nin lide­ri konumuna erişti.

Abdumenafm Abduşems, Hâşim, Muttalib ve Nevfel isminde dört oğlu vardı. Abdumenaf ölünce yerine oğlu Haşim geçti. Diğer kardeşler, babalarının işlerini devralan Hâşim'e yönelik herhangi bir muhalefette bulunmadılar. Çünkü babala­rının tercihi böyleydi. Ancak Abduşems'in çocuklarından Umeyye, amcası ve Ku-reyş'in lideri Haşimle geçinemedi. Mekke ve Kabe ile ilgili görevlerden bazılarına sahip olmak istedi. Ticaretten kazandığı büyük sermayesine güvenerek rifâde gö­revine talip oldu. Çekişme, bir süre sonra, ilgili görevleri nesepçe daha üstün olanın yerine getirmesi gerektiği iddiasına dönüştü. Anlaşılan o ki zenginliği ve uzak kabilelerle olan ilişkileri nedeniyle Umeyye bu yarıştan galip çıkacağını ummuş ve bu nedenle söz konusu çekişmeyi özellikle gündeme getirmişti. Münafereye [3] ka­rar verildi. Kureyş'in diğer soyları ve aileleri, Abdumenaf in çocukları arasında her an bir kavganın ve hatta savaşın patlak vereceğini, bunun ise Mekke'nin güvenli­ğini tehlikeye sokacağını hissettikleri için, münafere öncesinde bir şart ileri sür­düler. Münafereyi kaybeden on yıllığına Mekke'yi terk edecekti. Taraflar bu şartı kabul ettiler ve münafere için Usfanlı ünlü kâhin Huzaî hakem olarak seçildi. Ha­kem, şerefçe üstün olanın Haşim olduğuna karar verdi.

Umeyye iddiayı kaybedince, iddianın şartı gereği Mekke'den ayrılıp on yıllığı­na Şam'a yerleşti. On yıl sonra Mekke'ye döndüğünde Haşim ölmüş ve Abdülmut-talib Kureyş'in lideri olmuştu. Umeyye, kuzenine muhalefet etti. Amcası Nevfel'in de yardımıyla Abdülmuttalib'in bazı arazilerini gasp etti. Abdülmuttalib ise Medi­ne'de yaşayan Neccar oğullarına mensup dayılarının yardımlarıyla ve Mekke dı­şındaki diğer bazı kabilelerle yaptığı siyasî anlaşmaların sağladığı imkânlarla, ku­zenine karşı direndi. İki taraf arasında, fiilî kavgaya dönüşmeyen bir çekişme ha­yatlarının sonuna kadar devam etti. İki kuzen arasındaki çekişmeler, çocuklarına geçti. Haşim oğullarının yeni...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Geleneksel Rekabetler Kişisel Husumetler
« Posted on: 19 Nisan 2024, 13:18:29 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Geleneksel Rekabetler Kişisel Husumetler rüya tabiri,Geleneksel Rekabetler Kişisel Husumetler mekke canlı, Geleneksel Rekabetler Kişisel Husumetler kabe canlı yayın, Geleneksel Rekabetler Kişisel Husumetler Üç boyutlu kuran oku Geleneksel Rekabetler Kişisel Husumetler kuran ı kerim, Geleneksel Rekabetler Kişisel Husumetler peygamber kıssaları,Geleneksel Rekabetler Kişisel Husumetler ilitam ders soruları, Geleneksel Rekabetler Kişisel Husumetlerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes