> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hz.Muhammedin İslam Daveti > Fikri Uyanış
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Fikri Uyanış  (Okunma Sayısı 2570 defa)
02 Ağustos 2011, 17:24:58
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 02 Ağustos 2011, 17:24:58 »



Fikri Uyanış


Ey Hatice! Vallahi ben hiçbir zaman Lat ve Uzza'ya ibadet etmeyeceğim. (Mu­hammed b. Abdullah)

Ukâz panayırı, her yıl olduğu gibi bir kez daha, yarımadanın dört bir yanından ve hatta Habeşistan, Anadolu ve Iran bölgesinden gelen tüccarların, şairlerin, Kabe'yi veya Kabe'deki putunu ziyaret etmek isteyenlerin, dinine taraftar arayan misyo­nerlerin, aylakların ve daha başka kişisel amaç taşıyanların katılımıyla açılmıştı. Mekke ve çevresi her yıl aynı zamanda olduğu gibi, bir kez daha büyük bir canlı­lığa kavuşmuştu, insanlar gruplar halinde toplanmışlar ya alışveriş yapıyorlar, ya da şiirini okuyan bir şairi veya inancını açıklavan kimseleri dinliyorlardı. İnsanla­ra, gidişatlarının yanlış olduğunu, yanlış şekre- inanıp, yanlış bir hayat tarzı ta­kip ettiklerini hatırlatan konuşmacılardan birisinin etrafı oldukça kalabalıktı. Çünkü o yetenekli bir şair, usta bir konuşmacı ve belki de hepsinden önemlisi dü­şünceleriyle insanların doğrudan kalbine etkide bulunabilen özel birisiydi. Bu se­ferki konuşması daha çok ölüm üzerineydi; .dinleyicilerine ölümü düşünmelerini, ölümün son olmadığını, ölümün bir doğuş olduğunu, bu doğuşa iyi hazırlanılması gerektiğini hatırlatıyor ve anlatıyordu. Etkileyici bir konuşma olduğu, çevresi­ni saran kalabalığın fazlalığından ve onu can kulağıyla dinlemelerinden belliydi. Esasen onu ilk kez dinlemiyorlardı. O, yakından tanıdıkları birisiydi. O, hayatını, inançları ve hayat tarzları konusunda insanları uyarmaya adamış birisiydi. Küs b. Saide denildi mi neredeyse yarımadadaki herkes onu tanır, herkes kendisine say­gı duyardı.

Kûs b. Saide'nin Ukâz panayırında yaptığı konuşmayı dinleyenlerin arasında, bir süredir ticarî faaliyetlerim askıya almış, o zamana kadar gerçekleştirdiği maddî birikimlerini harcayarak hayatını sürdüren ve gittikçe kendisini inanç, varoluş, yaratılış, ölüm gibi konulara daha fazla ilgili bulan Muhammed de var­dı. O, bu ünlü hatibin konuşmasını dikkatli bir şekilde dinleyenlerden birisiydi. Çünkü, işittikleri, son zamanlarda zihnini kurcalayan, aklına takılan bazı soru­ların cevapları olabilecek şeylerle ilgiliydi. Konuşmayı ezberlercesine dikkatle dinledi ve hatta büyük oranda ezberledi. Bu nedenle, Kûs b. Saide'nin konuşma­sı onlarca yıl hafızasında kaldı. Öyle ki, risâleün Medine döneminde Kûs'un mensubu olduğu îyâd boyunun başkanı Carud b. Abdullah İslâm'a girdiği gün Kûs b. Saide'den bahsedince, Resulüllah, Kus'a olan takdirini dile getirdi. Ukâz panayırmdaki konuşmasından bahsetti. O konuşmayı tamamen hatırlayacak bi­risinin bulunmadığını söyledi. Bunun üzerine, Hz. Ebû Bekir aynı konuşmanın bir dinleyicisi olarak, o konuşmayı hatırladığını belirtti ve Kûs b. Sâide'nin söz­lerini tekrarladı.

Araplar putperesttiler, ama putperestliğe mensup olmayan, hatta bu yaygın inancı eleştirip karşısında yer alanlar da vardı. Kûs b. Saide bunlardan birisiydi. Daha da önemlisi bizzat putperestliğin merkezi konumundaki Mekke'de yaşayan bazı kimseler Kûs ile benzer durumdaydılar. Bunların içerisinde Varaka b. Nevfel örneğinde olduğu gibi ya halkın yanlış inancına ve hayat tarzına müdahale etme­den kendi şahıslarında ve ailelerinde kendilerine özgü, putperestlik karşıtı bir inancı sürdürenler veya Zeyd b. Amr örneğinde olduğu gibi bazen putperestliğe açıkça eleştiri yöneltenler de vardı. Zeyd b. Amr bir şiirinde durumunu şöyle di­le getirmişti:

İşlerimi yaparken bir Rabbe mi, yoksa bin rabbe mi boyun eğeyim! Lâfı da Uzza'yı da; hepsini terk ettim Kuvvetli ve sabırlı olan böyle yapar.

Bundan böyle ne Uzza'ya ne de onun iki kızma inanıyorum, Ne Amr oğullarının ne de Gunem'in iki putuna giderim. Hübel'i de ziyaret etmem,. Ki o, aklımın ermediği bir çağda bana İlâhtı.[37]

Klasik kaynaklarca Hanif ismiyle anılan ve sayıları konusunda kesin bir bilgi­ye sahip olmadığımız bu şahısların en önemli özellikleri, putları ve onlarla ilgili bütün inançları reddetmeleri ve toplumlarında geleneksel bir değer olarak bazı unsurları yaşamaya devam eden Hz. ibrahim'in dinine mensup olma gayreti içeri­sinde bulunmalarıydı. İçlerinde, putperestliğe oranla daha doğru bulduğu Hıristi­yanlığa veya Museviliğe girenler veya meyledenler eksik değildi. Ancak Varaka b. h  Saide. Zevd b. Amr. Osman b. Huveyris, Ubeydullah b. Cahş, Suveyd b. Amr el-Müstalikî, Vakî b. Selâme b. Zübeyr el-Iyadî, Amr b. Cûndüb el-Cühenî, Ebû Kays Serme b. Ebî Enes, Amir b. ez-Zerb el-Advanî, Allaf b. Şehab et-Temimî, El-Mütelemmis b. Umeyye el-Kinanî, Züheyr b. Ebû Selmâ, Halid b. Sinan b. Gays el-Absî, Abdullah b. Kudaî, Umeyye b. Ebû's-Salt'tan teşekkül eden bu kimselerin çoğu kendilerine has bir tarzda inanmaya ve bu inançlarına göre ya­şamaya devam ediyorlardı. Bunların ekseriyeti, o gün kitleler tarafından bilinen, taraftarı olan belirli bir dinin mensupları değillerdi.

Bir rivayete göre; Mekke müşrikleri her yıl tekrarladıkları bir tören gereği Buvâne adlı putlarının etrafında toplanıp kurban keserek ve puta saygı ifade eden davranışlarda bulunarak putperestliklerinin gereğini yerine getirmeye çalışırlar­ken, dört kişi gizlice bir araya gelerek toplandılar. Bunlar kendi aralarında, kavim­lerinin yaptıkları bu davranışlara karşı tepkilerini dile getirdiler ve ortak bir kara­ra vardılar. Zeyd b. Amr, Varaka b. Nevfel, Osman b. Huveyris ve Ubeydullah b. Cahş ismindeki bu dört kişinin toplantılarının sonunda vardıkları karar şöyleydi: "Birbirimize dost olup, birbirimizi koruyalım ve bu durumumuzu da gizli tutalım. Kavmimiz yanlış bir yolda. İbrahim'in dinini terk ettiler ve ona muhalif oldular. Yan­lış bir din edindiler. Ne zarar ne dejayda vermeyen bu taşlara ibadet edilmez. Kendi­mize yeni bir din arayalım. [38] Bunlar hak dini bulmak için uzun yolculuklara çıktı­lar. Varaka b. Nevfel, Zeyd b. Amr ile birlikte Şam'a gitti. Burada karşılaştıkları bir Yahudi din adamının tavsiyeleri üzerine Varaka Musevî oldu. Fakat Zeyd çekim­ser kaldı. Daha sonra birlikte Hıristiyan bir din adamıyla görüştüler. Varaka, bu sefer Hıristiyan olmaya karar verdi. Ancak Zeyd yine çekimser kalmayı tercih et­ti. Varaka, Hıristiyanlık'tan etkilenmiş birisi olarak Mekke'ye döndü. Hayatının sonraki döneminde Tevrat ve İncil'i okuyarak, Musevilik ve Hıristiyanlık konu­sundaki görüşlerini geliştirdi. Zeyd b. Amr ise ne Hıristiyanlığı ne de Museviliği hak din olarak gördü. Tanıştığı Hıristiyan ve Musevilere 'Sizin dininizle, kavmimin dini arasında önemli bir fark yok. Sizler de Allah'a şirk koşuyorsunuz- Sizin tek farkınız Allah'ın ismini anıyor olmanızdır [39] diyerek, Hıristiyan veya Musevî olmama gerekçesini açıkladı.

Zeyd b. Amr putperestliğe kesinlikle karşıydı. Mevcut dinlerin hepsinin de yanlışlarla dolu olduğunu düşünüyordu. Hak dinin Hz. İbrahim'in bildirdiği din olduğuna inanıyor, ama o dinin bilgilerine ulaşamıyordu. Çaresiz bir şekilde mev­cut doğrularıyla yetinmeye karar verdi. Bu arada, düşünce ve sözleriyle putperest­leri rahatsız etmekten geri durmadı. Kabe'nin yanında sıklıkla dile getirdiği 'Ey Kureyş! Zeyd'in nefsi kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, benden başka siz­den hiç kimse ibrahim dininde değil [40] sözleriyle, geleneklerinin doğruluğuyla övü­nen Kureyşlilerin geleneklerini sorguladı; onları eleştirdi. Bu sözleri ve dozajı git­tikçe artan eleştirileri problemlere neden olmakta gecikmedi. Mekke dışına sürül­dü. O da ihtiyaçlarını karşılayabilmek için Mekke'ye girdiği zamanların dışında.

Mekke yakınındaki bir dağda yaşamayı tercih elti. Daha sonra, gittiği Şam bölge­sinde saldırıya uğradı ve öldürüldü.

Osman b. Huveyris, diğer üç arkadaşıyla aralarında geçen hak dini arama ko­nusundaki kararlarından sonra birçok yerleri gezdi. Son olarak İstanbul'a kadar gitti ve İmparatorla görüştü. İmparatorun takdirini kazandı. Kısa sürede impara­torun gözdelerinden birisi oldu. Yüksek bir makama getirildi. Hıristiyan oldu. Sonraki durumu, Hıristiyanlığa girişinde samimiyetten ziyade, kişisel menfaatinin ve bu menfaati elde etme konusundaki hırsının etkin olduğunu gösterir nitelikte­dir. Hicaz bölgesinin yöneticisi olmayı arzuladı ve bu amaçla Bizans İmparatoru­nu Hicaz bölgesini işgale teşvik etti. Her ne kadar Osman b. Huveyris'e imparator tarafından sembolik bir taç giydirildiği rivayet olunuyorsa da, İmparator Hicaz'ı işgale kalkışmadı. Osman b. Huveyris bilmediğimiz bir sebepten dolayı zehirlene­rek öldürüldü. Bu suikastın Hicaz bölgesi ileri gelenlerince planlanıp gerçekleştirilmiş olması muhtemeldir. Çünkü, onun Bizans İmparatorunu Hicaz'ı işgal etme­si konusundaki teşvikinden haberdar olanlardan Esved b. Esed, onu bu teşvikin­den ve Hicaz'ın yöneticisi olma sevdasından vazgeçmesi için sert şekilde ihtar et­tiği kaynaklarda yer almaktadır.

Ubeydullah b. Cahş da diğer arkadaşları gibi hak dini bulma arzusuyla birçok yerler gezdi. Aradığı şeyle ilgili olarak birçok kişiyle görüştü. Bu görüşmelerinin sonrasında Hıristiyan olmaya karar verdi. Resulüllah'm İslâm davetine başlama­sıyla Müslüman oldu. Mekke müşriklerinin baskı ve zulümleri üzerine gerçekle­şen ikinci Habeşistan hicretine katılarak, Ebû Süfyan'm kızı olan eşi Ümm-ü Habibe ile birlikte Habeşistan'a gitti. Halkı Hıristiyan olan Habeşistan'da kaldığı sü­re içerisinde, tekrar Hıristiyan olmaya karar verdi. Onun bu durumunu Ümm-ü Habibe şöyle anlatmıştır: Bir defasında kocam olan Vbeydullah b. Cahş'ı yüzü kap­kara ve kötü bir vaziyette rüyamda görmüştüm. Bu durum beni korkuttu. Onun kötü hir durumla karşı karşıya olduğunu düşündüm. Konuşunca Vaha önce dinleri incele­miştim. Hıristiyanlığı hepsinden iyi bulmuştum. Ancak sonradan Muhammed'in dini­ne girdim. Fakat şimdi Hıristiyanlığa dönüyorum' dedi. Gördüğüm rüyayı kendisine anlattım. Fakat gidişatını değiştirmedi. Sonra içkiye düştü ve çok geçmeden de öldü? [41] Kocasının bu ol...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Fikri Uyanış
« Posted on: 24 Nisan 2024, 09:59:17 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Fikri Uyanış rüya tabiri,Fikri Uyanış mekke canlı, Fikri Uyanış kabe canlı yayın, Fikri Uyanış Üç boyutlu kuran oku Fikri Uyanış kuran ı kerim, Fikri Uyanış peygamber kıssaları,Fikri Uyanış ilitam ders soruları, Fikri Uyanışönlisans arapça,
Logged
29 Aralık 2014, 15:30:53
Rukiye Çekici

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 694


Site
« Yanıtla #1 : 29 Aralık 2014, 15:30:53 »

Bencede ibadetin konusu da burada çok güzel bir şekilde anlatılmıştır.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

RUKİYE ÇEKİCİ 7c 438
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes