> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hz.Muhammedin İslam Daveti > Ebû Zer El Gıfafî
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ebû Zer El Gıfafî  (Okunma Sayısı 977 defa)
29 Temmuz 2011, 15:46:00
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 29 Temmuz 2011, 15:46:00 »



Ebû Zer el-Gıfafî


Gifâr kabilesine mensup olan Ebû Zerr'in İslâm'a girmeden önceki hayatı kadar İslâm'a girişi ve sonrası da ilginç ve ibret alınacak olaylarla doludur. Onun İslâm öncesi hayatıyla ilgili olarak bilmen en önemli özelliği, uzun süre ticaret kervan­larının ve Kabe'yi hacca gelenlerin mallarım yağmalayan bir haydut olmasıydı. Ancak daha sonra yaptıklarından pişman olmuş ve durumunu değiştirmişti. Bu öylesine bir değişimdi ki, geçirdiği değişimle sadece sıradan bir insanın yaşantısı­na sahip olmamış, aynı zamanda putperestliği de terk etmişti. Putlardan nefret eden birisi olmuştu. Bu yeni döneminde, inancının kaynağının ne olduğunu veya kendisini etkileyenin kim olduğunu bilmiyoruz. Fakat, bilinen şey, sahip olduğu değişimin bir hanif olmasıyla sonuçlanmasıydı. Kendi ifadesinden anlaşıldığı üze­re, İslâm'a girinceye kadar da namaza benzer bir ibadetle üç yıl süreyle sadece Al­lah'a ibadet etmişti. Muhtemeldir ki, rükû ve secde ederek ibadet ediyordu; çün­kü bunlar Hz. İbrahim'den kalma ibadetin hâlâ devam eden ve Araplar arasında bilinen unsurlarıydı.

Ebû Zerr bir hanif olarak hayatını sürdürdüğü yıllar boyunca çevresindeki in­sanları kendisi gibi olmaya çağırmış veya en azından bu insanları' bazı yanlışları konusunda uyarmış olmalı ki, bir gün Mekke'den gelen bir Gıfari; 'Mekke'de senin dediklerine benzer şeyler söyleyen bir adam var. O kendisinin peygamber olduğunu ve Allah'tan başka ilâh bulunmadığını da söylüyor' müjdesini verdi. Bu haber Ebû Zerr için çok önemliydi. Büyük bir sevinç ve umutla doldu. Zira, kendisi gibi olanların çok az bulunduğu bir dünyada, birisinin çıkıp şirki reddediyor olması oldukça önemliydi. Ebû Zerr, insanları şirk sapmasından kurtarmanın arzusunu taşıyan birisi olarak, Mekke'deki bu şahsı daha yakından tanımak istedi. Nedendir bilmi­yoruz, kendisi gitmek yerine, kardeşi Uneys'i Mekke'ye gönderdi. Uneys'e, Mek­ke'deki o şahısla konuşup, inanç ve düşüncelerini iyice öğrenmesini tembihledi. Mekke'ye giden Uneys, ResulûUah'la görüşüp konuştu. Ağabeyinin verdiği görevi yapmış birisi olarak Gıfâr'a döndü. Uneys, ağabeyine Mekke'de gördüklerim ve duyduklarını şöyle anlattı: "Mekke'de aynı senin dinine benzer dine mensup birisiyle karşılaştım. Bu şahıs, kendisinin Allah tarafından görevlendirilerek, insanlara gönde­rildiğim söylüyor. Halfc ise O'nun hakkında kâhin, sihirbaz diyor. O'nu çok dikkatli bir şekilde dinledim. Fakat, sözlerinin şiirle bir ilgisini bulamadım. Sözleri kâhin sözlerine benzemiyor. Ben O'nun doğru şeyler söylediğini sanıyorum. Üstelik O iyiliği, ahlâkî faziletleri emrediyor, insanları kötü şeylerden sakındırıyor'. Kardeşinden işit­tikleri, Ebû Zerr'in hoşuna gitti. Resulûllah hakkında çok daha ayrıntılı bilgilere sahip olmayı arzuladı. Bunun için de bizzat kendisi gidip, görüşmeye karar verdi. Fazla beklemeden yola çıkıp, coğrafî olarak Mekke'ye, fakat hakikatte sonsuz sa­adetlere uzanan yolculuğuna başladı.

Ebû Zerr'in ResulûUah'la görüşmek için Mekke'ye geldiği zaman, Mekke'de müminlere yönelik baskı ve işkencelerin had safhada olduğu bir zamandı. Bu ne­denle, Mekke'ye doğru yola çıkmadan önce, kardeşi Uneys'in uyarısıyla karşılaş­mıştı: 'Mekke'ye gittiğinde dikkatli ol. Mekke halkı, O'na karşı büyük bir kine sahip­ler. Bu nedenle sana da bir zararları dokunmasın.

Mekke'ye gelen Ebû Zerr çevresini kollamaya ve ResulûUah'la gizlice görüşmenin bir yolunu bulmaya çalıştı. Bu hâl üzere günlerce Mekke'de kaldı. Fakat fırsa­tım bulup da Resulûllah ile görüşemedi. Çünkü Resulüllah'ı tanımıyor ve karde­şinin uyarısı nedeniyle hiç kimseye sormaya da cesaret edemiyordu. Gündüzleri Mekke'de dolaşıyor, geceleri ise Kabe'nin yakınındaki bir gölgelikte yatıyordu. Bir gece iki kadının Kabe'yi tavaf ettiklerim, tavaflarını bitirince İsaf ve Naile putları­nın yanma giderek dua ettiklerini gördü. Bu gördükleri karşısında, putperestliğe karşı sahip olduğu nefretin etkisiyle, duygularına hakim olamadı ve 'Onları evlen­dirin' dedi. Bu sözleriyle, hikayelerini bildiği bu iki puttan hareketle, putperestlik­le alay etmeyi arzulamıştı. Hikayeye göre, İsaf ve Naile isimli iki genç, cinsel ar­zularını tatmin etmek niyetiyle Kabe'ye girmişler ve arzularına kavuşacakları sıra­da ilâhî bir ceza olarak taşlaşmışlardı. Ebû Zerr, İsaf ve Naile putlarına ibadet eden kadınlara 'Onları evlendirin' diyerek; 'Onlar kendi arzularım bile yerine getiremedik­lerine göre, sizin arzularınızı nasıl yerine getirecekler? Eğer bir iyilik yapmak isti­yorsanız, siz onların arzularım yerine getirerek onlan sevindirin' demek istemektey­di. Ebû Zerr'in bu sözü ve o sözde bulunan ince alay karşısında öfkelenen kadın­lar hakaretler ederek oradan uzaklaştılar. Karanlık yolda ResulûUah'la karşılaştı­lar. Karşılaştıkları kişinin Resulûllah olduğunu bilmeden, Kabe'de gördükleri ada­mı O'na şikayet ettiler. Resulûllah, Kabe'ye geldi. Ebû Zerr ile tanışarak onu Ebû Bekir'in evine götürdü. Ebû Zerr o gece Ebû Bekir'in evinde kaldı, Resulûllah ise evine döndü.

Resulûllah o akşam Ebû Zerr ile İslâm hakkında bir şey konuşmadı. Bu konu­daki konuşmayı ertesi güne bıraktı. Ertesi gün Hz. Ali, sabah erkenden Kabe'ye gelerek Ebû Zerr ile buluştu. Ebû Zerr, ResulûUah'la görüşebilmek için ne yapma­sı gerektiğini sordu. Ali, kendisini takip etmesini, Resulüllah'a götüreceğini bildir­di. Bu işi de müşriklerin dikkatini çekmemek için bir plan içerisinde gerçekleştir­meye karar verdiler. Plan gereği Ebû Zerr, Ali'yi uzaktan takip edecek, Ali muh­temel bir tehlike karşısında yere eğilerek Ebû Zerr'i uyaracaktı. Ebû Zerr, eğer Ali'nin yere eğildiğini görürse durumunu değiştirmeden yürümeye devam edip Ali'yi geçip gidecekti. Planı uyguladılar ve Ebû Zerr, ResulüUah'm yanma vardı. Oturup Resulüllah'la uzun ve ayrıntılı bir şekilde konuştu. Görüşmeyi takiben de orada İslâm davetini kabul etti.

Ebû Zerr'in, müminlere yönelik baskı ve işkencelerin had safhada olduğu ve insanların baskı ve işkence korkusundan islâm'dan ve müminlerden uzak dur­dukları bir dönemde İslâm'a girmesi, Resulüllah'ı çok sevindirdi. Muhtemel tehli­kelere karşı Ebû Zerr'i uyararak durumunu Mekke'de açığa vurmamasını, Mek­ke'yi terk ederek Gıfâr'a dönmesini söyledi. Fakat, Ebû Zerr'in arzusu daha baş­kaydı. Müslüman olduğunu Mekke'nin bütün müşriklerine karşı ilan etmek isti­yordu. Bu isteğini Resulüllah'a bildirdi. Resulüllah bunun büyük bir tehlike ola­cağını söyledi. Ebû Zer isteğini gerçekleştirmekte kararlıydı. Arzuladığı şeyi yap­mak için ölümü dahi göze aldığını söyledi: 'Ya Resulallah! Seni hak ile gönderen Al­lah'a yemin ederim ki, ben Allah'tan başka ilâh bulunmadığı hakikatini en azılı müş­riklerin ortasında haykıracağım. Bu konuda kararlıyım' dedi. İsrarlı isteği karşısın­da Resulüllah'ın sessiz kalmasını, isteğinin onaylandığı biçiminde anlayarak, doğ­ruca Kabe'ye gitti ve Müslüman olduğunu ilan edip, bildiği bazı şeyleri bağırarak anlatmaya başladı: Ey Kureyş topluluğu, bütün varlığımla bilir ve size de bildiririm ki, Allah'dan başka ibadet edecek hiçbir Rab yoktur; ancak Allah vardır. Yine sami­miyetle ilan ederim ki, Muhammed Allah'ın kulu ve Resulüdür'. Kabe civarında kala­balık bir halde bulunan müşrikler şaşırdılar. Şaşkınlıklarını üzerlerinden atmala-nyla Ebû Zerr'e saldırmaları bir oldu. Onu öldüresiye dövmeye başladılar. Abbas b. Abdülmuttalib araya girerek müşrikleri yatıştırdı ve Ebû Zerr'i ölümden kurtar­dı. Esasında, müşriklerin Ebû Zerr'i bırakmaya niyetleri yoktu. Fakat Abbas b. Ab-dülmuttalib'in sözleri karşısında bırakmaktan başka çare bulamadılar. Abbas, on­ları muhtemel bir tehlikeye karşı uyarıyordu: 'Siz kimi öldürmeye çalıştığınızı bil­miyor musunuz? Bu adam Gıjâr kabilesindendir. Düşünsenize kervanlarımız Şam'a giderken bu adamın bölgesinden geçiyor.

Vücudundan akan kanlardan, 'kana bulanmış bir puta benzer1 hale gelen Ebû Zerr, o haliyle Resulüllah'ın yanma gitti. Resulüllah üzüldü, kendisini bu konuda uyardığını, böyle davranmakla zarar gördüğünü söyledi. Fakat Ebû Zerr, bunu is­teyerek yaptığını, üzülmemesini söyleyerek birkaç gün Resulüllah'ın yanında kal­dı. Daha sonra Resulüllah'ın 'Git kavmini uyar. Benden sana gelenleri kavmine teb­liğ et. Benim ortaya çıktığımın haberi sana erişince çık yanıma gel [240] demesiyle Gı­fâr'a döndü. Gıfâr'a dönünce İslâm davetini bildikleri dahilinde gerçekleştirmeye çalıştı. Onun çabaları nedeniyle, hicreti takiben İslâm toplumuna katılmak için gelen ilk kabilelerden birisi Gıfârlar oldu.



[240] Müslim, Fazileti'l Sahabe 28; Buharı, Menâkıbı'l Ensar 23; Hakim, Müstedrek, III/339; Ibn Sâ'd, et-Tabakatü'l-Kûbra, IV/225.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ebû Zer El Gıfafî
« Posted on: 26 Nisan 2024, 00:08:11 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ebû Zer El Gıfafî rüya tabiri,Ebû Zer El Gıfafî mekke canlı, Ebû Zer El Gıfafî kabe canlı yayın, Ebû Zer El Gıfafî Üç boyutlu kuran oku Ebû Zer El Gıfafî kuran ı kerim, Ebû Zer El Gıfafî peygamber kıssaları,Ebû Zer El Gıfafî ilitam ders soruları, Ebû Zer El Gıfafîönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes