> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hz.Muhammedin İslam Daveti > Bir Münafığın Ölümü
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bir Münafığın Ölümü  (Okunma Sayısı 2150 defa)
16 Temmuz 2011, 14:42:17
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 16 Temmuz 2011, 14:42:17 »



Bir Münafığın Ölümü


Abdullah b. Ubeyy görünüşte bir Müslümandı; sorulduğunda Müslüman olduğu­nu söylüyor, mescitte namaz kılıyor, oruç tutuyor, hatta bazen Müslümanlarla bir­likte müşriklere karşı savaşıyordu. Ancak gerçekte müşrikti; İslâm'ın, Resulüllah'ın ve Müslümanların düşmanlarmdandı. Düşmanlığını içinde saklıyordu. O sahte bir imanın mensubu ve kendisi gibi sahte imanın adamlarının ileri geleniydi, iman ediyor görünümünü, şartların gereği olarak kabullenmişti. Hiçbir zaman gerçekten iman eden birisi olmamıştı. Resulüllah'ın Medine'ye hicretinin ilk iki yılında şirki­ni açıkça ifade etmiş, şirkinin gereğine göre yaşamış, ancak Müslümanların Bedir galibiyetinden sonra görünümünü değiştirerek, Müslüman kimliğine bürünmüştü. Resulüllâh ise çok değişik gerekçelerden dolayı, onun bir münafık olduğunu bil­mesine rağmen, hiçbir zaman ona karşı sert davranışta bulunmamış; onun kişiliği­ni, gururunu incitmemeye özen göstermişti. Resulüllâh, İslâm toplumunun iç hu­zurunu bozmamak, imanı henüz sağlamlaşmamış kişileri islâm'dan uzaklaştırma-mak için Abdullah b. Ubeyy'e iyi davranıyordu. Mustalık harekâtı dönüşünde, mü­cahitler arasında çıkardığı fitne ve şahsına hakaretleri nedeniyle Hz. Ömer'in ısrar­lı 'îzin ver öldüreyim' teklifine 'İnsanlara 'Muhammed adamlarını öldürtüyor' dedirt­mem' diyerek olumlu cevap vermemişti. Çünkü insanların çoğu, bu münafık ada­mın gerçek kimliğini bilmiyor, onu Müslüman zannediyorlardı.

Münafıklığının gereği olarak, uydurduğu gerekçelere sığınıp Tebük seferine katılmayan Abdullah b. Ubeyy, Müslümanların Tebük'ten dönüşünü takip eden günlerde hastalandı. Yaklaşık yirmi gün süren hastalığının sonunda da öldü (Şubat 631). Resulüllah, hastalığı süresince Abdullah b. Ubeyy'i sıklıkla ziyaret etti. Kendisine, her zaman yaptığı gibi, islâm'ı anlattı, hata ve günahlarından dolayı tövbe etmesini teklif etti. Fakat o bu nasihat ve tekliflere kulak asmadı. Şirkinde inat edip, durumunu değiştirmedi. Fakat hastalığı her gün daha da ağırlaştı. Öle­ceğini hissedince Resulüllah'a haber gönderip, yanma kadar gelmesini rica etti. Resulüllah münafıkların ileri geleni konumundaki Abdullah b. Ubeyy'in yanma girdiğinde üzüntü ve sitemini dile getirerek 'Seni helak eden Yahudi sevgisi oldu. Yahudilerle dostluktan engellemek istedim ama beni dinlemedin' dedi. Abdullah b. Ubeyy bu sitemin haklı olduğunu biliyordu. İtiraz etmedi. Yalvaran bir sesle 'Ey Allah'ın Resulü.' Vakit kınama ve azarlama vakti değil. Seni, beni azarlayasın diye ça­ğırtmadım. Ölmek üzereyim. Ölümümde, cenazemin yıkanışında yanımda bulun ve bana gömleğini giydir. Namazımı kıl ve affedilmem için dua et dedi. Anlaşılan o ki, ölüm kapısını çalınca kendisini bir korku sarmıştı ve bundan Resulüllah'm duala­rıyla, gömleğiyle kurtulmayı umuyordu. Bu da gösteriyor ki İslâm'ı hâlâ anlama­mış, anlayamamıştı.

Abdullah b. Ubeyy, Resulüllah'la görüşüp isteklerini dile getirdiği gün öldü. Ölmeden kısa süre Önce, isteklerinin yerine getirilmesini oğlu Abdullah'a vasiyet etti. Abdullah, babasının ölümü üzerine Resulüllah'a gelerek, babasının öldüğünü bildirip, vasiyetinden bahsetti. Resulüllah gömleğini çıkarıp verdi. Cenazenin ha­zırlıkları bitince kendisine haber verilmesini, namazı kıldırmak için geleceğini bil­dirdi. Haber verilince de kalkıp gitti. Münafıkların reisinin başı kalabalıktı. Bütün akrabaları, kendisi gibi münafık dostları ve Resulüllah'm cenaze namazını kılaca­ğını duyan birçok Müslüman cenazenin başına toplanmıştı. Resulüllah cenaze na­mazını kıldırmak için ilerlerken yanında duran Hz. Ömer'in itirazı ile karşılaştı. Hz. Ömer, Resulüllah'm elbisesinden tutarak 'Ey Allah'ın Resulü! Ne yapıyorsun? Bir münafığa namaz kılacak mısın? [170] dedi. Resulüllah, seçkin sahabesi, yakın dos­tu Ömer'in bu itirazında haklı olduğunu biliyordu. Başta kendisi olmak üzere di­ğer Müslümanların büyük çoğunluğu yıllardır Abdullah b. Ubeyy'in birçok sıkın­tısına katlanmak zorunda kalmışlardı. Onun bir münafık olduğundan, Resulül­lah'm en ufak kuşkusu yoktu. Ancak ona saygı duyan yığınla insan vardı. Zira o kabilesinin seçkini, sözü dinlenen bir ferdi idi. Kavmiyetçiliğin ve akrabalık bağı­nın etkisiyle ona bağlılık içerinde olanlar pek çoktu. Bu insanları küstürmemek, islâm'a girişlerini kolaylaştırmak veya girmiş olanların da kalışlarını pekiştirmek için Abdullah b. Ubeyy'e cenaze namazı kılmak arzusundaydı. Düşünüyordu ki, Abdullah b. Ubeyy'in cenaze namazını kılması, onu seven ve sayanları olumlu et­kileyecekti. Ömer'e gülümseyen bir yüzle bakarak namaz için ilerleyeceği sırada itiraz sözcüklerini tekrar duydu: 'Ey Allah'ın Resulü! Bu adamın namazı senin neyi­ne gerek. Allah seni münafıklara namaz kılmaktan sakındırmadı mı? [171] Hz. Ömer, iti­razının gerekçesi olarak yakın bir zaman önce vahyolmuş bir ayeti hatırlatıyordu.

Ayette, münafıklara duanın, kendilerine hiçbir fayda sağlamayacağı, onların aza­bı hak etmiş kimseler olduğu bildirilmişti. Ayet şöyleydi: 'Onlar için ister af dile, ister dileme; onlar için yetmiş kez aj dûesen de Allah onları asla affetmeyecek. Bu, on­ların Allah'ı ve Resulünü inkâr etmelerinden dolayıdır. Allah jâsıklar topluluğunu hi­dayete erdirmez.[172] Resulüllah, Hz. Ömer'in bir ayeti de referans göste­rerek itirazı üzerine 'Ben o ayet ile iki şeyden birisini tercihle karşı karşıya bırakıl­dım. Ben şimdi tercihimi yaptım [173] deyip, namaz kılmak için insanların önüne geç­ti. Resulüllah'm imamlığında cenaze namazı kılındı. Birçok Müslüman da namaz­da Resulüllah'a eşlik ettiler. Daha sonra cenazenin defnine sıra geldi. Abdullah b. Ubeyy'in münafık dostları çok üzüntülüydüler. Reisleri olan Abdullah b. Ubeyy'e olan saygı ve sevgileri nedeniyle, onun cenazesini taşıma görevinde kimseyi ken­dilerine ortak kılmadılar. Abdullah b. Ubeyy'in cenazesi münafık dostlarının omuzlarında kabre götürüldü. Resulüllah da bir grup Müslümanla birlikte arka­dan kabre gitti.

Abdullah b. Ubeyy'in cenazesi oğlu Abdullah, Sâ'd b. Ubâde ve Evs b. Havlı ta­rafından Resulüllah'ın tariflerine göre kabre yerleştirildi. Defin işlemi yapılırken Resulüllah kabrin başında durdu ve işlerin nasıl yapıldığını denetledi. Yanlışlıkla­ra müdahale etti. Baş sağlığı dileklerinden sonra herkes dağıldı. Ancak o sırada vahyolunan bir ayet Resulüllah'a ve O'nun şahsında tüm zamanların müminleri­ne önemli bir ikazda bulundu. Bundan böyle münafıklara nasıl davranması gerek-tiğiyle ilgili bir ölçü bildirdi. Ayet şöyleydi: 'Onlardan ölmüş olan hiçbirine asla na­maz kılma; onun kabri başında da durma] Çünkü onlar, Allah ve Resulünü inkâr et­tiler vefâsık olarak öldüler.[174] Bu ayet ile anlaşıldı ki, Hz. Ömer'in has­sasiyeti ve itirazı haklı imiş. Resulüllah bir daha hiçbir münafığın cenaze namazı­na katılmadı ve hiçbirinin kabrinin başında durarak dua etmedi ve hiçbirisi için Allah'tan af dilemedi.

Abdullah b. Ubeyy, islâm düşmanları içinde bir sembol şahsiyetti. Münafıkla­rın önemli temsilcilerinden birisi o, diğeri ise Ebû Amir er-Rahib idi. Resulüllah'm hicretinden sonra Ebû Amir bir müddet Medine'de kalmış, ancak rahat edemeye­ceğini anlayınca, kalbindeki şirkini açıkça ortaya koyabilmek için Mekke'ye git­mişti. O sahte bir iman maskesi takmaktansa, kalbindeki şirkini açıkça ortaya koymayı tercih etmişti. Ancak Abdullah b. Ubeyy öyle davranmadı. O yüzüne sah­te bir iman maskesi geçirdi. Bu maskenin arkasında şirkinin gerektirdiği tutum ve davranışları fırsatını buldukça ortaya koydu. Başta Resulüllah olmak üzere Müs­lümanlar birçok kez Abdullah b. Ubeyy ve yandaşlarının fitne ve fesatlarıyla uğ­raşmak, verdikleri sıkıntı ve zorluklarla mücadele etmek zorunda kaldılar. Zor za­manlarda, savaş meydanında onlara güvenemediler. Böylesi zamanlarda her an ar­kadan vurmalarını, bir hile veya oyunlarını beklediler. Kolaylık, zenginlik zaman­larında da fitne ve fesatlarıyla uğraşıp durdular. Allah, birçok ayetiyle başta Resulüllah olmak üzere Müslümanları bu kimselerin hile ve oyunlarına karşı uyardı, kişilik ve karakterlerini açıklayarak kendilerini tanımalarım ve tedbirli olmalarını sağladı. Bu ayetler sadece risâlet çağının değil, tüm zamanların Müslümanları için aralarındaki düşmanlarını tanımaları için birer rehber oldu.


[170] Ahmed, Müsned, 1/16; İbn-Hişam, es-Siretii'n-Nebeviyye, IV/196, 197; Vakıdî, Me-ğazU HI/1058.

[171] Buharı, Cenaiz 22; Müslim, Sıfâtü'l Münajıkîn 3; Ahmed, Müsned, 1/16.

[172] Tevbe, 9:80

[173] Buharı, Cenaiz 22; Müslim, Sıfâtü'l Münajıkîn 3.

[174] Tevbe, 9:84





[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bir Münafığın Ölümü
« Posted on: 24 Nisan 2024, 11:46:23 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bir Münafığın Ölümü rüya tabiri,Bir Münafığın Ölümü mekke canlı, Bir Münafığın Ölümü kabe canlı yayın, Bir Münafığın Ölümü Üç boyutlu kuran oku Bir Münafığın Ölümü kuran ı kerim, Bir Münafığın Ölümü peygamber kıssaları,Bir Münafığın Ölümü ilitam ders soruları, Bir Münafığın Ölümüönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes