> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hz.Muhammedin İslam Daveti > İman Ve Tercih
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İman Ve Tercih  (Okunma Sayısı 794 defa)
27 Temmuz 2011, 15:32:41
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 27 Temmuz 2011, 15:32:41 »



İman Ve Tercih


Müslümanlar Bedir'e yakın bir yerde konaklamış, kervanla ilgili bilgiler toplama­ya çalışıyorlardı. Ancak o sırada

hiç beklemedikleri bir haber aldılar. Mekke or­dusunun kendilerine doğru geldiğini öğrendiler. Bu savaş demekti. Kendileri bir orduyla savaşmak için değil, bir kervanı basıp, mallara el koymak için yola çık­mışlardı. Kervan basmak kolaydı, ama orduyla savaşmak zordu. Ne yapacaklardı? Herkes bir şey söylüyor, farklı görüşler dile getiriliyordu. Bazıları kervanı takip edip, mallara el koyarak Medine'ye dönmenin iyi olacağını söylerken, diğer bazı­ları kervanı da bırakıp, durumu riske etmeden Medine'ye dönmenin daha doğru olacağını söylüyordu. Ancak kararı verecek olan Resulüllah'tı. Birkaç kişi Resulülan m yanına giderek durum hakkındaki görüşünü öğrenmek istediler. Anladıkları kadarıyla Resulûllah kervanı ele geçirmek yerine, doğrudan Mekke ordusuna yönelip savaşmayı tercih ediyordu. Bu hiç birisinin düşünmediği ve istemediği bir şeydi. Korktular. Ne yapacaklarını ve diyeceklerini bilemez bir hâlde kalakaldılar. Müslümanların o anki durumuna tanıklık eden bir ayet şöyledir: 'Hatırlayın ki, Al­lah, iki taifeden (kervan veya Kureyş ordusundan) birinin sizin olduğunu vadediyordu; siz de kuvvetsiz olanı (kervanın) tercih ediyordunuz- Oysa Allah, sözleriyle hak­kı gerçekleştirmek ve Kureyş ordusunu yok ederek kâfirlerin ardını kesmek istiyor­du. (Bunlar,) günahkârlar istemese de hakkı gerçekleştirmek ve bâtılı ortadan kaldır­mak içindi.[160] Ayetten anlaşıldığı üzere, Müslümanlara kervanı ele ge­çirme veya Mekke ordusunu yenilgiye uğratma müjdesi verilmişti. Bu rahatlatıcı bir müjdeydi. Birisini seçmeliydiler. Fakat yine aynı ayetten anlaşıldığı üzere, Al­lah'ın muradı Müslümanların Mekke ordusuyla savaşmaları ve müşrikleri büyük bir yenilgiye uğratmalarıydı. Ne var ki Müslümanların büyük çoğunluğu daha az zahmet gerektiren, ama buna karşılık herkesi zengin edecek kervanı ele geçirme arzusu içerisindeydi. Elbette ki, Resûlüllah'ın niyeti de, ayetin dolaylı şekilde ifa­de ettiği üzere, kervana saldırmaktan daha başka idi. O, Mekke ordusuyla savaşıp, şirki bozguna uğratmak istiyordu. Üstelik bir süre önce vahyolunan bir ayet, Müs­lümanların müşrikleri yenilgiye uğratılacakları müjdesini de vermişti: 'O topluluk yakında bozulacak ve onlar arkalarını dönüp kaçacaklar.[161] Bu ayet müşriklere karşı savaşma düşüncesine sahip olanların görüşlerini kuvvetlendirdi. Gerçi ayette kime karşı galibiyet elde edileceği açıkça ifade edilmiyordu; genel bir müjde vardı. Fakat bunun, üzerlerine gelen Mekke ordusu olmaması için hiçbir sebep yoktu. Hz. Ömer'in anlattıkları, o sıralar bu ayetle ilgili düşüncelerin neler olduğunu bildirmesi açısından önemlidir: 'Bu ayet vahyolundugu zaman kendi ken­dime 'Acaba hangi topluluk bozguna uğrayacak?' demiştim. Bedir günü gelip de Resû­lüllah'ın zırhım giyinmiş bir halde bu ayeti okuduğunu görünce anladım ki yüce Al­lah meğer Kureyş müşriklerini bozguna uğratacakmış.[162]

Resûlüllah'ın niyetinin Mekke ordusuyla savaşmak olduğu Müslümanlar tara­fından anlaşılınca, bir ktsmı korkarak savaşmak istemediklerini ifade etmeye baş­ladılar. Bazıları Mekke ordusuyla savaşa girişmeyi ölüme gitmek gibi düşünüyor­du. Bir başka grup ise hem Resulûllah istediği ve hem de Mekke müşriklerine kin­le dolu oldukları için Mekke ordusuyla savaşmayı arzuluyordu. Resulûllah, Müs­lümanların ileri gelenlerini yanma topladı. Konu hakkında karar vermek ve fikir birliği oluşturmak istiyordu. Muhacirler kendisini kurnazlardı, ama Ensar konu­sunda emin değildi. Çünkü İkinci Akabe Biatı'nda verilen savaşma sözü tamamıy­la savunmaya yönelik bir sözdü. Ensar, bu savaşı savunma savaşı olarak değerlen­dirmeyip savaşmak istemeyebilirdi. Ancak ne var ki, Mekke ordusu yola çıkmış, üzerlerine doğru geliyordu. Kervana yönelik bir saldırıları olmasa bile, Mekke or­dusunun savaşsız geri dönmeyeceği kesindi. Resulûllah Müslümanların sözcülerini yanında toplayınca düşüncesini açıkça ifade etti: 'Ey Müslüman topluluğu. Kureyş Mekke'den çıktı, üzerimize doğru büyük bir öfke ve azgınlıkla geliyor. Ne dersiniz?. Sizce kervan mı daha uygundur, yoksa Ku­reyş ordusu mu?' Bazıları hemen bir çırpıda düşüncelerini ifade ettiler: 'Bizce ker­van daha uygundur, kervanın üzerine gidelim ve onu kolayca ele geçirelim'. Bunlar Resûlüllah'ın ne dediğini anlamayan, ganimet elde etmek arzusuyla hareket eden bazı kimselerdi. Halbuki Resulûllah, Mekke ordusunun kendilerine doğru geldi­ğini istense de istenmese de savaş çıkacağını söylüyordu. Üstelik Ebû Süfyan'ın, kervanın yolunu değiştirip Bedir ovasından uzaklaştığının haberi de alınmıştı. Ar­tık kervana ulaşmak çok zordu. Resulûllah kervan konusunda ısrarcı olan Müslü­manlara tekrar sordu: 'Kervan sahile doğru çekip gitti. Fakat Ebü Cehil üzerinize ge­liyor. Ne diyorsunuz?' İstek yine aynıydı: 'Kervanı isteriz. Sen orduyu boş ver, bize kervan lazım.' Resulûllah, geçerliliği olmayan düşüncede ısrar edilmesi üzerine üzüldü ve hiçbir şey demeden ayağa kalktı. O zaman Resûlüllah'ın niyetinin ne ol­duğunu anlayan Müslümanlar hatalarını fark ettiler. Hz. Ebû Bekir ayağa kalka­rak Mekke ordusuyla savaşmanın daha uygun bir görüş olduğunu savunan bir ko­nuşma yaptı. Ebû Bekir'i takiben Ömer kalktı ve aynı çerçevede bir konuşma yaptı. Daha sonra Mekke Müslümanlarmdan Mıkdad b. Amr kalkarak tarihe mal ol­muş bir konuşma yaptı. Konuşması şöyleydi:

Ey Allah'ın Resulü! Allah sana ne emrettiyse onu yap. Biz seninle beraberiz ve hep böyle olacağız. Biz İsrail oğullarının Hz. Musa'ya dedikleri gibi Git Rabbin ve sen savaş; biz burada oturup bekleyeceğiz demeyiz. Biz deriz ki; Git Rabbin ve sen onlarla savaş; fakat bizde sizinle birlikte onlarla savaşacağız Seni hak olan bir ki­tapla gönderen Allah'a yemin ederim ki, sen bizi Birkü'l Gımad'a [163] kadar yürüte­cek olsan, seninle birlikte oraya kadar yürür, senin sağında, solunda, önünde, ar­kanda çarpışırız. [164]

Muhacirlerin bu tutumu Resûlüllah'ı sevindirdi. Ensarm temsilcilerine döne­rek düşüncelerinin ne olduğunu sordu. Ensarı temsilen Sâ'd b. Muaz ayağa kalka­rak kararlarını ifade etti:

Ey Allah'ın Resulü! Biz sana iman edip, seni tasdik ettik. Bize getirdiğin şeyin hak ve gerçek olduğuna şahitlik yaptık. Sana itaat etmek ve sözünü tutmak konu­sunda söz verdik. Ey Allah'ın Resulü! Ne istiyorsan onu yap, biz seninle berabe­riz. Seni hak din ve kitapla gönderen Allah'a yemin olsun ki, sen şu denize dala­cak olsan, bir an tereddüt etmeden biz de seninle birlikte dalarız. Bizden bir kişi bile geride kalmaz. Yarın bizimle birlikte düşmana karşı gitmenden rahatsız deği­liz. Savaşta direnmek, zorluklan göğüslemek, düşmanla karşılaştığımızda emirle­rine uymak; hepsi bizim içindir, biz bunları yapacak bir topluluğuz. Umuyoruz ki Allah sana bizden gözünü aydın edecek kahramanlıklar gösterecektir. Allah'ın be­reketi ile yürüt bizi. Sonuna kadar seninle beraber olacağız.[165]

Sâ'd b. Muaz'ın sözleri Resûlüllah'ı sevindirdi ve ilâhî müjdeyi verdi: 'Haydi öy­leyse, yürüyün! Size müjdelerim ki Allah iki topluluktan birisini vaat etti. Vallahi Kureyş'in bozguna uğradığını görür gibiyim. Sanki Mekke'nin askerlerinin vurulup dü­şecekleri yerleri görür gibiyim. [166]


[160] Enfal, 8:7,8

[161] Kamer, 54:45

[162] İbn Sâ'd, et-Tabakatü'î-Kübra, 11/25.

[163] Mekke İle sahil arasında, Medine'ye beş günlük mesafede bir yer. Burada uzaklık ifa­desi olarak kullanılmıştır.

[164] Vakıdî, MeğazU 1/34; İbn Sâ'd, et-Tabakatü'l-Kübra, 111/162; İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-Nihâye, 111/320.

[165] İbnü'l Esir, d~Kâmil fi't-Târih, 11/57; ibn Kesir, el-Bidaye ve'n-Nihâye, 111/320.

[166] İbnü'l Esir, d-Kâmil fi't-Târih, 11/57.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İman Ve Tercih
« Posted on: 01 Mayıs 2024, 19:22:21 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İman Ve Tercih rüya tabiri,İman Ve Tercih mekke canlı, İman Ve Tercih kabe canlı yayın, İman Ve Tercih Üç boyutlu kuran oku İman Ve Tercih kuran ı kerim, İman Ve Tercih peygamber kıssaları,İman Ve Tercih ilitam ders soruları, İman Ve Tercihönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes