Konu Başlığı: Anlaşma Girişimleri Gönderen: Ekvan üzerinde 22 Temmuz 2011, 14:18:54 Anlaşma Girişimleri Günler geçtikçe her iki tarafta da gerilim arttı. Müslümanların en önemli sıkıntıları Kurayzaların Medine'ye saldırmaları ihtimaliyle ilgiliydi. Medine'nin saldırıya uğrama ihtimali Müslümanların sıkıntılarını artırdıkça artırıyordu. Bu nedenle, Resulüllah, Seleme b. Eslem'in komutasındaki birliği, kadın ve çocukların güvenlisini sağlamak için, sürekli olarak Medine'de görevlendirdi. Seleme ve birliği Medine'de sürekli nöbet tutup, devriye geziyordu. Bu şekilde günler geçerken Resulüllah savaşın seyrini değiştirecek bir girişimde bulunmaya karar verdi. Gatafan birliklerinin komutanlarına gizlice haber gönderip kendileriyle görüşmek istediğini bildirdi. Gatafanların komutanlarından Uyeyne b. Hısn ve Haris b. Avf davet üzerine geldiler ve Resulüllah'ın çadırına girdiler. Resulüllah'ın niyeti düşmanı bölüp, güçlerini azaltmaktı. Gatafanların Müslümanlara Kureyş kadar kin ve düşmanlıkla dolu olmadıklarını bildiği için, ordunun en büyük gruplarından Gatafanlarla bir anlaşma yapabileceğini düşünmüştü. Üstelik onlar kendilerine vaad edilen hurmaların karşılığında savaşa iştirak etmişlerdi. Resulüllah, Gatafan komutanı Uyeyne'ye savaşı terk edip gitmesi şartıyla Medine'nin yıllık meyve ürününün üçte birini teklif etti. Haris yarısını istedi. Resulüllah üçte birde ısrar etti ve sonunda Huyeyne ve Haris buna razı oldular. Resulüllah çadırında Gatafan liderleriyle gizlice anlaşmaya çalışırken, Ensar Müslümanlarından Useyd b. Huday çadıra girdi. Useyd, içeri girince Gatafan liderlerini gördü. Gatafan komutanı Uyeyne iki ayağını da Resulüllah'a doğru uzatmış ve şımarık hâl ve hareketlerle oturuyordu. Bu durum Useyd'in canını sıktı, 'Ey tilki eniği! Topla ayaklarını! Resulüllah'ın huzurunda bu ne hâl' diyerek elindeki mızrağı Uyeyne'nin kasığına dürttü. Uyeyne işin ciddi olduğunu anlayınca hemen toplandı ve biraz önceki şımarık halini terk etti. Useyd bu sefer Resulüllah'a dönerek 'Ey-Allah'ın Resulü! Görüyorum ki bu müşriklerle bir anlaşma yapmak üzeresin. Eğer bunu Allah emrettiği için yapıyorsan, var yap. Emrine uyarız. Sen ne emredersen biz onu yaparız. Ama eğer bunu kendiliğinden yapıyor ve bununla bizi kurtarmayı düşünüyorsan, yanlış yapıyorsun. Vallahi bizim bunlara verilecek kılıçlarımızdan başka bir şeyimiz yok. Onlar önceden bizlerden ne koparabildüer ki şimdi Müslüman olmuşken bir şeyler koparabilsinler. Vallahi razı olmayız [226] dedi. Resulüllah bir süre sustu, durumu görüşmek üzere Sâ'd b. Muaz ile Sâ'd b. Ubâde'ye haber gönderdi. Çünkü müşriklere vaadedilen meyvelerin çoğu Evs ve Hazreç Müslü-manlarma aitti. Resulüllah, Evs'in ve Hazreç'in bu iki ileri geleniyle görüştü. On-!ara Gatafan komutanlarıyla anlaşma yapmak üzere olduğunu söyledi. îkisi de, anlaşmanın Allah'ın emri ise gereğini yerine getirmesini, kendilerinin bu emre uyacaklarını bildirdiler. Yalnız Sâ'd b. Muaz'ın bir itirazı vardı; 'Ey Allah'ın Resu-u- dedi; "Müşriklerle anlaşma girişimini bizlerin canım kurtarmak düşüncesiyle yapıyorsan, yapma. Biz de bir zamanlar bu topluluk gibi Allah'a şirk koşar, putlara tapardık. Allah'a ibadet etmeyip putlara yönelirken dahi bunlara boyun eğmezdik. Satın almaları dışında malımızdan bir tek hurma yemeyi dahi akıllarından geçiremezlerdi. Şimdi Allah bizi İslâm'la şereflendirdi, islâm'la doğru yol bulmuş ve onunla kuvvetlenmişken ve sen de aramızda iken mallarımızı onlara haraç olarak mı vereceğiz? Olmaz. Buna gerek yok. Vallahi bizler Allah bizlerle onlar arasındaki hükmünü verinceye kadar savaşmaya hazırız. Onlara verecek tek şeyimiz kılıçlanmızdır. [227] Sâ'd b. Ubâde de aynı şekilde konuşunca Resulüllah sevindi. Müşriklere dönerek 'İşi-teceklerinizi işittiniz- Artık vann ordunuza gidin [228] dedi. iki müşrik komutan kalkıp adamlarının yanma gittiler. Huyeyne ve Haris'in gizlice Müslümanlarla anlaşmaya kalkışmaları, şirk ordu-sundaki ilk kopmalardan birisini başlattı, iki komutanın, anlaşma girişiminin ne durumda olduğunu öğrenmek için kendilerini büyük bir merakla bekleyen adamlarma ilk sözleri 'Vallahi biz bu Müslümanlardan hiçbir şey koparamayız- Onlar son derece basiretli ve kararlılar. Biz onlar kadar ölüme bu kadar istekli başka bir topluluk görmedik. Biz bu gidişle mahvolacağız, Kureyş de mahvolacak. Öyle görünüyor ki Kureyş hiçbir şey yapamayıp geri dönüp gidecek, bizler ve Kurayza Yahudileri Mu-hammed ve adamlarıyla baş başa kalacağız- Biz geri dönüp gidersek Kurayza Yahudileri Muhammed'le baş başa kalacak. Birlikteyken de halimiz kötü, yalnızken de [229] oldu. Bu sözler Gatafan birliklerinde soğuk duş etkisi yaptı. Ne yapmaları gerektiğini düşünmeye başladılar. Kureyş'in peşine takılmakla yanlış bir iş yaptıklarını fark ettiler. Kureyş komutanları ise Gatafanların kendilerinden habersiz gizlice Re5ulüllah'la anlaşma girişiminde bulunduklarını öğrenince, Gatafanlara olan güvenlerini kaybettiler. İhanete uğradıklarını düşündüler. Şirk ordusunda bir kargaşa başladı. Taraflar birbirlerine olan güvenlerini kaybetmiş ve birbirlerine kuşkuyla bakar bir hâlde beklemeye başladılar. Resulüllah'ın anlaşma girişimi gerçekleşmemişti, ama bir başka boyutuyla da olsa işe yaramıştı. [226] ibn Hişam, es-Siretü'n-Nebeviyye, 111/234; Ibn Sâ'd, et-Tabakatü'l-Kübra, 11/73; Belâzü-rî, Ensâbü'l Eşraf 1/346. [227] Vakıdî, Meğazi, 11/479. [228] Vakıdî, MeğazU IV479, 480. [229] Buharî, Cihad 157; Müslim, Cihad 17, 18; Ibn Abdilber, el-htiab f\ EsmaVl-Ashab, IIV568; Ibn Sâ'd, et-Tabakatü'l-Kübra, İV/19. |