Konu Başlığı: Abdülmuttalib in İslâma Girişi Gönderen: Ekvan üzerinde 29 Temmuz 2011, 15:33:39 Haraza b. Abdülmuttalib'in İslâm'a Girişi İslâm'a ve ResulüUah'a karşı öfkeyle dolu olan Ebû Cehil, Resulüllah'la karşılaştığı günlerin birisinde kin ve düşmanlığını dile getirip, ResulüUah'a ağır hakaretler yaptı, küfürler savurdu. ResulüUah onun bu kötü, aşağılık söz ve davranışları karşısında hiçbir şey demeden evine gitti. Çok üzülmüştü, ama yapabileceği bir şey voktu. Ebû Cehil ise, ResulüUah'a hakpret ettikten sonra her zaman olduğu gibi Kabe'nin yanında oturan Mekke eşrafının toplantı yerine gitti ve sohbet halkasına katıldı. Resulüllah'm amcası Hamza b. Abdülmuttalib kahramanlığıyla ün yapmış birisiydi. O zamana kadar yeğeninin daveti karşısında sesiz kalmış, olumlu veya olumsuz bir tavır sergilememiş ti. Ebû Cehil'in ResulüUah'a hakaret ettiği gün, her zaman yaptığı üzere, ava çıkmıştı, Ebû Cehil eşrafla sohbet ederken avdan döndü. Dışarıdan gelişlerinde Kabe'yi tavaf etmeden ve Mekke eşrafıyla görüşüp, konuşmadan evine gitmezdi. Bu sefer de, alışkanlığı gereği, Kabe'ye doğru giderken, kısa süre önce Ebû Cehil'in ResulüUah'a yaptıklarına ve söylediklerine şahit olan bir kadm, Hamza'nın karşısına çıkarak görüp, duyduklarını anlattı: 'Ey Umare'nin babası biraz önceki gördüklerimi görseydin hiç dayanamazdın, Ebû'l Hakem, biraz önce yeğenine demediğini bırakmadı. Hiç hoşuna gitmeyecek, duymak istemeyeceğin şeyler söyledi. Muh.amm.ed ise hiç karşılık vermedi. Sessizce evine gidip, kapandı'. Hamza, duydukları karşısında büyük bir öfkeye kapıldı. Yeğeninin aşağılanmasına ve özellikle de yeğeninin bahane edilerek Haşim oğullarının aşağılanmasına razı olmadı. O öfke ile doğruca Mekke eşrafının toplantı yerine gitti. Hiçbir şey demeden Ebû Cehil'in başına dikilip, elindeki yayı olanca gücüyle Ebû Cehil'in başına indirdi. Ebû Cehil'in başı yaralandı, kan akmaya başladı. Çevrede bulunanlardan bazıları duruma müdahale edip, Hamza'yı tutmaya çalıştılar. Ebû Cehü'e yönelik bu davranışının nedenini tahmin ettikleri için de, tedirgin bir şekilde 'Ey Hamza! seni dininin terk etmiş birisi gibi görüyoruz' dediler. Hamza ise o öfke ile kararını açıkladı: 'Bundan sonra ben de Muhammed'in yanındayım. O'nun söylediklerinin doğru olduğunu kabul ediyorum. Ben de O'nun dinine giriyorum. Bunu kabul etmeyip, engellemek isteyen varsa çıksın karşıma'. Gençlerden birkaç kişi ayağa kaı-karak Hamza'ya müdahele etmeye niyetlendiler. Fakat, olayların başlatıcısı olan Ebû Cehil, Hamza'ya fiilî müdahalenin neden olacağı muhtemel olumsuz gelişmeleri tahmin ederek, o gençleri engelleyip, 'Yapmayın. Bırakın Ebû Umare'yi. Ben onun yeğenine-gerçekten kötü davrandım dedi. Hamza öfke ile bir karar vermişti. Halbuki daha önce yeğeninin davetini kabul etmeyi hiç düşünmemişti. Kararını eşrafa bildirdikten sonra evine gitti. Öfkeyle verdiği kararını düşündü. Doğru mu yapmıştı? Kararından dönse miydi? Bir yığın sorularla dolu bir zihinle o geceyi geçirdi. Sonunda kesin kararını verdi. Sabah olunca ResulüUah'a giderek durumunu açıklayıp, İslâm'ı kabul ettiğini bildirdi. Hamza'nın mümin olması Mekke eşrafını düşüncelere sevk edip, korkuturken; başta Resulüllah olmak üzere müminleri sevindirdi. Müminler Hamza'nın islâm'a girişiyle kuvvet kazandılar, güvenleri arttı. Hamza'nın islâm'a girişinin verdiği cesaret ve güvenle olsa gerek, takip eden günlerden birinde, Ebû Bekir bir karar verdi. Gayesi Kabe'ye giderek açıktan Kur'an okumaktı. Bu amaçla Kabe'nin yanma, Mekke eşrafının toplantı mahallinin (Dâru'n Nedve'nin) yakınma giderek, Kur'an okumaya başladı. Eşraf şaşırdı. Ancak çabucak şaşkınlıklarını üzerlerinden atıp Ebû Bekir'e saldırdılar. Onu çok ağır bir şekilde dövdüler. Çevreden yetişenler Ebû Bekir'i baygın şekilde oradan uzaklaştırıp evine götürdüler. |