> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı > Tebük seferi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Tebük seferi  (Okunma Sayısı 3540 defa)
16 Mayıs 2011, 11:12:46
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 16 Mayıs 2011, 11:12:46 »



c- Tebük Seferi (9/630)

Suriye'den gelen bazı tüccarlar, Bizans İmparatorunun, Hristiyan Arap kabilelerinin de desteğini alarak Müslümanlara karşı savaş hazırlığına başladığına dair Medine'ye bazı haberler getirdiler. Bunun üzerine Peygamberimiz, Eslem, Gıfâr, Cüheyne, Eşca' ve Süleym gibi diğer Arap kabilelerinin de katıldığı otuz bin kişilik bir ordu hazırladı. O, genellikle sefer için gideceği yeri gizli tuttuğu halde bu sefere çıkarken hedefinin Bizans ordusu olduğunu açıkça beyan etti. Çünkü yol uzun, düşman güçlü ve kalabalık, hava da sıcaktı. Hurmalar olgunlaşmıştı. Halkın meyvelerin altında, ağaçların gölgesinde oturmaktan hoşlandığı bir zamandı. Bu seferin tesadüf ettiği zamana Kur’an dilinde güçlük zamanı (Sâatü’l-Usre), o nedenle de bu sefere güçlük Gazvesi' (Gazvetü’l-Usre), orduya da güçlük ordusu (Ceyşü’l-Usre) denilmiştir.

Aşağıdaki âyetler sefer öncesinde bazı Müslümanların tutum ve davranışlarını yansıtmaktadır: "Ey inananlar! Size ne oldu? "Allah yolunda savaşa çıkın" denilince yere yığılıp kaldınız. Ahiret yerine dünya hayatına mı razı oldunuz? Oysa dünya hayatının geçimliği ahirete göre pek azdır. Eğer savaşa çıkmazsanız Allah sizi elem verici bir azap ile cezalandırır ve yerinize sizden başka bir kavim getirir; siz savaşa çıkmamakla ona hiçbir zarar veremezsiniz. Allah her şeye kâdirdir. Eğer siz Muhammed'e yardım etmezseniz, bilin ki, inkâr edenler onu, iki kişinin ikincisi olarak yurdundan çıkardıklarında, Allah ona yardım etmiştir. Hani o, mağarada arkadaşına "Üzülme; Allah bizimledir" diyordu. Bunun üzerine Allah ona (sükûnet sağlayan) emniyetini indirdi. Görmediğiniz askerlerle onu destekledi ve inkâr edenlerin sözünü alçalttı. Allah'ın sözü en üstündür. Allah yücedir, bilgedir. Hafifiyle, ağırıyla hepiniz yola koyulun ve Allah yolunda mallarınızla, canlarınızla cihad edin. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır".[475]

Bazı bedevîler özür beyan ederek sefere katılmak istemediler. Onlar hakkında nâzil olan âyette, kendilerinin bu sefere katılmamak için bahane ileri sürmek üzere Hz. Peygamber'in huzuruna geldikleri ve sefere katılmamalarının uygun bir davranış olmadığı şöyle ifade edilmektedir: "Bedevîlerden, mazeretleri olduğunu iddia edenler, kendilerine izin verilsin diye geldiler..."[476] Aynı şekilde seksen küsür münafık gelip, mazeretleri olmadığı halde yalandan özür beyan ederek izin istediler. Bunun üzerine şu ayetler nâzil olarak onlara izin veren Hz. Peygamber'i ikâz etti: "Eğer yakın bir dünya malı ve kolay bir yolculuk olsaydı, sana uyup peşinden gelirlerdi. Fakat meşakkatli bir hedef onlara uzak göründü. Bir de 'Gücümüz yetseydi sizinle beraber çıkardık' diye Allah'a yemin ederek kendilerini helak ediyorlar. Halbuki Allah onların yalan söylediklerini biliyor. Seni Allah affetsin! Doğru söyleyenler sence belli olup yalancı olanları öğrenmeden niye onlara izin verdin?"[477] Tevbe Sûresi'nde münafıkların Tebük Seferi ile ilgili tutumlarından ve psikolojik durumlarından bahseden başka âyetler de vardır.

Peygamberimiz zengin sahâbîleri Tebük Seferi'ne binek ve yiyecek temin etmeleri için teşvik etti. Hz. Osman, Abbas b. Abdülmuttalib, Abdurrahman b. Avf gibi Müslümanlar büyük ölçülerde bağışta bulundular. Hz. Ebû Bekir, tamamı dört bin dirhemden ibaret olan parasının hepsini, Hz. Ömer ise malının yarısını bağışladı. En büyük bağışı Hz. Osman yaptı. O, ordunun üçte birini donattı.[478] Bu arada bazı göz yaşartıcı olaylar da yaşandı. Tebük seferine çıkmayı çok arzuladıkları halde fakirlikleri sebebiyle binek bulamayan bazı sahâbîler Hz. Peygamber'e müracaat ederek ondan kendilerine binek temin etmesini istediler. Yedi kişi olan bu grup kendilerine binek temin edilememesi üzerine orduya katılamayacaklarını anlayınca aşırı derecede üzülüp gözyaşı döktüler. Bu kişiler Müslümanlar arasında "Bekkâîn" (çok ağlayanlar) diye anılmışlardır. Bu davranışlarından dolayı haklarında ayet inmiş ve kendilerinin bu durumdan dolayı sorumlu olmadıkları; sorumluluğun ancak zengin oldukları halde Peygamber'den izin isteyenlere ait olduğu bildirilmiştir.[479] Onların bu durumları bazı sâhâbîleri harekete geçirmiş, İbn Yâmîn b. Umeyr ve Abbas b. Abdülmuttalib ikişer kişinin, Hz. Osman da geri kalan üç kişinin binek ve yiyeceklerini temin ederek kendilerinin İslâm ordusuna katılmalarını sağlamışlardır.[480]

İslâm ordusu Huzâa kabilesinden Alkame b. el-Fağvâ' adlı sahâbînin kılavuzluğunda yola çıkarak Medine'ye 778 km. uzaklıkta[481] ve Sûriye yolu üzerinde bulunan Tebük’e kadar ilerledi ve orada karargâh kurdu. Herikleios o sırada Humus'ta bulunuyordu. Bu sefer esnâsında İslâm ordusu düşmanla karşılaşmadı; dolayısıyla çarpışma da meydana gelmedi. Bizans’ın Müslümanlara karşı herhangi bir ordu hazırlamadığı ve Medine'ye ulaşan haberlerin doğru olmadığı anlaşıldı. Hz. Peygamber Şam tarafına ilerleyip ilerlenmemesi konusunda sahabenin görüşlerine başvurdu. Hz. Ömer "Eğer yürümekle emrolundunsa yürü!" dedi. Hz. Peygamber "Eğer emir alsaydım bu konuda size danışmazdım" karşılığını verdi. Bunun üzerine Hz. Ömer şu sözleriyle görüşünü dile getirdi: "Yâ Resûlallah! Rumlar çok kalabalıktırlar. Oralarda Müslümanlardan tek kişi bile yoktur. Gördüğün gibi onlara yaklaştın. Senin yaklaşman onları korkutmuştur. Uygun görürsen bu yıl geri dön. Yahut Yüce Allah bu konuda bir emir bildirir". Bunun üzerine Hz. Peygamber Tebük'ten ileri geçmedi.

Tebük seferi esnasında, çevredeki yerleşim alanlarında oturanlar İslâm hakimiyetine girdiler. Hz. Peygamber, çoğunda Hristiyanların, bazısında ise Yahudilerin yaşadığı Cerbâ', Eyle (Bugünkü Akabe), Ezruh, Maknâ ve Maân bölgelerine birlikler göndererek bu bölgelerin halkını İslâm'a davet etti. Onların temsilcileri Tebük'te bulunan Hz. Peygamber'in yanına geldiler. İslâm’ı kabul etmemekle birlikte yıllık cizye ödemeye razı olarak İslâm devletinin tebaası olmayı kabul ettiler. Peygamberimiz bu yerleşim merkezlerinin herbiri için antlaşma metni yazdırarak kendilerine verdi. Ayrıca Halid b. Velid’in emrine dört yüz süvari vererek önemli bir merkez olan Dûmetülcendel’e gönderdi. Halid oranın Hristiyan yöneticisi Ukeydir b. Abdülmelik’i yakalayarak Hz. Peygamber’in huzuruna getirdi. Ukeydir’in cizye ödemeyi kabul etmesi üzerine Dûmetülcendel de İslâm devletinin hâkimiyetine girdi. Ukeydir de Dûmetülcendel'e geri gönderildi.

Tebük seferi dolayısıyla, Ehl-i Kitapla ilişkilerde önemli yer tutan bir hususa işaret etmek yerinde olacaktır. Bu seferin hazırlıkları esnasında, sefer sırasında ve sonunda Kur’an-ı Kerim’in Tevbe (Berâe) Sûresinin bazı âyetleri nâzil oldu. Hz. Peygamber Tebük’te bulunduğu esnada kendilerine davetçiler gönderdiği Ehl-i Kitap mensuplarına, bu sûrenin 29. âyetinin hükümlerini tatbik etmeye başladı. Buna göre Ehl-i Kitab'a dahil olan zümrelere Müslüman olmaları teklif edilir. Daveti kabul ederlerse Müslüman olurlar; şayet kabul etmeyip kendi dinlerinde kalmak isterlerse İslâm devletine cizye ödemeleri istenir. Cizye ödemeyi kabul ederlerse devletin tebaası olurlar. O takdirde canları, malları, ırz ve namusları ile din ve mabetleri İslâm devletinin himayesine alınır. Kendilerine “Zimmî” denir.

İslâm ordusu Medine'ye döndüğünde halk sevinç içinde Seniyyetü’l-Vedâ’ya koşarak orduyu karşıladı. Hz. Peygamber Mescid’e girip iki rek’at namaz kıldı. Sonra Mescid'de oturdu. Bu arada Tebük seferine iştirak edemeyip Medine’de kalan seksen civarında sahâbî birer birer gelerek özür beyan ettiler. Peygamberimiz onların ifadelerini esas alarak ve iç yüzlerini Allah’a havale ederek mazeretlerini kabul edip kendileri için istiğfarda bulundu.

Ancak sefere katılmayan Ka’b b. Mâlik, Mürâre b. Rebî’ ve Hilâl b. Ümeyye adlı sahâbîler yolculuklarına engel teşkil eden bir mazaret ortaya koyamadılar. Bunun üzerine Peygamberimiz ve Müslümanlar bu üç kişiyle elli gün süreyle irtibatlarını kestiler. Sonunda onların affedildiklerine dair âyet nâzil oldu. Bu âyetin meâli şöyledir: “Ve (seferden) geri bırakılan üç kişinin de (tevbelerini kabul etti). Yeryüzü genişliğine rağmen onlara dar gelmiş, vicdanları kendilerini sıktıkça sıkmıştı. Nihayet Allah’tan (O’nun azabından) yine Allah’a sığınmaktan başka çare olmadığını anlamışlardı. Sonra (eski hallerine) dönmeleri için Allah onların tevbesini kabul etti. Çünkü Allah tevbeyi çok kabul eden, pek esirgeyendir”.[482] Görülüyor ki, mazeretleri olmadığı halde Tebük Seferi'ne katılmayan bu üç kişinin, ihmal sonucu da olsa, Hz. Peygamber'in emrini yerine getirmemeleri ve gerekli durumlarda toplumla birlikte hareket etmemeleri, affedildiklerine dair haklarında âyet inene kadar, dışlanmalarına yol açmıştır.


475. Tevbe Sûresi 38-41.

476. Tevbe Sûresi 90.

477. Tevbe Sûresi 41-43.

478. Vâkıdî, III, 991.

479. Tevbe Sûresi 92-93.

480. Vâkıdî, III, 993-995; İbn Hişâm, II, 518-519.

481. M. Muhammed Hasan Şürrâb, el-Meâlimü'l-Esîre fi's-Sünne ve's-Sîre, Beyrut 1991, s. 69.

482. Tevbe Sûresi 118. Tevbe Sûresinin Tebük seferi ile ilgili âyet-i kerîmelerinden bir kısmını konuyu ele alırken metin içinde ya meal olarak veya ifade ettiği anlam itibarıyla kaydettiğimiz için ilgili diğer âyetleri ayrıca toplu olarak kaydetmedik. Tebük seferinin Kur'an'a yansıması konusunda toplu bilgi için aşağıdaki eserlere bakılabilir: Vâkıdî, III, 1060-1076; Makrîzî, s. 489; İlhami Güler-Ömer Özsoy, s, 683-686. Tebük seferi hakkında geniş bilgi için verdiğimiz kaynaklar dışında ayrıca bk. İbn Sa'd, II, 165-168; Buhârî, V, 128-136; Taberî, III, !00-111; İbn Abdilber, Dürer, s. 238-246; İbn Seyyidinnâs, II, 292-305; Makrîzî, s. 445-488.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Tebük seferi
« Posted on: 29 Nisan 2024, 02:41:47 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Tebük seferi rüya tabiri,Tebük seferi mekke canlı, Tebük seferi kabe canlı yayın, Tebük seferi Üç boyutlu kuran oku Tebük seferi kuran ı kerim, Tebük seferi peygamber kıssaları,Tebük seferi ilitam ders soruları, Tebük seferiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes