> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı > Son söz
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Son söz  (Okunma Sayısı 1687 defa)
12 Mayıs 2011, 12:22:40
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 12 Mayıs 2011, 12:22:40 »



SON SÖZ


Hz. Peygamber'in hayatını, faaliyetlerini, kendi dönemine ve vefatından sonra da XIV asırdır günümüze dek insanlara ışık tutan ve hâlen de tutmaya devam eden davranışlarından bir kısmını bu çalışmada ortaya koymaya çalıştık. Hz. Muhammed (s.a.s.) 23 yıllık peygamberlik dönemi boyunca iyi ve doğru ilkeleri verimli uygulamalara dönüştürmüştür. Bu çerçevede putperestliğin yerine tevhidi, zulmün yerine adaleti, düşmanlığın yerine kardeşliği, sürtüşmenin yerine dayanışmayı getirme gayreti içinde olmuştur. Savaşın yerine barışın hakim olmasını hedeflemiştir. Doğruluk, nezaket, güvenilirlik, adalet, hoşgörü, özgecilik ve cömertlik gibi ahlâkî davranışlarıyla insanlara örnek olmuştur. Buna karşılık kan davası, gasp, soygun, şiddet, intikam, kin beslemek, içki, kumar, hırsızlık, yetim malı yemek, yalan, gıybet, bencillik, çekememezlik, koğuculuk gibi fert ve toplumun huzurunu bozan davranışlarla mücadele etmiştir. Toplumsal hayat için gerekli olan temel değişiklikleri gerçekleştirmiştir. Bütün bu faaliyetlerinin sonucu olarak, vahyin ışığında, mükemmel kişiliğiyle ekonomik, sosyal, kültürel ve ahlâkî alanlarda gerçekleştirdiği uygulamaları sayesinde "câhiliye" olarak nitelendirilen ve temel özellikleri bilgisizlik, putperestlik, kabile asabiyeti, zorbalık, zulüm, haksızlık, başıbozukluk, merkezî otoriteden yoksunluk, adaletsizlik, barış ve nizamdan uzak bir hayat, çocukları öldürmek, vahşiyane hareketler, kan davası gibi davranışlar olan bir dönemi kapatarak yerine sulh ve sükûnun hakim olduğu yepyeni bir toplum oluşturmuştur.

Hz. Peygamber'in vefatından sonra da Müslümanlar, onun uygulamalarını bilgi ve düşünce süzgecinden geçirerek hayatlarına uygulamışlardır. İnsanlar, nesiller boyu onun hamurunda yoğrulmuşlardır. Onun zamanında nüveleri oluşan yapıdan faydalanarak kısa süre sonra orijinal bir medeniyet, yani İslâm medeniyetini kurmuşlardır. İslâm sanatını, bilimini, felsefesini, ahlakını oluşturmuşlardır. İslâm medeniyetini meydana getiren unsurların kaynaklarını araştıracak olursak, en başta Hz. Peygamber'in faaliyetlerinin bulunduğunu görürüz. Hz. Peygamber'in ilme ve öğrenmeye verdiği önem İslâm dünyasında ilmin ve ilim kurumlarının oluşmasına ve gelişmesine zemin hazırlamıştır. Sağlık ve temizliğe verdiği önem İslâm dünyasında sağlık kurumlarının ve tıp bilimlerinin gelişmesine yol açmıştır. Sosyal dayanışmaya ve yardımlaşmaya, yetimlere, yaşlılara, yoksullara, özürlülere verdiği değer, vakıflar ve diğer sosyal yardım kurumlarının oluşmasına katkıda bulunmuştur. Adalete verdiği önem adlî kurumların oluşmasını etkilemiştir. Çalışmaya, üretime ve ticarete verdiği önem İslâm dünyasında ekonomik canlılığa vesile olmuştur. Aileye, akraba dayanışmasına ve akrabalar arasında yardımlaşmaya verdiği önem, aile kurumunun sağlam bir şekilde ayakta durmasının yanında, belki günümüzde bile büyük ölçüde olumlu etkisine şahit olduğumuz gelir düşüklüğü sebebiyle ortaya çıkabilecek bunalımların önlenmesine vesile olmuştur. Estetiğe ve güzelliğe verdiği önem İslâm sanatlarının doğuşuna temel teşkil etmiştir. Gayri müslimlere dinî, hukûkî ve adlî muhtariyet vererek ve kültürel kimliklerini korumalarına müsade ederek, çok sayıda dinî-kültürel grubun birarada yaşayabileceğinin en güzel örneğini göstermiştir. Bu davranışı ile hoşgörünün gelişmesine öncülük etmiştir. Bu tutumu daha sonraki yüzyıllarda Müslümanlar için örnek olduğu gibi, diğer medeniyetler için de bir model teşkil etmiştir. Hz. Muhammed (s.a.s.)'in hayatı, kişiliği ve faaliyetleri İslâm dünyasında çok sayıda esere konu olduğu gibi, Batı'da da edebiyatçıların, bilim adamlarının ve idarecilerin ilgi alanına girmiştir.

Hz. Muhammed (s.a.s.)'in mesajı çağımızda da insanlık için önemini, değerini ve canlılığını korumaktadır. Her şeyden evvel, Hz. Peygamber günlük hayatımızdaki yerini muhafaza etmektedir. Mutlu bir aile yuvasının oluşturulmasından tutalım, iyilik yapma duygusuna sahip bulunmamızda, fakiri korumamızda, özürlülere karşı yaklaşımımızda, manevî hayatımıza güç sağlamada, büyüklere saygı, küçüklere sevgi göstermemizde, ticarî hayatta dürüstlüğe önem vermemizde, asker ocağının peygamber ocağı sayılmasında, kazancımızı helalinden kazanma, sevgi ve saygıya dayalı bir toplum hayatı oluşturma gibi çok sayıda alanda duygu ve düşüncelerimizi besleyen en önemli kaynak Hz. Peygamber'dir. Çağımızda karşı karşıya kaldığımız bir kısım problemlerin çözümünde onun hayatından alabileceğimiz örnekler bulunmaktadır. Sözgelimi insanlığın zararına gelişen şiddet, alkol ve uyuşturucu alışkanlığı gibi kötü alışkınlıklarla mücadelede onun ortaya koyduğu uygulamalar, on dört yüzyıldan beri İslam dünyasında büyük ölçüde olumlu etkide bulunduğu gibi, günümüzde de değerini ve önemini korumaktadır. Çağımızın olumlu alanda yükselen değerlerinden birisi insan haklarıdır. Ancak yakın tarihimizde dünyanın pek çok yerinde en temel insan hakları olan can, mal ve ırz güvenliği ihlalleri meydana gelmiştir ve halen de gelmektedir. Halbuki on dört asır önce Hz. Peygamber tüm faaliyetlerinde insanların can, mal ve ırz emniyetini dikkate almıştır. Bir diğer yükselen değer "Hukukun üstünlüğü"dür. Hz. Peygamber'in adalete verdiği önem dikkate alındığında, gerçekten hukukun üstünlüğü prensibine riayet ettiği ve Kur'an'ın bu konudaki ilkelerini uygulama alanına koyduğu görülmektedir. Bir diğer husus, çağımızın değişim çağı olmasıdır. Değişimin en önemli unsurlarından birisi teknolojidir. Hz. Muhammed (s.a.s.), savunma dahil pek çok alanda yeni teknolojileri yakından takip etmiş ve uygulama alanına koymuştur. Buna ek olarak, teknolojik gelişmeler güçlü ve dinamik ahlâkî ilkelerle kontrol altında tutulmalıdır. Aksi takdirde, esasında insanlığın refah ve mutluluğunu temin amacıyla geliştirilen teknoloji, aynı zamanda dünyanın ve insanlığın geleceğini tehlikeye sürükleyebilecek tahribata da yol açabilir. Bu tür olumsuz etkileri görmek için, günümüz dünya sorunları üzerine yazılmış bir kaç esere göz atmak yeterlidir. Günümüzde olumlu yönde gelişen bir diğer değer, birarada yaşama tecrübeleridir. Peygamberimiz çok sayıda dinî-kültürel özelliğe sahip insanın birarada yaşayabileceğini uygulamalarıyla göstermiştir. Bu hususla ilgili örnekler Medine Vesikası, Hristiyanlarla ve Yahudilerle ilişkilerin ele alındığı bölümlerde işlenmiştir.

Hz. Peygamber'in mesajının içerdiği değerler sistemi evrensel niteliğe sahiptir. Bir başka deyişle mesaj, evrensel değerlerin mesajıdır. Vahiy sürecinde bireysel ve toplumsal düzeyde uygulama alanına konulan adalet, hoşgörü...gibi değerler, bütün insanları kuşatan, çağdan çağa, ülkeden ülkeye değişmeyen, her coğrafyada, her toplumda ve her zaman geçerli olabilen, her ortamda davranış ve uygulamalara yansıtılabilen niteliktedir. Onun mesajının evrensel oluşu, bizzat Kur'an-ı Kerim'de ifade edilmiştir. Aynı zamanda Hz. Peygamber'in İslâm'ı yayma ve genişletme faaliyetleri bir bütün olarak dikkate alındığında, mesajı evrensel kabul ettiği ve uygulamayı da bu yönde gerçekleştirdiği görülmektedir. Onun getirdiği mesaj, kaynağı ve niteliği bakımından evrenseldir. Her şeyden önce mesajın kaynağı, birleştirici kuşatıcı bir kaynak olan ve evreni yaratan Yüce Allah'tır. Hz. Peygamber getirdiği evrensel değerleri bizzat kendisi yaşamış, uygulamış, çevresine örnek olmuş, herkesin anlayabileceği bir dille yaygınlaşmasını, topluma yerleşmesinive gelecek için de yol gösterici olmasını sağlamıştır. Şüphesiz bu evrensellik, mesajın, önce Hz. Peygamber'in içinde yaşadığı topluma yönelik olmasıyla hiç bir surette çelişmez. Aynı zamanda mesaj, niteliği bakımından evrenseldir. Mesajın içerdiği değerler sistemi, temel haklar açısından, yanlı değil, evrenseldir. Uygulama da bu çizgide gerçekleşmiştir. Mesaj, kendinden olmayanları dışlayarak değil, bütün insanlığı kucaklayarak evrensel olma özelliğine sahiptir.

Hz. Peygamber'in mesajı, İslâm tarihi boyunca, az sayıda da olsa istisnalar bulunmakla birlikte, onun gösterdiği çizgide ve faaliyetleri ışığında, yani evrensel boyutu dikkate alınarak uygulanmıştır. Meselâ insana, insanların can, mal ve ırz güvenliğine verdiği değerin yansımalarına işaret edelim. Klasik dönem İslâm tarihinde Kudüs'ün sadece iki fetih ve bir işgal karşısındaki durumuna karşılaştırmalı bir bakış, bu hususun net bir şekilde anlaşılmasını sağlayacaktır. Hz. Ömer Kudüs'ü barış yoluyla fethetmiş, gayr-i müslim halkın can ve mal güvenliğini, kararlaştırılan bir vergi karşılığında antlaşma ile güvence altına almıştır. Ama şehrin 492/1099 yılında Haçlılar tarafından işgalinde ise, tüm müslümanlar öldürülmüş, yahudiler müslümanlara yardım ettikleri gerekçesiyle, sığındıkları sinagoglarla birlikte yakılmış, cesetler, sokaklarda, dize kadar yükselen kan gölünün içinde kalmıştır. Buna karşılık Haçlıların elindeki Kudüs'ün Selahaddin-i Eyyûbî tarafından 583/1187 yılındaki fethinde ise kimsenin burnu kanamamış, Haçlılar fidye karşılığında serbest bırakılmıştır. Bu karşılaştırmayı yapmaktaki amacımız, iki uygarlık arasındaki çizgiyi kalınlaştırmak veya netleştirmek değil, değerlere bakış ve pratikteki uygulama konusundaki farkı yansıtmaktır.

Hz. Peygamber'in getirdiği evrensel değerlerin kendi insanımıza ve çağdaş dünyaya tanıtılması ve tüm insanlığın istifadesine sunulması için, bunların öncelikle evrensel boyutta canlandırılması gerekmektedir. Bugün bu değerler güzel bir şekilde ortaya konularak kavranır, özümsenir, yaşanan kültürün parçası haline dönüştürülebilir, insan ilişkilerine yansıtılabilirse, küreselleşen dünyada kimliğimizi daha iyi koruyabilir, başkalarının değerlerini doğru bir şekilde anlamlandırabilir, onlarla daha sağlıklı ilişkiler içine girebiliriz. Öte yandan kendi insanımızın ve İslam dünyasının yanısıra, bütün insanlığın değerler konusundaki ihtiyaçlarına, beklentilerine ve özlemlerine de cevap verebilir...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Son söz
« Posted on: 25 Nisan 2024, 08:42:20 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Son söz rüya tabiri,Son söz mekke canlı, Son söz kabe canlı yayın, Son söz Üç boyutlu kuran oku Son söz kuran ı kerim, Son söz peygamber kıssaları,Son söz ilitam ders soruları, Son sözönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes