๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 15 Mayıs 2011, 12:27:17



Konu Başlığı: Peygamberimizin hoşgörüsü
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 15 Mayıs 2011, 12:27:17
10- Hoşgörüsü

Hoşgörü, literatürümüzdeki deyimiyle müsâmaha, görmezliğe gelme, aldırmama, bir suçluya karşı şiddet göstermeyip geçiverme, katlanma[579] gibi anlamlara gelir.

Hoşgörü, toplum hayatında son derece gerekli bir davranış biçimidir. Çünkü insanlar farklı inanç, düşünce ve davranışlara sahiptirler. Bir konuda dayanakları, amaçları, hedefleri ve yöntemleri çoğu zaman farklı olduğu için her zaman ve her konuda uzlaşmaları mümkün olmayabilir. O sebeple, birbirlerinin düşünce ve davranışlarına hoşgörü ile yaklaşmaları gerekmektedir.

Hoşgörü, çağımızın olumlu anlamda yükselen değerlerinden birisidir. Nitekim 1995 yılı, Türkiye'nin girişimi ile "Hoşgörü Yılı" ilan edilmiştir. Hz. Peygamber'in hoşgörüsünü anlamak, çağımızdaki hoşgörü anlayışı ve uygulamalarının onun uygulama alanına koyduğu hoşgörünün neresinde bulunduğunun anlaşılmasına da yardımcı olacaktır. Hz. Peygamber bizzat hoşgörü anlamındaki müsâmaha kelimesini pek çok sözünde kullanmış ve faaliyetlerinde hoşgörü prensiplerini uygulamıştır. Halbuki hoşgörü, Batı'da, Asr-ı Saadet'ten bin yıla yakın bir zaman sonra, XV. yüzyıldan itibaren bir felsefî kavram olarak kullanılmaya başlamıştır.

Hoşgörü Hz. Peygamber'in faaliyetlerinde önemli bir ilkedir. Bu ilkenin temelini de "Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız. Müjdeleyiniz, korkutmayınız" sözleriyle atmıştır. Dinin kolaylık olduğunu[580] açıklamıştır. Hoşgörü ve kolaylık dini olan İslâm'la gönderildiğini bildirmiştir.[581] Bazı kişilerin "Allah katında hangi iş daha üstündür?" şeklindeki sorularına cevap verirken, Allah'a imandan sonra saydığı hususların içine hoşgörüyü de dahil etmiştir.[582] Hoşgörünün cennete girmeye vesile olacağını bildirmiştir.[583]

Hz. Peygamber hoşgörüyü bireyler arasında tek taraflı değil, karşılıklı uyulması gereken bir davranış biçimi olarak görmüştür. Haksızlığa yol açılmaması, bir kişinin sürekli hoşgörü bekleyen, diğerinin ise hoşgörü göstermek zorunda kalan durumuna düşmemesi ve toplumun tüm bireyleri arasında hoşgörünün hakim olması için "Hoşgörülü davran ki sana da hoşgörü ile davranılsın"[584] buyurmuştur. Bu söz, aynı zamanda hoşgörüye aynıyla karşılık verilmesi ve hoşgörünün istismar edilmemesi gerektiğini de ortaya koymaktadır.

Hz. Peygamber kaba ve genel âdâba aykırı davranışlar karşısında fevrî hareket etmez, bunları olgunlukla karşılardı. Bir gün üzerinde Necran mamulü yakası sert bir elbise bulunduğu halde yürürken, yanına yaklaşan bir kişi Hz. Peygamber'in elbisesini hızlıca çeker. Bunun sonucu elbisesinin yakası boynunda iz bırakır. Adam bununla yetinmez ve "Ey Muhammed! Senin yanındaki Allah'ın malından bana vermeleri için emret"! der. Hz. Peygamber adama döner ve güler; onu cezalandırma yoluna gitmez. Arkasından da ona istediğini vermeleri için emir verir.[585]

Yine bir gün bedevînin biri Mescid-i Nebevî'ye küçük abdestini yapar. Orada bulunanlar bu adamı cezalandırmak isterler. Hz. Peygamber onlara müdahele ederek adamın abdest bozduğu yere su dökmelerini ister ve "Siz zorlaştırıcı olarak değil, kolaylaştırıcı olarak gönderildiniz"[586] der. Bu olayda Hz. Peygamber'in, uygunsuz davranışta bulunan kişiye hoşgörüyle davranmasının yanında, sahâbeyi de eğittiği ve konuyla ilgili genel prensipleri hatırlattığı görülmektedir.

Hz. Peygamber'in, aile bireylerine ve yakın çevresine hoşgörüsü takdire şayandır. Eşlerine, çocuklarına, yanında büyüyenlere ve hizmetinde bulunanlara hoşgörülü davrandığını daha önce gördük. Bunun yanısıra geniş toplum kesimlerine de hoşgörü göstermiştir. Sözgelişi yakınlarına karşı işlenen cinayetlerin ve kendisine karşı tertiplenen süikastlerin faillerini affetmiştir.

Hz. Peygamber başka din mensuplarına hoşgörü göstermiş, onlara saygılı davranmıştır. Örneğin hicretten sonra Medine'de müşrik Araplar ve Yahudilerin de katılımıyla Medine Sözleşmesini imzalamıştır. Gayr-i Müslimlere inanç, fikir, mal ve can güvenliği tanınmıştır. Onlara tanıdığı ibadet hürriyeti konusunda bir örneği burada hatırlatmak gerekir. Hıristiyan Necran heyeti bir ikindi vakti Medine'ye gelerek Mescid-i Nebevî’ye girmişlerdir. Hz. Peygamber ashabı ile henüz ikindi namazını kıldığı sırada ibadet vakitleri gelen Hristiyanlar doğuya yönelerek ibadet etmeye hazırlanmışlardır. Bazı sahâbiler onların ibadet etmesine engel olmak istemişler, fakat Hz. Peygamber onların serbest bırakılmasını ve ibadetlerini yerine getirmelerine müsade edilmesini emretmiştir. Ehl-i kitaba dahil olan zümreler, yani Yahudiler, Hıristiyanlar, Mecusîler, şayet İslâm'ı kabul etmeyip kendi dinlerinde kalmak isterlerse devlete cizye adlı yıllık bir vergi ödedikleri takdirde canları, malları, ırz ve namusları ile din ve mabetleri himaye altına alınmıştır. Görüldüğü üzere bu uygulamada sadece hoşgörü ile yetinilmemiş, bunun çok ötesinde himaye, koruma, garanti altına alma, teminat verme gibi hususlar devreye girmiştir. Bu alandaki uygulamalar daha sonraki dönemlerde de devam etmiştir. Hz. Peygamber'in Ehl-i kitaba karşı hoşgörüsünü Hristiyanlarla ilişkiler, Yahudilerle ilişkiler ve toplum yapısı ile ilgili bölümlerde anlattığımız için aynı konu üzerinde burada uzun uzadıya durmak istemiyoruz.

Katlanma olmaksızın hoşgörüsüz hayat geçmeyeceği tabiîdir. Hoşgörü, tahammülün de ötesinde hâkim, egemen, güçlü olduğu zamanda hak tanımak, affetmek şeklinde gerçekleşirse daha da anlamlı olmakta ve önem kazanmaktadır. Bu çerçevede, Mekke'nin Fethi'nde Hz. Peygamber'in yaptığı hoşgörü önemlidir.

Şüphesiz her şeyin hoş görüleceği de söylenemez. Bireye ve topluma karşı işlenen öyle ağır suçlar görülmektedir ki, bunların hoş görülmesi mümkün değildir. Bu bakımdan Hz. Peygamber'in, yeni bir toplum düzeni kurmaya, toplumsal düzeni sağlamaya ve barışı korumaya yönelik bazı uygulamaları, hoşgörüsüzlük olarak değil, yukarıda çizilen çerçevede değerlendirilmelidir. Peygamberimiz bu tutumuyla, hoşgörüyü safdilliğe varan bir davranış biçimi olarak görmediğini de ortaya koymuştur. Ayrıca her şeyi hoş görmek, yanlış bir hoşgörü anlayışının doğmasına, hoşgörünün bir sığınma aracı olarak kabul edilmesine ve kötü alışkanlıkların yaygınlaşmasına sebep olabilir.

Hoşgörü toplumsal barış ve uzlaşmaya katkıda bulunur. Karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı, kavgasız, çekişmesiz, birbirinin düşüncelerine, görüşlerine, inançlarına saygılı bireylerden oluşan huzurlu bir toplum oluşmasına vesile olur. Ki, böyle bir toplum yapısı, Hz. Peygamber'in en başta gelen hedefiydi. Hz. Peygamber sadece yanlışa göz yummakla yetinmemiş, doğru olanı da göstermiş, aynı yanlışın tekrarlanmaması için gayret göstermiştir. Çünkü aksi takdirde göz yumma, giderek sabrı taşıran, bireyin ve toplumun huzurunu bozan noktalara ulaşabilir. Başlangıçtaki hoşgörü daha sonrası için birikim oluşturabilir.

Hz. Peygamber'in hoşgörüsü Batılı araştırmacıların da ilgisini çekmiştir. Mesela onunla ilgili özel bir eser kaleme alan İngiliz subayı Bodley, çok yönlü bir insan olan Hz. Muhammed (s.a.s.)'in insanların zaaflarını hesaba kattığını ve bu zaaflara karşı müsamaha gösterdiğini, insanların ihtiraslarını anladığını[587] vurgular. Hoşgörü, kolaylaştırma ve ılımlı politikanın onun başarısına damgasını vurduğunu dile getirerek bu konuda şunları söyler: "Ebû Cehil'in oğlu İkrime'nin İslam'ı kabul etmesi, itidal ve kolaylığı haklı gösteren bir zaferdi."[588] Bodley, Hz. Peygamber'in hoşgörü çizgisini hemen her ortamda izlediğini, itidalden en sıkıntılı zamanlarında bile ayrılmama çabası içinde bulunduğunu[589] ifade eder.


[579]     Şemseddi Sami, Kâmûs-u Türkî, İstanbul. 1317, II, 1333.

[580]     Buhârî, I, 15.

[581]     İbn Hanbel, VII, 116.

[582]     İbn Hanbel, IV, 204; V, 319.

[583]     İbn Hanbel, I, 5; II, 210.

[584]     İbn Hanbel, I, 248.

[585]     Buhârî, IV, 40.

[586]     Buhârî, VII, 102.

[587]     Bodley, Tanrı Elçisi Hz. Muhammed, terc. Semih Yazıcıoğlu, İstanbul ts. s. 377

[588]     Bodley, s. 326

[589]     Bodley, s. 377


Konu Başlığı: Ynt: Peygamberimizin hoşgörüsü
Gönderen: Hanife Ls 1 üzerinde 28 Şubat 2014, 18:16:56
Esselamu aleykum kardeşlerimmm
Hoşgörülü olmak, insanların kusurlarını, küçük hatalarını görmemek, affedici olmak demektir. Hatasız kul olmaz; hepimiz, unutarak, bilmeden veya içimizden gelen dürtülere kapılarak bazı yanlışlar yapabiliriz. Peygamberimiz, insanoğlunun bu özelliğini olduğu gibi kabul eder, kamuyu ilgilendiren suçlar hariç, meydana gelen kusur ve hatalarda affedici davranırdı.

Peygamberimiz merhametli ve affedici olduğu gibi de hoşgörülüydü.İnsanlara da hoşgörülü olmayı tavsiye ederek şunu buyurmuştur: '' Hoş görülü ol ki hoş görünesin. ''
Peygamberimiz dine davet ederken de hoşgörüyle davranmıştır.Dini tebliğ noktasında Peygamberimize Allah şöyle buyurmuştur: '' Sen öğüt ver.Çünkü sen öğüt vericisin.Onların üzerinde bir zorlayıcı değilsin.. ''


Konu Başlığı: Ynt: Peygamberimizin hoşgörüsü
Gönderen: ✿ Yağmur ✿ üzerinde 28 Şubat 2014, 18:18:08
Esselamu aleykum kardeşlerimmm
Hoşgörülü olmak, insanların kusurlarını, küçük hatalarını görmemek, affedici olmak demektir. Hatasız kul olmaz; hepimiz, unutarak, bilmeden veya içimizden gelen dürtülere kapılarak bazı yanlışlar yapabiliriz. Peygamberimiz, insanoğlunun bu özelliğini olduğu gibi kabul eder, kamuyu ilgilendiren suçlar hariç, meydana gelen kusur ve hatalarda affedici davranırdı.

Peygamberimiz merhametli ve affedici olduğu gibi de hoşgörülüydü.İnsanlara da hoşgörülü olmayı tavsiye ederek şunu buyurmuştur: '' Hoş görülü ol ki hoş görünesin. ''
Peygamberimiz dine davet ederken de hoşgörüyle davranmıştır.Dini tebliğ noktasında Peygamberimize ALLAH şöyle buyurmuştur: '' Sen öğüt ver.Çünkü sen öğüt vericisin.Onların üzerinde bir zorlayıcı değilsin.. ''
peygamber efendimiz bir başka hoşgörülü idi.


Konu Başlığı: Ynt: Peygamberimizin hoşgörüsü
Gönderen: Derya 7/B üzerinde 17 Ocak 2015, 22:56:59
Hoşgörülü olmak, insanların kusurlarını, küçük hatalarını görmemek, affedici olmak demektir. Hatasız kul olmaz; hepimiz, unutarak, bilmeden veya içimizden gelen dürtülere kapılarak bazı yanlışlar yapabiliriz. Peygamberimiz, insanoğlunun bu özelliğini olduğu gibi kabul eder, kamuyu ilgilendiren suçlar hariç, meydana gelen kusur ve hatalarda affedici davranırdı.Sevgili Peygamberimiz insanların işlemiş olduğu günahların her tarafta anlatılmasını hoş karşılamaz. Allah’ın örttüğü bir hatanın insanlar tarafından açığa çıkarılmasını kınardı. Aksine eğer bir Müslüman’dan bir kusur meydana gelmişse, onu gören kimsenin, bu ayıbı örtmesini ister bu konuda şöyle derdi:
“–Kim bir Müslüman’ın bu dünyada bir ayıbını örterse Allah da kıyamet günü onun bir ayıbını örter.”


Konu Başlığı: Ynt: Peygamberimizin hoşgörüsü
Gönderen: ercan7-d üzerinde 25 Mart 2015, 18:32:42
peygamber efendimiz merhametli bir canlıya karşı sevgi ve şefkatli yaklaşırdı ayrıca sadece kendisi gibi inananlara değil bütün insanlarada şefkatli davranır yanlışlarını uygun bir dilde söylerdi.
ALLAH bütün insanları iyiliğe doğruya yöneltsin..


Konu Başlığı: Ynt: Peygamberimizin hoşgörüsü
Gönderen: SeLiNaY 8 üzerinde 15 Ocak 2016, 20:24:03
selamun aleykum Merhamet herhangi bir canlıyakarşı sevgi,şefkat ve acıma duygusudur.Allah'ın verdiği bu duygu davranışlarınaen güzel yansıtan kişi Hz.Muhammed 'dir. çünkü Allah onu alemlere rahmet olarak göndermiştir. Bu durum kur'an-ı kerim de şöyle ifade edilmiştir: " (Resulüm) Biz seni alemlere ancak rahmet olarak gönderdir." buyrulmuştur.
Allah razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Peygamberimizin hoşgörüsü
Gönderen: Edanur üzerinde 15 Ocak 2016, 20:59:26
Aleykümüsselam.
Allah c.c razı olsun İnşaallah. Rabbim hepimizi Efendimiz (s.a.v.) in ahlakıyla ahlaklandırsın İnşaallah


Konu Başlığı: Ynt: Peygamberimizin hoşgörüsü
Gönderen: Ruhane üzerinde 18 Nisan 2017, 16:04:14
Rabbim efendimizin ahlaki ile ahlaklanmamizi nasip eylesin