> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı > Huneyn Evtas savaşları ve taif kuşatması
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Huneyn Evtas savaşları ve taif kuşatması  (Okunma Sayısı 5862 defa)
16 Mayıs 2011, 11:27:47
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 16 Mayıs 2011, 11:27:47 »



m- Huneyn - Evtas Savaşları ve Taif Kuşatması (8/630)

Hz. Peygamber'in Mekke’yi fethetmesi üzerine, Taif çevresinde oturan Hevâzin kabilesi Sakîf kabilesiyle birleşerek Müslümanlarla savaşa hazırlandı. Zaten daha önce de Hz. Peygamber'in Medine'den çıktığını duyduklarında onun kendileri üzerine yürüyeceğini sanarak hazırlık yapmaya başlamışlardı. Bu amaçla bir casus görevlendirdiklerini biraz önce anlatmıştık. Bu arada Sakîfliler de kalelerini korumak için mancınık ve debbâbe yapımını öğrenmek üzere içlerinden iki kişiyi Cüreş'e gönderdi.

Bugün “eş-Şerâi’ Vâdisi” diye bilinen Huneyn, Mekke’nin kuzeydoğusunda ve Taif’in kuzeybatısında yer alır. Huneyn Vâdisi'nin içinde yer alan Huneyn suyu, Harem-i Şerîf’e 36 km. uzaklıktadır. Hevâzin ordusunun komutanı Mâlik b. Avf otuz yaşlarında, gösterişe düşkün, tecrübesiz ve maceraperest bir gençti. Askerlere cesaret vermek ve firarı önlemek amacıyla kabilenin kadınlarını, çocuklarını ve hayvanlarını da savaş alanına getirtmişti. Dolayısıyla Hevâzinliler bir bakıma ölüm kalım savaşına hazırlanmışlardı. Meşhur şair Düreyd b. Sımme'yi de çok yaşlı olmasına ve gözleri görmemesine rağmen bilgisinden ve tecrübesinden istifade için savaş alanına davet etmişlerdi. Düreyd b. Sımme “Yenilgiye uğramış bir orduyu ne geri çevirebilir?” diyerek kadınların, çocukların ve malların savaş alanına getirilmesine karşı çıktıysa da bir türlü sözünü dinletemedi.

Diğer taraftan Hz. Peygamber Huneyn vadisinde toplanan müşriklerin üzerine yürümeye karar verdi. On iki bin kişiden oluşan İslâm ordusunun iki bini yeni Müslüman olmuş Kureyşlilerden oluşuyordu. Seksen kadar Kureyşli de henüz iman etmemişti. Hz. Peygamber Kureyşli Safvân b. Ümeyye'den emanet olarak yüz zırh ve daha başka silahlar aldı.

Hz. Peygamber savaştan önce Abdullah b. Ebû Hadred adlı sahâbîyi bilgi toplamak üzere gizlice karşı tarafa gönderdi. Abdullah düşman ordugâhında birkaç gün kalarak elde ettiği bilgileri Hz. Peygamber'e getirdi. Bu arada İslâm ordusu arasından "Bize azlığımızdan dolayı bugün kimse gâlibiyet elde edemez" şeklinde sözler sarfedenler oldu.[410]

Okçularına ve askerlerinin savaş kabiliyetine güvenen Hevâzinliler, Huneyn Vâdisi'nin kendilerine göre en uygun yerini önceden tutarak İslâm ordusuna pusu kurdular. İslâm ordusunun öncü kuvvetleri, düşmanın şiddetli saldırısı karşısında başlangıçta bozularak geri çekilmek zorunda kaldı. Bu durum tüm orduyu etkiledi; Müslümanlar Hevâzin okçuları karşısında paniğe kapıldılar. Peygamberimiz soğukkanlılığını koruyarak yerinde sebat etti. Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Ali, Hz. Abbas ve oğulları, Üsâme b. Zeyd gibi sahâbîler onun yanından ayrılmadılar. Hz. Peygamber’in gayreti ve Hz. Abbas’ın gür sesiyle yaptığı çağrı üzerine Müslümanlar tekrar toparlanarak düşmanı bozguna uğrattılar. Bozguna uğrayan Hevâzinliler kadınlarını ve çocuklarını savaş alanında bırakarak kaçtılar. Kaynaklarımızda, İslâm ordusunun zaferiyle sonuçlanan çarpışma sırasında Müslümanlar ile Hevâzin ordusu arasına siyah bir karınca bulutunun indiği ve bütün vadiyi doldurduğu rivayet edilmektedir.[411] Müslümanların kızgınlığı o derece artmıştı ki, kadınlardan ve çocuklardan da öldürdükleri olmuştu. Bu olay Peygamberimize intikal edince kadınların ve çocukların öldürülmesini derhal yasakladı.[412] Bunun üzerine Üseyd b. Hudayr "Yâ Resûlallah! Onlar müşriklerin çocukları değil midir"? şeklinde bir soru sordu. Buna cevap olarak Hz. Peygamber "Sizin en hayırlılarınız da müşriklerin çocukları değil midir? Her çocuk fıtrat üzere doğar. Ana babası onu ya Hristiyanlaştırır, ya da Yahudileştirir" buyurdu.[413] Huneyn savaşında müşrik ordusu yetmiş ölü verirken, Müslümanlardan da, içlerinde Üsâme b. Zeyd'in anabir kardeşi Eymen b. Ubeyd'in de bulunduğu dört kişi şehit düştü. Bozguna uğrayan Hevâzin ordusunun, aralarında komutan Mâlik b. Avf’ın da bulunduğu büyük çoğunluğu Taif’e giderken, bir kısmı da İslâm ordusu ile yeniden savaşmak üzere Evtâs mevkiinde toplandı.

Huneyn savaşında altı bin esirin yanısıra, yirmi dört bin deve, kırk binden fazla koyun ve bir miktar gümüş Müslümanların eline ganimet olarak geçti. Hz. Peygamber ganimetlerin Mekke’nin 24 km. Kuzeydoğusunda bulunan Ci’râne’ye götürülmesini emretti. Mes’ud b. Amr el-Gıfârî’yi de bunlar üzerine muhafız tayin etti. Esirler arasında Hz. Peygamber'in sütkardeşi Şeymâ da bulunuyordu. Kendisine biraz sert davranılınca Peygamberimizin sütkardeşi olduğunu söyledi. Fakat Müslümanlar, onun bu sözüne pek inanmamakla birlikte kendisini yine Hz. Peygamber'in huzuruna götürdüler. Şeymâ "Yâ Muhammed! Ben senin sütkardeşinim"! dedi. Peygamberimiz bunu delille ispatlamasını isteyince Şeymâ, omuzunda bulunan ve çocukken onun ısırdığı yerin izini gösterdi. Bunun üzerine olayı hatırlayan Peygamberimiz, hırkasını yere sererek Şeymâ'yı üzerine oturttu. İsterse yanında kalabileceğini, şayet arzu ederse kabilesine dönebileceğini bildirdi. Şeymâ kabilesine dönmeyi tercih edince Peygamberimiz bazı mallar vererek onu ailesinin yanına gönderdi.

Hz. Peygamber, Ebû Âmir el-Eş’arî komutasında bir Müslüman birliğini Evtâs’a gönderirken, kendisi de Taif’e doğru hareket etti. Ebû Âmir el-Eş’arî, emrindeki askerlerle Evtâs’a giderek Düreyd b. Sımme komutasındaki Hevâzin ordusunu bozguna uğrattı. Meydana gelen çarpışmada Düreyd öldürüldü. Dizinden bir okla yaralanan İslâm komutanı Ebû Âmir el-Eş’arî, öleceğini anlayınca yerine yeğeni Ebû Mûsâ el-Eş’arî’yi tayin etti. İslâm birliği Evtâs’tan zaferle döndüğünde Hz. Peygamber, hem vefat etmiş olan Ebû Âmir’e, hem de Ebû Mûsâ’ya dua etti.

Kur'an-ı Kerim'de Huneyn Savaşı'ndan, açıkça, adı zikredilerek bahsedilmektedir. Bu olayı tasvir eden âyetlerin mealleri şöyledir: "Allah bir çok yerde ve Huneyn gününde size yardım etti. Çokluğunuz sizi böbürlendirmişti, ama size bir yarar sağlamamıştı; yeryüzü bunca genişliğine karşılık size dar gelmişti de arkanızı dönmüştünüz. Sonra Allah, elçisine ve inananlara güven verdi ve görmediğiniz askerler gönderdi de inkar edenlere azap etti. İşte inkarcıların cezası budur. Bundan sonra da Allah dilediğinin tövbesini kabul eder. Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir."[414]

Diğer taraftan Hz. Peygamber, etrafı sağlam surlarla çevrili Taif şehrine doğru hareket ederek burayı kuşattı. Taifliler surlarını tamir etmişler ve kale içine bol miktarda, hatta bir yıl yetecek kadar yiyecek depolamışlardı. İslâm ordusu bu kuşatmada mancınık kullanarak surlara taş yağdırdı. Fakat iki metre civarında kalınlığa sahip olan kale duvarları bu darbeler karşısında sarsılmadı. Müslümanlar kaleye yaklaşabilmek için tahtadan veya deriden yapılan bir araç olan debbâbe kullandılar. Bu aracın içine girerek düşman oklarından korunuyorlar ve bu suretle surlara ilerleyip gedik açıyorlardı. Taifliler debbâbenin üzerine kale duvarlarının üzerinden kızgın demir atarak onu yaktılar. Müslümanlar bu defa debbâbeyi demirle kapladılar. Taifliler buna da debbâbenin üzerine büyük taşlar atarak karşılık verdiler. Taif’in kısa sürede fethedilemeyeceği ve Sakîf kabilesinin durumunun zamana bırakılmasının gerekli olduğu anlaşılmıştı. Peygamberimiz kuşatmanın üzerinden on beş gün geçtikten sonra Nevfel b. Muaviye ed-Dîlî ile istişâre etti. Nevfel b. Muaviye, "Tilki inine girmiştir. Şayet beklersen yakalarsın, kuşatmayı kaldırırsan sana bir zararı dokunmaz" şeklinde görüş beyan etti. Bu sırada Haram Aylar da yaklaşmıştı. Müslümanlar Taif kuşatmasında on dört şehit verdiler. Peygamberimiz kuşatmayı kaldırarak Huneyn ganimetlerinin toplandığı Ci’râne’ye hareket etti.

Hz. Peygamber Zilkade ayının başında Ci’râne’ye geldi. Burada on üç gün kalarak Huneyn Savaşı'nda ele geçirilen esirleri ve diğer ganimetleri taksim etti. Ganimetlerin beşte biri hazineye ayrılıp geri kalanı gaziler arasında paylaştırıldı. Ganimetlerin taksiminden sonra, içlerinde Hz. Peygamber'in süt amcasının da bulunduğu on dört kişilik bir Hevâzin heyeti, onun huzuruna gelerek pişmanlıklarını arzettiler; İslâmiyeti kabul ettiklerini, süt kardeşinin kendi kabilelerinden olduğunu dile getirdiler ve affedilmelerini istediler. Hz. Peygamber onlara bu isteklerini cemaatle namaz kılındıktan sonra orduya hitaben açıkça dile getirmelerini söyledi. Onlar da bu tavsiyeyi yerine getirince Hz. Peygamber savaş esirlerinden veya mallardan birini tercih etmelerini söyledi. Heyet üyelerinin esirleri tercih etmeleri üzerine Hz. Peygamber kendisinin ve ailesi mensuplarının hissesine düşenleri serbest bıraktığını ilan etti. Hz. Ebû Bekir de kendi ailesi mensuplarının aynı uygulamayı yapacaklarını söyledi. Diğer muhacirler ve ensar da aynı yolu izlediler. Ancak öte yandan Temîm kabilesinin lideri Akra' b. Hâbis, Fezâre'nin reisi Uyeyne b. Hısn ve Süleym'in reisi Abbas b. Mirdas bu karara itiraz ettiler. Peygamberimiz bir konuşma yaparak onları ikna etti. Zeyd b. Sâbit'i ensar, Hz. Ömer'i muhacirler ve Ebû Rühm el-Gıfârî'yi Arap kabileleri arasında dolaştırarak hepsinin muvafakatını aldırdı.[415] Böylece kısa süre sonra Hevâzin esirlerinin tamamı serbest bırakıldı ve ailelerine teslim edildi. Peygamberimiz esirlere Mısır'da imal edilmiş ince beyaz elbise (Kubtıyye) dağıtmıştı.

Ci'râne'de esirlerin dışında kalan ganimet mallarının taksiminde, Müellefe-i Kulûb'a (kalpleri İslâm'a ısındırılmış kimselere) ganimetin beşte birinden (humus) pay ayrıldı. Müellefe-i kulûb'un çoğunu yeni fethedilen Mekke’nin eşrâfı teşkil ediyordu. Bunlar arasında Kureyş lideri Ebû Süfyan, oğulları Yezîd ve ileride halife olacak Muaviye de vardı. Müellefe-i kulûb Kur’an-ı Kerim’de aynı zamanda zekât verilecek zümreler arasında da zikredilmektedir.

Peygamberimiz, Huneyn savaşından elde edilen ganimetleri taksim ederken Hevâzin kabilesinin başkanı ve komutanı Mâlik b. Avf'ın ev halkını ve mallarını dağıtım dışında tutmuştu. Peygamber...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Huneyn Evtas savaşları ve taif kuşatması
« Posted on: 18 Nisan 2024, 10:50:19 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Huneyn Evtas savaşları ve taif kuşatması rüya tabiri,Huneyn Evtas savaşları ve taif kuşatması mekke canlı, Huneyn Evtas savaşları ve taif kuşatması kabe canlı yayın, Huneyn Evtas savaşları ve taif kuşatması Üç boyutlu kuran oku Huneyn Evtas savaşları ve taif kuşatması kuran ı kerim, Huneyn Evtas savaşları ve taif kuşatması peygamber kıssaları,Huneyn Evtas savaşları ve taif kuşatması ilitam ders soruları, Huneyn Evtas savaşları ve taif kuşatmasıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes