> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı > İslama davet mektupları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İslama davet mektupları  (Okunma Sayısı 46441 defa)
16 Mayıs 2011, 11:08:41
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 16 Mayıs 2011, 11:08:41 »



2- İslâm’a Davet Mektupları

Hudeybiye antlaşmasıyla geçici de olsa sağlanan barış ortamında Hz. Peygamber İslâm'ı daha rahat bir şekilde yayma fırsatı buldu. Hudeybiye'den Medine'ye döndükten sonra hicretin altıncı yılının son ayı olan Zilhiccede (veya yedinci yılının ilk ayı olan Muharremde) evrensel İslâm davetini her tarafa duyurmak amacıyla çevre ülkelerin hükümdarlarına İslâm'a davet mektupları gönderdi. Elçilerden altısını aynı günde yola çıkardığı rivayet edilir.[486]

Hz. Peygamber Dihye b. Halîfe el-Kelbî’yi Bizans hükümdarına; Amr b. Ümeyye ed-Damrî’yi Habeşistan hükümdarına; Abdullah b. Huzafe es-Sehmî’yi İran Kisrasına; Hâtıb b. Ebû Beltaa’yı İskenderiye hükümdarı Mukavkıs’a; Şücâ’ b. Vehb’i Gassan Kralı Hâris b. Ebû Şemir’e; Selît b. Amr’ı Yemame hakimi Hevze b. Ali’ye gönderdi. Bunların dışında Arabistan'ın kuzeyinde ve güneyinde bulunan çeşitli kraliyet ailelerinin bakiyelerine, Arap kabile başkanlarına, ünlü ve nüfuzlu kişilere, Hristiyanlara, Yahudilere ve Mecusilere de mektuplar yolladı. O, muhtemelen hükümdarların İslâm'ı kabulünün, tebaalarının en azından bir kısmının da kabulüne vesile olacağını ümit ediyordu.

Hz. Peygamber'in Bizans İmparatoru Herakleios'a gönderdiği mektup şöyledir: "Bimillâhirrahmânirrahîm. Allah'ın kulu ve Peygamberi Muhammed'den Bizans İmparatoru Herakleios'a. Hidayete uyanlara selam olsun. Seni İslâm'a çağırıyorum. İslâm'ı kabul et ki kurtuluşa eresin. Allah da sana mükâfâtını iki kat versin. Eğer kabul etmezsen halkın günahını sen çekersin. 'Ey Ehl-i Kitab! Sizinle bizim aramızda müşterek olan söze geliniz. Sadece Allah'a kulluk edelim ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilahlaştırmasın. Eğer yüz çevirirlerse, şahit olun biz Müslümanız, deyiniz'".[487] Herakleios Hz. Peygamber'in elçisini o sırada bulunduğu Kudüs’te (veya Humus'ta) kabul etmiş; yine o esnada Suriye’de bulunan Ebû Süfyan ve arkadaşlarından Hz. Peygamber hakkında bilgi almıştır. Onlardan elde ettiği bilgilerin peygamberlik vasıflarına uygun olduğunu belirten Herakleios, sonunda onun peygamber olduğuna kanaat getirmiş, ancak tebaasının Hristiyanlığı terk etmeye karşı olduğunu belirterek İslâm’ı kabule yanaşmamıştır. Elçiye iyi davranarak hediyelerle uğurlamıştır.

Hz. Peygamber Amr b. Ümeyye ed-Damrî’yi Habeşistan hükümdarına göndermiştir. Habeşistan hükümdarının İslâm’ı kabul ettiği ve Hz. Peygamber’in mektubunu muhafaza ettiği rivayet edilir. Necâşî aynı zamanda içlerinde Câfer b. Ebû Tâlib ve Ümmü Habîbe’nin de bulunduğu ülkesindeki muhacir Müslümanları gemiye bindirerek Amr b. Ümeyye ile birlikte Medine'ye göndermiştir. Esasında Hz. Peygamber’in, Necâşî’ye, birinde İslâm'a daveti, diğerinde Ümmü Habîbe’nin kendisine nikahlanmasını ve sahabilerden orada bulunanları da göndermesini istediği iki mektup yolladığı rivayet edilir.

Hz. Peygamber'in Abdullah b. Huzafe es-Sehmî’yi İran kisrâsına gönderdiğini biraz önce kaydetmiştik. İran Kisrası Hüsrev Perviz (II. Hüsrev) mektubu alınca Hîreli katibine okutmuş, mektupta Hz. Peygamber’in adını kendi adından önce yazmasına sinirlenerek mektubu yırtmış ve elçiyi de dışarı çıkartmıştır. Elçi doğruca Medine'ye gelip olayı anlatınca Hz. Peygamber, Kisrâ’nın devletinin parçalanması için Allah’a dua etmiştir. Diğer taraftan Kisrâ, Yemen’deki valisi Bâzân’a bir mektup yazarak Resulüllah’ın derhal yakalanmasını ve kendisine gönderilmesini emretmiştir. İki görevlinin gelip Yemen valisinin mektubunu kendisine vermeleri üzerine Peygamberimiz onları İslâm'a davet etmiş; bir gün sonra da Kisrâ’nın öldürüldüğünü onlara haber vermiştir. Gerçekten Kisrâ 27 Şubat 628’de kendi öz oğlu Şîreveyh (Şîrûye) tarafından öldürülmüştür. Bu gelişme üzerine Bâzân ve etrafındakiler Müslüman olmuşlardır. İran Kisrâsı İslâm'ı kabul etmemiştir, ama Bahreyn, Umman ve Yemen gibi Arabistan'daki İran sömürgelerinin yöneticilerine gönderilen mektuplar başarılı sonuçlar vermiş ve bu bölgeler İran'dan ayrılıp İslâm devletinin birer eyaleti haline gelmişlerdir.[488]

İskenderiye Valisi Mukavkıs, Hâtıb b. Ebû Beltea tarafından kendisine gönderilen mektubu alınca, Kıptîlerin kendisini dinlemeyeceğini ve makamından da ayrılamayacağını belirtmiş ve cevâbî mektupla birlikte, Mâriye ve Sîrîn adında iki cariye ile bazı hediyeleri Medine'ye göndermiştir. Hz. Peygamber Mâriye’yi kendisi almış ve İbrahim adlı çocuğu ondan dünyaya gelmiştir. Sîrîn’i ise Hassân b. Sâbit’e vermiştir. Hâtıb b. Ebî Beltea, Mukavkıs'ın kendisine cömert davrandığını, kapısında fazla bekletmediğini ve orada beş gün kaldığını söylemiştir.[489]

Peygamberimiz Şücâ' b. Ebû Vehb'i Gassan Kralı Hâris b. Ebû Şemir'e göndermiş, Hâris, kendisine böyle bir mektup gelmesine sinirlenerek yere atmış ve hatta Medine'ye bir hücum seferi tertipleme tehdidinde bulunmuştur. Hâris, Bizans imparatoruna durumu yazmış, ancak ondan beklediği desteği sağlayamadığı için bu düşüncesinden vazgeçmiştir. Elçiyi de hediyelerle geri göndermiştir.[490]

Peygamberimiz Hanîfe kabilesinin başkanı ve kendisi bir Hristiyan olan Hevze b. Alî'ye Selît b. Amr'ı bir mektupla göndererek onu İslâm'a davet etmiştir. Şayet Müslüman olursa o bölgede idareciliğinin devam edeceğini de bildirmiştir. Hevze elçiye ikramda bulunmuş, ona iyi davranmış, fakat İslâm'ı kabul etmediğini bildiren bir mektupla geri göndermiştir.[491] Mekke'nin Fethi'nden sonra ölen Hevze'nin yerine geçen Sümâme b. Üsâl Müslüman olmuştur.

Peygamberimizin bir mektupla Busrâ valisine gönderdiği Hâris b. Umeyr, Gassanlı bir başkan olan Şurahbil b. Amr tarafından kendi topraklarından geçerken öldürülmüştür. Bu olayın Mûte Savaşı'na yol açtığını daha önce kaydetmiştik.

Peygamberimiz Alâ b. Abdullah el-Hadramî'yi Bahreyn'e gönderdi. Alâ, Bahreyn Emiri Münzir b. Sâvâ'ya Hz. Peygamber'in mektubunu verdi. Münzir ile Araplar ve İranlılardan oluşan ada halkının çoğunluğu İslâm’ı kabul etti. Hz. Peygamber Alâ'ya bir mektup yazarak kendi dinlerinde kalmak isteyen Yahudi ve Mecusilerden cizye alınmasını istedi. Müslümanlardan alınacak zekât miktarlarını ve zekâta tâbi malları bildirdi. Alâ da Hz. Peygamber'in mektubunu halka okuyarak zekatları tahsil etti. Hz. Peygamber, Hecer (bugün el-Hufuf'un olduğu yer) Mecusilerine de gönderdiği mektupta onlardan İslâm dinini kabul etmelerini istedi. Şayet kabul etmezlerse kendilerinden cizye alınmasını istedi.[492] Peygamberimiz Alâ'yı oraya vali tayin etti. Ancak eski valinin de görevinden azledilmediğine bakılırsa Müslüman olanların idaresi, zekat tahsili, İslâm'ın öğretilmesi gibi hususların Alâ b. Hadramî'ye verildiği, gayr-i müslim tebaanın idaresinin ise eski valinin elinde kaldığı anlaşılmaktadır.[493]

Peygamberimiz Amr b. As'ı, İslâm'a davet etmek üzere bir mektupla Umman'a, Cülendâ'nın oğulları Ceyfer ve Abd'e gönderdi. Bunlar Ezd kabilesine mensup idiler. Ceyfer o sırada Umman kralıydı. Mektubun metni şöyledir: "Selam hidayet yoluna tabi olanlar üzerine olsun. Sizin her ikinizi İslâm'ın davetine çağırıyorum. İslâm'a tabi olun ve kurtuluşa erin. Zira ben, Allah'ın tüm canlıları uyarmak üzere ve va'dini kâfirler üzerinde tamamlaması için tüm insanlığa gönderdiği elçisiyim. İmdi eğer her ikiniz de İslâm'ı tanırsanız her ikinize de iktidar vereceğim. Ama ikiniz de kabul etmeyi reddederseniz ikinizin de krallığı sizden uzaklara yok olup gidecektir. Süvarilerim ülkenizde ordugâh kuracaklar ve peygamberlik vasfım krallığınıza galip gelecektir". Hz. Peygamber'in mektubunu alan Ceyfer ve Abd, birkaç gün düşündükten sonra İslâm'ı kabul ettiler ve faaliyetlerinde Amr'a yardımcı olmaya başladılar. Amr onların zenginlerinden zekat toplayıp fakirlerine dağıttı. Hz. Peygamber'in vefatı esnasında Amr, Umman'da bulunuyordu.[494]

Hz. Peygamber Yemen halkına mektup yazarak Muaz b. Cebel ve Mâlik b. Zürâre ile gönderdi. Yemen'in çeşitli bölgelerine ve kişilere de mektuplar yazarak bu görevlilerin kendilerine gönderildiğini bildirdi; zekat ve cizyelerin bu ikisine verilmesini emretti. Yemen halkı Mâlik b. Zürâre'yi Hz. Peygamber'e göndererek Müslüman olduklarını bildirdiler ve itaatlerini arzettiler. Peygamberimiz de onlara bir mektup yazarak Mâlik b. Zürâre'nin durumu kendisine ulaştırdığını bildirdi.[495] Onun bu son tavrı, yani Yemen halkının Müslüman olduğuna dair haberin kendisine ulaştırıldığını yöre halkına bir mektupla bildirmesi, kendisinin inceliğini, insanlara önem ve değer verdiğini, İslâm'ı kabul edenleri taltif ve takdir etmeye özen gösterdiğini ortaya koymaktadır.

Hz. Peygamber'in elçileri gönderirken ve mektupları yazarken izlediği politikaya gelince, o, herşeyden önce elçileri, gidecekleri ülkeleri çok iyi bilen, daha önce o bölgelere gitmiş kimselerden seçiyordu. Mesela Mekkeli Abdullah b. Huzâfe'nin birçok defa İran'a gittiği, oraya giden diğer Araplar gibi biraz Farsça bildiği, o nedenle Sâsânî imparatoruna elçi olarak gönderildiği görülmektedir. Elçilerde ikna gücü, ahlak güzelliği, dürüstlük, güzel konuşma, anlama ve kavrama yeteneği aranıyordu. Kısa, öz ve veciz bir biçimde yazılan mektuplar İslâm'a daveti içeriyordu. Karşı tarafı tehdit eden, itibarını düşüren ifadelere asla yer verilmiyordu. Hükümdarlara unvanları ile hitap ediliyordu. Mektupların içeriği her hükümdarın özelliği dikkate alınarak belirleniyor ve o şekilde yazılıyordu.

Hz. Peygamber mektupları mühürleyerek gönderiyordu. Gümüşten yapılmış olan bu mühürün üzerinde üç satır halinde,

Allah

Resûl

Muhammed

yazıyordu. Yani "Allah'ın elçisi Muhammed". Peygamberimiz bu mührü daima parmağında taşır, bir vesikayı mühürlemek gerektiği zaman da basması için yanındakilere verir, sonra tekrar parmağına takardı.[496]

Peygamberimiz kabile başkanlarına, toplu olarak kabilelere, papazlara, çeşitli yerlerde otur...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İslama davet mektupları
« Posted on: 25 Nisan 2024, 21:03:33 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İslama davet mektupları rüya tabiri,İslama davet mektupları mekke canlı, İslama davet mektupları kabe canlı yayın, İslama davet mektupları Üç boyutlu kuran oku İslama davet mektupları kuran ı kerim, İslama davet mektupları peygamber kıssaları,İslama davet mektupları ilitam ders soruları, İslama davet mektuplarıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes