> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı > Hz Muhammed zamanında hitabet
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hz Muhammed zamanında hitabet  (Okunma Sayısı 3254 defa)
12 Mayıs 2011, 13:18:37
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 12 Mayıs 2011, 13:18:37 »



6- Edebiyat

a- Hitabet


Hitabet, Hz. Peygamber'in insanları İslâm'a davet ve muhataplarını ikna etmek için başvurduğu bir yoldu. Onun hitabelerinin bir kısmını cuma ve bayram günleri gibi muayyen zamanlarda yaptığı hutbeler, diğer kısmını da belirli bir vakte bağlı olmayan konuşmalar oluşturmaktadır. Bir açıklama yapmanın faydalı veya zaruri olduğu zamanlarda, mesela savaşlardan önce orduya hitabesi; bildirilmesi gereken bir mesele ortaya çıktığında, onları aydınlatmak amacıyla; bir soru sorulduğunda; sohbetler ve münâzaralar (mesela Necran Hristiyanlarıyla yapılan münâzara gibi), ikinci kısımda mütâlaa edilebilir. Peygamberliğinin ilk yıllarında Safâ tepesinde Mekkelilere hitaben yapmış olduğu ve özü itibarıyla Allah'tan başka ilah bulunmadığını ifade ettiği konuşma, onun hitabetinin ilk örnekleri arasında yer almaktadır.

Peygamberimizin tebliğ görevinde hitabet bir gaye değil, araçtı. Bu bakımdan konuşmalarını sâde bir dille yapmış, sözlerini edebî ve ağır ifadelerle süslemek gereğini duymamış, sanat kaygısı taşımamıştır. Hiçbir edebî yarışmaya katılmamıştır. Temîm kabilesi tarafından yapılan bir hitabet yarışması teklifini kabul etmemiş ve konuşmamıştır.[741]

Hz. Peygamber'in hutbelerinin çoğu "el-Hamdü lillâhi Nahmedühû ve Nestaînühû..." (Hamd Allah'a mahsustur, O'na hamdeder ve O'ndan yardım isteriz), "el-Hamdü lillâh bi-Hamdihî"(O'na hakkıyla hamdederim), bir kısmı da "Ûsîküm İbâdallah bi-Takvallah"(Ey Allah'ın kulları! Size Allah'a karşı gelmekten sakınmayı tavsiye ederim) cümleleriyle başlar. Hamdü senâdan sonra "Eyyühen-nâs" (Ey insanlar!) cümlesiyle devam eder. Onun "Ey insanlar!" şeklinde hitap etmesi, mesajının evrenselliğini de ortaya koymaktadır. Her hutbesinin başında "el-Hamdü lillah" kelimesi bulunurdu. Ancak bayram hutbelerine tekbirle başlardı.[742]

Hz. Peygamber'in hitabeleri, putperestliği ve her türlü Câhiliye inancını terketmeye çağrı, tüm insanları karanlıktan aydınlığa çıkaracak İslâm'a davet, İslâm inançlarının güzelliği, insanların dünya ve ahirette mutluluğa erişmelerinin yolları ve cihadın fazileti gibi konuları içermektedir. Vedâ haccında yaptığı konuşma çok meşhurdur. Bu konuşmanın içerdiği hususları ana hatlarıyla ilgili konuda vereceğimiz için burada tekrar etmek istemiyoruz. Hz. Peygamber'in hutbelerinin, toplumun maddî ve manevî ihtiyaçlarıyla yakından ilgili, kişisel ve toplumsal problemlerin çözümüne yönelik olduğu görülmektedir. O, hutbelerini genellikle kısa tutmuş ve bunu tavsiye de etmiştir.[743]

Peygamberimiz konuşurken sesini dinleyicilerin sayısına, durumuna ve konuya göre ayarlardı. Dinleyicilerin az olduğu ve özellikle sohbet tarzında yaptığı konuşmaları oturarak yapardı. Gerektiğinde sesini daha iyi duyurabilmek için konuşurken ayağa kalkar, konuştuğu yere, zaman ve zemine göre minberde, bineğinin veya yüksek bir kayanın üzerinde hitap ederdi. Bu, hem dinleyicilerin kendini görmesi ve hem de sesini duyurabilmesi amacına yönelikti. Safâ tepesinde halka hitap ederken oradaki en yüksek kayanın üzerine çıkmıştır. Mekke'nin Fethi'nde de Kâbe'nin merdivenine çıkarak konuşmuştur. Veda Hutbesi'ni ve Mina'daki konuşmasını devesinin üzengileri üzerinde yükselerek yapmıştır.

Hz. Peygamber gerektiğinde konuşmasını çeşitli jest ve mimiklerle desteklerdi. Bakışlarıyla dinleyicileri devamlı kontrol altında bulundururdu; konuşurken tek bir fert veya noktaya bakmazdı. Sözü gereğinden fazla uzatmazdı. Yazılı metne dayanmadan irticâlen konuşur, buna rağmen bocalama, kekeleme, sözün devamını getirememe gibi olumsuz durumlarla karşılaşmazdı. Sorulara her zaman ve her yerde açıktı; camide, evinde, yolda, minberde, konuşma esnasında, yolculukta, gece vaktinde hasta iken veya kalabalığın içinde sorulan soruları geri çevirmezdi. Çünkü soru soran kişi, o esnada öğrenmeye hazır durumdadır; soruları geçiştirme yoluna gitmez, cevabın bir an önce bitmesini değil de, soranın tatmin olmasını düşünürdü. Vahiy yoluyla cevaba hazırlıklı değilse, vahyin gelmesini bekleme yolunu tercih ederdi. Kendisiyle konuşan herkesi sözlerini bitirinceye kadar dinlerdi. Fasih konuşurdu; bu özelliğini de büyük ölçüde çocukluğunu sütannesi Halime'nin kabilesi arasında geçirmesine borçludur. Halime'nin kabilesi olan Sa'doğulları, Arap Yarımadası'nın en fasih konuşan kabilelerinden biri idi. Hz. Peygamber az sözle çok anlam ifade etme yeteneğine sahipti. Onun veciz sözlerini ve veciz konuşma özelliğini ifade eden "Cevâmiu'l-Kelim" tabiri bizzat kendisi tarafından, kendi özelliği olarak kullanılmıştır.[744] Nitekim kaynaklarda onun cevâmiu'l-kelim niteliğine sahip pek çok hadisi vardır.[745]

Sahâbe içinde de güçlü hatipler vardı. Çeşitli kabilelerden gelen heyetler Hz. Peygamber'in huzurunda konuşma yaptıklarında Hz. Peygamber bazen onlara cevabı kendi adına sahabe içindeki hatiplere verdirirdi. Bu hatiplerden Sâbit b. Kays, "Peygamber'in hatîbi" diye anılır.[746]


[741]     İbn Hişâm, IV, 207-212.

[742]     İbn Kuteybe, Uyûnu'l-Ahbâr, II, 231.

[743]     Hanbel, IV, 263, 320; Müslim, I, 594.

[744]     Buhârî, IV, 12; VIII, 76.

[745]     Bu konuda bk. M. Yaşar Kandemir, "Cevâmiu'l-Kelim", DİA, VII, 440.

[746]     Hz. Peygamber'in hitabeti ve hutbeleri için şu eserlere bakılabilir: Câhız, el-Beyân, , I 302-304; II, 31-45; A. Zeki Safvet, Cemheretü Hutabi'l-Arab; Şevki Dayf, Târîhu'l-Edebi'l-Arabî, II,114-121; Ahmet Lütfi Kazancı, Peygamber Efedimizin Hitabeti, İstanbul 1980; Muhammed Halîl el-Hatîb, Hutabi'r-Rasûl, Kahire 1983; Talat Koçyiğit, İslâmî Davetin Mahiyeti ve Hz. Peygamber'in Hutbeleri, Ankara 1994; Hasan Ali Görgülü, "Hz. Peygamber'in hutbede izlediği metod ve Günümüzde hutbe uygulamaları", Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, sayı 3, İsparta 1997, s. 175-235; Hüseyin Elmalı, "Hitabet- Arap Edebiyatı", DİA, XVIII, 158-159 Mustafa Baktır, "Hutbe", DİA, XVIII, 425-428.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hz Muhammed zamanında hitabet
« Posted on: 23 Nisan 2024, 23:47:07 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hz Muhammed zamanında hitabet rüya tabiri,Hz Muhammed zamanında hitabet mekke canlı, Hz Muhammed zamanında hitabet kabe canlı yayın, Hz Muhammed zamanında hitabet Üç boyutlu kuran oku Hz Muhammed zamanında hitabet kuran ı kerim, Hz Muhammed zamanında hitabet peygamber kıssaları,Hz Muhammed zamanında hitabet ilitam ders soruları, Hz Muhammed zamanında hitabetönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes