> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı > Hicret esnasında Medine
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hicret esnasında Medine  (Okunma Sayısı 5483 defa)
17 Mayıs 2011, 11:50:12
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 17 Mayıs 2011, 11:50:12 »



2- Hicret Esnasında Medine

Giriş bölümünde, İslam öncesinde Medine hakkında özet olarak bilgi vermiştik. Ancak, Hicret sırasında buranın sahip olduğu etnik, siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik yapısının biraz daha detaylı bir şekilde bilinmesi gerektiği kanaatindeyiz. Çünkü, bilindiği üzere Hz. Muhammed (s.a.s.), peygamberlik döneminde, adı geçen alanlardaki faaliyetlerinin çoğunu Medine'de gerçekleştirmiştir. Hicretin yapıldığı esnada Medine'deki ortamın bilinmesi, gerçekleştirilen bu faaliyetlerin daha iyi anlaşılmasına vesile olacaktır.

Bilindiği üzere eski adı "Yesrib" olan Medine, İslam'ın doğduğu ve Hz. Peygamber'in hicret ettiği sıralarda Hicaz bölgesinin önemli yerleşim merkezlerinden biriydi. Medine kelimesi aslında büyük kasaba ve şehir manasına gelen bir cins isimdir. Yesrib adı fesat anlamına gelen bir kökten geldiği için Hz. Peygamber hicretten sonra buraya hoş ve güzel anlamına gelen Tâbe veya Taybe unvanlarını vermiştir. Daha sonra Medine diye isimlendirilmiştir. Çünkü burayı bilinen anlamda bir şehir haline getiren Hz. Peygamber olmuştur. Önce "Medînetü Resûlillah" (Allah Resûlünün şehri) ve Medînetü'n-Nebî denilmiş ve daha sonra Medîne şeklinde kullanılır hâle gelmiştir. Hicretten sonra Adiy b. Neccâr oğulları yurduna yerleşen Hz. Peygamber, burayı siyasal, sosyal, kültürel ve medenî bir merkez haline getirmiştir. Şehir, Kur'an-ı Kerim'in Medenî âyetlerinde "Yesrib" ve "Medine" adlarıyla anılmıştır. İklimi güzel, toprağı verimli, fazla derin olmayan tatlı yeraltı sularına sahiptir.

Etnik yapı: Hicretten önce Yesrib'de Kurayza, Kaynukâ' ve Nadîr kabilelerinden oluşan Yahudiler, Güney Arabistan kökenli Evs ve Hazrec Arap kabileleri, Kudâa kabilelerinin ve hatta Amâlika'nın bakiyyelerinden oluşan kabileler ve bunların yanında sayıları az da olsa, daha ziyade köle olan, başka etnik kökenli, meselâ İranlı insanlar bulunuyordu. Yesrib'in, İslam'ın doğuşuna kadar nesilleri gelen Yahudilerden ve Arap kabilelerinden önceki sâkinlerinin Amâlika olduğu söylenir. Amâlika'nın dağılmasından sonra m. ö. VI. yüzyılın başlarında Bâbil kralı Buhtunnasr'ın Kudüs'ü işgal edip oradaki Yahudileri Bâbil'e götürdüğü sırada kaçıp kurtulan bazı yahudiler Hicaz bölgesine giderek Hayber, Vâdilkurâ, Fedek ve bu arada Yesrib'e yerleştiler. Hristiyanlığın Suriye'de yayılmasından sonra Romalıların sıkı takibine uğrayan Suriye ve Filistin yahudilerinden bazıları da Hicaz’a göç ettiler. Yesrib’e yerleşenler Kurayza, Nadîr ve Kaynukâ' Yahudi kabileleridir. Hicaz’a yerleşen Yahudiler Arap kabile geleneğini benimsediler ve Arap isimlerini aldılar. Yahudiler ve Arap kabileleri özel mahallelerde ikamet ediyorlardı. Yesrib'e Yahudilerin gelişinin Hz. Mûsâ zamanına kadar uzandığı da söylenmektedir.

Bu arada Güney Araplarına, yani Kahtânîlere mensup bazı kabileler, Yemen’de Me’rib barajının yıkılması üzerine muhtemelen II. veya III. yüzyılda, önce Tihame'ye, oradan da kuzeye göç ettiler. Sa'lebe b. Amr Müzeykıyâ ve oğulları Yesrib’e yerleştiler. Evs ve Hazrec, Hârise b. Sa'lebe'nin iki oğludur. Anneleri Kayle bint Cefne'ye nisbetle bu iki kabile Araplar arasında Benî Kayle adıyla meşhur olmuştur. Evs'in başlıca kolları şunlardır: Avf b. Mâlik (Kuba ahalisi), Ümeyye b. Zeyd, Abdüleşhel, Zaûrâ'... Hazrec'in başlıca kolları ise şunlardır: Neccâr, Sâide, Amr b. Avf, Zürayk, Selime, Beyâza. Evs ve Hazrec Yesrib'e geldikten sonra bir süre yahudilere tabi olarak yaşadılar. Bu esnada Yahudilerin siyasal, sosyal ve ekonomik baskılarına maruz kaldılar. Bunun üzerine akrabaları olan Gassânîlerden yardım istediler. Gassânîler bu isteğe olumlu cevap vererek Yesrib’e geldiler ve Yahudilerin başkanlarını öldürdüler (492). Yahudilerin bu suretle güç kaybına uğraması üzerine Yesrib’de üstünlük Evs ve Hazrec’in eline geçti. Evs ve Hazrec kabileleri bağımsızlıklarını kazandıktan sonra şehrin iç kısımlarına yerleştiler. Fakat hemen ardından yahudiler bu iki kardeş kabile arasındaki eski rekabeti körükleyerek onları birbirine düşürmeye çalıştılar. Arap kabileleri birbiriyle savaşırken onlar taraf tuttular.

Siyasi durum: Yesrib halkı hadarî, yani yerleşik hayat sürmekle birlikte, yönetimde, sosyal, kültürel ve ahlâkî alanlarda kabile gelenekleri hâkimdi. Kabilelerin başkanları vardı. Kan davaları yaygındı. Merkezî bir otorite mevcut değildi. Bir başka ifade ile şehrin ortak bir yöneticisi yoktu. Arap ve Yahudi kabileleri birbirinden bağımsız bir şekilde ayrı ayrı mahallelerde yaşıyorlardı. Her topluluk, biri diğerinden birkaç kilometre uzaklıkta bir köy oluşturuyordu. Arap ve Yahudi kabileleri arasında zaman zaman ciddî anlaşmazlıklar çıkıyordu. Bununla birlikte çeşitli siyasal nedenlerle birbiriyle ittifak kurdukları da oluyordu; Arap kabileleri zaman zaman birbirlerine karşı Yahudi kabileleriyle işbirliğine gidiyorlardı. Evs kabilesi, Kurayza ve Nadîr ile, Hazrec kabilesi de Benî Kaynukâ' ile ittifak kurmuştu. Evs ve Hazrec reisleri ortak bir kral etrafında birleşmek için çaba sarfettilerse de bunu başaramamışlardı. Reislik konusunda şiddetli rekabet bu projenin uygulama alanına konulmasını imkansız hâle getirmişti. Ortak bir yol bularak Evs ve Hazrec'den birer başkan seçmeyi ve bunların müştereken, sırayla veya birer yıl dönüşümlü olarak görev yapmasını düşündülerse de bu planlarını da uygulama alanına geçirememişlerdi. Kaynaklarımız Yesrib'de, Mekke'deki "Dârünnedve" gibi bir kuruluşun varlığından bahsetmemektedirler. Evs ve Hazrec arasındaki rekabet, ortak bir meclis (Mele') oluşturulmasını da imkansız hâle getirmişti. Abdullah b. Übey'i ortak bir başkan olarak şeçme teşebbüsleri de Hz. Peygamber'in hicretiyle birlikte gerçekleşme imkanı bulamayacaktır. Hicret öncesinde bir bütün olarak Evs ve Hazrec'den ziyade, bu kabilelerin (Amr b. Avf ve Evs-Menât gibi) alt kollarının güçlülüğünün hissedildiği ve daha önemli olduğu görülmektedir. Şehrin etrafında, Taif'teki gibi, bir sur veya duvar yoktu. Kabilelerin, kendi hudutları dahilinde sağlam ve muhkem kaleleri (utum. ç. Âtam) vardı. Tehlike anında erkekler savaşmak için dışarı çıkar, kadınlar ve çocuklar bu kalelere sığınırlardı. Bu kalelerin sayısının iki yüz kadar olduğu söylenmektedir. Ayrıca kabilelerin bahçeleri ve arazileri vardı. Şehir İslam'ın çevreye kolayca yayılmasına imkan sağlayacak merkezî bir konumda bulunuyordu.

Evs ve Hazrec'in Yahudiler üzerine hâkimiyet elde etmesinden sonra meydana gelen sükûnet dönemi fazla uzun sürmedi. Bu iki kabile akraba oldukları halde, birbiriyle yıllarca savaştılar. İki kabile arasındaki düşmanlık İslam'ın doğuşuna kadar, 120 yıl gibi uzun bir müddet, devam etti. Çarpışmalar Sümeyr savaşı ile başladı. Ondan sonra Ka'b b. Amr, Serâre, Hâtıb, Fâri', Birinci Ficâr, İkinci Ficâr, Rubey', Buâs Evs ve Hazrec arasında meydana gelen belli başlı savaşlardır. Bunların en şiddetlisi olan Buâs savaşı, Evsli birisinin Hazrec’e sığınan birisini öldürmesi üzerine başlamış ve Evslilerin galibiyetiyle sonuçlanmıştır. Bu savaş Hz. Peygamber’in Medine'ye hicretinden beş yıl önce meydana gelmiştir. Devamlı savaşlar şehrin gücünü önemli ölçüde tüketmiş ve düşmanlık, şehirde hayatı çekilmez hâle getirmiştir. Yahudiler de zaman zaman Evs ve Hazrec’i birbirine düşürmüşler ve aralarındaki çekişmeleri körüklemişlerdir. Bunun yanısıra Evs ve Hazrec’den her biri, birbirine karşı yahudilerle ve Müzeyne, Cüheyne gibi çevredeki diğer Arap kabileleriyle işbirliğine girmiştir. Çarpışmalar genellikle Evs kabilesi aleyhine dönmüştür. Görüldüğü üzere Evs ve Hazrec, huzur ve istikrara yatkın olmayıp, bilakis savaş ve düşmanlık üzerine kurulu bedevî hayatına Mekkelilerden daha meyilli idiler.

Dini durum: Medine'de Yahudiliğin varlığından yukarıda bahsettik. Bunun yanında, Arap kabileleri arasında putperestlik revaçta idi. Evs ve Hazrec, Müşellel'de, sahilde bulunan Menât adlı puta tapıyorlardı. Medinelilerin asıl putları bu idi. Ona kurbanlar kesiyor, hediyeler sunuyorlardı. Çocuklarına Abdümenât ve Zeydmenât gibi isimler koyuyorlardı. Menât'a diğer kabileler de tapmakla birlikte, ona en fazla saygıyı Evs ve Hazrec gösteriyordu. Bu putun siyah bir taştan ibaret olan ve kutsal kabul edilen mahalli bulunuyordu. Evs ve Hazrec dahil olmak üzere birçok kabile, Menât'a tapmanın yanında hac görevini de yapıyorlardı. Fakat Safâ ve Merve arasındaki sa'y görevini yerine getirmiyorlardı. Menât'ın bulunduğu yerde ihrama giriyorlardı. Haccı ifa ettikten sonra da Menât'a gelip putun önünde saçlarını tıraş ediyorlar ve hac ibadetinin bu şekilde tamamlanacağına inanıyorlardı. Yani ihramdan da burada çıkmış oluyorlardı. Onlar Menât'ın yanısıra Lât adlı puta da tapıyorlardı. Bu putların yanısıra aile bireylerinin taptıkları aile putları vardı. Ağaçtan yapılmış çok sayıda put heykeli bulunuyordu. Arap kabilelerinin, Yahudiliğin ve yahudilerin ahlak anlayışının etkisinde kaldıkları da müşahede edilmektedir.

Bütün bunların yanında Allah'ın anıldığı ve O'nun yaratıcı olarak tanındığı da görülmektedir. En eski müverrihlerimizden İbn Sa'd, Cahiliye döneminde Ebü'l-Heysem (Mâlik b. Teyyihan) ve Es'ad b. Zürâre'nin putlara tapmayı kerih gördüklerini, onlardan nefret ettiklerini ve tevhidi dile getirdiklerini kaydeder. Bazı araştırmacılar bu kayda dayanarak yukarıdaki iki şahsı hanîf olarak nitelendirmişlerdir.

Hristiyanlık Medine'de yayılmamıştı. Bununla birlikte Evs kabilesine mensup Ebû Âmir er-Râhib adında bir kişi, Hristiyanlığın ve Yahudiliğin tesiriyle putperestliğe yeni bir şekil vererek müslüman olan Evslileri kendi tarafına çekmeye çalışmıştır. Bu faaliyetinden dolayı Hz. Peygamber ona "Fâsık" lakabını takmıştır. Çok karmaşık ve halledilmesi zor meselelerde kendilerine başvurulan kâhinler de mevcuttu.

Sosyal hayat: Bölgede çok evlilik hâkimdi. Vefat eden bir adamın sadece hanımı ve kızı değil, küçük çocukları dahi miras alamıyordu;...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hicret esnasında Medine
« Posted on: 28 Mart 2024, 13:30:45 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hicret esnasında Medine rüya tabiri,Hicret esnasında Medine mekke canlı, Hicret esnasında Medine kabe canlı yayın, Hicret esnasında Medine Üç boyutlu kuran oku Hicret esnasında Medine kuran ı kerim, Hicret esnasında Medine peygamber kıssaları,Hicret esnasında Medine ilitam ders soruları, Hicret esnasında Medineönlisans arapça,
Logged
21 Ocak 2015, 13:27:03
Gözdenur 8

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 469


« Yanıtla #1 : 21 Ocak 2015, 13:27:03 »

Hz peygamber ve arkadaşlarının Mekke'de Medine'ye göçü hicret olarak adlandirilir
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

gözdenur:)
04 Nisan 2015, 18:58:16
MELİKE 7D

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 333



« Yanıtla #2 : 04 Nisan 2015, 18:58:16 »

 Hz. Muhammed (s.a.s.), peygamberlik döneminde, adı geçen alanlardaki faaliyetlerinin çoğunu Medine'de gerçekleştirmiştir. Hicretin yapıldığı esnada Medine'deki ortamın bilinmesi, gerçekleştirilen bu faaliyetlerin daha iyi anlaşılmasına vesile olacaktır.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes