> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı > Hendek savaşı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hendek savaşı  (Okunma Sayısı 10011 defa)
16 Mayıs 2011, 11:38:01
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 16 Mayıs 2011, 11:38:01 »



g- Hendek Savaşı (5/627)

Medine’nin çevresine şehri savunmak amacıyla kazılan hendekten dolayı bu savaşa “Hendek Gazvesi” denildiği gibi, çeşitli gruplar bir araya gelerek Müslümanlara saldırdığı için “Ahzâb Gazvesi” diye de anılmaktadır. Kur'an-ı Kerim'de, içerisinde bu savaştan bahsedilen "Ahzâb" adında bir sûre mevcuttur.

Bedir savaşı ile şimdi bahsedeceğimiz Hendek savaşı arasında geçen üç yıl zarfında -ileride görüleceği üzere- Müslümanlarla Yahudiler arasındaki ilişkilerde bazı gelişmeler yaşanmıştır. Hendek savaşının sebeplerinin daha iyi anlaşılabilmesi için bu gelişmelere burada kısaca temas etmek yerinde olacaktır. Yahudilerden Kaynukâ' ile Benî Nadîr, hicretten sonra Müslümanlarla gerçekleştirilen antlaşmayı kısa süre sonra bozmuşlar, Mekke müşrikleriyle işbirliği içine girmişler ve daha da ileri giderek Hz. Peygamber’i öldürmeye teşebbüs etmişlerdir. Bunun üzerine önce Benî Kaynukâ', daha sonra da Benî Nadîr, Medine’den çıkarılmışlardır. Benî Nadîr Yahudilerinden bazıları Hayber’e sığınmışlardır. Hendek savaşı esnasında Medine’de Yahudi kabilelerinden sadece Benî Kurayza bulunuyordu.

Hayber’e yerleşen Yahudilerden ve diğer İslâm karşıtlarından, içlerinde Huyey b. Ahtab ve Hristiyan Ebû Âmir'in de bulunduğu yirmiye yakın kişi Mekke'ye giderek Kureyş müşriklerini Müslümanlarla savaşa teşvik ettiler. Ebû Süfyan onların bu teşebbüsüne çok sevindi. Bu heyet, Kureyş'ten sonra Gatafân, Süleym, Esed, Fezâre, Mürre ve Eşca’ gibi müşrik Arap kabilelerini de çeşitli vaatlerle ayaklandırdı. Mesela Gatafan kabilesine Hayber'in bir yıllık hurma mahsulünü vermeyi kabul ettiler. Burada hemen belirtelim ki, Gatafanlılar, ister Yahudilerle, ister müşriklerle ve ister Müslümanlarla, hangisi işlerine geliyor ve menfaatlerine uygun düşüyorsa işbirliği içine giriyorlardı. Bu defa müşriklerle ittifak kurdular. Mekke çevresindeki Sakîf ve Kinâne kabileleri de Kureyş'e destek verdiler. Bu suretle Yahudiler, Kureyşliler ve diğer müşrik Arap kabileleri Müslümanlar aleyhinde birleşmiş oluyordu. Sonunda Mekke ve çevresinden dört bin kişilik ordu toplandı. Savaş sancağı Dârünnedve'de açıldı. Mekke'den hareket eden dört bin kişilik orduya çevreden gelen birliklerin katılmasıyla müşrik ordusunun toplam asker sayısı Medine'ye varıldığında on bine ulaştı.

Diğer taraftan müşriklerin Medine üzerine yürüdüğünü Huzâa kabilesinden on günlük yolu dört gecede katederek gelen bir haberci vasıtasıyla öğrenen Hz. Peygamber, Medine’de kalıp savunma savaşı yapmak veya düşmanı şehir dışında karşılamak hususunda sahâbîlerin görüşlerine başvurdu. Müzâkerede savunma savaşı yapılmasına, savunma metodu olarak da, Selmân-ı Fârisî’nin tavsiyesi üzerine şehrin hücuma açık kısımlarına hendek kazılmasına karar verildi.[355] Medine'nin taşlık, ağaçlık ve dağlık kısımları zaten düşman ordusunun şehre girişine elverişli değildi; yollar da dardı.

Hz. Peygamber bir grup sahabe ile birlikte keşfe çıkarak kazılacak yerleri belirledi. Kurayza Yahudilerinden de ödünç olarak kazı aletleri aldı. Hendeğin kazılmasında ve savunulmasında üç bin Müslüman görev aldı. Her on kişilik takıma kırk zirâ’lık (bir zirâ' yaklaşık 52 cm.) yer ayırdı. Kendisi kazı işine nezaret ettiği gibi bizzat çalıştı; toprak kazdı ve sırtında toprak taşıdı. Hendek, içine düşenin çıkamayacağı derinlikte ve karşıdan karşıya bir süvarinin atlayamayacağı genişlikte planlandı. Buna göre derinlik ve genişlik ölçüleri de tespit edildi. Hendeğin bugünkü ölçülerle yaklaşık 5500 m. uzunluğunda, 9 m. eninde ve 4,5 m. derinliğinde olduğu tahmin edilmektedir.[356] Müslümanlar hem hendeğin düşman tarafından doldurulmasını önlemek ve hem de bu toprağı siper olarak kullanmak amacıyla kazıdan çıkan toprağı kendi taraflarına yığdılar. Ayrıca düşmana atmak için kendi taraflarına taş yığdılar.[357] Hendek kazma işi tamamlandığında Medine sanki bir kale haline geldi. Hz. Peygamber İslâm ordusu için karargâh olarak Sel' dağının eteğini seçti. Kendisi için bir Türk çadırı kuruldu.[358] Aile fertlerini ayrı ayrı hisarlara gönderdi.

Düşman birlikleri güneyden ve kuzeyden Medine çevresine geldiklerinde hendek kazma işi tamamlanmıştı. Kureyşliler ve onların güney müttefikleri, Kur’an-ı Kerîm'de de bildirildiğine göre “Müslümanların alt yanlarından”, kuzey müttefikleri ise, yani Gatafan ve Fezâreliler, Yahudilerin Hayber’in bir yıllık mahsulüne karşılık Esed ve Necid’de oturan kabilelerle birleşerek “üst yanlarından” gelmişlerdi.[359] Müşrikler, alışık olmadıkları bu savunma tedbiri olan hendekle karşılaşınca şaşkına döndüler. Bölgelerinden çıkarken yanlarına bu tür bir savaşta kullanılabilecek malzeme de almamışlardı. Müşrikler Medine çevresinde üç ayrı karargâh kurdular. Ordunun genel komutanı Kureyş lideri Ebû Süfyan b. Harb idi. Hendek kuşatmasından bir ay önce hasat yapılmış ve tarlalardan mahsül toplanmış olduğundan, düşman askerleri hayvanlarını beslemekte güçlük çekmeye başladılar. Ordu ile birlikte getirdikleri yiyeceklerle yetinmek zorunda kaldılar.[360]

Seçkin üç bin Müslüman asker ve otuz beş atlı, hendeği korumaya ve devriye gezmeye başladı. Çünkü sadece hendek kazmak yeterli değildi; aynı zamanda onun korunması gerekiyordu. Piyadeler ve süvariler arasında görev taksimi yapıldı. Düşman atlıları hendek boyunca dolaşıyorlar, hendeğin savunulması zayıf noktalarını araştırıyorlardı. Onlar hendeği geçebilmek maksadıyla bir geçit oluşturmak için harekete geçtiğinde Müslümanlar tarafından ok yağmuruna tutuluyorlardı. Düşmanın baskısı sonucu Müslümanlar zaman zaman sıkıntılı anlar yaşadılar. Hz. Peygamber'in öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarını zamanında eda edemediği günler oldu.[361] Bazı cesur düşman süvarileri bir iki defa hendeği aşmaya teşebbüs ettiler. Bunlardan Nevfel b. Abdullah el-Mahzûmî, hendeği aşmayı başaramayarak içine düştü ve Hz. Ali veya Zübeyr b. Avvam tarafından öldürüldü. Düşman, Nevfel b. Abdullah’ın cesedinin iade edilmesi için on bin dirhem vermeyi teklif etti. Hatta Ebû Süfyan'ın yüz deve gönderdiği söylenir. Ancak Hz. Peygamber onun cesedini karşılıksız olarak iade etti.[362] Düşmanın birkaç defa daha hendeği aşma teşebbüsü başarısızlıkla sonuçlandı.

Kuşatma uzadıkça müşriklerin hem kendilerinin ve hem de hayvanlarının yiyecekleri tükenmeye başladı. Bu arada onların Hayber’den yiyecek takviyesi gördükleri anlaşılmaktadır. Nitekim bir defasında Benî Nadîr Yahudilerinden Huyey b. Ahtab’ın gönderdiği yirmi deve yükü arpa, hurma ve hurma kabuğu Müslümanların eline geçti.

Müşrikleri organize ederek on bin kişilik orduyla Medine’nin kuşatılmasına sebep olan Huyey b. Ahtab, dışarıdaki ordunun hendeği aşamayacağını görünce, vahanın güneydoğusunda oturan Kurayza Yahudi kabilesinin başkanı Ka’b b. Esed’e giderek onu müşriklerle birleşmeye ve Müslümanları arkadan vurmaya razı etmeye çalıştı. Huyey b. Ahtab'ın Ebû Süfyan tarafından yolda gönderildiği de söylenmektedir.[363] Ka’b b. Esed başlangıçta isteksiz davrandı; Hz. Muhammed (s.a.s.)'le daha önce antlaşma yaptığını, ondan sadece doğruluk ve vefa gördüğünü, bu sebeple antlaşmayı bozmayacağını açıkladı. Fakat Huyey b. Ahtab'ın ısrarlı teklifine dayanamadı. Huyey, Hz. Peygamber tarafından yazdırılmış olan antlaşma yazısını da getirterek parçaladı. Bu suretle işini sağlama almış oluyordu.[364] Benî Kurayza’nın bu hareketi Müslümanları zor durumda bıraktı; çünkü bu durumda iki ateş arasında kalmış oluyorlardı. Hz. Peygamber Hz. Ebû Bekir'le birlikte çadırının içinde bulunduğu bir sırada Hz. Ömer gelerek Benî Kurayza'nın antlaşmayı bozduğunu haber verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber "Hasbünallahü ve ni'me'l-vekîl"(Allah bize yeter. O ne güzel vekildir) buyurdu ve gerekli önlemleri almak üzere faaliyete geçti.

Hz. Peygamber'in Kurayza'nın tutum ve davranışlarını izlemek üzere görevlendirdiği Zübeyr b. Avvâm, onların savaş için hazırlık yaptıklarını tespit etti. Daha sonra durumu incelemek için gönderdiği ve içlerinde Sa’d b. Muâz ve Sa’d b. Ubâde'nin de bulunduğu bir ekip, Kurayza'yı bozdukları antlaşmayı yenilemeye davet etti. Yahudiler bunu kabul etmedikleri gibi İslâm heyetine hakaret ettiler; aralarında sert tartışmalar meydana geldi. Bu girişimlerinden bir sonuç elde edemeyeceklerini anlayan Müslüman elçiler Hz. Peygamber'e gelerek durumu bildirdiler.[365] Bu gelişme Müslümanları endişe ve korkuya sevketti. Hz. Peygamber, kalelere ve sağlam binalara yerleştirilmiş olan hanımları ve çocukları Kurayza'nın ve onlarla işbirliği yapabilecek müşriklerin saldırısından korumak için gerekli askerî tedbirleri almaya başladı.

Hz. Peygamber bu arada müşriklerin ittifakını bozmak için Gatafan birlikleri komutanlarından Uyeyne b. Hısn ve Hâris b. Avf’a, kuşatmayı terketmeleri karşılığında Medine mahsulünün üçte birini vermeyi teklif etti. Bir söylentiye göre üçte bir karşılığında antlaşma metni hazırlanıp, henüz taraflar ve şahitlerce imzalanmamıştı.[366] Gatafanlılar buna razı olmayıp mahsulün yarısını istediler. Hz. Peygamber bu konuda ensardan Sa’d b. Muaz ve Sa’d b. Ubâde'nin düşüncelerini sordu. Bu iki sahâbî, Gatafanlıların câhiliye döneminde misafirlikte yapılan ikram ve satın alma dışında kendilerinden bir hurma bile almaya cesaret edemediklerini belirterek "Allah bizi İslâm ile şereflendirdikten ve bizi doğru yola sevkedip seninle şereflendirdikten sonra mı onlara mallarımızı vereceğiz"? diyerek böyle bir antlaşma yapmaya hiç gerek olmadığını söylediler. Bunun üzerine Peygamberimiz bu planı uygulamaktan vazgeçti ve görüşmelere son verdi.[367]

Bu arada Müslümanlar lehine bir başka önemli gelişme oldu. Düşman saflarında bulunan Eşca’ kabilesinin reisi Nuaym b. Mes’ud İslâmiyeti kabul ederek gizlice Hz. Peygamber’in yanına geldi. Kendisinin İslâm'ı kabulünden müşriklerin haberi olmadığını ve Müslümanlara yardım edebileceğini bildirdi. Hz. Peygambe...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hendek savaşı
« Posted on: 20 Nisan 2024, 06:25:23 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hendek savaşı rüya tabiri,Hendek savaşı mekke canlı, Hendek savaşı kabe canlı yayın, Hendek savaşı Üç boyutlu kuran oku Hendek savaşı kuran ı kerim, Hendek savaşı peygamber kıssaları,Hendek savaşı ilitam ders soruları, Hendek savaşıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes