Konu Başlığı: Islam hukukunda müstamel ve mikyaslar Gönderen: Ekvan üzerinde 19 Mart 2010, 16:20:24 İKİNCİ BÖLÜM
İSLÂM HUKUKUNDA MÜSTAMEL BAZİ MİKYASLARA DAİRDİR. İÇİNDEKİLER : Bazı ıstılahlar. Nükuda müteallik mikyaslar. Sair mevzunaîa, mekîlâta, mayiata müteallik mikyaslar. Mesafelere mesahalara müteallik mikyaslar. İki mühim vesika. [82] Bazi Istılahlar : 201 - : Mikyas, nisbet, dereec, mikdar, mizan, ölçü âleti manasınadır. Mukayesede kıyas, vezin, tahmin, takdir, ölçme demekdir. 202 - : Mi´yar, bir şeyin kıymetini, derecei saffatini anlamak için kullanılan âlet. Mizan, ayar mikyası. 203 - : Ayar ; vezin, derece, mertebe, altın ve gümüş gibi şeylerin ha-lislik derecesi, meskukâtın tam vezinli olması, terazilerin doğru olması, saatin doğru gitmesi demekdir. 204 - : Mizan, bir şeyin derecesini, ağırlığını gösteren âlet, terazi. Cem´i : mevazîndir. Vezin de tartmak, mikdar, nahiye manasınadır. 205 - : İslâm hukukunda nükuda, sair mevzunat ile mekilâta ve mayiata, mesafelere, mesahalara müteallik bir takım mikyas (mizan = miyar) lar vardır. Bunlar, terikelerin taksiminde diyet ve saire adile verilen tazmi-natda, zekât vekcffaret gifii vecibelerde, öşür ve haraç gibi vergilerde, alım satım gibi muamelelerde, binaların, yolların ve arazînin mikdarlarmı tayin hususunda ve sairede müstameldirler. Başlıcaları aşağıda yazılıdır. [83] Nakidlere Müteallik Mikyaslar : 206 - Akçef hisab ve feraiz ıstilahınca : bir paranın üçde biridir. Akçe tabiri, lisanımızda nakid, para, meblâğ, servet mânalarına geldiği gibi vaktiyle mütedavil küçük gümüş sikke mânasında da müstameldir. Bir kese akçe, beş yüz kuruş demekdir. Vakfiyyelerdeki akçelerin kıymetleri zamanlarına göre muhtelifdir. 207 - : Akçe, ilk evvel Sultan Orhan tarafından (726) tarihinde Bursada darb edilmişdir. Bu akçe, vaktiyle rub´ı mıskal, ayarda yüzde doksandan ibaret imiş. Fatih ve Bayezid Sultanlar zamanından itibaren bu akçenin hem vezni, hem de ayarı defaatla değişmişdir. Eski akçelere nazaran bir dirhem gümüş 2% akçeye müsavi imiş, bazı akçeler de bir dirhemi şer´înin yirmi beşde ikisine müsavi bulunmuşdur. (1150) ve (1155) tarihlerinde kullanılmış akçelerin gümüş paraya kıya-sen kıymetleri (İllö) ve (1X43) tarihlerinde müstamel akçelerin ayni imiş. O larihde dört muhtelif kıymetde tedavül etmiş olan akçelerdn birinin (1927) tarihlerindeki gümüş rayicine nazaran evrakı nakdiye ile muadili (8,5 - 6) tara raddesinde bulunduğu. Darbhane Damga Müdüriyetinin bir müzekkere sinden anlasümakdadır. (1234) tarihinden sonra akçe kesilmemişdir. Vaktiyle meskukâtı osmaniy-yede vahidi kıyasi akçe ikne İkinci Sultan Süleyman zamanına müsadif (1099) tarihinde kuruş üzerine müesses usul. kabul .edilmişdir. Zeylen ilâve edilen vesikalara da müracaat!. 208 - : Avarız akçesi, vaktiyle bir mahalle veya köy ahalisinin muayyen ihtiyaçlarına, meselâ fakirlerin cenazelerine, fakir kızların cihazına sarf edilmek üzere iane ve saireden husule gelen mebaliğe bu ad verilmişdir. Evvelce her mahalle ahalisinden fevkalâde olarak alınan vergiye de bu isim verilmişdi. 209 - : Para, hisab ve feraiz ıstıiahınca : bir kuruşun kırkda biridir ki, üç akçeye muadildir. Para tâbiri, mutlaka nükud, servet, meskukât mânasında da kullanılır. 210 - : Pul, hisab ve feraiz istılahınca : bir akçenin üçde veya dörtte biridir. Mutlaka paraya, mangıra, fülse ve müdevver maden parçasına da pul denir. 211 - : Danik = denk, bir dirhemin südüsü, yani : altıda biridir. Cem´i, devamkdır. Bir denk, sekiz habbe ile bir habbenin beşde ikisine müsavi sayılmakdadır. |