> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Usulü Fıkıh Eserleri > Hukuku İslamiye > Islam hukukunda esaret
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Islam hukukunda esaret  (Okunma Sayısı 1810 defa)
19 Mart 2010, 15:51:42
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 19 Mart 2010, 15:51:42 »



BEŞİNCİ BÖLÜM

İSLÂM HUKUKUNDA ESARET MÜESSESELERİNE MÜTEALLİK MESELELER



İÇİNDEKİLER : Mukaddime ~ esaret ve memlûkiyet müesseseleri, l´takın rüknü, nevileri, şaftları. Tenciz, talik ve izafe suretiyle olan ıtklar. İ´takın kabili tecezzi olııb olmaması, l´takm hükümleri ve bu hükümlerin sabit olacağı vakitler.

Tedbirin rüknü, nevileri. Tedbirde tecezzi ve rücu carî olub olmadığı. Tedbirin hükmü.

Istilâdın rüknü ve istilâd ile sabit olan hürriyetin sebebi. IstiEâdın şart­ları ve hükümleri.

Kitabetin rüknü, nevileri, şartları. Kitabetin hükümleri ve vasıfları. Kitabetin tedvini. Mükâtebin yapıb yapamıyacağı tasarruflar. alâ mâle müteallik meseleler. ´takın, tedbirin, istilâdır) ve kitabetin sübutü.

Abıklara müteallik meseleler : Abıkın derdest edilmesi ve sahibine red­di. Abıkm satılması. Abıkın nafakası ve malikinden alınacak ücret. Ücrete istihkakın şartları ve nisbeti. Ücreti verecek kimseler. Ücretin mikdarı ve sukutu. Abıkla beraber mal iddiası.

Velâi ıtakanın sebebi sübutü. Velâi ıtakanın vesıfları. Velâmn hükmü ve sübutündekl şartlar. Velâ hususundaki ihtilâfı din. Velâi ıtakanın ne İle sa­bit olacağı. [13]

Mukaddime = Esaret Ve Memlûkiyet Müesseseleri:



715 - : îslâm hukukuna nazaran* insanlarda asi olan hürriyetdir. Bütün insanlar dünyaya hür olarak gelirler. Yalnız muhariblik sıfatı, gayri müs-limlerin hürriyetden mahrumiyetini intaç edebilir ve bu mahrumiyet, bilva­sıta bunların evlâd ve ahfadına da müteveccih bulunabilir.

Müslümanlık intişara başladığı bir devrede bütün milletlerde şiddetli bir suretde esaret usulü mevcud bulunuyordu. Her millet, muharebelerde vesa-ir sebepler ile elde ettiği esirleri ya Öldürüyor veya pek meşakkatli işler­de - hayvanlara bile yapılması reva olmayacak bir tarzda - istihdam edi­yordu. Her millet, düşmanının kuvvetini azaltmak, kendi kuvvetini arttırmak için esaret müessesesini yaşatmaya mecburiyet görmekde idi. Kendi varlığı­nı müdafaaya mecbur olan islâmiyyet de bu müesseseyi büsbütün ihmal ede­mezdi. Çünkü o takdirde hayatı tehlikeye düşmüş, düşmanlarına karşı muka­bele bilmisil silâhından mahrum kalmış olurdu. Bunun içindir ki, islâmiy­yet de - cihada müteallik hükümler sırasında bildirildiği üzere - esaret usulünü kabul etmiş, esirler hakkında icabı hâle ve düşmanların hareketle­rine göre muamele yapılmasını tecyiz eylemiş, fakat bu müesseseyi tarihde bir misli daha görülmemiş bir suretde ıslaha çalışmış, hürriyet nimetinden mahrum kalanlara karşı büyük bir şefkat ve himaye göstererek onların hak­larına pek çok riayet edilmesini kendi müntesiblerine emir ve tavsiyede bu­lunmuş, hürriyetlerini gaib etmiş olan insanları tekrar hürriyetlerine kavuş­turmayı esasen bir umde olarak iltizam eylemiştir.

işte bu yüksek şefkat ve himayeden dolayıdır ki esirleri, köleleri, cari­yeleri azad etmek, yani : bunları fıtraten haiz oldukları hürriyetlerine tek­rar kavuşturmak için islâm hukukunda bir çok hükümler mevcud bulunmuş-dur. Nitekim bu hakikat aşağıdaki meselelerden .de güzelce anlaşılacaktır.

Ezcümle bazı günahların afvi için köle veya cariye azad etmek suretiy­le keffaretde bulunmak vecibesi de islâmiyyetin bu bandaki ulvî gayesini, hürriyete verdiği büyük kıymeti tecelli ettirmeğe kâfidir. hadisi şerifi de bu hakikati müeyyid bulunmakdadır. Buharı, Müslim, Tirmizî. Meali şerifi : Herhangi bir müslüman, bir müslim şahsî azad ederse Al­lah Tealâ Hazretleri, onun her uzvu mukabilinde o azad eden zatın bir uz­vunu ateşden halâs eder. Ne büyük teşvik, ne muazzam mükâfat!.. [14]

İ´takın Rüknü



716 - : I´takın - köle veya cariye azad etmenin rüknü, filetimle ıtka delâlet eden lâfızlar ile lâfız makamına kaim olan bazı fi´llerdir.

Kendileriyle ıtk = azad hâdisesi vuku bulan lâfızlar, üç kısma ayrılır :

(1) : Sarih lâfızlardır. Bunlar; ıtk, hürriyet, velâ gibi kelimelerden müştak olan tabirlerdir : «ıtk etdim», «hür kıldım», «sen benim mevlâmsın», gibi.

Bu gibi sarih lâfızlar ile yapılan ıtklara : «ı´takı sarih» denir. Bunlar ile niyyete ve memlûkün kabulüne muhtaç olmaksızın ıtk vuku bulur. Bun­ların yalan yere söylenmiş olduğuna dair olan iddia, tasdik olunmaz. Çünkü böyle bir iddia, hilafı zahirdir.

(2) : Sariha mülhak lâfızlardır. Bunlar, mülkün zevaline delâlet eden bazı tabirlerdir ; «Nefsini sana bağışladım», «Nefsini sana satdım» denil­mesi gibi. Bu suretde de niyyete ve memlûkün kabulüne muhtaç olmaksızın ıtk vaki olur.

(3) : Kinaî lâfızlardır. Bunlar; ı´taka da, saireye de ihtimal olan bazı tabirlerdir : «Senbenim mülküm değilsin», «Sen benim mülkümden çıktın», «Sebilini tahliye etdim», «Senin emrin senin elindedir» denilmesi gibi.

Bunlardan biriyle itkin vukuu, niyyete muhtacdır.

717 - : I´tak hususunda lâfız makamına kaim olan fi´llere gelince bun­lar da şira, ittihab tevarüs gibi şeylerdir.

Şöyle ki : hür olan bir kimse, kendisinin rakik bulunan bir zîrahm mah­remini, meselâ babasını veya anasını veya oğlunu satın alsa veya bunlardan birine hibe, vasiyyet veya irs yoliyle mâlik olsa bu zî rahm, niyyete muhtaç olmaksızın derhal azad olmuş olur, velev ki o kimse, baliğ ve âkil bulunma­sın. Çünkü aralarındaki bu karabet, rikkin devamına münafidir. Rıtkın de­vamı, akriba arasında vahşet ve nefret zuhuruna ve binnetice kat´ı rahime müeddi olur. Kat´ı rahim ise caiz değildir.

Bu hususda müslümanlar ile zimmîler arasında fark yokdur. Zira bunlar, kat´ı rahmi hürmetin ve i´taka ehliyyet hususunda müsavidirler. Mevsut, Be-dayî Dürri Muhtar. « (imamı Mâlik ile imam Ahmede göre» müsle = temsil edilen zalimane fi´llerden dolayı da memlûk azad olarak hürriyyete kavuşur. Şöyle ki : fık­hı Malikîye göre reşid, hür, müslim olan bir kimse, kendisinin müslim veya gayri müslim memlûki hakkında müslede, meselâ kulağını veya burnunu kesmek gibi ayıb ve şeni´ müstelzim bir fi´lde bulunsa mahkeme tarafından o memlûkün ıtkına karar verilir.

Kendisinin müslim olan memlükü hakkında müslede bulunana zimmî hak­kında da hüküm böyledir. Fakat bir zinımî, kendisi gibi zimmî bulunan memlûkü hakkında müslede bulunsa murafaa için islâm mahkemelerine mü­racaatları vuku bulmadıkça ıtka hükm edilmez. Şerhi Ebilberekât, Düsukî.) (Fıkhı Hanbelîde de deniliyor ki : Maliki tarafından burnu veya kulağı veya sair bir uzvu kesilen veya yakılan veya yırtılan veya fuhşiyyata icbar olunan bir memlûk, fi´len i´tak edilmiş olur. [15]

İ´takın Nevileri :



718 - : î´tak, başlıca şu dört "nev´e ayrılır :

(1) : I´takı vâcibdir. Bu, katilden zihardan yeminden, nakzı savmden dolayı keffaret olarak yapılması icab eden ıtkdır. Nitekim cinayet mebha-sinde vesairede bu kısma dair tafsilât vardır.

(2) : îtakı mendubdur. Bu, livechillah yapılan ıtkdır. islâm ahkâmına nazaran köleleri, cariyeler azad etmek, pek müstahsen ve malî ibadetler­den maduddur. Bu hususda bir çok dinî tergîbat vardır. Bazı fıkıh kitabla-rında «ıtk, kurbetlerin efdalidir» denümişdir. Binaenaleyh mahza rızai ilâhî için köleleri, cariyeleri hürriyete kavuşturmak, islâm hukukunca mendub bulunmuştur.

(3) : î´takı mübahdır. Bu, bir veçhe niyyet edilmeksizin yapılan ıtkdır. Her mükellef kimse, mâlik olduğu rakiki azad etmek hususunda şer´an mu­hayyerdir. Binaenaleyh mâlikleri tarafından bir gaye gözedilmeksizin mutlak suretde vuku bulan îtak hâdiseleri de islâm hukukunca muteber bulunmuş-dur.

(4) : I´takı mahzurdur. Bu, gayri meşru bir vech için, meselâ putlar namına yapılan ıtkdır. Bu kabil ıtklarda rüknü mevcud, ehlinden sâdir olun­ca vaki ve lüzumu halinde hüküm altına dahil olur. Bedayî, Hindiyye.

« (Fıkhı Hanbelîde deniliyor ki : nafakasını te´minden âciz bulunan ve­ya zinaya, fesada mübtelâ olacağından korkulan bir rakikı azad etmek, ki­tabete kesmek, mekruhdur.

Bir de «î´takı cebrî» vardır ki bu da : mâlikinin rızasına bakılmaksızın hâkimin hükmiyle bir rakikin azad edilmesinden ibarettir. Bu kısım, imam Mâlik ile îmam Ahmede göre hakkında müsle yapılan bir raik hakkındaki i´takdır. Nitekim yukarıda beyan olunmuşdur. [16]

İ´takın Şartları :



719 - : îtkın vukuu için mu´tikin hakikaten veya hükmen âkil ve baliğ . olması şartdır.

Binaenaleyh çocukların, mecnunların, medhuşlerin. naimlerin i´takı sa­hih değildir. Ancak zî rahmi mahremine temellük eden kimse, çocuk veya . : mecnun olsa da takdiren âkil ve baliğ sayılır.

720 - : î´takın mevcudiyeti yakinen malûm bir memlûke izafe edilme­si şartdır.

Binaenaleyh mevcudiyeti şübheli olan bir memlûke izafe edilen i´takı, sa­hih olmaz. Meselâ : bir kimse, şu´ cariyenin rahmindeki çocuk hürdür. Dese bakılır : eğer çocuk bu sözden itibaren altı aydan az bir müddet içinde do­ğarsa hür olmuş olur. Fakat altı ay hitamında veya daha sonra doğarsa hür ; olmaz. Çünkü bu söz söylendiği vaküde çocuğun validesi rahminde mevcud olduğu, birinci müddete nazaran malûm, ikinci müddete nazaran şübheli bulunmuşdur.

721 - : Bir mal mukabilinde yapılan ıtklarda o mali memlûkün kabul etmesi şartdır.

Binaenaleyh bir köle veya cariye, efendisi tarafından şu kadar meblâğ mukabilinde azad edildiğine muttali olduğu meclisde buna kabul ederse azad olur, kabul etmezse azad olmaz.

722 - : t´tak edenle i´tak edilen arasında ıt´kın sübutü ânında malikİy-yet ve memlûkiyyet bulunması şartdır.

Binaenaleyh bir kimse, mâlik olmadığı bir rakiki azad edecek olsa ıtk vaki olmaz, velev ki bilâhare o rakike malik olsun. Şu kadar var ki, böyle fu­zulî bir surette vuku bulan bir i´tak,...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Islam hukukunda esaret
« Posted on: 28 Mart 2024, 13:28:10 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Islam hukukunda esaret rüya tabiri,Islam hukukunda esaret mekke canlı, Islam hukukunda esaret kabe canlı yayın, Islam hukukunda esaret Üç boyutlu kuran oku Islam hukukunda esaret kuran ı kerim, Islam hukukunda esaret peygamber kıssaları,Islam hukukunda esaret ilitam ders soruları, Islam hukukunda esaretönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes