> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Usulü Fıkıh Eserleri > Hukuku İslamiye > Bir Lahika
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bir Lahika  (Okunma Sayısı 1616 defa)
04 Mart 2010, 02:29:47
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 04 Mart 2010, 02:29:47 »



Bir Lahika :



Yalan yere yemin etmek, Islâmiyyet nazarında mühim bir cinayetdir. Ha­kikate mukarin olmayan bir iddiayı isbât için yemin cür´et eden bir şahs, üç cinayeti birden irtikâb etmiş olur. Şöyle ki: Bir kerre yalan söylemiş olur, yalan ise diynen haramdır, en büyük bir günahdır. Sonra bununla başkasının hakkına tecavüz etmiş olur, başkasının hakkına tecavüz ise şer´an haramdır, pek büyük bir mes´uliyeti calibdir. Daha sonra da bütün esrar ve mugayyeba-ta âlim olan Hak Taâlâ´nın kudsî ismini hasis bir menfaati elde etmek için, hakikate mugayir bir iddiayı terviç etdirmek için âlet etmiş olur, bu ise pek büyük bir cinayetdır, en kötü bir hayâsızlıkdir. Hak Taâlâ Hazretlerini bilen, sahih bir itikada malik olan bir insan, böyle bir cinayet kabü değil, cür´et ede­mez, insan, hâiikinden, râzikinden utanmaz mı? İnsan nasıl olur da alîm, ve hakim olan mabûd-i kadiminin ismi akdesini böyle âdî, hakikate muhalif şey­lere âlet ittihaz edebilir?. Bu, ahlâkan ve diyaneten ne kadar bir sukûtdur, Bu, mehafetûllâh duygusundan ne büyük bir mahrumiyyetdir.

Evet... Sahibini günahlara daldıran, bu cihetle «Yemin-i gamus» adım alan bir yemin-i kâzibe, en büyük günahlardan biridir. Nitekim bir hadis-i şerîfde: buyurulmuşdur.

Yani: Kebair denilen en büyük günahlar, Allah Taâlâ´mn şeriki = Ortağı ol­duğuna kail olmak, anaya, babaya âsî olmak, masum bir insanı öldürmek ve yaları ycru yemin etmekdir.

Maamafih, yemin-i kâzibe, nifak alâmetidir. Hakikî bir mümin, buna ce­saret,edemez. Nitekim bir hadis-i nebevide: buyurulmuşdur. Yani: Münafık kimsenin alâmeti üçdür: Söyleyince yalan söyler, va´d edince hulf eder, onu yeri­ne getirmez, muahede, mukavele yapınca da gadr eder, yapdığı ahd ve pey-mana riayet etmez.

îşte yalan söylemenin, yalan yere yemin etmenin mahiyyetü... Böyle bir hareket, cemiyyet hayatı için ne büyük bir tehlike teşkil eder. Evet.. Efradı sözlerinde durmayan, sözlerinde yalan irtikâb eden bir cemiyyet, izmihlale yüz tutmuş olur. Onların arasında tesanüdden itimaddan eser kalmaz, iktisadî ha­yat, sönmeğe başlar, terakkiden eser görülemez. Nitekim bir hadis-i nebevide de buyurulmuşdur. Yani; Yalan yere

yapılan yemin, yurdları bir harabe haline çevirir, cemiyyetleri darma dağı­nık eder.

Artık yalan yere yapılan bir yeminin en müdhiş akıbetlere, uhrevî ceza­lara sebebiyyet vereceğini düşünmeli, bundan son derece sakınmalıdır.

Resûli Ekrem Sallâllâhü Taâlâ Aleyhi vesellem Efendimiz, bir hadis-i şe­rifinde de şöyle buyurmuşdur: yani: Her kim kardeşinin bir malım yalan bir yemin ile kcsib atar, onun elinden çıkarırsa ateşden oturacağı yere hazırlansın; cehennem azabına müstahik olduğunu iyice düşünsün!..

Artık temiz bir kalbe, nezih bir itikada malik olan bir insan, yalan yere yemine cesaret edebilir mi?. Hattâ bir çok mutteki zatlar, kendilerinden hak­sız yöre iddia edilen şeyleri verir = Bezi ederler de Hak Taâlâ´mn mukaddes ismine tazim için. yemin etmekden çekinizîer. îşte bu hal, dinî bir terbiyenin takdirlere şayan bir neticesidir. [8]

Tevazu´ Bil´eydiye Aid Meseleler :



186
- : Münazeünfîh olan akarda iddia edilen bir mü!k-i mutlak, dâvası­nın sahih olması için, o akara müddeaaleyhin ziîyed olduğu beyyine ile isbât edilmek lâzımdır. Çünkü bu dâvadan maksad, müddeaaleyhin izâlc-i yedidir. tzâle-i yed talebi ise sahib-i yed aleyhine olur, bu hususda hâkimin ilmi, kâfi değildir, bu akarın elyevm müddeaaleyhin elinde bulunduğuna şahidlerin şa­hadet etmeleri lâzımdır. Müftabih olan, budur.

Bu hususda iki tarafın tesadüku, yani: Müddeînin dâvası üzerine müdde­aaleyhin ikrar eylemesi de kâfi değildir. Bununla müddeaaleyhin zilyed oldu­ğuna hükm olunamaz, bunda tezvir ihtimâli vardır, bu tarih ile başkasının akarı elinden alınmak istenilmiş olabilir.

Fakat bir akarın bir gahsdan satın alındığı veya bir akarı bir şahsın gasb veya sirkat eylediği iddia edilse bu takdirde müddeaaleyh olan o şahsın o aka­ra elyevm zilyed bulunduğunu beyyine ile isbâta hacet yokdur. Zira bu, bir fi´U davasıdır. Bu dâva ise zilyed aleyhine sahih olduğu gibi başkası aleyhine de sahihdir (Bezzâziyye, Tatarhâniyye.)

Bir hanede sakin olmak, bir arsada ebniyye ihdas etmek, bir arsada ku­yu kazmak veya ağaç dikmek, ekin ekmek, kerpiç yapmak zilyedliğin nevüe-rirıdendir.

187
- : Menkûlâtdan olan bir mal, her kimin elinde ise zilyed odur, onu beyyine ile isbâta hacet yokdur. Çünkü bundaki vaz-ı yed, bU´muayene zahir­dir. Binaenaleyh bunda iki tarafın tesadüku kâfidir. Müddeaaleyh, müddeabih olan menkûle vaz-ı yedini ikrar edince kifayet eder, şahidlerin buna şahade­tine hacet kalmaz (Tatarhâniyye.)

188
- : İki kimse, bir akarda niza´ edib her biri o akara kendisinin vazi-ül´yed olduğunu iddia etse - daha mülkiyyet üzere şahid dinlemeden - onlar­dan hangisinin zilyed olduğuna beyyine taJeb olunur, tâ ki hangisinin müddeî ve hangisinin müddeaaleyh vaziyetinde olub kime beyyine tevcih edileceği te-ayyün edebilsin.

Bunların ikisi birden ziiyed olduklarına dair beyyine ikâme etseler ikisi´ nin de müştereken zilyed oldukları sabit olur. Çünkü esbab-ı sübûtiyyede mü­savidirler. Bu halde her biri vaziül´yed olduğu kısım hakkında müddeaaleyh, vaziül´yed olmadığı kısım hakkında müddeî bulunur.

Eğer bunlardan biri vaz-ı yedini isbâtdan izhar-ı acz eder de diğeri vazi-ül yed olduğuna beyyine ikâme ederse onun zilyed olduğuna hükm edilir, di­ğeri hariç sayılır (Hindiyye, Reddimuhtar.)

189
- : Bir akarda vaziül´yed olduklarını iddia eden iki hasımdan hiç bi­ri, zilyed olduğunu isbât edemezse her birine diğerinin talebiyle «Hasmının o akarda zilyed olmadığına yemin verdirilir, ikisi de yeminden nükûl ederse o akara biliştirâk zilyed oldukları sabit olur. Ve eğer biri yeminden nükûl edib diğeri yemin ederse yemin eden hasmın o akara müstakillen vaziül´yed oldu­ğuna hükm edilir, diğeri hariç sayılır. Ve her biri yemin ederse hiç birisinin zilyed olduğuna hükrn ulunmaz. Belki hakikati hal, zahir oluncaya kadar müd-deabih olan akar, tevkif olunur, bunlardan birinin elinde bırakılmaz (Ueddı-muhtar.)

Bazı fukahaya göre hâkim, müddeabih akarın iki hasımdan hangisinin elinde bulunduğunu bilirse onu zilyed addeder. Fakat bu kavi, mercuhdur (Hindiyye.) [9]

Beyyinelerin Tercihine Aid Meseleler :



190 - : Bir mala aleliştirâk vaziül´yed, mutasarrıf bulunan iki kimseden her biri o mala müstakillen malik olduğunu iddia ile beyyine ikâme edecek olsa o mala müştereken malik olduklarına hükm edilir. Bunlardan biri o mala müstakillen, diğeri de bü´iştirâk malik olduğunu bil´iddia ikisi de beyyine ikâ­me edecek olsa istiklâl iddiasında bulunan kimsenin beyyinesi tercih olunur.

Bu iki kimseden yalnız biri iddiasına beyyine ikâme etdiği halde diğeri müddeasını isbâtdan âciz bulunsa o mal beyyine ikâme edenin mülkü olmalı üzere hükm edilir (Mecelle, Hindiyye.)

191 - : Bir kimsenin elinde bulunan bir akarın yarısına malik olduğunu bu şahs, tamamına malik bulunduğunu da diğer bir şahs iddia edib ikisi de müd-deasına beyyine ikâme eylese imamı Azama göre o akarın dörtde biri nısfım iddia edenin, bakisi de tamamını iddia edenin mülkü olmak üzere hükm olu­nur. Çünkü bunun yarısı bilâ münazaa tamamını iddia edene aid olur. Diğer yarısında ise münazaaları müşterekdir, artık bu nısıf aralarında müşterek bu­lunur. Imâmeyne göre ise o akarın üçde biri yarısını iddia edene, bakisi

Fakat bu akar, bu müddetlerin elinde bulunmuş olsa bu akar, bunun ta-mammı iddia eden şahsa aid olur. Çünkü yarısı bilâ kaza kendisine aiddir, di­ğer yarısı da bunda hariç sayılacağından biTkaza kendisine aid olur. Zira be akarın yansını idda eden, onun yarısına vaziül´yed sayılacağından diğeri ha­riç addolunur. (Reddimuhtar.)

192 - : «Bu benim mülkümdür.» diye mutlak mülk dâvasında tarih be­yan plunmazsa haricin beyyinesi zil´yedin beyyinesine tercih olunur.

Binaenaleyh bir kimse, bir şahsın elinde bulunan bir akar için «Bu benim mülkümdür, bu şahs buna haksız yere vaz-ı yed ediyor, ahvermesini isterim.» diye dâva, o şahs da «Bu akar benim mülkümdür, bu cihetle buna bihakkin vaz-ı yed etmekteyim.» diye dâva eylese o hariç kimsenin beyyinesi tercihan dinlenip.

imam Ahmed´in kavli de böyledir. Çünkü beyyineler, isbât içindir. Hari­cin beyyinesi ise isbât bakımından ekserdir. Zira bu müddeînin zü´yedlik iti­bariyle müddeabihde bir mülkü bulunmadığı halde müddeabihin ona aidiyye-tini isbât, binnisbe fazla bir isbât demektir.

imam Malik ile imam Şafiî´ye göre isezü´yedin beyyinesi, vaziül´yed ol-masıyle kuvvet bulmuş olacağından tercih olunur (Mecmaürenhür.)

193 - : Satın almak gibi tekrarı kabil bir sebeble mukayyed olan ve tarih beyan olunmayan mülkiyet dâvası da mülk-i mutlak dâvası hükmündedir. Bi­naenaleyh bunda da haricin beyyinesi müreccahdır. Fakat zil´yed ile haricden her biri müddeabih malı bir şahsdan temellük etmiş olduğunu iddia etse zil´­yedin beyyinesi tercih olunur.

Meselâ : Bir kimse, bir şahsın elindeki bir akar için «Bu akarı ben Zeyd´-den satın aldım, bu cihedle benim mülkümdür, bu şahs ise buna haksız yere vaz-ı yed ediyor.» diye dâva, o şahs da «Ben bunu Velid´den satın aldım,» ve­ya «Bu bana babamdan mevrusdur, bu cihedle buna vaziül´yed bulunmakta­yım.» diye iddia eylese hariç bulunan kimsenin beyyinesi tercih olunur.

Amma hariç, «Bu akarı ben Zeyd´den satın aldım, veya bu bana Zeyd´den miras kaldı.» diye dâva, Zi...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bir Lahika
« Posted on: 18 Nisan 2024, 10:34:37 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bir Lahika rüya tabiri,Bir Lahika mekke canlı, Bir Lahika kabe canlı yayın, Bir Lahika Üç boyutlu kuran oku Bir Lahika kuran ı kerim, Bir Lahika peygamber kıssaları,Bir Lahika ilitam ders soruları, Bir Lahika önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes