๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hüccetullahil Baliğa => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 18 Ocak 2011, 17:48:51



Konu Başlığı: Yiyecek ve içecekler
Gönderen: Sümeyye üzerinde 18 Ocak 2011, 17:48:51
YİYECEKLER VE İÇECEKLER


Nefsânî Sıhhatin Korunması;
 

Daha önce insanın mutluluğunun dört vasfın[475] bulunmasına, bahtsızlığının da bu vasıfların zıddı sıfatların bulunmasına bağlı olduğunu görmüştük. Bu durumda, nefsânî sıhhatin korunması, nefsânî hastalığın kovulması gereği, insan mizacını bu iki yönden birine doğru değiştiren sebeplerin bulunup ortaya çıkarılmasını gerekli kılmıştır. Bu sebeplerden bazıları şunlardır:

1. Nefsin eteğine yapışan ve onun Özüne nüfuz eden fiiller. Bu konu ile ilgili olarak yeterince söz etmiştik.

2. Bazı şeyler vardır ki, nefiste hasis hey'etler doğurur; bun­lar şeytanlara benzetir, meleklerden uzaklaştırır, güzel huyların zıddı olan kötü huyları oluşturur. Bazen bu olup bitenlerden insa­nın haberi bile olmaz. Mele-i a'lâ'ya katılan, hayvanı müptezellikleri terkeden üstün nefisler, Hazîre-i kuds'ten bu tür davranışların kötülüğünü -aynen insan tabiatının acı ve nahoş şeyin kötülüğü­nü algılaması gibi- öğrenirler. Allah Teâlâ'nm insanlara olan lü­tuf ve rahmeti o kimseleri, o şeylerden belli başlı ve munzabıt bu­lunan, semeresi açık olan, gizli bulunmayan şeylerle yükümlü tut­mayı gerekli kılar. [476]


Yiyeceklerin Bedenin Ve Huyun Değişiminde Etkisi:

 

Bedenin ve ahlâkın değişiminde en güçlü sebep yiyeceklerdir. Bu itibarla konu ile ilgili temel meseleler yiyecek ve içeceklerle ilgilıdir. Bunlar içerisinde etkisi en belirgin olanı da, bazı kavimle­rin şekillerine dönüştürüldüğü {mesh) hayvanların[477] yenilmesidir. Şöyle ki; Allah Teâlâ insana lanet ve gazap ettiğinde, O'nun bu lanet ve gazabı, onda öyle bir mizaç meydana getirir ki, o insan artık normal insan olmaktan çok çok uzak olur, hatta tamamen in­sanlıktan çıkar. İnsan bedeni hakkında azap etme yönlerinden biri budur.

Lanet ve gazaba uğraması anında normal insan mizacından çıkması; pis, normal insanların nefret edeceği iğrenç bir hayvana benzeme şeklinde olur. Böyle bir durum hakkında, "Allah, onları maymunlara ve domuzlara çevirdi" denilir. Hazîre-i kuds'te, hay­vanlardan bu türle, insanın gazaba uğramış, ilâhî rahmetten uzak kılınmış olması arasında gizli bir münasebet bulunduğuna; aslî te­miz fıtratı üzere olmaya devam edenle, lânetliler arasında çok bü­yük mesafeler olduğuna dair temessül etmiş bir bilgi bulunur.

Hiç şüphesiz böyle bir hayvanın yenilmesi ve onun, bedenin bir parçası kılınması, pisliklere ve gazabı tahrik edici fiillere bu­laşmaktan daha şiddetlidir. Bunun içindir ki tâ Nuh'tan (s.a.) iti­baren bütün Hazîre-i kuds ile insanlar arasında aracılık yapan peygamberler, domuzu haram kılagelmişler ve ondan uzak durul­masını istemişlerdir. Bu yasak hükmü kıyamete kadar devam ede­cek ve sonunda Hz. Isâ (s.a.) inip onu öldürecektir. [478]

Bazı kavimler domuzu yiyorlardı; bu yüzden şeriatlar onun haramhğını ve ondan uzak durulmasını olabildiğince şiddetli bir şekilde dile getirdi. Maymunları ve fareleri hiç yiyen yoktu; bu du­rum, onların haramlığı üzerinde fazlaca durulmasını gerektirme­miştir.

Dabb (keler) hakkında olan, "Şüphesiz Allah Teâlâ, İsrailo-ğullannın bir koluna gazap etmiş de onları yeryüzünde debelenen hayvanlar haline sokmuştur; bilmiyorum belki bu da onlardan­dır. [479]hadisi bu manadadır. Allah Teâlâ da şöyle buyurmaktadır:

"Allah'ın lanetlediği ve gazap ettiği, aralarından (mesh suretiyle) maymunlar, domuzlar ve şeytana tapanlar çıkardığı kimseler; işte bunlar, yeri (durumu) daha kötü olan ve doğru yol­dan daha ziyade sapmış bulunanlardır[480]




[475] Temizlik, ihbât (teslimiyet, huşu), semahat ve adalet.(Ç)

[476] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/569.

[477] Kur'ân'da  bazı  kavimlerin domuzlara ve  maymunlara çevrildiği belirtilir, bkz. Mâide 5/60. (Ç)

[478] bkz. Bubârî, Büyü', 102, Enbiyâ, 49; Müslim, îmân, 242.

[479] bkz. Ebû Dâvûd, Afime, 27 (3795); îbn Mâce, Sayd, 16.

[480] Mâide 5/60.

Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/569-570.