Konu Başlığı: Yakın bütün makamların aslıdır Gönderen: Sümeyye üzerinde 24 Ocak 2011, 14:11:02 Yakın, Bütün Makamların Aslıdır: Konu ile ilgili hadisleri açıklamadan Önce, beyan etme gereğini duyduğumuz bu iki mukaddimeden sonra, asıl maksada girme zamanı gelmiştir. Deriz ki: Akılla ilgili makam ve hallerin aslı yakındır. Yakînden şu sayacağımız makam ve haller doğar: Tevhîd, ihlâs, tevekkül, şükür, üns, heybet, müferredlik (tefrîd), siddikhk, muhaddeslik ve sayması uzun sürecek daha başka makam ve haller. Abdullah b. Mes'ûd şöyle demiştir: "İman, yakînden ibarettir. [1027] Onun, bu sözü Rasûlullah'a (s.a.) nisbet ettiği de rivayet olunmuştur. Rasûlullah (s.a,) da duasında şöyle buyurmuştur: "...Dünya musibetlerini bize hafif kılacak ölçüde yakîn ver. [1028] Yakının Manası: Yakînin manası şudur: Mü'min, şeriatın getirmiş olduğu kader, meâd (âhiret) gibi konularla ilgili verilere iman eder, imanı aklına galebe çalar, aklından kalbine ve nefsine mesajlar iner ve bunun sonucunda kişinin, inandığı o şeyler, sanki gözle görülen, elle tutulan şeylermiş gibi bir hal alır. îmanın, yakînden ibaret olması, aklın kemâle ulaştırılmasında onun temel umde olması sebebiyledir. Aklın kemâli, kalbin ve nefsin tezkiyesinin sebebidir. Şöyle ki: Yakîn, kalbe galebe çaldığında, ondan birçok dallar ayrılır ve o, artık insanların genelde korkmakta oldukları şeylerden korkmaz olur; çünkü bilir ki, başına gelecek şeyin önlenmesine, gelmeyecek şeyin de getirilmesine imkân yoktur. Dünya musibetleri kendisine önemsiz gelir, çünkü âhiret hayatında vaad olunanlar ona huzur verir. Nefsi, esbabı önemsemez olur; çünkü bilir ki âlemde ihtiyar ve irade yoluyla müessir olan yegane şey vücûbî kudrettir, işlerin esbaba bağlanması ise sûretâdır. Bunun sonucunda, insanların elde etmek için uğrunda koşuşturdukları, yoruldukları, sıkıntılara katlandıkları şeylerin ardında koşuşturmaz. Öyle olur ki, dünyanın altını ile toprağı onun yanında eşit bir hal alır. [1029] [1027] Metni şöyle: "el-Yakînu el-îmânu kulluk" "Yakîn, imanın tamamıdır." şeklinde de çevirilebilir. bkz. Buhârî, îmân, 1. [1028] Tirmizî, De'avât, 82(3731). Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/280. [1029] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/280-281. |